Córdoba’nın yeni adalet sarayı, 21. yy. İspanya şehirlerinin hızlı kentsel gelişim ürünleri olan konut bloklarının baskın olduğu Arroyo del Moro’da yer alıyor.
Bölgenin kent dokusunu karakterize eden konut blokları, kamusal alan yaratmak açısından ya da şehre yeni bir şeyler sunmak açısından yeterli değilse de; yoğun ve uyumlu bir şehir kimliği yaratıyordu. Bölgeye bir kamu kurumunun eklenmesi, kamusal alanın geliştirilmesi ve neredeyse yeni denebilecek bu mahalleye şehirsel bir özellik kazandırma imkanı yaratıyor.
Adalet Sarayı’nın konseptini, bu kamusal kimliği güçlendirme çabası oluşturuyor. Cordoba şehir merkezi alanın güneydoğusunda kalırken; bina hacmi, yapıyı mevcut Huerta del Sordillo bahçeleriyle bağlayan kuzey tarafında cömert bir giriş meydanı yaratabilmek adına sıkıştırılıyor. Kütle stratejisi, parçalanarak bir şehir bütünlüğü yaratıyor. Gelişigüzel büyüme süreci izleyen ortaçağ şehirleriyle aynı stratejiyi izleyen kütleler, çevre bağlamına uyum sağlamak adına şekillendirilmiş hacimler ortaya çıkartıyor. Bu; oluşum süreci hakkında fikir veren ve tarihi bir merkez olan Cordoba’nın deneyimlerine öykünen yapboza benzer bir yapının üretimine sebebiyet veriyor.
Binanın kütlesini tanımlayan dikey kırıklar, yerel avlu tipolojisiyle ilişki kuran avlular oluşturuyor. Bu kırıklar yapının merkezi bölgelerinde havalandırma ve doğal ışık sağlıyorlar. Pahalı teknolojik makinalar kullanarak değil, geleneksel mimarinin zekice yorumlanmasıyla binanın sürdürülebilirliğinin sağlandığı söylenebilir.
Cadde seviyesinden iki metre yükseltilen binaya eğimli bir giriş meydanıyla erişim sağlanıyor. Bu yükselme; yarı açık avluların eklenmesiyle oluşan mahremiyet ve güvenlik sorunlarını çözerken, binaya sembolik bir güç katıyor. Saray birçok bağımsız departmana ayrıldığı için, binaya iç ve dış hiyerarşiye göre konumlanmış birden çok giriş sağlanması gerekiyor. Ana giriş meydanı haricinde, binanın diğer 3 yüzüne özenle yerleştirilmiş daha küçük avlulardan da yapıya girilebiliyor.
İç mekan organizasyonu ana girişten rahatlıkla okunabiliyor. Merkezi bir omurga, binanın farklı programlarına bağlanan sirkülasyon aksını yaratıyor. Bu boşluk 7 kat boyunca binayı boylamasına geçiyor ve her bölümü açıkça belli ediyor. Ayrıca dış avlularla kamusal sirkülasyona bağlanıyor. Omurga; heykelsi orta avlular yaratan çok katlı hacimlerle, dış kütlesel hareketin mimari dilini tekrar ediyor.
Binanın üst katlarındaki fonksiyonlar daha özel hale geliyor. Meydan kotunda, mahkeme salonu, evlendirme dairesi ve restoran gibi adliyenin en kamusal kesitini oluşturan zemin kat ön plana çıkar. Yüksek güvenlikli ofisler üst avlularda konumlanıyor, mahkum hücreleri ve arşiv ise zemin kotunun altında yer alıyor.