İstanbul’un Anadolu yakasında yer alan çok katlı bir plazanın 25.ve 26. katlarında bulunan 2.000 m2’lik alan, Holding’in çalışma, yönetim ve rekreasyon ihtiyaçları üzerine tasarlanmış.
KG Mimarlık, projeyi anlatıyor:
Mevcut yapı şeması, merkezi bir çekirdek etrafında yer alan ve dört bir cepheden aydınlanan katlar şeklinde tasarlanmış. 25. kat için eldeki program gereği mutfak, IT odası, depolar gibi hizmet alanları çekirdek ile bitişik, açık ofis alanları, toplantı odaları ve yönetici odaları gibi çalışma alanları ise rahat ışık alabilecek şekilde dış cephe kenarında kurgulandı. Sosyalleşmenin sağlanacağı kafe ve yeşil alanlar, farklı çalışma ihtiyaçlarına karşılık olarak düşünülen tekli çalışma kapsülleri, telefonla görüşme alanları mevcut programa eklenerek mekan çeşitliliği sağlandı. Bu mekanları akışkan bir biçimde birbirine bağlayan dolaşım hattı, adeta doğal bir ortamda var olmuşçasına amorf bir yapıda düzenlendi. Yer yer düşey duvarlar ile ‘rekreatif’ sirkülasyon alanı çalışma ortamlarından ayrılırken, yer yer toplantı odaları ve yeşil alanlarla doğrudan ilişki kuruyor. Bu dolaşım hattı, aynı zamanda bisiklet üreticisi olan Holding çalışanları ve ziyaretçileri için bisikletleri deneyimleyecekleri bir patika görevini üstleniyor.
26. katta bulunan yönetim katında ise mevcut betonarme çekirdek etrafı net bir sirkülasyon alanı olarak tanımlandı ve bu sirkülasyon alanı üzerine, çalışma alanları, yönetici ofisleri, karşılama ve ağırlama alanı, toplantı odaları ve mutfak gibi fonksiyonlar yerleştirildi. Bu kata ulaşıldığında ilk karşılaştığımız alan ağırlama alanıdır. Ağırlama alanı, katın ve yönün avantajı olan manzarayı çerçeveler nitelikte, mevcut betonarme sistemin içerisine yerleştirilmiş ahşap bir prizma olarak tasarlandı. Prizmanın her iki tarafından Holding yönetici odalarına, çalışma alanına toplantı ve yeşil alanlara ulaşılır. Açık ofisler ve toplantı odaları gerek plansal, gerekse renk ve malzeme ile sirkülasyon alanından ayrılır. 25. katın aksine bu kattaki sirkülasyon alanı loş, keskin ve nettir. Çalışma alanları daha açık renklerde ve ahşap ağırlıklı iken, sirkülasyon alanı ise siyah taş ve tavanda yansıtıcı ögelerle perspektif hissini pekiştirir. Yol ile çalışma mekanları arasındaki renk ve doku kontrastı görünmez bir duvar gibi ana mekanı bölerek yolu adeta koridorlaştırır. Bu kontrast ve keskinliğin içerisinde, büyük toplantı odası ile görsel ilişki kuran ve dolaşım aksı üzerinde bulunan su ögesi, ve açık ofis ile görsel ilişki kuran ve sirkülasyon alanı üzerinde bulunan yeşil teras, bu kontrastın yer yer kırılıp yeniden oluşmasını sağlar.