Gottesman-Szmelcman Architecture tarafından Arsuf kentinde projelendirilen on özel rezidans, birimlerde ikamet edenlerin kişisel zevklerine göre tasarlanan birbirinden farklı iç mekanları ile bina sakinlerine özgünlük ve çeşitlilik vaat ediyor.
Gottesman-Szmelcman Architecture, Tel Aviv’in kuzeyindeki Arsuf kentinde bulunan Arsuf Residences projesini anlatıyor:
Uzun süreli bir proje olan The Arsuf Residences, yirmi yıl önce bir yarışma ile başladı. Gottesman-Szmelcman Architecture’ın deniz kenarındaki bu projesi, deniz manzarasını maksimize ederken, on özel konut biriminin iç mekan tasarımını da bireysel tercihlere bırakan bir çalışma olarak tasarlandı. Batıya bakan geniş teraslar ve kolonlarla destekli beton birimler ile formu tanımlanmış yapı, geniş açılı bir Akdeniz manzarasına hakim.
Gottesman-Szmelcman Architecture, bölgedeki mevcut topografyayı yansıtabilmek ve binanın cephesini bina çevresindeki kum tepeleri ile bütünleştirebilmek amacıyla binada beyaz beton kullanmayı tercih etti.
Girintili çıkıntılı ve tuhaf yüzeyli bir arazide, şiddetli rüzgarların ve deniz tuzunun sebep olduğu aşırı derecede aşındırıcı atmosfere karşı dayanabilen, bir yandan da birbirinden farklı on ayrı yerleşim biriminin deniz manzarasına bakabildiği stratejik bir tasarım oluşturmaya çalışan ekip, çalışma esnasında yerel yönetim ve çevresel faktörler ile ilişkili çeşitli sorunlarla karşılaştı.
Binanın kumullardan yükselen asimetrik sütunları, yapıları destekliyor ve yönlendirilmiş yonga levhaların desenlerini yansıtıyor. Yeşil katmanlar, komşu yapılarla ilişkili olarak binanın ölçeğini hafifletmek amacıyla kullanıldı.
Dairelerin ve terasların dengelenmesine bağlı olarak tasarım ekibi çarpıcı yatay köprüler, kendinden destekli merdivenler ve dikey miller kullanarak Piranezyen oranlarında bir iç mekan yaratmayı başardı. Binanın altında konumlandırılan koyu renk yansıtıcı bir havuz sayesinde yapı üzerindeki genel etki arttırılırken, hacimlerin zenginliğini belirginleştiren bir aydınlatma düzeni ile bu etki daha da vurgulu kılındı.
Her bir birimde ayrı olarak çalışılmış iç mekanlar, Gottesman-Szmelcman Architecture ile ofis dışından gelen tasarımcılar ve mimarlar arasında ortak bir çalışma yürütülerek planlandı.. Firma, birimlerde eşsizliği ve çeşitlilik gösteren iç estetiği sağlayabilmek adına her bir birimde ikamet edenlerin, evlerine müdahale edecek olan iç mimarı kendilerinin seçmesini istedi. Seçilen ve önerilen işbirlikçilerin çoğu, kariyerine Gottesman-Szmelcman’da başlamış tasarımcılardı.
“Yapının çeşitli perspektiflerden ve yorumlamalardan faydalanabileceği görüşündeydik, ayrıca her bir müşteri ve tasarımcının mekandaki potansiyeli hangi şekillerde ele alabileceği konusunda bu yapının iyi bir vaka çalışması olarak değerlendirilebileceğini düşündük”.