AÇIKLAMA RAPORU
Yarışma konusu olarak verilen ‘’artık alanların geçici müdahalelerle kamusal yaşama kazandırılması’’ çerçevesinde kent belleğinde derin etkileri olan kara surları, çevresiyle beraber ele alınmıştır. Yıllar boyunca farklı işlevlere ev sahipliği yapmış ve tamamı olmasa bile önemli bir kısmı günümüze ulaşmış kara surları zaman içinde özgün savunma işlevini tamamen yitirmiştir. Mevcutta belirli bir işlevi olmamasına rağmen kent hafızasında yer etmiş güçlü bir simge olarak varlığını sürdürmektedir. Kentin kimliğini yansıtan bu özgün doku gerekli özenle korunamamış ve kaderine terk edilmiş durumdadır.
Günümüzde kamusal alanlar, üretimden çok tüketimin teşvik edildiği ve kullanıcı deneyimine imkan sunmayan mekanlar olarak algılanmaya başlanmıştır. Oysa kamusal alanın farklı bir bakış açısıyla tekrar değerlendirilip sosyal, üretilebilir ve sürdürülebilir bir sistem olarak ele alınması daha sağlıklı ve çözüm odaklı olacaktır. Bu bağlamda proje, mahalle ölçeğinde gündelik hayatın dışına çıkamayan kullanıcılara üretim imkanı sunarken bir yandan da kentsel boşluklara sızan ve Tarihi Yarımada’yı ağ gibi saran bir sisteme sahiptir. Üretim bağlamında ise surların geçmişten günümüze kadar uzun bir süre bostan işlevi üstlenmesi ele alınmıştır. Kentin çeperine yerleşen bu doku sur kapılarından içeri dahil edilerek kentte ihtiyaç duyulan her bir atıl ve dışlanmış alana uygulanabilen, imece usulü ile tamamlanan, yere ve mekana göre çeşitli formlara bürünebilen mobil modüllerden oluşmaktadır. Mevcuda eklemlenen yapısı kentlinin her an içinde bulunduğu, yanından geçtiği ya da dışladığı odak noktalarında kurulabilir. Bu sayede göz ardı edilen her bir artakalan alan aslında kentin içinde yeni yerleşime açılan kamusal bir mekân haline gelecektir. Bu senaryo başta kara surları olmak üzere Tarihi Yarımada’yı çepeçevre saran bütün geçmiş döneme tanıklık eden hafıza rotasından başlayarak kent içine yayılarak zamanla kamusallığı arttırmayı hedeflemiştir. Bu çalışmanın amacı seyirlik ve tüketim mekanına dönüşen noktaların ‘kentli hakkını da gözeterek’ uygun işlevlerde hayat bulması sağlanmıştır.
Sürdürülebilir yenilikçi kamusal mekânların tasarımında bütüncül bir yaklaşımla analiz edilen kentsel çeperin ve kent içine yayılmış boşlukların, birbirinden ayrılmadan değerlendirilmesi ve bir rota oluşturulmasıyla mümkün olacağı düşünülmektedir. Bu farkındalık kapsamında kentlinin de dahil olacağı, kendi ihtiyaçları doğrultusunda dikey bahçecilikle üretim yapabilecekleri, üretim fazlasını ticari kar ile satabilecekleri, dolayısıyla kamusal alanları tüketimden uzaklaştırarak kamuyu da mekana dahil edebileceğimiz mekanlar tasarlanmıştır.