PROJE RAPORU
Mekân insanların deneyim ve ilişkisi ile “mekân” olur, yoksa “yer” olarak kalır. (Öztürk, 2021: 14)
Modern dünyada yaşayan bireyin bulunduğu alanlar ile iletişimi her geçen gün azalmaktadır. Tüketim toplumunun getirdiği rekabet, günümüz bireyini her şeyi hızlı tüketmeye itmiştir. Bunun sonucunda da mekânlar anlamını yitirmiştir. İletişim ve etkileşim olmayan bu yerler sadece uğranılan bir “gel-geç yer’’ine dönüşmüştür. Gel-geç yerlerde insanlar varlık olarak bulunmaktadır ve bu varlık hali belleğe kaydedilmemektedir. İnsan belleğinde bulunmayan yerler kayıp yerlerdir, arta kalanlardır. Genellikle gündelik hayatta kullanılan ancak benimsenmeyen, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir zaman diliminde tasarlanmış olarak karşımıza çıkan bu mekânlar Auge’nin deyimiyle; “yok mekânlar”dır. Günümüzde havalimanları, otoyollar, terminaller, metro istasyonları, köprü altları ve bu yerlere ulaşan sokaklar yok mekânlardır. Bu mekânlarda bir aidiyet hissi yoktur ve kullanıcı anonimdir.
Birey için bir yerin bir mekâna dönüşebilmesi salt strüktürel yapı üzerinden gelişen bir sürece bağımlı olmak yerine, o özgül mekâna dair verilerin, bir bütün olarak algılanma kapasitesine ulaşacak kadar güçlenmesi ve ayırt edilebilir hale gelmesi haliyle ilintili olabilir. Tasarım yaklaşımları kapsamında incelenen yok mekânlar; iletişimin olmadığı, bireyin yalnızca geçip gitmek amacı ile kullandığı, anı değeri taşımayan ancak gündelik hayatta sıklıkla kullanılan yerlerdir. Gel-geç mekânlar kentte yarattığı bellek kaybının yanı sıra kullanıcılarda da bellek kaybı yaratmaktadır.
Kentler içerisinde yaşayan, ancak kullanıcının içerisinde hangi kentte olduğunu dahi anlayamadığı bu mekânlar aynı zamanda yüksek kullanım potansiyeli taşımaktadır. NO WHERE; kent içerisinde iyileştirilmek istenen noktalarda kullanılan deneysel-kamusal sanat tekniği ile yok mekânlara geçici müdahaleler yaparak kentin ve insanın belleğinde yeniden var olmayı, arda kalanı kullanmayı amaçlamaktadır. Örneğin kentlerde metruk ve tehlikeli olarak nitelendirilen ancak sıklıkla kullanılan köprü altlarına yapılan deneysel canlandırma müdahaleleri ile alanın halihazırda yarattığı üst örtü potansiyeli kullanılmakta ve bu alanlar yaşayan mekânlara dönüştürülmektedir. NO WHERE, kullanıcının belki de saatler boyunca vakit geçireceği havaalanları için “Boş zamanların değerlendirilmesi tamamen ciddi bir iştir. Görev yeni oyunlar bulmaktır. (Debord&Fillon, Potlach)” sözünü hatırlatmaktadır. Bunun yanında her gün kullanılan ve kullanıcıyı önce yok yerlere, oradan da aidiyet hissi yaratan mekânlara ulaştıran sokaklar incelenmektedir. NO WHERE sokağı bilindik ve kanıksanmış bağlamından koparıp farklı bir gözle bakmayı, mekânın yerleşik kullanımını saptırmayı amaçlamaktadır. Bu müdahaleler; yürümek, geçmek yerine kaldırımda zaman geçirmek, takılmak, oyun oynamak, eğlenmek için bir fırsat niteliği taşımaktadır.
Mekân olgusu sınırsızdır bu nedenle mekân kavramını dünya geneliyle ilişkilendirmek gerekir. Kent oluşumunun ve işleyişinin, yalnızca belirli kişi veya kişilerin müdahaleleri ile iyileştirilmesi mümkün değildir. Ancak NO WHERE ile kent içerisindeki yok mekanlarda var olan potansiyeller kullanılarak artık alan olgusu azaltılabilir. Kullanıcının dinlenebileceği, sosyalleşebileceği, bulunmaktan keyif alabileceği ve kente katılabileceği mekanlar yaratan NO WHERE, basit müdahaleler ile arta kalanı yeniden yorumlamaktadır.