Cendere Sanat Müzesi

Cendere Sanat Merkezi; disiplinler arası bir anlayışla günümüz sanatını merkeze alan, sanatın tüm disiplinlerine açık, kapsayıcı bir mekân olarak, Zemberek Tasarım tarafından tasarlandI.

Tasarımcılar projeyi anlatıyor:

Cendere Pompa İstasyonu, İstanbul’un günümüze kadar ulaşan az sayıdaki endüstriyel miras yapılarından biridir. İstasyon kentin ana su hattı olan Taksim suyu tesislerinin artan ihtiyacı karşılayamaması nedeniyle II.Abdülhamit tarafından 1902 yılında inşa ettirildi. Zaman içinde 33 metre yüksekliğindeki tuğla bacasını kaybeden yapı, elektrikli sisteme geçilmesinin ardından bazı iç mekân alanlarında değişime uğrasa da günümüze özgün dokusunu büyük oranda koruyarak ulaşmayı başardı.

İstanbul’un enerjisine, kültür ve sanat yaşamına, özgün ve etkileyici bir katkı sunmak üzere yola çıkıldı.

Cendere Sanat Merkezi 24 Ekim 2022’de kapılarını ziyaretçilerine açtı. Kültürel çeşitliliği yansıtan ulusal ve uluslararası sergi, panel, konferans ve performansların yanı sıra izleyicisiyle ilişkiler kuracak programlarıyla İstanbul’un kültür sanat mekânları arasına katıldı.

Endüstri yapısı, zaman içerisinde yapılan tüm müdahalelerden arındırılıp kimliğini koruyacak şekilde yeniden işlevlendirildi. Kültür ve sanat aktiviteleri için ayrılan sergi alanlarında; tarihi yapının ruhunun ev sahipliği yapıyor olması amaçlandı. Yapının orijinal haline en yakın duruma gelecek biçimde hafifletilmesinin ardından; yapısal elemanların düzenlenmesinde, sergi için oluşturulan fon duvarları, mekanik donatılar ve aydınlatma elemanları gibi sadece temel gerekliliklerin yer aldığı bir anlayış benimsendi. Yapının yeni eklenen sergi donatılarından ayrışıp, nötr bir kabuk olarak varlığını sürdürmesi hedeflendi.

Müştemilat yapısı, atölye ve idari alanların kullanımı için organize edildi. Yapının önündeki bahçede, doğal sınırını mevcut ağaçların tariflemesine izin veren bir düzenleme ve sirkülasyon rotası ile ilişkili, ana kurgudan kopmayan, atölyeler için kısmen korunaklı bir yaşantı kurgulandı.

Yapının yeniden işlevlendirilmesindeki ana yaklaşım, açık alanlarda da doğal floranın korunması hassasiyeti ile devam ettirildi. Ziyaretçilerin girişten başlayıp ana tarihi yapı, tescilli çınar ağacı, kafe ve atölye alanlarına taşınmasını sağlayan sirkülasyon rotaları ile bu rota üzerine takılmış sergi meydancıkları oluşturuldu. Peyzaj donatıları; sirkülasyon rotalarını tarifleyen zemin ve açık sergi alanlarına yerleşen oturma elemanları ile sınırlı tutuldu. Nötr tavrın devamlılığı için farklı dokularda beton kullanılması tercih edildi.

400 yıllık tarihi çınar ağacı, sirkülasyon rotasının sonunda ziyaretçiyi karşılayan bir odak olarak tutulup, yanında bulunan şeffaf kafe ile çevresinin yaşarlılığı desteklendi. Kafenin strüktürü, Cendere Pompa İstasyonu’nun yapıldığı dönemin ruhunu hissettirecek, çınar ağacının hafızasıyla birlikte eski dönem esintileri taşıyan hafif bir örtü olarak tasarlandı.

Etiketler

Bir yanıt yazın