Demirce Norms ve Ofis Vesaire iş birliği ile hazırlanan ve Eşdeğer ikincilik ödülünü almaya hak kazanan Tınaztepe Üniversitesi Yerleşkesi Tasarımı projesi.
İzmir’in önemli ilçesi Buca’da İzmir körfezine hakim Tınaztepe sırtlarında bir vadinin iki yamacında yer alacak Tınaztepe Üniversitesi kampüs yerleşkesinin bölgenin değerlerini ön plana çıkaran, kenti geliştirmeyi ve dönüştürmeyi amaçlayan bir eğitim ve sosyal alanlar bütünü olarak tasarlanması hedeflenmiştir.
Tasarım Ana Fikri
Proje ana kurgusu tasarlanırken ve yerleşim kararları verilirken üst ölçekte arazinin Buca ilçesi içindeki konumunu ve ulaşım imkanlarını iyileştirmeyi, alt ölçekte ise alanın mevcut potansiyelini kullanan ve güçlü bir şekilde ortaya koyan, karakteristik topoğrafyasıyla bütünleşen, ulaşım kararlarıyla bölgeyle ilişki kurmayı hedefleyen bir kampüs anlayışı hedeflendi. Bu bağlamda alanda yer alan kurumuş dere yatağı tekrar canlandırılmış, mekanların çevresinde örgütlendiği ana yaya promenadı desteklenmiştir. Proje alanı bütüncül bir tasarım anlayışıyla ele alınmış, ulaşım ve topoğrafya verilerinin yorumlanması ile odak noktaları tasarlanmıştır. Bu odak noktaları buluşma ve etkileşim alanları olarak düşünülmüştür.
KAMPÜS YERLEŞKESİNE YAKLAŞIM / GİRİŞLER
Yapılan analizler sonucunda arazinin çevre yolu ile ilişkisi önemli bir girdi olarak ele alınmış ve çevre yolu üzerinden üniversiteye kolaylıkla erişilebileceğinden bu aks üzerinde bir açık meydan planlanmıştır.
Hastane kullanıcısı ile üniversite idari personeli ve öğrenciler rektörlük ve hastanelere erişimin direkt sağlanacağı bu alandan kampüse yaklaşmaktadırlar. Acil ile kapalı otopark girişleri de ana yola bağlanan ve bu açık meydanı çevreleyen yan yollar üzerinden düşünülmektedir. Kampüs ana girişi, Buca kent merkezi yönündeki sosyal ve ekonomik hayatın gelişimi öngörülerek bu yönden gelen aks üzerinden alınmaktadır.
GELİŞİM OMURGALARI VE BAĞLANTILAR
Yerleşke dokusu yerleşim sisteminin omurgasını oluşturacak kesişen 2 yaya dolaşım ekseni boyunca örgütlenmektedir.
Bu 2 omurga, eğimli arazide uygun doğrultuları bularak ve topografik yapıya uyumlanarak kesişmektedir. Yalnızca birer erişim yolu olarak işlev görmenin ötesinde omurgalar yerleşkeyi oluşturacak doğayı ve insanı birbirine bağlayacak etkileşim koridorları olarak düşünülmektedir. Farklı zamanlarda yapılacak yapıların ve eklemelerin birbirleriyle bağlantılı olmasını sağlayacak ve yerleşkenin algılanır bütünselliğini kurmaktadır.
ODAKLAR
Projede, odak noktaları, buluşma ve etkileşim alanları olarak tasarlanmıştır. Bu Bağlamda kurgulanan yaya promenadları projede ana odaklara ulaşım için bir araç olarak tanımlanmamış, günün her saati yaşayacak, eğitim ve sosyal yaşantıyı buluşturacak koridorlar olarak projede yer bulmuştur.
Sağlık aksı ve gelişme aksı kesişim noktasında yerleşkenin en önemli açık odaklarından birisi olan Üniversite Meydanı bulunmaktadır. Kampüsün ilk karşılama alanı sayılacak üniversite meydanı toplanma işlevine olanak tanıyacağı gibi kongre merkezi, kütüphane, kültür merkezi gibi temsil gücü yüksek yapılarla çevrelenmiştir.
Meydan törenlere ev sahipliği yapmanın yanında sergi, konser, sinema, gösteri, dinleti gibi etkinliklere olanak sağlar. Gelişim aksının sonlandığı noktada tasarlanan ekolojik odak ise yeşil dokunun yoğun olduğu bir sosyal alan olarak tasarlanmıştır. Kotun en yüksek olduğu noktada tüm kampüs gözlemlenebilmektedir. Çim amfi ile birlikte canlandırılan dere bu meydandan başlar ve yaya promenadı (alle) boyunca devam eder. Bu rekreasyon alanının günün her saati yaşayacağı öngörülmektedir.
KAMPÜS GELİŞİM STRATEJİSİ / BİNA PROGRAMLARI
Arazinin vadi şekli ve topoğrafik yapısı ile üniversite için öngörülen büyüme senaryosu projede 2 ana aksın oluşmasına ve mekanların bu akslar üzerinde organize edilmesine neden olmuştur. Kapsamlı bir program analizi yapıldığında ve bu yapıların hayata geçirilme senaryosu incelendiğinde birbiri üstüne eklemlenerek büyüyen bir kampüs yerleşkesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Kampüste hiçbir aşamada ‘bitmemişlik’ hissi oluşmaması ve eklemlenecek yapıların yerleşkenin bütünlüğünü bozmaması için bu 2 aksa ihtiyaç vardır.
Hastane, diş hastanesi, tıp ve diş hekimliği fakülteleri ve sağlık bilimleri enstitüsü sağlık aksı üzerinde yer alır. Tasarlanacak hastane yapılarında kamusal kullanım yoğun olduğundan, bu yapıların kontrollü giriş gerektiren diğer yapılardan uzak konumlandırılması gerekmiştir. İlk etapta inşa edilecek sosyal ve kültürel alanlar bu 2 aksın kesişiminde yer alarak her iki aks için de önemli bir röper noktası oluştururlar.
YEŞİL ÇEPERİN KURGULANMASI VE KAMPÜS İÇİ ULAŞIM İLİŞKİSİ
Kampüs yerleşkesinin tasarımında ekolojik ve sürdürülebilir değerler önemsenmiştir. Yaptığımız analizler ile yeşilin Buca ölçeğinde kent dokusunda İzmir’in genelinde olduğu gibi oldukça parçalı kaldığı görülmektedir. Önerilen yeşil çeper kampüs ve kent yaşantısı arasında bir arayüz oluşturmuştur. Bu yeşil doku çeperle sınırlı kalmayıp yerleşkenin merkezine kadar sızarak, yaya promenadını destekleyen yeşil dokuyla buluşmaktadır. İzmir’e özgü bitki türlerinin kullanılacağı, süslemeden uzak, işlevsel ve mevsimsel geçişlere dikkat edilerek özgün bir bitki dokusu farklı yoğunluklarda çeperlerden iç merkeze doğru yerleşmektedir.
Yeşil dokunun yoğun olarak bulunduğu yerler öğrencilerin açık havada çeşitli aktiviteler gerçekleştireceği ve etkileşim halinde bulunacağı rekreatif alanlar olarak kurgulanmıştır. Kuruyan dere yatağı canlandırılmış, arazinin mevcut florası güçlendirilmiştir.
Kampüs alanının çeperini çevreleyen bir kampüs içi toplu ulaşım sistemi önerilmiştir. Bu sistem bireysel araç kullanımını sınırlandırmakta ve kampüs içinde araç sirkülasyonunu minimize etmeyi amaçlamaktadır. Farklı yoğunluktaki 2 yeşil doku arasında yer alan araç rotası bisiklet yolları ve kaldırımlar ile yaya dolaşımını da desteklemektedir. Çeperdeki araç yolundan yeşil bir bantla ayrılan bisiklet yolu tüm kampüs yapılarına ulaşabilmektedir.
OTOPARKLAR
Projede kampüs içi toplu taşıma ve bisiklet ağırlıklı ulaşım sistemi ile kişisel araç kullanımının en aza indirgenmesi amaçlanmıştır.
Yerleşkede araç kullanımı teşvik edilmemekle birlikte, Teknopark, Fakülteler ve Yurt-Lojman yapılarının yakınlarında açık otoparklar kurgulanmıştır. Bu otoparklara erişim yine çeperde kurgulanan araç yolu ile sağlanmaktadır. Hastaneler, Rektörlük ve Sağlık Fakülteleri için ise negatif kotta kapalı otopark tasarlanmıştır.
ETAPLAMA / MASTER PLAN ÖLÇEĞİNDE ETAPLAMA
Uygulamada etaplar, kampüs bütününde sosyal yaşamın hayata geçirilmesi, peyzaj ve alt yapı bütünlüğünün sağlanması kriterlerinden hareketle değerlendirilmiştir.
Yapıların yer seçimi ve mekansal kurgunun oluşturulmasında; doğal ve iklimsel veriler, işlevsel gereklilikler ve ilişkiler, iç ve dış mekan ilişkileri, yapılar arası erişilebilirlik, etaplama ve gelişim, kamusal kullanım dikkate alınmıştır. Şartname gereğince sağlık aksının 1. etapta uygulanması öngörülmüştür. Projede alle olarak adlandırdığımız büyüme aksı ise 2. etapta devreye girecektir. Şartnamede 2. etapta planlanan bazı sosyal alanlar ve diğer eğitim mekanlarının büyüme aksı üzerinde etaplamayla, ilerleyen süreçlerde inşa edileceği öngörülmüştür.
ETAPLAMA / BİNA ÖLÇEĞİNDE ETAPLAMA
Süreç içerisinde etaplama ile mekanların yoğunluğunun artacağı öngörülmüş, eklemlenebilir bir mekan tipolojisi benimsenmiştir.
Kampüs, birlikte bir bütün olarak çalışan fakat aralıklı zamanlar ile inşa edildiklerinde veya genişleme senaryosu atıl kalsa bile her aşamada kendi kapalı mekânsal bütünselliğini koruyacak şekilde planlanmıştır. Üniversite faaliyet göstermeye devam ederken yeni yapılacak etaplardaki binaların üniversite yaşantısını etkilemeyecek biçimde düzenlenmiş olması önemsenmiştir. Bu bağlamda sonradan inşa edilecek birimlerin faaliyette olan bölümlere göre konumu, mesafesi, rüzgar yönü vb. faktörler de etüt edilerek etaplama düzenlenmiştir.
ADAPTÖR KURGUSU
Fakülte yapıları (özellikle Büyüme Aksında yer alan eğitim birimleri) modüler ilerleme yaklaşımı çerçevesinde bir merkez ve onu çevreleyen birimler olarak kurgulanmaktadır. Bu merkez, tasarımda ADAPTÖR olarak adlandırılmıştır. Eğitim birimlerinde derslikler, laboratuvarlar vb. alanlar teraslanarak topografyaya paralel hareket ederken, adaptörler topografyaya dik bir şekilde konumlanarak girişler, ortak alanları ve yatay & düşey sirkülasyonları barındırırlar.
Topoğrafyaya dik bir şekilde yerleşen lineer adaptörler fakülte birimlerinin dolaşım ve ortak alanlarını oluşturmaktadırlar. Adaptörlere derslik ve laboratuvar gibi birimler tasarımda bazen çift yönlü, bazen ise tek yönlü takılmaktadırlar.
Adaptöre saplanan birimlerin aralarına atriyum gelmekte, bu sayede farklı kotlardaki mekânlar (derslik, laboratuvar, atölye ve akademik personel odaları) esnek ve zengin bir kurgu ile bir araya gelmektedirler.
Esnek ve modüler bir inşaat talebi nedeniyle adaptörlere takılan birimlerin uzayabileceği, belli noktalarda araziye uyumlu olacak şekilde yanlarına yeni adaptör (ortak ve dolaşım alanları) ekleyerek büyüyebilecekleri planlanmıştır.
AÇIK ALAN TASARIM KRİTERLERİ
Açık Mekân Sürekliliği ve Bütünlüğü
Hem sağlık, hem de kampüs yerleşkesinin gelişme yönünü tarifleyen büyüme akslarının ana yaya eksenleri kendilerine komşu binalar, girişleri, aralarda kalan yarı-açık mekanlar, bitkiler ile kültürel ve sosyal odaklardan oluşan açık mekân sistemi olarak düşünülmektedir. Böyle bir sistem içerisinde hem fiziksel hem de çevresel süreklilik tasarımda önemli bir parametre olmuştur. Farklı etaplarda gerçekleşecek yapılaşmalarda bu bileşenler arasındaki etkileşimin korunmasına ve kesintiye uğratılmamasına dikkat edilmiştir.
Esnek Mekânsal Kurgu
Birimler ile yaya aksları arasında esnek bir mekansal kurgu düşünülmektedir. Açık alanların farklı kullanımlara olanak sağlayacağı, dolayısıyla çeşitli kullanıcılarla hep yeniden üretilen mekânlar üretmek projenin temel hedeflerindendir. Bu alanlardaki peyzaj kararları da bu fikri destekler nitelikte verilecektir. Bitkisel peyzaj kararları çeşitlendirilerek yer yer aktif, yer yer pasif yeşil alanlar oluşturulacaktır. Özellikle 2 önemli odak olarak tariflenen Üniversite Meydanı ve Yeşil Meydan’ın farklı mekansal kurgulara imkan sağlayamaması temel ilke olmuştur.
Peyzajın Sürdürülebilirliği
Yenilebilir sürdürülebilir peyzaj, kentsel bir çevrede sürdürülebilirliğe doğru atılan önemli bir adımdır. Geleneksel bir çim alanını bu tür peyzaj düzenlemeleri ile değiştirirseniz, böyle bir alanın su ve bakım gereklilikleri azaltılacak, kullanıcılar için yiyecek temin edecek ve yerel yaban hayat için yaşam alanı yaratacaktır. Sürdürülebilir peyzajın çevrenin sürdürülebilirlik yaklaşımını artıracağına, ve işbirliğine dayalı faaliyetlerde yer almalarını sağlayacaktır. Yıllık otsu bitkiler, meyve veren çalılar, besleyici bitkiler ve bazı ağaçlar bu tür peyzaj için idealdir. Ancak uygulama yapılmadan önce mutlaka toprak analizi yapılmalı, toprak kalitesi ve besin maddeleri değerlendirilmelidir. Toprak kalitesini arttırmak için yalnızca organik maddeler kullanılması sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik için oldukça önemlidir.
Bu tür yerleşkelerde peyzaj ekolojisi ve tasarımı, estetik cazibe merkezlerinin ve ekolojik değerlerin geliştirilmesinde benzeri görülmemiş bir rol oynayabilir. Peyzaj içerisinde, yenilebilir meyve ağaç ve çalıların yetiştirilmesi ekosistem içindeki biyoçeşitliliğe desteklemekte ve çevrenin korunması için sürdürülebilir uygulamalara olanak sağlamaktadır. Bu da sağlığın merkezde olduğu bir yerleşke için çok uygun bir yaklaşım olacaktır. Çeperde planlanan yoğun yeşil doku da göz önünde bulundurulduğunda bu alanlar sürdürülebilir gıda üretimini teşvik edecek, geliştirecek ve teşvik edecek, suyu kullanmayı ve emeği azaltacak ve biyoçeşitliliği artıracak, aynı zamanda kampüsün cazibesine katkıda bulunacaktır. Buna ek olarak, bu alanlar içerisinde yenilebilir peyzajın varlığı, sürdürülebilirlik konusunda bilinci arttırmak için bir araç olacaktır.