Aboutblank Mimarlık tarafından hazırlanan proje mansiyon ödülüne layık görüldü.
Geçmişten günümüze insan var oluşu gereği kendine bir yaşam alanı oluşturma, bu yaşam alanını optimum koşullara göre düzenleme ve uygun bir ortam bulduğunda kendine yeni bir ‘barınma’ mekanı ortaya koyma içgüdüsüyle doğar. Bu yarattığı ortam koşullarını kendine göre düzenler ve uygun görmediği noktada yeni yerleşim yerleri arayışına girer. İşte tam da bu noktada toplumlar göçebeleşir ve varlıklarını sürdürecekleri bir ‘yurt’ ararlar. Ülkeler de, kentler de bu arayış sonucu ortaya çıkan ‘yuva’ lardır. Süregelen tarihsel gelişmelerle değişen insan da bir yerde duracak ve orayı kendine ‘yurt’ yapacaktır.
Toplumlar değiştikçe kentler de değişir. Modern dünyada bu değişim çok hızlı gerçekleşmektedir ve ülkeler kendilerine yeni merkezler yaratma çabası içindedirler. Bu çaba ile kent kimliklerine marka değeri katan ülkeler, başkentlerini bir’ ‘Dünya Merkezi’ haline getirmekte ve potansiyellerini ortaya çıkartmaktadırlar. Kırgızistan Cumhuriyeti’nin 50 yıldan bu yana başkenti olan Bişkek, eski sovyet etkisi sebebiyle tarihsel süre içinde merkezleşememiş ve bir başkent kimliği kazanamamıştır. Bu noktada değişmeye başlayan Bişkek potansiyellerini ortaya çıkartmalı ve modern çağın gerekliliklerine ayak uydurmalıdır.
Lineer Kent
Uzun yıllar Sovyet etkisinde gelişen Bişkek türdeş şekilde bölünmüş ve gridal bir plan üzerine kurulmuştur. Ana ulaşım aksının oluşmasını engelleyen bu yaklaşım kentte sınırlı bir gelişime olanağı yaratmış, kentin sürekli bir ‘ana omurgaya’ sahip olmasını engellemiştir. Tasarım yaklaşımına yön veren bu gridal oluşumu kırmak üzere tasarlanan yeşil akslar, kentte yeni tanımlanan ana aksa bağlanarak türdeş kent yapısını ‘merkezleştirme’ yi amaçlamıştır.
Yeşil Kuşak
Bişkek gibi ulaşım ağlarını demiryolu üzerine kurmuş olan kentler gelişme potansiyelleri yüksek olan kentlerdir. Karabalta ve Tokmok aksını doğu-batı yönünde birbirine bağlayan bu aks kenti süreç içinde bu yönde gelişmeye itmiş, kent içinde sınırlayıcı bir dinamik oluşturmuştur. Bişkek için öngörülen proje de bu ‘sınırlayıcı eleman’ Chu kanalının doğal bir ikinci eşik görevi görmesiyle bir ‘potansiyel’e dönüştürülmüş, uygulanacak yeni şehir planında ki kuzey-güney aksını belirlemede rol oynamıştır. Hali hazırda bu iki aks arasında gelişemeyen Bişkek kentinde yaratılan yeni akslarla şehirde yeni bir gelişim yönü tanımlanmış bunlar ise kaybolan yeşil dokuyu destekleyecek olan ‘yeşil kuşak’larla sağlanmıştır. Kent içine entegre olan bu kuşaklar kentin yeni tanımlanan bölgelerini birbirinden ayıran bölgeler olması yönünden ‘ayırıcı’, kullanıcıya yeni buluşma alanları yaratması noktasında ise ‘toplayıcı’ görevi görmektedir. Kaybolan yeşil alanlara ve halihazırda korunabilmiş doğal parkalara uzanan bu yeşil akslar kentin gelişme yönünü tanımlamakta ve yeni şehir planı kademelenmesi için bir zemin hazırlamaktadır.
Karma Gelişim Senaryosu
Bütün bu kent sorunları göz önüne alındığında Bişkek’in yeni gelişim planının ‘Karma Gelişim Senaryosu’ üzerine kurgulanmasına karar verilmiştir. Kenti sadece merkezdeki gelişimiyle değil, periferisindeki yeni doğal oluşumlarla da destekleyecek olan bu yaklaşım, Bişkek’in gelecekteki gelişim öngörüsünün temelini oluşturmaktadır.
4 Bölge-4 Odak
Her ne kadar kentler kullanıcıların günlük eylemleri sebebiyle ‘kaos’ ortamına dönüşse de gelişmiş kentlerde bu yoğunluk kademelenmelerle ‘düzen’ ortamına dönüşebilir. Bişkek için tasarlanan yeni akslar-yeşil kuşaklar- kente bu düzeni önermektedir. Kente 4 yeni bölge tanımlayan bu yeşil akslar, kentliye de 4 yeni odak noktası tanımlayacak ve merkezi henüz oluşmamış olan Bişkek’ e 4 yeni merkez önerecektir. Böylece kendi içinde bir odağa dönüşen kentin süreç içinde de bir’dünya odağı’ olması ön görülmektedir.
Günümüzde ‘modern’leşme ile kentlere yapılan müdahaleler kent kimliklerine zarar vermekte ve kentin halihazırda varolan dokusuna aykırı yapılaşmalar yaratarak kent ve kullanıcının tarihsel süreçte oluşan hafızasına zarar vermektedir. Tam da bu noktada Bişkek’e yapılacak müdahalelerin doğal oluşumlardan yola çıkılarak yapılması tasarımın temelini oluşturmaktadır. Kente dokunmadan, kentlinin yaşamına dokunmak üzere oluşturulan 4 yeni bölgede bu durum ayrıkırı yapısal önerilerdense ayrı işlevsel önerilere dönüşmüş, var olan kent dokusu içinde hissetirmeden kendine yer bulmuştur.
Eğitim aksı, Spor aksı, Kamusal alan ve Kültürel akstan oluşan bu 4 yeni bölge kent periferisinde yer alan kanal ve demir yolu ile birleşip 4 odak noktasına dönüşmektedir. Bu dört bölgenin Chu kanalı ile birleştiği noktalarda tanımlanan iki noktanın rekreasyon odağı, demiryolu hattı ile birleştiği diğer iki noktanınsa modern kentin prestij yapılarının bulunduğu kültürel odağa dönüşmesi planlanmaktadır. Bu yeni tanımlanan kent bölgelerine, kullanıcının ulaşımı ise tanımlanan ulaşım ağları ile desteklenecektir. Bu ulaşım ağınınsa yeni dünya kentlerinin bir getirisi olan metro ağı ile tanımlanması öngörülmektedir. Chu kanalı ve demir yolu hattı gibi iki önemli kentsel dinamik, atıl konumlarından kurtulup kente katılacak ve gelişecek olan yeni Bişkek’e yeni potansiyeller sunacaktır. Bu gelişmeye açık şehir modelininse sadece Bişkek kenti için değil, diğer kentlerde de uygulanabilme olasılığı Kırgız Cumhuriyeti’nin gelecekte bütün kentlerinin bir merkez haline gelebileceğinin bir öngörüsü niteliğindedir.