Burak Baş, Şeyma Kahraman Baş, Tuğçe Dilan Özdemir ve Yasir Mahdi'nin "Bir Kıyı Yerleşimi Bağlamında Hopa İlçesi Kent Merkezi Fikir Projesi Yarışması" için tasarladığı proje, eşdeğer mansiyon ödülü kazandı.
Hopa harmoni Projesi, doğayı bir sınır olarak değil, kenti besleyen bir ekosistem olarak ele alan ve insanları bu dengeyi hissetmeye teşvik eden bir kentsel tasarım anlayışını yansıtır.
Bir kentin ahengi, doğa, insan ve mekan arasındaki karşılıklı uyum ile şekillenir. Kentin harmonisi, sokaklarından meydanlarına, kıyısından iç kesimlerine kadar farklı ölçeklerde yaşanır ve hissedilir. Doğal peyzajın yapay müdahalelerle dengeli bir biçimde iç içe geçtiği, kamusal alanların insan ölçeğinde tasarlandığı, sosyal etkileşimi teşvik eden mekanların var olduğu yerlerde bu ahenk kendini gösterir.
Kentlerin harmonisi, zamanla evrilen bir denge hâlidir. Bu denge, kimi zaman planlanmış alanlarda, kimi zaman ise ara-mekanlarda kendini gösterir. Hopa’nın geçmişiyle geleceği arasında köprü kuran bu proje, sürdürülebilir bir yaşam döngüsü sunarken, insanları kentin dokusunu hissetmeye, doğayla ve birbirleriyle uyum içinde hareket etmeye teşvik eder. Bu bağlamda oluşturulan rotalar, kentin doğal ve kültürel dokusuyla etkileşimi artırarak, bireylerin kente yeni bir gözle bakmalarını sağlar.
Manzara ve kuş gözlem noktalarından, çay tarlalarına, yerel üretim alanlarından kıyı ekosistemine uzanan güzergâhlar, yalnızca birer geçiş değil, kentin ritmini hissettiren ve doğayla bütünleşen mekanlar olarak tasarlanmıştır.
Projenin temel odak noktalarından biri, Hopa Çayı ve çevresinin yeniden ele alınarak su yönetimiyle entegre bir tasarım geliştirilmesidir. Hopa Çayı, kent içinde önemli bir ekolojik koridor olma potansiyeline sahip olmasına rağmen, mevcut yapılaşma ve yanlış müdahaleler nedeniyle doğal formunu kaybetmiş durumdadır. Proje kapsamında, derenin her iki yakasında çeşitli rekreasyon alanları ve yeşil kuşaklar oluşturularak, ekolojik dengenin yeniden sağlanması hedeflenmektedir. Cami ile dere arasında yeni bir yeşil alan tasarlanarak kent merkezine bir park kazandırılmış ve halkın sosyal ihtiyaçlarını karşılaması öngörülürken, ekolojik yönden su emilecek büyük bir alan oluşturulmuştur. Bu kapsamda, suyun doğal döngüsünü koruyarak geçirimsiz yüzeylerin azaltılması, taşkın risklerinin önüne geçilmesi ve biyoçeşitliliği artıran peyzaj stratejilerinin uygulanması planlanmaktadır.
Alanda geçirgen sert zeminler kullanılarak yağmur sularının toprak tarafından emilimi artırılacak, bu sayede suyun akış hızı kontrol altına alınarak taşkın riski minimize edilecektir. Dere kenarlarında doğal filtrasyon sağlayan bitkiler yerleştirilerek, suyun temizlenmesi ve mikro habitatların oluşturulması sağlanacaktır. Bu bitkisel tampon bölgeler, hem su kalitesini iyileştirecek hem de dere kenarında doğal yaşam alanları yaratarak biyoçeşitliliği destekleyecektir. Bu uygulamalar, benzer projelerde de gözlemlendiği gibi, hem su yönetimi hem de ekolojik sürdürülebilirlik açısından oldukça etkili bir çözüm sunmaktadır. Artvin ili genelinde yürütülen biyoçeşitlilik araştırmaları, bölgenin Türkiye’nin en zengin bitki örtülerinden birine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Artvin’de 119’u endemik olmak üzere 1268 bitki türü tespit edilmiştir. Bu durum, Hopa Çayı ve çevresinin doğru peyzaj stratejileriyle ele alınması gerektiğini göstermektedir.
Bisiklet yolları ve yaya köprüleri, kıyı ile kent merkezi arasındaki kopukluğu gidererek araç yolları yeşil tepe ile tamponlanmıştır. Kıyıda kesintisiz bir promenad, su ile maksimum teması sağlayan amfiler, oturma basamakları, gün batımı terasları ve yüzer iskele ile farklı aktivitelere ev sahipliği yapacak mekanlar kurgulanmıştır. Farklı boyutta amfiler, kafe, restoran ve servis birimleri ile sahil ihtiyaçları karşılanacaktır. Spor alanı, çocuk oyun alanı, Su sporları merkezi, bisiklet ve yürüyüş parkurları ile etkinlik ve sergi mekanları tasarlanmıştır. Alan içerisinde farklı boyutta yeşil tepelerle sürprizli mekanlar oluşturulmuş ve aktivite mekanları birbirlerinden ayrıştırılmıştır. Ayrıca kent merkezi tarafı için meydan altında 300 araçlık kapalı otopark kurgusu öngörülmüştür. Amfi alanları ve doğal plaj oluşumu ile insanların suyla doğrudan temas kurabileceği yeni mekanlar tasarlanmıştır. Promenad, bisiklet yolları ve yürüyüş parkurları ile kıyı boyunca kesintisiz ve erişilebilir bir hareket ağı oluşturulmuştur. Su sporları merkezi sayesinde kıyı alanı gençlere aktif spor faaliyetleri için fırsat sunar. Sosyal mekanlar (sergi alanları, sahne, spor alanları, ortak çalışma mekanları) tasarlanarak kamusal yaşam güçlendirilmiştir. Belediye önündeki meydan halk için bir toplanma alanı fırsatı sunarken yaya köprüsü altına yerleşen kafe ve kiosklar meydanın servis ihtiyacını karşılamaktadır.
Hopa Harmoni Projesi, kentin yalnızca mevcut sorunlarına çözümler üretmekle kalmayıp, doğal ve kültürel değerlerini yeniden keşfetmeye olanak tanıyan rotalar ile tüm kente yeni bir deneyim süreci sunuyor. Kent içindeki alternatif ulaşım ağları, yeşil altyapı stratejileri ve suyla etkileşimi artıran tasarım kararları, Hopa’yı ekolojik ve sosyal anlamda daha güçlü kılarken, kentlilere ve ziyaretçilere yeni deneyimler sunan mekansal keşif alanları yaratıyor. Kıyıyla bütünleşen sosyal mekanlar sayesinde, Hopa sahili artık sadece bir geçiş noktası değil, etkinliklerin, buluşmaların ve doğayla etkileşimin merkezi olacak. Eskiden kıyıya erişimi kısıtlayan engellerin yerini, denizle doğrudan ilişki kuran kıyı promenadı, suya açılan amfiler ve kent hafızasını yaşatan kamusal alanlar alacak. Hopa’da harmoni artık doğayla birlikte akan bir kent yaşamında, suyla buluşan kamusal alanlarda, yerel üretimi destekleyen sosyal etkileşim mekanlarında hissedilecek. Kent, geleneksel üretimi destekleyen, ekoturizmi teşvik eden ve doğal kaynaklarını koruyarak geleceğe aktaran bir model sunacak, ekolojik dengeyi nasıl koruyabildiğiyle, kıyı ile nasıl uyum içinde yaşayabildiğiyle ve insanlarının kamusal mekanları nasıl sahiplenebildiğiyle gündeme gelecek. Artık sorunları değil, keşfedilen yeni uyumu, yani Hopa’nın harmonisini konuşacağız.