Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü StudioThinkImagine ekibi tarafından yürütülen Seç&Yarış teması kapsamında uni.xyz tarafından düzenlenen Endow yarışmasına katılan Ömer Faruk Karatepe, Beste Eser ve Sait Kızıl Yellow Trumpet projeleri ile editörün seçimi ödülünü aldılar.
Afrika kültürüne duyarlılık göstererek, yerel mimariden esinlenen proje; kadınların bir araya gelerek güçlenmesini desteklemektedir. Kadın Beceri Merkezi; ekolojik, yerel bağlama uygun çözümler ve malzemeler kullanılarak oluşturulmuştur.
Projenin; toplumsal problemlerin çözümüne değinmesi ve sorunlara yönelik bir model geliştirmesi hedeflemiştir. Proje oluşum sürecinde yerel mimari ve sosyokültürel bağlamlar üzerine araştırmalar yapılmıştır. Nijerya toplumunun alışkanlıklarını, problemlerini ve toplumun ruhunu anladıkça birçok deneme ve revizyon yapılmıştır. Projenin yer ve yerel ile kuracağı bağ önemsenmiştir.
Yapılan araştırmalar sonucunda; Afrika yerel mimarisinin ağırlıklı olarak dairesel desenler ile kentsel kümeler oluşturduğu dikkat çekmektedir. Genellikle aileler; açık bir avluyu çevreleyecek şekilde inşa edilmiş yapılarda yaşamaktadırlar. Dairesel bir form etrafında ya da dairesel bir mekan içinde toplanma hali, toplumda en sık karşılaşılan bir araya gelme şeklidir. Daire formu, içgüdüsel olarak bir araya getirici, kapsayıcı ve davetkar bir form olarak görülmüştür. Bu form; tıpkı bir kadının sosyal yaşamdaki yeri gibi sonsuz evirilebilme gücüne sahiptir. Çünkü bir kadın toplumda, anne olmak, evlat olmak, eş olmak, üretici olmak gibi birden fazla role sahiptir.
Projede yer alan ve Afrika yerel mimarisinden yola çıkılarak oluşturulmuş daire formunun; evrensel anlamları içinde yer alan “sınır, bütünlük ve topluluk” anlamları ile vurgulanması amaçlanmıştır. Merkezi bir avlu etrafında gelişen, geleneksel yaşam biçimlerini ve topluluk oluşturmayı önemseyen esnek bir alan amaçlanmıştır. Birden fazla görsel ilişkiye izin veren, kadınlar ve çocuklar için güvenli ve samimi bir alan yaratmak amaçlanmıştır. Projedeki geleneksel dairesel formlar eşitliği teşvik edecek şekilde, toplulukta herkesin oranın bir parçası olduğunu, aynı görünürlükte, aynı sese sahip olmasını sağlamaktadır. Bu sebeple hiyerarşi olmayan ve eşitliğin olduğu diyalog geliştirme alanları (arena, therapy and health center garden & fire pit, outdoor exhibition area) oluşturulmuştur. Bu mekanlarda, kadınların toplanması, günlük diyalogların gerçekleştirilmesi ve karşılıklı olarak bilginin aktarılması amaçlanmıştır. Yarışmanın bize verdiği yükseklik sınırı 9 metre ve %30 zemin kapsamına uyularak dairesel kütleler arazide dağılım gösterirken; güvenlik, korunma ve mahremiyet hislerinin korunması amaçlanmıştır. Kadınların ve çocukların etkileşimde bulunabileceği serbest akan bir alan oluşurken, aynı zamanda kullanıcı ve personel arasında sağlıklı bir iletişim kurulması hedeflenmiştir.
İç mekan kurgusunda bireylerin konforlu bir şekilde günlük yaşamlarını sürdürebilecekleri mekanlar oluşturulmuştur. Zemin kat planında -1.5 kotunda Sağlık ve Terapi merkezi yer alırken -1 kotunda tekstil atölyesi, tarım ekipmanları üretim atölyesi, sınıflar, ana salon, yemekhane, kreş, yönetim ve depo birimleri yer almaktadır. 1. Kat planında ise terapi salonu, enstrüman atölyesi, kütüphane, seminer alanı, kafeterya ve kreşin ilişkili birimleri yer almaktadır.
Bodrum kat planında ise çatılardan ve kanopilerden aktarılan yağmur suyunun filtrelenme ve depolanma işlemleri yapılmaktadır. Teknik birimlere ait tüm ihtiyaçlar bodrum kat planında bulunmaktadır.
Kullanıcının, Kadın Beceri Merkezi sınırları içine girdiğinde güvenlikli bir alanda bulundukları hissi verilmek amaçlanmıştır. Kadının duygusal, sosyal ve psikolojik olarak rahatlaması hedeflenmiştir. Kadının ekonomik geçimine destek sağlayabileceği tarım faaliyetlerinde bulunabilmesi, sınıflarda ve atölyelerde edindiği bilgiler ile günlük işini geliştirip kazancını artırabileceği bir alan kurgulanmıştır.
Proje kadınları bir araya getirmek, güçlendirmek, ve kolektif bir çalışma alanı sunarak mekan içinde “serbest ve özgür olma” duygusunu kullanıcılara yaşatabilmek ve kadınların toplanıp günlük deneyimlerini paylaşabilecekleri bir mekan oluşturmak amacıyla merkezde bulunan avlu oluşturulmuştur. Avlu, sakinler için bir buluşma yeri olarak önemli bir rol oynamaktadır. kadınlar ve çocukları arasında da optimum görsel bağlantılar sağlamayı amaçlamaktadır. Kadınların toplandığı yer bilginin aktarıldığı yer olması amaçlandığından avluyla kütlelerin devamlı diyalog içinde olacak şekilde kurgulanmaktadır. Bu esnek açık alan avlusu, Afrika sosyal özelliklerinde ortak olan yerel toplantılar, danslar, etkinlikler ve eğitim olanakları sağlayacaktır.
Proje fırsat eşitliğini göz önüne almıştır. Fırsat eşitliğinin ancak eğitim ve fırsatlarla sağlanabileceği düşünülerek, kadınlar için temel eğitim olanakları oluşturulmuştur. Kadınların bilgiler edineceği sınıflar(computer class, literacy class) oluşturulmuştur. Tarımsal ürün üretebilecekleri tarım alanları oluşturulmuştur. Kazanç ve beceri elde edip üretim yapabilecekleri tarım ekipman atölyesi, enstrüman atölyesi ve tekstil atölyesi oluşturulmuştur. Tarım atölyesinde tarım alanında kullanabilecekleri çapa, kazma, kürek gibi aletler üretmeleri hedeflenmiştir. Bu planlamalar yapılırken eğitime ve üretime öncelik verilerek, kadınları güçlendirmek ve özgürleştirmek amaçlanmıştır.
Proje Kadınların tarımdaki temel rolünü dikkate almıştır. Proje kadınların bildiği tarımı geliştirmek ve kadınların tarımdan daha iyi verimleri alabilmesini hedeflemektedir. Bunun için tarım ekipman ve sınıflar oluşturulurmuş. Kadınların öğrendikleri bitki, tohum, gübre bilgilerini hızlıca tarım arazilerinde uygulayarak öğrenim süreci hızlandırılmaktadır. Kadınlar bu süreçte tarım yöntemlerini öğrenmesi ve finansal özgürlüklerine katkı sağlması amaçlanmaktadır.
Tarımsal ürün üretebilecekleri tarım alanları, tarım alanlarında ürettikleri yerel ürünleri işleyebilecekleri mutfak atölyesi planlanmıştır. Nijerya bölgesinde en çok üretilen tarımsal ürünler araştırılmıştır. İklimsel koşullar, tohuma erişilebilirlik ve pazar ihtiyaçları göz önüne alınarak alanda bu bitkilerin yetiştirildiği öngörülmüştür. Bu bitkiler şunlardır: domates, yer fıstığı, mısır, börülce, cassava, marula, yam, plantain, zencefil ve pamuk bitkileridir.
Yapılan araştırmalar da Nijerya’nın arması üzerinde de bulunan slogan “Unity and Faith, Peace and Progress” ve ulusal çiçeği yellow trompet dikkat çekmiştir.
Tasarımda; bütünlük, inanç, barış ve ilerleme kavramlarının ele alınması ile Nijerya ile bağlamsal bir ilişki kurulmak istenmiştir. Armanın içinde yer alan, ülkenin her yanında yetişen ulusal çiçeği olan Yellow Trumpet eşsizliği ve refahı sembolize eder.
Bütünlük, inanç, barış ve ilerleme kavramlarının sembolize etmek amacı ile Yellow Trumpet çiçeği stilize edilerek su toplama kanopisi olarak alan içinde belirli yerlerde kullanılmıştır. Kanopi doğal malzeme olan bambu ve liflerden oluşturulmuştur. Su toplama kanopilerinin birden fazla işlevi vardır. Kanopi, açık alanda gölgelik sağlarken doğayla da bir bağlantı oluşturmaktadır.
Kanopilerin taşıdığı anlam ve işlevler gereği kentsel bir landmark olması amaçlanmıştır. Yağış zamanlarında, yağmur suyunu toplayan ve yağmur suyu toplama deposuna aktarılmasını sağlayan bir huni haline gelmektedir. Burada meydana gelen yağmur suyu akışı, sembolik olarak suyun; insan hayatı için temel bir kaynak olmasına ve toplumdaki su kıtlığına dikkat çekilmektedir.
Kanopilerde toplanan yağmur suyunun, alandaki tarım arazilerinin sulaması için kullanılması amaçlanmıştır.
İklimsel özellikleri incelendiğinde Nijerya’nın Abuja bölgesinde 3 belirgin iklim tipi yaşandığı görülmüştür. Bunlar; ılık, nemli yağmurlu ve kurak dönemleridir. 16 Nisan ve 22 Ekim günleri arası oldukça yağışlı geçmektedir. 1 Ocak 1980’den 31 Aralık 2016’ya kadar Abuja iklimsel verileri incelendiğinde; bölgenin yaklaşık olarak yıllık ortalama 47,2 inch (≌1200 mm) yağış aldığı tespit edilmiştir.
Yıllık olarak toplanacak su miktarı (L) = Suyun toplanacağı çatı & kanopi yüzey alanı (m²) x Drenaj verimi (0,8) x Filtrasyon (0,95) x Yıllık yağış miktarı (1200 mm)
Sezgisel olarak suyun şifa verici bir katalizör olması da düşünülmüştür. Bu sebeple su; başta sağlık ve terapi merkezi olmak üzere; ana salon,kreş, ana atölye (agricultural equipment production workshop) mekanlarında yapı merkezinde konumlandırılmıştır. Yapının çatısı, insanların yağmur suyu hasadından da faydalanabilmesi için içeriye doğru eğimli çatılara dönüştürülmüştür. Çatı boşluklarının mekanla ve doğayla bir bağlantı kurması, içeriye sadece suyun değil, ışığın da yönlendirmesi istenmiştir. Çatılardan süzülen ışığın, iç mekanda hafiflik ve şeffaflık oluşturması amaçlanmıştır. Çatılar gül ağacından yapılan konstrüksiyonlar ile yükseltilerek binalarda doğal bir havalandırma sağlanmıştır.
Doğanın insanların davranışları üzerinde sakinleştirici etkisi düşünülerek terapi merkezini destekleyen terapi bahçesi oluşturulmuştur. Yürüyüş yapmak ve doğayla iç içe vakit geçirmek için patikalar ve meditatif alanlar kurgulanmıştır.
Malzeme ve teknolojilerin seçimi; sürdürülebilirlik ilkeleri göz önüne alınarak malzemelerin çoğu yerel olarak temin edilebilir. Yerel gelenekleri ve yapım yöntemlerini yeniden yorumlayarak kendi bağlamına uygun değerleri yeniden ortaya çıkarmak hedeflenmiştir. Süreç boyunca yerel kaynaklı ve yenilenebilir malzemelerin kullanımı önemsenmiştir. Nakliye maliyetini ve karbon ayak izini en aza indirmek için, inşa etmek için yerel malzemeler özenle seçilmiştir.
Malzemenin doku, boyut, renk gibi niteliksel özelliklerinin bağlamsal çerçeve ile uyum içinde olmasına dikkat edilmiştir. Yerel malzemenin güncel ihtiyaçlara uygun detaylar ile kullanımına bir örnek teşkil ederek hem form olarak farklılaşan hem de yerel malzemenin kullanımını teşvik eden bir tutum sergilenmiştir. Projede kullanılan ana malzeme; kırmızı laterit topraklardan kalıplanarak elde edilmiş tuğlalardır. Tuğla boyutu olarak iki farklı ebatta tuğla kullanılmıştır. Bunlar; tam (19 x 9 x 5 cm) tuğla ve yarım (9 x 9 x 5 cm) tuğladır. Yerel malzemelerin yorumlanarak bir araya getirilmesi ile bölgenin sosyo kültürel bağlamı ile bütünleşme sağlamak amaçlanmaktadır. Kadınların topluluğa daha fazla ait olma duygusu oluşturması ve ek gelir elde etmeleri için inşaat sürecinde dahil edilmesi önerilmektedir. Bu şekilde kadınlara yeni bir kazanç yolu oluşturulmaktadır.
Tasarlanan projede kadınlar için sürdürülebilir bir çevre sağlanmaktadır. “Yellow Trumpet”; kadınların yeteneklerini ve güçlü yanlarını geliştirerek, yeteneklerine olan inançlarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Kadınların eğitim ve üretim alanlarındaki farkındalıklarını artırarak ve bireysel dönüşümlerine destek sağlamayı planlanmıştır. Proje, yerel mimariye ve yerel malzeme kullanımını önemseyerek tüm kent için bir simge ve örnek olmayı hedeflemektedir. Proje, özellikle Nijerya’nın Abuja bölgesindeki asimile olmuş yerel mimariyi canlandırarak örnek bir prototip proje olmayı hedeflemektedir.
Mekanları inşa etme ve tasarlama şeklimiz bizi yönlendirir. zamanla bir farkındalık oluşturabilir. Projenin de daha eşit bir dünyaya, kadınların bir araya gelip konuşabilecekleri, kendilerini güvende hissedebilecekleri ve toplumlarını geliştirerek kendilerini güçlendirebilecekleri bir alan olması için ilk adım olmasını istiyoruz.