PROJE RAPORU
Kavramsal Çerçeve
Tarsus, tarihi birikimi nedeniyle, farklı köşelerinde sayısız medeniyete ve onun mekânsal izlerine rastlamak olası bir yerleşimdir. Aynı zamanda doğal miras olarak coğrafik özellikler de bölgenin peyzajında baskın olarak belirgindir. Bu varlıkların yarattığı kentsel kimliğin oluşumunda gündelik yaşam pratikleri ve turizm de önemli bileşenler olarak yerini alır. Öneri tasarım bölgenin belirleyici kimliğini kuran tarih, kültür ve sahip olduğu ekolojik yapının oluşturduğu bütünleşik habitat üzerinden kurgulanmıştır.
Yaşadığımız çevre ile diyalog içinde olmak, günümüzde giderek kaybettiğimiz değerler olarak ortaya çıkmaktadır. Duyuların yoğunlaştırılması, geliştirilmesi, deneyimin çeşitlenerek artırılması, çevremizi bedenimizle hissetmek vb. hayata anlam katan değerlerin deneyimlenebileceği bir ortak zemin kurmak tasarımın temel hedefini oluşturmaktadır. Yerin potansiyelini ve doğal değerlerini araştırmak, sorgulamak ve güçlendirerek döngüsel sürdürülebilirlik içinde tutmak yönünde müdahaleler önemsenmiştir. Bu amaçla “Kıyısal Çevre Islahı” önerisi ekolojik bütünlük için ilk ve en etkin müdahale olarak belirlenmiştir.
Tasarımın kavramsal çerçevesi, fiziksel, sosyal ve mekânsal çöküntüye uğrayan, aynı zamanda kentin gündelik yaşantısından kopan, dolayısıyla kimliksizleşen doğal/coğrafi görünümlerin geri kazanım süreci olarak tanımlanabilir. Yenileme süreci, yerin yapısındaki ve görünümündeki yitirilen kimliğinin var olan yerel özellikleri, özgün değerleri, simgesel nitelikleri aracılığıyla diriltilmesi için geliştirilen stratejiler bütünü olarak ele alınmaktadır. Bu stratejiler yarışma önerimiz kapsamında diyalog mekanları kavramıyla açıklanmış ve tasarım bu yönde kurgulanmıştır. Yarışma alanındaki sınır/çeper ilişkilerini yeniden belirlemek ve tanımlamak ayrıca bütünleştirerek görünür, algılanabilir ve daha nitelikli kullanılabilir kılmak hedeflenmiştir.
Ekolojik Bütünleşme
Ekosistemin bozulması yaşam alanlarımızı ve kaynaklarımızı geri dönülemez oranda tehdit etmektedir. Ekolojik duyarlılığın yaygınlaştırılması ve sürdürülmesi, günümüzde, en önemli sorumluluk olarak öne çıkmaktadır.
Öneri tasarımda, yarışma alanı ve genişletilen peyzaj, kullanıcının yeni yaşam biçimlerini deneyimleyebileceği bir Habitat olarak değerlendirilmiştir. Ayrıştırılan her katmanın uzatılarak sündürülmesi ile kullanımın kent içlerine ve doğal çevreye genişletilmesi/genleştirilmesi amaçlanmıştır. Böylece Ekolojik Bütünleşme idealinin hayata geçirilebilmesi olanağı yaratılmıştır. Tasarımda, her ayrışmış alana kendi içinde özgün karakterini koruyabilme, aynı zamanda ortak yaşama entegre olabilme olanağı sağlanmıştır.
Akışkan Çevre Tasarımı
Öneri tasarım, yarışma konusu alanı, tanımlanan odak alanı ve etkileşim alanı sınırlarının da ötesine taşımış ve bütünleşik, akışkan bir sürdürülebilirlik anlayışı ile değerlendirmiştir. Bu akışkan bakış üç ana tema üzerinden yapılandırılmıştır.
– Ekolojik akışkanlık – Tarihsel akışkanlık – Kültürel akışkanlık
Bu üç akışkan katmanın birbirleriyle ve kentli ile diyaloğunun kurulması ve gündelik hayat pratiklerinde daha etkin rol alması hedeflenmiştir.
Berdan çayı ve çevresi baraj havzasından tarım alanlarına kadar büyük bir kent içi doğa parkı olarak düşünülmüştür. Bu ekolojik koridor dıştan içe üç katman halinde ele alınmıştır; kentsel yerleşim, doğa parkı ve en içte su yatağı. Her bir katmanı ayıran sınırlar doğa ile ilişkisi düzeyinde belirginleşmektedir. Sınırların belirginliğinin algılamayı artıracağı, görünür kılacağı ve içselleştirmeyi kolaylaştıracağı öngörülmüştür. Amaç farklılıkların diyaloğunu kurmaktır. Bu diyalog fiziksel bağlantı ağları ile tüm kente yayılacaktır.
• Su Yatağı ve Akarsu Ağı
“Kıyısal Çevre Islahı” için akarsu ve dereler çok önemlidir. Bu nedenle tasarımın üst ölçeği olarak, Berdan Çayı’nın kuzey-batıdaki baraj havzasından doğudaki tarım alanlarına kadar olan su mecrasının tamamı çalışma alanı olarak ele alınmış ve bu alanın “Habitat”ının ıslahı öncellenmiştir. Bunun için su havzasındaki tüm inşa edilmiş nesnelerin temizlenmesi, flora ve faunası ile yere özgü doğasının kendi kendini yenileyerek restore etmesi öngörülmüştür.
Su yolunun çevre izinin sınırları ve ara bağlantıları araştırılarak potansiyelini ortaya çıkarmak çok disiplinli bir çalışmayı gerektirir. Tasarım Berdan Çayı yatağını zaman içinde oluşmuş eklemelerden sıyırıp, bakir yapısı ile korumayı ve tüm canlılar için doğal bir habitat oluşturulmasını hedeflemektedir. Tüm etkinlik alanları bu doğal alanın çeperlerine yerleştirilerek su yolunun ve şelalenin görünür ve algılanabilir olması sağlanmıştır.
Su yolundaki tüm yapısal unsurların temizlenerek doğanın kendi kendini restore etmesi, yere özgü canlı türlerinin yaşama olanağı bulacağı bir habitatın da kendiliğinden yerin doğasına uygun oluşmasına olanak sağlayacaktır. Tasarım ilkesi olarak; kendi kendisini iyileştirmesine müsaade edilen doğal ekolojik koridorun yine zamanla kendiliğinden dönüşümüne de yerel karar vericilerin her türlü yapılaşmaya izin vermeyerek olanak sağlaması zorunluluğu öngörülür.
• Kent Parkı Ağı
Berdan çayı vadisi (barajdan tarım alanlarına kadar uzanan ) sosyal yaşam ve turizm amaçlı “Doğal Kent Parkı” olarak düşünülmüş ve gündelik hayat pratikleri içine yerleşmesi öngörülmüştür. Sürekli ve erişilebilir bir park olabilmesi için sürekliliği kesilen bölgelere akupunktur müdahalelerle dokunulmuştur.
Parkın lineer/çizgisel sürekliliği koruluk, bostanlar, mevcut yeşil örtü ve akupunktur bitki kümeleri ile güçlendirilmiş ve tüm parkın bir botanik bahçesine, hatta “Arboretum”a dönüşebilmesi hedeflenmiştir. Tüm etkinlik alanları bu park içinde, park kullanıcılarının erişim, dolaşım ve etkileşimine açık, geçirgenlikte tasarlanmıştır.
• Yaya+Bisiklet Yolu – Erişim ve Dolaşım Ağı
Kentin tamamına yayılan bir yaya ve bisiklet yolu “Erişim-Dolaşım Sistemi”nin kurgulanması önerilmektedir. Yarışma alanı ve öneri çalışmamızdaki genişletilmiş alanda tasarlanan yaya ve bisiklet yollarının bu bütünleşik sistem ile entegre olması amaçlanmıştır. Özellikle yapısı güçlendirilerek yenilenen doğal alanlarda asfaltsız, sadece düzeltilmiş ve sıkıştırılmış toprak yollar önerilmiştir. Odak alan içindeki kullanılan zeminlerde ise doğal küp taş kaplama öngörülmüştür. Bu alanlardaki zemin, küp taşların aralarına yerleştirilen ahşap anolar ile yumuşatılmıştır. Tüm dolaşım ağları aynı zamanda su yolu çeperi, şelale ve park için gözlem ve seyir bakı noktaları olarak etkinlik ağının bütünleşik elemanları işlevini üstlenmiştir.
• Narenciye Yolu – Yerel Tarımsal Üretim Ağı
Narenciyenin kentin tarımsal üretimi açısından önemini vurgulamak, farkındalık yaratmak önemsenmiştir. Bu simgesel/imgesel yol yatayda tüm etkileşim alanı boyunca uzatılarak peyzajda görünür kılınmıştır. Odak alanın içinde ise sokak niteliği kazandırılarak çeşitlenen etkinliklerle donatılmıştır. Böylece Narenciye imgesi ile çiçeğinin kokusu alanı kullananların koku belleğine yerleştirilmiştir. Bu Narenciye ağaçları ile gölgelendirilmiş sokak, dolaşım ağının bağlayıcı düğümü olarak da varlığını sürdürecektir. Aynı zamanda narenciye ağaçlarının, turistler ve kent sakinlerinin etkinlikleri ile donatılmış sokağın görünümünü yaprakları, çiçekleri ve meyveleri ile renklendireceği öngörülmüştür.
• Tarihi Miras Ağı
Tasarımın ana hedeflerinden birisi de Tarsus’un sahip olduğu doğal değerlerinin gündelik hayat pratikleri içine daha etkin katılmasını sağlamaktır. Bu doğal katmanın tarihsel ve kültürel katmanlar ile birlikte hafızada yer alması kentin algısının bütünlüğü açısından önemlidir.
Şelale bölgesinin Tarsus’un tarihsel ve doğal mirasının kesiştiği bir noktada olması kimliğin akışkanlığını sağlamayı kolaylaştırmaktadır. Bu tarihsel ve kültürel mirasın izleri odak alandaki avluların duvarlarında stilize edilerek sanatsal bir ifade yaratılmak arzulanmıştır. Birbiri içine akan bu avluların duvarlarında Tarihin sürekliliği sanatsal bir ifade ile vurgulanacaktır. Bu duvar resimleri veya rölyeflerin tasarımının başka bir yarışmanın konusu olması önerilmiştir.
Etkinlik Alanları
Var olanın yıkılarak yenilenmesi süreçlerinin inşasında süreklilik ve değişim diyalektiği etkendir. Gündelik pratikler ile oluşan değişimden çok yerin doğasının sürekliliğinde gelişmiş olan aurayı zedelememek esastır. Bu auranın kendi virüsünü yaratması, geliştirmesi ve bulaştırarak yayması için turistlerin ve kent sakinlerinin yakın temasına olanak sağlayacak etkinlik alanları’nın oluşturulması benimsenmiştir. Yapılaşan tüm alanlar yıkılacak olan otelin ayak izi üzerinde konumlandırılmıştır.
Tasarımda, çok amaçlı salon, yüzme havuzu, alış-veriş ve yeme-içme birimleri, avlular, amfiler, sokak, seyir terasları birbiri içine akarak bütüncül bir yapıda değerlendirilmiştir. Açık alanlar ortak kullanıma uygun olarak organize edilmiştir. Tüm etkinlik alanları çok amaçlı kullanımlara uygun biçimlendirilmiştir.