Yarışma raporu:
Dünyada, son otuz-kırk yılda kentlerde yoğun yerleşimlerin uzağında kapsama hacmi alışılmışın ötesinde büyük eğitim kampüsleri/okul semtleri yapma eğiliminin arttığı görülmektedir. Bu eğilim yerel yönetimler ve okul yöneticilerinin eğitimin başarısını ve eğitim çevresinin ekonomik sosyal, fiziksel niteliğini artırmaya, kentsel yerleşim içine dağılmış çeşitli küçük okullar arasındaki koordinasyon ve okul yapısı eksiğini hızla gidermeye, tesislerin yatırım maliyetini düşürmeye, yönelik arayışlarının bir sonucu olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Ancak, bu kentsel yerleşimin ve kentin gündelik yaşam çevresinin uzağında yapılan eğitim kampüsleri/okul semtlerinin neden olduğu veya olacağı toplumsal ayrışma üzerinde düşünülmesi gerekmektedir.
Yarışma süreci içinde yer almak bize bir yandan semt okullarıyla okul semtleri arasındaki benzerlik ve farklılıkları değerlendirmek, diğer yandan her iki eğitim tesisinin kentsel yerleşim ve gündelik yaşam etkileşimini sorgulamak ve tartışmak olanağı sağlamaktadır. Bu ayrışmanın gerek kentsel yaşam dinamiklerini gerekse gençlerin sosyo-kültürel gelişimini olumsuz etkileyeceği görüşü benimsenmektedir.
15-18 yaş grubunda yer alan 5-10 000 gencin eğitim amacıyla bile olsa kentin olağan gündelik yaşamından soyutlanarak aynı fiziksel ve sosyal çevreye sıkıştırılması çağdaş liberal yaşam tarzıyla örtüşmemektedir. Okul semtlerinde yapay olarak yaratılması öngörülen sosyo-kültürel yaşamın, semt okullarının odağında yer aldığı, toplumsal katmanlaşma ile mekânsal ve sosyal çeşitliliğin sağladığı dinamik ve etkileşimli kentsel yaşam çevresi niteliğini karşılaması beklenemez. Çünkü, kentsel çevre gündelik yaşamın sahnesidir. Bu sahnede çeşitli yaş, eğitim, meslek, gruplarına ait düşüncelerin, eğilimlerin ve davranışların farklılık göstermesi, bu farklılıkların doğurduğu uyum ve çelişkiler toplumsal gelişmenin asıl dinamiklerindendir. Bu dinamikleri gözlemlemek ve deneyimlemekten uzak kalmak lise eğitim ve öğretimini eksik bırakmaktadır. Başka bir deyişle, okul yolu da okula ve eğitim öğretime dahildir.
Diğer yandan farklı lise eğitim programlarının farklı yaşam çevrelerine gereksinmesi olduğu görüşü yaygındır. Mekânsal niteliğin öğrencinin performansını olumlu etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle okulun ve eğitimin üstlendiği ayırıcı misyonu destekleyen yerleşim ve program kararları oluşturulması öngörülmektedir. Dolayısıyla sanat eğitimi veren bir liseyle, fen lisesinin farklı mekânsal niteliğe ve donatılara gereksinmesi olduğu kabul edilmektedir.
Bu nedenle, tasarım ekibi olarak gerek MEB Eğitim Kampusları Mimari Proje Yarışması belgelerinde tanımlanarak çerçevesi çizilen Okul Semtlerinin oluşturulmasını, gerekse bu semtlerde geliştirilmesi ve uygulanması öngörülen aşırı merkeziyetçi eğitim öğretim yöntem ve yaklaşımını benimsemediğimizi dikkatinize sunarız. Semt okullarının değişen dönüşen eğitim öğretim yaklaşımlarının ve yöntemlerinin doğrultusunda fiziksel, mekânsal, teknolojik olanaklarının güncellenerek, yenilenerek sürdürülebilir kılınmasını ve lise eğitiminin kentin gündelik yaşamının ayrılmaz bir etkinliği olarak sürmesini dileriz.
Bu bağlamda, önerilen tasarımda, yukarda belirtilen çekincelerin tartışmaya açılması ve kentle okul yapıları arasında kurgulanacak yeni bir ilişkilenme biçimini yorumlanması denenmiştir.
Okul semtinin yoğun yerleşimlerin kentsel niteliğiyle geniş açık ve yeşil alanların dinginliğini birleştiren görünüme sahip olması öngörülmektedir. Bu nedenle okulun genel görünümünün kentsel kamusal etkinlik alanlarıyla donatılması böylece öğrencilerin kentlilerle bir araya gelmesinin sağlanması benimsenmektedir. Yerleşim kararları iki farklı düzeyde kentsel kamusal alanlar çevresinde geliştirilmiştir.
1. derece sosyal ve kamusal alanlar öğrencilerle kentlilerin denetimsiz olarak bir araya gelebileceği ve kentlilerin de kullanımına açık olan alanlardır.
Okulun kuzeyinde var olan kentsel açık ve yeşil alanı tasarım alanıyla bütünleştirmek üzere okul yapısı alanın güneyindeki Şehir Er Mehmet Çadırcı caddesine yakın ve paralel olarak yerleştirilmiştir. Bu açık ve yeşil alanın ortasında kuzey ve güney ekseninde uzanan çizgisel bir meydan tasarlanmıştır. Meydanın doğu kenarında kafeler, satış birimleri, sağlık birimleri, ibadet birimlerine yer verilmektedir. Batı kenarındaysa açık spor alanları kullanıma sunulmaktadır. Meydanın altında -3.50 kotunda otopark ve okul servislerinin indirme bindirme alanı bulunmaktadır. Öğrencilerin eğitim birimlerine güvenli ulaşımı gözetilerek meydana doğrudan ulaşan rampa ve merdivenlerle ulaşım sağlanmaktadır.
Okul yapısının doğusunda, okul arsasının dışında kalan alanda yaya yaklaşımını düzenlemek ve yurtlar binalarının altında kalan açık ve yeşil alanın kamusallığını artırmak üzere geniş basamaklar önerilmektedir.
2. derece kentsel ve kamusal alanlar denetimli ve kontrollü olarak kentlilerin de kullanımına sunulmuş olan sosyal, kültürel ve spor etkinliklerinin yer aldığı açık ve kapalı mekanlardır.
Tasarımda, okul semti anlayışının gündelik yaşamdan ve kentsel donatılardan uzak bıraktığı lise gençliğine kentsel kamusal alanlar ve etkinlik olanakları sunmak önemsenmektedir.
Bu amaçla, ihtiyaç programında yer alan spor merkezi, konferans salonu, atölyeler, kafeler ve kütüphane kentsel kamusal mekanlar olarak yorumlanarak
okul yapısının merkezine yerleştirilmektedir. Bu mekanların gün boyu kullanıma açık kalabilmesi öngörülmektedir.
+0 kotunda doğu batı ekseninde uzanan açık dolaşım platformuyla kuzey güney ekseninde uzanan çizgisel meydanın okulun içine uzanan kısmı geniş bir iç boşluk oluşturmaktadır. Bu boşluk eğitim birimleri, 1. ve 2. derece kentsel ve kamusal mekanları bir arada tutan başlıca mekandır ve yerleşimin enerji/sinerji merkezidir. Öğrenciler, öğretmenler, veliler ve ziyaretçiler için, buluşma ve dağılma alanıdır.
Açık dolaşım platformu bu boşluğu, doğusunda yer alan idari birimler, kütüphane, konferans merkezi, öğrenci kulüpleri ve yurt birimleriyle batısında yer alan eğitim birimleri ve spor merkezine bağlamaktadır.
Ayrıca, farklı lise türlerinin ayrışması ve bütünlenmesini düzenlemek üzere doğu batı ekseninde uzanan iki iç sokak tasarlanmaktadır. Akdeniz coğrafyasının gereği olan bu sokaklar yapının iç mekanlarının doğal aydınlatmasına, havalandırmasına ve iklimlendirmesine elverişlidir. İç sokaklar üzerinde yapının farklı kotlarına doğrudan girişler ve köprü niteliğinde açık ve kapalı bağlantılar yer almaktadır.
Mimari programın esnek ve dönüştürülebilir olması okulun sürdürülebilir nitelik kazanmasında önemli bir veri olmaktadır. Dolayısıyla, öğrenci sayısının artırılması ve yapı programının yoğunlaştırılması, okul mekanlarının özgür ve konforlu yaşamını sürdürmek açısından sakıncalı görülmekte ve önerilmemektedir.
Geleceğin öğrenme ortamlarının geleneksel okullardan farklı olacağı düşünülmektedir. Bilgisayar ağları, video konferans olanakları, öğrenme yöntemlerinin değişmesi ve yeni yaklaşımlar geleneksel sınıf düzenini yetersiz ve kimi zaman gereksiz bırakmaktadır. Eğitim anlayışındaki değişimin gerekleri var olan alışageldik düzene bilişim teknolojilerine uygun donanımı ekleyerek yerine getirilecek basitlikte değildir. Yeni yaklaşımlar bilgi aktarımından çok araştırma ve deneyim paylaşımına yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle, geleceğin sınıflarının öğretmen masası, podyum, karatahta ve sıralara gereksinmesi kalmayacağı, yerini hareketli, bireysel araştırma ve öğrenme istasyonlarına bırakacağı öngörülmektedir.
Bu nedenle konteyner öğrenme modülleri tasarlanmıştır. Bu modüllerin eğitim öğretime ilişkin değişmeleri ve gelişmeleri soğurabilir olması önem kazanmaktadır. Öğrenme modülleri yatayda ve düşeyde bölünerek ve birleşerek öğretmenlerin küçük veya daha kalabalık öğrenci gruplarıyla ve çok çeşitli niteliklerdeki öğrenme etkinliklerine olanak sağlayacak biçimde tasarlanmıştır.