Kreatif Mimarlık, Bornova'da, inşası 2012'de bitmiş olan ofis bloğu projesini anlatıyor:
Bornova’nın hemen doğusunda, Ankara Caddesi üzerinde yer alan Kreatif Mimarlık tarafından tasarlanan Bayraklı Tower, bölgede inşa edilen ilk yüksek yapı.Bayraklı Tower’ın kütle tasarımı sırasında etrafındaki kent dokusuna etki eden hâkim rüzgâr ve güneşlenme koşullarını değiştireceği göz önünde bulunduruldu. Yapılan rüzgar analizlerinin sonucu, binanın önünden geçen yoğun şekilde kullanılan karayolu gürültüsü de dikkate alınarak, kule yoldan olabildiğince geri çekilerek konumlandırıldı ve formu rüzgar analizlerine göre şekillendirildi.
Bayraklı Tower’da sadece çalışanların değil tüm İzmirlilerin kullanabileceği sosyal ve ticari alanlar elde etmek amaçlandı. İleride oldukça aktif bir yaya ve ulaşım aksı olacağı şimdiden belli olan bu caddedeki yayalar için sokak kotunda geniş cepheleri ile büyük mağazaların yer alacağı bir alan ayrıldı. Kaldırım sınırından geriye çekilerek yaratılan küçük meydanın caddede bir toplanma ve buluşma mekanı olması öngörüldü. Zemin kotun üstünde ise yine hem ofis bloğunda çalışanlara hem de İzmirlilere açık olan yemek alanlarının yer aldığı sosyal kat tasarlandı. Bu katın uzantısı olan teras, insanları karayolunun gürültüsü ve karmaşasından uzaklaştıran kısa süreli bir dinlenme alanı olarak düşünüldü. Oldukça geniş olan teras alanında, eğimli yüzeylerle daha dinamik, kısmi olarak yeşillendirilmiş, yapay bir topoğrafya yaratıldı. Bu eğimli yüzeyler, aynı zamanda zemin kattaki mağazalarda daha geniş ve sıra dışı bir iç mekan yaratılmasına imkan verdi.
Bodrum katlarındaki 290 araçlık otoparktan doğrudan ulaşılabilen ofis bloğu projenin en önemli unsuru olarak ele alındı. Ofis alanları farklı büyüklüklerde farklı varyasyonlara imkan verecek esnekliğe sahip şekilde planlandı. Tasarımda, her ofisin küçük bir mutfak birimi ve banyoya sahip olması sağlandı.
Ofis kiracılarına hizmet edecek şekilde tasarlanan spor salonunun yanı sıra, katlarının arasına tüm kiracılar tarafından ortak kullanılabilir toplantı ve seminer odaları yerleştirildi. SPA ve Spor Salonu ortak kullanılabilir mekanlar olarak kurgulandı. Ofis bloğunun cephesi dikdörtgen prizmanın alışıldık kütlesini deforme eden bir yaklaşımla ele alındı. Bu eğik yüzeyler aynı zamanda iç mekanlarda akustik bir avantaj da sağladı. Giydirme cam cephelere asılı yatay bronz renkli metal bantlar ise İzmir’in sert güneş ışığının süzülerek içeri kontrollü bir şekilde alınması için geliştirildi.
Kuledeki bu güneş kırıcı yüzeyler, güney, doğu ve batı cephelerinde sık bir şekilde yer alarak, güneş ışığını kontrollü bir şekilde içeri alırken, kuzey cephede gittikçe seyrekleşerek tamamen yok olacak şekilde tasarlandı. Doğuşundan batışına dek güneşin tüm hareketine şahit olan üç cephedeki güneş kırıcıların bu değişken dokusu aydınlatma senaryosuna da referans verdi. Güneşin batışından doğumuna kadar geçen süre içinde otomasyonla kontrol edilen yatay ışık bantları bir döngü içinde kütlenin etrafında ışık şiddeti azalarak bu senaryoyu gece de canlandırmakta.