İTÜ Mimari Tasarımda Bilişim Lisansüstü Programı, 2019-2020 Güz Dönemi Computer Aided Architectural Design dersi kapsamında, Araş.Gör.Dr. Hakan Tong yürütücülüğünde hazırlanmış olan final ödevi.
Bir canlı türü var oldu, bir canlı türü yok oldu…
Evren var oldu. Yaşam oluştu. Canlı türedi. İnsan doğdu.
Eğer bu kronolojik sıraya müdahale edebilseydiniz, insanı filmin sonuna saklar mıydınız ya da sizin filminizin ana karakteri insan olur muydu? Belki bu sorular çok farklı cevaplar bulacak, ancak ortak kabul edilecek tek bir gerçek var ki; insan var ve doğaya hızla nüfuz ediyor. Evreni güruhlaştırıyor ve onu sosyal, ahlaki, bütünleşik yaşam sınırlarının dışında bırakıyor. Çoğalıyor, katmanlaşıyor… Çoğalmaları hızlı tüketimleri tetikliyor, tüketimler artıkları… Bu hegemonya çarkı, evrenin en tepesinde dönüyor. Evren bu kadar tehdit altındayken, artık dayanamayıp, sessizliğini bozuyor ve yuttuğu tüm artıkları kusuyor. Haddini aşarcasına kusuyor, umarsızca ve korkusuzca… Son hamle olarak da, teknolojileri deviren silahını çıkarıyor ve ateş ediyor. Şimdi filme dönecek olursak, sizce filmin sonu nasıl bitiyor? Bir galibiyetle mi yoksa mağlubiyetle mi? Bana kalırsa zaferle, insanoğlunun “Pirus Zaferi”yle…
Hikaye, filmin bu sahnelerinden etkilenilerek oluşturulur. Artık insan neslinin azaldığı, farklı canlı türlerinin çoğaldığı, yeni bir dünya düzeni söz konusudur. Canlılar kendilerine uygun yaşam alanları yaratır ve artık düzen tersine döner. İnsanların evlerini, kentlerini hatta coğrafyalarını istila eder. İnsanlardan gelebilecek herhangi bir tehditle karşılaşırlarsa, vücutlarındaki savunma mekanizması, bir sıvı üretir ve bu sıvıyı parlak vücutlarından dışarı salar.