Amsterdam'ın kalbindeki Booking.com City Campus’un tamamlanmasıyla, Hollanda menşeli seyahat platformunun 6.500 çalışanının tamamı artık on yıldan uzun bir süredir ilk kez aynı bina içerisinde çalışabiliyor. Daha önce şehrin dört bir yanına dağılmış sayısız lokasyona yayılmış olan Booking.com, tüm çalışanlarını tek bir yapı bünyesinde City Campus’te topluyor.
Ana kampüs binası, Booking.com çalışanları için mümkün olan en iyi çağdaş çalışma ortamının yanı sıra en sağlıklı ve sürdürülebilir kentsel gelişim planını yaratmak için Bouwfonds Property Development (BPD) ve Booking.com ekibi ile yakın işbirliği içinde çalışan UNStudio tarafından tasarlanmış. HofmanDujardin, çok sayıda uluslararası tasarım firmasının çalışmalarını birleştiren iç mekan masterplanını oluşturmuş ve koordine etmiş.
Pandemiden bu yana kullanıcı ihtiyaçlarının ve çalışma alışkanlıklarının çeşitli şekillerde değiştiği göz önüne alındığında, Booking.com bu dikkatlice düzenlenmiş, adım adım yeni yapıya yerleştirme sırasında çalışanlarından gelen geri bildirimleri gözlemlemiş ve dinlemiş. UNStudio’nun en başından beri Booking.com’un ihtiyaçlarına ve hedeflerine yakından ilgi göstermesi ve yeni City Campus için esnek bir tasarım oluşturması gibi, uygulama da son aşamada işbirliği yaparak, pandemi sonrası kullanıcı ihtiyaçlarında belirlenen herhangi bir kaymaya uyum sağlamak için tasarım iyileştirmelerine yardımcı olmuş.
Booking.com “City Campus”un Mimarisi
2015 yılında Booking.com, BPD ile birlikte Amsterdam’ın merkezindeki yeni kampüslerini tasarlamak için UNStudio’yu seçmiş. En başından beri, binaların amacı sağlıklı bir topluluk yaratmak olmuş; çalışanları bir araya getirmek ve dünyanın dört bir yanından yeni yetenekleri çekmek.
Booking.com, genel merkezlerinin teknoloji dünyasındaki lider konumlarının bir yansıması olmasını istediği için binayı sektördeki en iyi genç yetenekleri çekmek ve elde tutmak için önemli bir araç olarak değerlendirmiş. Bu hedef, tasarımın başlangıç noktası olmuş. Araştırma aşamasında diğer başarılı teknoloji şirketi binalarına ziyaretler yapılmış. Ancak Booking.com, binasının çalışanları için gerçekten benzersiz bir deneyim sunmasını istemiş, bu nedenle tamamen yeni, alışılmışın dışında ve benzersiz bir konsept gerekliymiş.
Binanın organizasyonu, dahili özel konfor programının konumlandığı alanlar boyunca birbiri içine örülmüş bir hacimler bütünü oluşturuyor. Bu dokuma hareketi, sosyal alanlarda çift yükseklikli alanların yanı sıra iç ve dış balkonlar için fırsat yaratıyor.
Booking.com çalışanları için sosyal, fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmak da en başından beri tasarımın temel amaçlarından biriymiş.
Bina genelinde mimari, ilgi çekici ortamları teşvik ederek ve çatı katı da dahil olmak üzere her seviyede merdivenler, köprüler ve galeriler kullanarak fiziksel hareketi teşvik ederek çalışanları hareket etmeye teşvik ediyor. Acil durum merdivenleri bile bu konseptin bir parçası haline geliyor, çünkü bunlar atriyum kenarı boyunca camla kaplanmış, bu yalnızca günlük kullanımı teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda merdivenlerden hafif görüş ve binadaki diğer alanlardan görüş sağlıyor.
Zemin altı hava dağıtımı, kullanıcılara taze hava sağlamak için kullanılırken, radyant tavanlar çok rahat ısıtma ve soğutma sağlıyor. Hem ofis alanlarında hem de atriyumda akustiğe özel önem verilirken, bina genelinde bol gün ışığının yanı sıra çok düşük kamaşma ile yüksek kaliteli yapay ışık görsel konforu artırıyor.
Yeni kampüs aynı zamanda tüm sürdürülebilir çözümler açısından son teknoloji ve BREEAM Excellent tasarım sertifikası almış. Ayrıca, tüm çalışanlar ve operasyon personeli için sorunsuz bir alan sağlamak üzere bağlantılı bir bina yönetim sistemi dahil edilmiş.
Kampüsün genel tasarımı, Booking.com’daki işlevsel, şeffaf ve bağlantılı çalışma biçimini yansıtıyor ve gelecekte nasıl çalışacağımızı, yaşayacağımızı ve bağlantı kuracağımızı yansıtan entegre, esnek bir kentsel kampüs oluşturuyor.
İç tasarıma işbirlikçi bir yaklaşım
UNStudio, binanın sürekli mekansal deneyimi de dahil olmak üzere kampüs için kentsel yaklaşımı ve mimariyi tasarlarken, HofmanDujardin iç mekan master planını tasarlamış, iç tasarımın işbirliği ve denetiminden sorumlu olmuş. Bu, 28 mikro tatil yeri/mola alanı şeklinde çeşitli olanakları içeriyor. Bu ortak kullanım alanları, çalışanların kullanımı için kampüse yayılmış ve servis noktalarını, restoranları ve kilerli mola alanlarını içeren benzersiz destinasyon temalı alanlar olarak sunuluyor.
Çalışma zeminlerinin esnek ve cömert tasarımı, çok sayıda farklı çalışma ve toplantı alanı yaratılmasına da olanak sağlamış. Bu toplantı alanlarının ve olanaklarının çeşitliliği, çalışanlara sağlıklı ve üretken bir iş hayatı için “günlerini tasarlama” özgürlüğü veriyor.