Batuhan Aydın, Mert Can Aşar ve İbrahim Emre Karadelioğlu, ÇEDBİK Sürdürülebilirlik Fikir Yarışması 2023: Dönüşümü Tasarlamak Yarışması'nda eşdeğer mansiyon ödülünü kazandı.
RE-LI[E]VE – S2165 Proje Açıklama Raporu
Dünya’da ve Türkiye’de gerçekleşmiş olan afetlere bakıldığında barınma unsurunun afet sonrası öncelikli ihtiyaçların başında geldiği görülmektedir. Afetzedelerin gündelik yaşam rutinine yeniden dönebilmesini sağlayabilecek olan en önemli unsur onlara güvenli bir yer temin edebilmektir. Afetzedelere güvenli mekanları sağlarken, afetin gerçekleştiği bölgenin iklimine karşı dayanıklı olması da oldukça önemlidir. Bununla birlikte barınma sorununa çözüm olacak sistem malzemelerinin kolay takılıp sökülebilmesi, maliyetinin düşük olması, çeşitlilik sağlayabilecek esnek bir yapıda olması, depolanabilmesi ve sürdürülebilir olması gerekmektedir. Aynı zamanda geçici yaşam alanları, depremzedelerin afet sonrasında karşılaştığı fiziksel ve sosyal kayıplarını hafifletmek amacıyla da önemli bir role sahiptir. Ancak, bu geçici yaşam alanlarının sadece bağımsız konteyner birimlerinden ibaret olarak ele alınması yerine, bir bütün olarak değerlendirilmeleri ve içerdikleri mekânsal ilişkilerin incelenmesi, zedelenmiş olan tarihi çevre kültürünün yaşatılabilmesi gibi konular bakımından da kritiktir.
“RE-LI[E]VE” terimi, “canlı” ve “rahatlatmak” kelimelerinin birleşiminden türetilmiş bir kavramdır. RELI[E]VE kavramı, geçici yaşam alanlarını canlı ve rahatlatıcı bir şekilde yeniden tasarlamak için yeni bir tasarım yaklaşımı önermektedir. Bu yaklaşım, afetzedelere umut, destek ve toparlanma fırsatları sunar. RE-LI[E]VE, afetzedelere bir nefes alma alanı sunmayı ve onların toparlanma sürecine katkıda bulunmayı amaçlar. Bu nedenle RE-LI[E]VE, afet sonrası geçici yaşam alanlarını insan odaklı ve canlı bir şekilde yeniden canlandırmanın anahtarıdır.
RE-LI[E]VE 3m. X 3m. ’lik birimlerden alanın tamamına uzanan bir yerleşim modülasyon sistemini önermektedir. Bu bağlamda, alan içindeki konteyner ve çadır birimlerinin diğer mekânsal unsurlarla olan ilişkilerini yeniden ele alarak yaşam alanları ile ortak alanlar arasında bir bağ kuran tasarım önerilerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Tasarıma başlarken alınan ilk kararlar çalışma alanı içerisindeki ana ulaşım bağlantılarının belirlenmesi ve yerleşim alanlarının tanımlanması olmuştur. Proje alanı kuzey güney doğrultusunda bir ana arter belirlenmesi ve bu artere doğu batı doğrultusunda iki yatay bağlantı eklenmesi ile 5 parçaya ayrılmıştır. Oluşturulan ulaşım bağlantıları her türlü ağır ve hafif nitelikle vasıtaların ulaşabilecekleri genişlikte tasarlanmıştır. Oluşan yerleşim alanları içerisinde işlevsel-mekânsal verimlilik ve teknik standartlar göz önünde bulundurularak 3×3 metrelik gridal bir sistem kurgulanmıştır. Devamında oluşturulan gridal sisteme uygun açık, yarı açık ve kapalı mekanlar üretilmiş ve bunların proje alanı içerisine gündelik yaşamda kolaylık sağlayacak, olası gelecek senaryolara uyumlu olacak şekilde esnek bir anlayışla tasarlanmıştır. Etkileşim alanında ise proje alanındaki ölçü ve oranlar göz önünde bulundurularak teknik birimler ve otopark alanı çözülmüştür. Birimler işlevlerine göre çevresindeki uyum ve ilişkileri gözetilerek, içerisinde bulunduğu veya kendi oluşturduğu bağlam neticesinde kendilerine yer bulmuştur. Bu birimlerin yerleşimine yönelik alınan temel kararlar ve belirlenen stratejiler şu şekilde olmuştur:
Proje alanı, çadır ve konteyner konaklama birimleri ayrı ayrı düşünülerek temelde ikiye bölünmüştür. Proje alanına alınacak giriş mevcuttaki AVM’nin girişi korunarak belirlenmiştir. Bu bağlamda çadır konaklamanın yer alacağı bölge kurulum hızı ve aciliyeti gibi stratejik meseleler gözetilerek girişe yakın kısımda konumlandırılmıştır. Konteyner konaklamalarının yer alacağı kısım ise çadır konaklamalarının kuzeyinde kalan bölgede olacak şekilde kurgulanmıştır. Sağlık birimi, güvenlik birimi, idari birim, ibadet alanı, spor salonu ve eğitim birimi erişilebilirlik açısından alana girişte planlanmıştır. Bu birimlerle ilişkili konumlanan yeme içme birimi ve yeşil alanlarla beraber bu bölgede bir meydan algısı oluşturulması planlanmıştır. Market ve rehabilitasyon birimi ise bu alanlara yakın çadır konaklama alanı içerisinde planlanmıştır. Bu sayede bu birimler hem çadır konaklama birimlerinde yaşayan afetzedelerin ihtiyaçlarının konteynerde yaşayanlara göre fazla olması hem de afetten hemen sonra ilk kurulum bölgesinde yer alması açısından bu alanlarda çözülmesi daha uygun görülmüştür. Bu yaklaşım aynı zamanda çadır alanları içerisindeki sık ve monoton yerleşimi kırmış ve bu birimlere eklemlenen yeşil alanlarla birlikte daha ferah ve tanımlı mekânsal alanlar oluşmuştur. Yemekhane birimi ise iki bölgeye de ulaşımın kolay olması düşünülerek bu bölgelerin arasında konumlandırılmıştır. Ayrıca çadır konaklama alanlarında belirli kısımlara gerekli ihtiyaçların karşılanası için WC ve duş birimleri yerleştirilmiştir. Aynı şekilde tüm alanda belirli kısımlara kıyafet temizlik ihtiyacı düşünülerek yıkama ve kurutma ve ütüleme ihtiyaçlarını karşılayacak mekanlar yerleştirilmiştir. Afet sonrası yaşamın olabildiğince normale yaklaştırması hedeflendiğinde alan içerisinde çeşitli yerlerde insanların oyalanabileceği, üretim yapabileceği ve çalışabileceği işlikler ve çalışma birimleri tasarlanmıştır. Bunlar aciliyet açısından ikincil öneme sahip olduğundan daha çok konteyner konaklama alanları içerisinde kurgulanmıştır. Proje alanının çeşitli yerlerinde kurgulanan yeşil alanlar ve çocuk oyun alanları hem bu yerleşim dokusu içerisinde nefes alma mekanları oluşturmakta hem de çocukların aileleri gözetiminde zaman geçirebileceği mekânlar sağlamaktadır.
Afet sonrasında barınma birimlerine oluşabilecek yoğun talep ve aciliyet sebebiyle konaklama birimleri mümkün olan en hızlı şekilde bölgede düzeni sağlayabilecek yaklaşımla tasarlanmıştır. Bu yaklaşıma göre, önceden üretilmiş fabrikasyon demonte malzemelerin ve mevcut konteyner arzının modülasyon sistemi içerisinde bir araya gelirken farklı mekânsal rastlantıları oluşturması alanı monotonluktan uzaklaştırmaktadır.
Proje alanı içerisindeki konaklama birimleri çadır ve konteyner olmak üzere iki türe ayrılmaktadır. Bu birimler afetzedelere afetin ilk şokunu atlattıktan sonra temel ihtiyaçlarına çözüm olabilecek şekilde, gerektiğinde planında genişleme ve esneklik olanağına sahip, sağlam ve kullanışlı olacak şekilde tasarlanmıştır. Çadır birimleri için olası bir afet anında hızla çözüm geliştirebilmek amacıyla körüklü, hızlı kurulabilen, hafif ve kolay taşınabilen bir modülasyon sistemi tercih edilmiştir. Katlanarak az yer kaplayan ve iki kişinin kolaylıkla kurabileceği bu modüller ihtiyaç duyulan alanlarda yükseltilmiş bir ahşap zemin üzerine çelik ipler yardımıyla sabitlenecek ve geçici yaşam alanları oluşturulacaktır. Standart çadırlara göre ısı yalıtım performansı daha yüksek olan, daha kolay eklemlenebilir ve kaliteli yaşam alanları sunan çadır modülleri afete ilk temas bağlamında büyük bir öneme sahip olacaktır. Güvenlik için çadırlar arasında 2, çadır kümeleri arasında 6 metrelik mesafeler bırakılmıştır. Aynı zamanda afet sonrası barınma alanının eğimi yer yer %2 ve %4 arasında olacak şekilde tasarlanmıştır.
Konteyner konaklama birimleri, çeşitli aile tiplerine hitap edebilecek esneklikte 4 farklı tipte (2,4 ve 6 kişilik) toplamda 1000 kişilik kapasite ile tasarlanmıştır. Birimler 3×3 metrelik modül temel alınarak bunların birbirine eklemlenmesi şeklinde oluşturulmuştur ve artan aile nüfusuna uyum sağlayacak kapasiteye sahiptir. Her bir modül temel gündelik yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak birimleri içermektedir. Haneler arası etkileşimi arttırarak komşuluk ilişkilerinin güçlendirilmesini amacıyla konteyner birimleri ile avlulu mekânsal oluşumlar üretilmiştir. Avlu sistemi bir yandan yarı özel mekanlar tanımlamaya olanak sağlarken öte yandan mevcutta da kurgulanan monoton tek düze yerleşimin monotonluğunu kırıp daha dinamik alanların oluşumuna imkân tanımıştır. Farklı konteyner tipleri farklı şekillerde bir araya getirilerek birden fazla avlu tipi oluşturulmuş ve mekânsal zenginlik arttırılmıştır. Bu sayede aynı ya da farklı işleve sahip birimlerin birbirinden hem mekânsal hem de görsel bağlamda ayırt edilmesinin sağlanabilmesi hedeflenmiştir. Oluşan avlulara sızan yeşil alanlarla beraber afetzedelerin doğayla ve yerle olan ilişkilerinin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Konteyner modülleri mevcutta yer alan konteyner stoğuna ekonomik müdahaleler ile sürdürülebilir yaşam alanlarını oluşturmak amacıyla tasarlanmıştır. Malzeme olarak düşük ısıl kapasiteli ve sürdürülebilir olması açısından ahşap kullanılmıştır. Yapının kendi kendine yetebilmesi anlamında, yağmur suyu ve gri su döngüsüne duyarlı, trombe duvarıyla gün boyu kazanılan ısının yaşam alanlarında kullanıldığı, fotovoltaik paneller ile elektriğini karşılayabilen bir sistem kurgulanmıştır. Modüller yerden yükseltilerek hem ısıl performans arttırılmış hem de olası bir su birikmesinin önüne geçilmiştir. Böylelikle kullanıcının temel yaşam faaliyetlerini karşılayabileceği sürdürülebilir birimler oluşturulmuştur.
Etkileşim alanı olarak verilen bölgede bulunan mevcut otoparkın düzenlenerek projede kullanımına karar verilmiştir. Deniz kıyısında bulunan alanda ise teknik birimler konumlandırılmıştır. Alanın deniz ile ulaşımına olanak sağlanması amacıyla kıyı kenarında lojistik destek vb. işlevlere de olanak sağlayabilecek bir liman tasarımı oluşturulmuştur. Alanın girişine yakın kısımda gelen lojistik desteğin ve diğer depolama ihtiyaçlarını karşılayacak 3 adet lojistik depo birimi ve konteyner vs. gibi birimlerin üretimine imkân sağlayacak 1 adet üretim tesisi kurgulanmıştır. Üretim tesisinin yanında gelen tırların park edebileceği geniş bir alan bırakılmıştır. Acil durumlarda kullanılacak ambulans ve itfaiye birimleri için yönetim merkezi, otoparkı ve helikopter pisti birlikte kurgulanmıştır. Su arıtma tesisi ve enerji santrali ise alanın en kuzeyinde konumlandırılmıştır. Afetler, insanlar için can kaybının yanı sıra fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara da sebebiyet veren olaylardır. Afetlere genel olarak bakıldığında barınma unsurunun afet sonrası ihtiyaçların başında geldiği gözlemlenmektedir. Proje kapsamında afetzedelerin yaşamını mümkün olduğunca kolaylaştıracak onların afet öncesindeki yaşamlarına olabildiğince yakın koşullarda devam etmesini sağlayacak mekânsal tasarımlar üretilmiştir. En üst ölçekten en alt ölçeğe kadar alınan kararlar doğrultusunda afetzedelerin psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan geçici bir süre de olsa yaşamlarını konforlu bir şekilde sürdürebilecekleri bir proje önerisi geliştirilmiştir.