Clouds Architecture Office’in, CRS için yeni hazırladığı stüdyo New York’ta bulunuyor. Programda çok amaçlı bir mekan istendiği; mekanın yoga, meditasyon, fotoğraf stüdyosu gibi çeşitli aktiviteler için kullanılacağı belirtilmiş.
Mimarları projeyi anlatıyor:
Mekânın, CRS(Center for Remembering and Sharing)’in temel görevini yerine getirebilmesi, yaratıcılıklarını paylaşmak isteyenler için bir alan sağlayabilmesi istendi. Mekâna dair genel bir yaklaşım aranırken, programdaki pek çok etkinlikte ortak paylaşılan bir unsur olarak “aşkınlık” belirlendi.
Meditasyon, kişinin günlük hayatı gerisinde bırakarak baskıdan, arzu ve ihtiyaçlardan uzak “boş” bir alana girmesi; yoga ise farkındalığın içeri yönlendirilerek nefese ve harekete odaklanması olarak tanımlandı. Öyle ki içeri giren bir sis köşeleri silikleştirmiş gibi mekânında silikleşmesine ve gözden kaybolmasına karar verildi. Mekân köşeler yerine yüzeyler ve yüzeylerin kenar çizgileri üzerinden algılanmaya başlandı.
Hepimiz üzerinde olduğu maksimum mekânı tanımlayan çizginin, ufuk çizgisinin, aynı zamanda bizi dünyaya bağlayan ve ruhumuzun köklenmesini sağlayan sınır olduğu; sonsuz bir görüş sahasının ise endişeye yol açabileceği fikri üzerinden gidildi. Bütün kenarları silikleştirmek yerine konik geometrinin kavisli duvarlarla birleştiği yerlerde bazı muğlak kenarlar oluşturuldu. Kısıtlanmış ve açığın, sonlu ve sonsuzun birbirine karıştığı noktada sınır, çevrelediği hacme karakterini vererek anlam kazandı. Sonsuzluğa giden dürtü sonlulukla tanımlandı.