Eşdeğer Mansiyon, Gaziantep 100. Yıl Anıtı ve Çevre Düzenlemesi Ulusal Proje Yarışması

PROJE RAPORU

Tasarımda kurtuluşumuzun 100.yılında binlerce Antepli şehidimizin anısını yaşatmak ve kahramanlıklarını anlatmak üzere kapsayıcı bir anma mekânı oluşturmak hedeflenmiştir. Savaşın izleri bu topraklardan ve belleğimizden kolayca silinecek kavramlar değildir. Mekânda hedeflenen milli mücadelede halkın tek vücut olduğu ‘birlik’, ‘dayanışma’, ‘mücadele’ duygularını uyandırmaktır. Bu izleri ‘bellek kodları’ ana başlığında toplayarak referans verdikleri Millî Mücadele’ye dair hatıralar hatırlatılmak istenmiştir. Anımsamak geçmişte olanın içine dalarak, kaybolup onun değerini yeniden keşfetmeyi sağlayan bir olgu olarak düşünülmüştür. Dolayısıyla buna yönelik oluşturulan mekandaki her bir öge belleğimizle bağlantılı anımsatıcı izler barındırır. Bunun beraberinde kurgulanan yürüme eylemi, mekânın içinde dolaşan bedenlerin farklı karşılaşmalarla ‘an’ a özgü yeni potansiyeller oluşturur.

Alana yerleşim stratejisi olarak mevcutta var olan tarihsel doku ve Alleben deresi çevresinde gelişen yeşil dokuya eklemlenmek hedeflenmiştir. Anma mekanı kültür rotasının devamlılığını sağlayan farklı yaklaşımlara olanak sağlayan bir kurguda tasarlanmıştır. Anma mekanının başlangıç unsuru olan anıt konumu itibariyle kente yüzünü döner ve anma deneyimine kentliyi çağırır. Anıt düşey formuyla tanımladığı etki alanı ile Panorama Müzesine ve anma mekanına doğru sızar. Anma mekanı, anıtı başlangıç olarak kabul ederek kente doğru genişler, önemli nirengi noktalarını birbirine bağlar ve kamusal etkinlikler için kullanabilecek bir zemin sürekliliği yaratır. Mekanın her noktasında kot farklılıkları ve geçişler yaratılarak mekana dair farklı bakışlar oluşturulmuş anıtın kentli tarafından farklı ölçeklerde hissedilmesi amaçlanmıştır.

A.ÜST ÖLÇEK KARARLARI

A1. Su-Yeşil Birlikteliği

Allaben deresi kent içindeki konumu ile çevresinde potansiyel kamusal mekanlar yaratır. Dere çevresinde gelişen yeşil kamusal alanlar kentlinin bellekteki “su” iziyle buluşmasına ve geçmiş katmanını canlı tutulmasını sağlar. Yarışma alanı, üst ölçekte yeşil ve su gibi doğal ögelerin birlikte süreklilik sağladığı bir kurguya eklemlenerek, bütüncül izin parçası haline gelecek potansiyel bir alan olarak önerilmiştir.

A2. Mekânsal Bağlantılar

Üst ölçekte bakıldığında farklı nitelikteki önemli yapıların ve mekanların yarışma alanını çevrelediğinden söz edilebilir. Alanın çevresini saran ve besleyen; Gaziantep Kalesi ve çevresindeki eski kentsel dokunun oluşturduğu tarihi dokudan, 100.yıl parkı ve yapılması planlanan Millet Bahçesi gibi kamusal yeşil alanlardan, Zeugma ve Panorama müzesi gibi kültürel yapılardan ve kentlinin günlük kullandığı alışveriş mekanları ve devlet kurumlarından bahsetmek mümkündür. Bu farklı nitelikteki mekanların ortak noktası niteliğindeki anma mekanı, önerilen kurguda Gaziantep Kalesi’nden başlayan kültür yolunun Panorama müzesi ile birlikte oluşturduğu bir bitiş noktası konumundadır.

A3.Doğal-Tarihsel Sınır

Yarışma alanının parçalı karakteri çevresindeki önemli noktalarla kaynaşamayan, Gaziantep’in kimliğini oluşturan kale ve çevresindeki tarihi dokunun sızmasına olanak vermeyen bir sınır teşkil etmektedir. Bu noktada dere beraberinde gelişen yeşil karakteri ile Kale çevresindeki tarihsel dokunun alanda kesintiye uğradığı ve birbiriyle iç içe geçemediği gözlemlenmiştir. Alanda tarihsel dokunun ve doğal dokunun birbirine akmasına izin verecek müdahaleler öngörülmüştür.

A4.Yeşil ve Dokunun Birleşmesi

Öneri tasarım Allaben deresi ve yeşil peyzajın oluşturduğu doğal bölgesel karakter ile kent dokusu ve panoramanın oluşturduğu kılcal kentsel karakterin arakesitidir. Yarışma alanı bu ayrı iki fazın birbiri içine geçmeye başladığı ve eridiği bir alan tanımlar. Bu iki önemli öge alanın değerlerini ön plana çıkaracak kurguda birbirlerine eklemlenmiştir.

B.YERLEŞİM KARARLARI

B1. Dokunun Yönlendirilmesi ve Bağlantılar

Panorama müzesi ve Demokrasi Meydanı önemli odaklar olmasına rağmen birbiri ile ilişkileri araç yolu ve Allaben deresi nedeniyle kesintiye uğramaktadır. Önerilen dere üzerinde tarihi dokunun sızmasına imkân veren bağlantı köprüsü ile devamında kurgulanan yayalaştırılmış araç yolu ve ışıkların düzenlenmesi; Panorama müzesi ve içinde bulunduğu tarihi doku ile demokrasi meydanı ve devamlılığındaki kamu yapılarının oluşturduğu kentsel dokuyu birleştiren sürekli bir zemin yaratarak anma mekanını yeni bir odak haline dönüştürecektir.

B2. Kamusal Zemin Uzantıları

Tarihsel dokunun kılcal sokaklarından başlayan kamusal sert zeminin, Panorama müzesinin iç avlusunda ve anma alanının sert zeminlerinde kurgulanarak devamlılık sağlaması amaçlanmıştır. Bu kamusal zemin uzantıları anma mekânından taşarak çevresinde yer alan farklı ögelerle ara kesit oluşturan bir doku olarak çalışmaktadır. Panorama çevresinde yer alan sert zeminde Panorama’nın etkinliklerinin taştığı ve anma mekanıyla amfi sayesinde bütünleştiği bir etkinlik alanı, Demokrasi Meydanı ile ilişkisinde ise Allaben deresinin ayırıcı sınır etkisini hafifleten ve mekanları birbirine kenetleyen bir bağlantı köprüsü kurgusu oluşturulmuştur. Bu sayede alanın çevresiyle olan ilişkileri güçlendirilmiş ve fiziksel sınırlar ortadan kaldırılmıştır.

B3.Dolaşım Artikülasyonu ve Sürekliliği

Alanı sınırlandıran ve parçalayan araç yolları nedeniyle, kentlinin geçişlerinin belli noktalar üzerinden gerçekleştiği gözlemlenmiştir. Özellikle tarihi dokudan başlayarak Demokrasi Meydanına devam eden bir artikülasyon mümkün değildir. Bunun sağlanması amacıyla alanın çeperinde bulundurduğu tarihsel dokudan izler alınarak kentlinin anma mekanına farklı yönlerden yaklaşmasına imkân veren ancak dolaşım kurgusunu zedelemeyen bir dolaşım stratejisi oluşturulmuştur. Mevcutta alanın çeperlerinde devam eden yaya dolaşımı korunmuş, ona eklemlenen anma mekanının içinden süreklilik sağlayan yeni bir dolaşım kurgusu öngörülmüştür.

B4. Bütünleşik Anma Mekanı

Millet Bahçesi, 100.yıl parkı gibi önemli yeşil alanların mevcutta tekil ağaçların bulunduğu parçalanmış alana sızmasıyla dere çevresinde gelişen yeşil kurgusuna eklemlenen potansiyel bir “yeşil platform” oluşturulmuştur. Tarihi dokunun alana erişimi güçlendirilmiş, iki önemli ögenin orta hattında kentliyi anımsama yolculuğuna çıkaran bir anma mekanı kurgulanmıştır. Anma mekanı Panorama Müzesi ile birlikte çalışan mekânsal fonksiyonlar ile desteklenmiştir. Anıtın yerleşimi kentlinin onunla bütünleşebilmesi ve günlük hayatın bir parçası olabilmesi adına cadde çeperinde, Panorama ile bir silüet yaratacak şekilde kurgulanmıştır.

C.MEKANSAL YERLEŞİM

Anma eyleminin gerçekleşeceği farklı atmosferler kurgulanmıştır. Kurgulanan mekanlar, geçmişte yaşanılan tarihsel olaylardan izler taşıyarak günümüze dahil edilmiştir. Hedeflenen anma deneyimi kullanıcılara karşı açık ve aktif bir anmadır.  Barışı, yaşamı ve sahiplenmeyi öneren, aynı zamanda hafızayı, düşünceyi, üzüntüyü ve umudu uyandıran sürekli dönüşüm içinde bir alan yaratmak hedeflenmiştir.

Bitmemiş olması gereken bir alandır; kavramsal, fiziksel-mekânsal ve sosyal anlamda sürekli değişim içinde bırakılır. Farklı katmanların kesişimiyle birlikte aktif rol oynayan mekanı deneyimleyen kullanıcıdır. Kullanıcı kendinden izler bırakabileceği gibi alandaki izleri de keşfeder. Alanın bütüncül karakteri ele alındığında duvarlar ve ağaçlardan oluşan bir orman görüntüsü oluşturur. Duvarlar nişler, boşluklar, köşeler yaratarak mekanın içinde potansiyel alt boşluklar yaratır. Üst kotta kurgulanan peyzaj birimleri ve çayır kurgusu oluşturduğu ‘yeşil platform’ ile kentlinin aktif olarak kullanacağı bir kamusal işlev sağlar. Anmaya dair bazı bellek kodları alanda kendisine mekânsal olarak karşılık bulur. Bu mekanlar: Yansıma Havuzu, İsimler Duvarı, Açlık Beyannamesi, İz Duvarı, Kolektif Anılar Alanı , Anma Duvarı, İyileştirici Toprak

D.KONSEPT (İz- Zaman- Katman)

Anımsamak geçmişte olanın içine dalarak kaybolup değerini yeniden keşfetmeye bağlı bir eylemdir. Geçmişin kendisi anıtsaldır, onunla temas etmek  gelecek için yenilenme sağlar. Topografyayı yaran bir iz gibi vaziyette kurgulanan mekan, duvarlar ile kendine üçüncü boyutta farklı katmanlar oluşturur. İz bir rota sunmaktadır, rota kurgusuna dahil olan beden istemsiz olarak yönlenmeler sayesinde alan ile etkileşime girer. Anma yerinde yaşadığı karşılaşmalar ve değişimler, alanın değerini ‘an’a özgü bir şekilde değiştirebilir. Bu dolaşımın beraberinde gerçekleşen anma eylemi farklı zamanlarda sosyal anlamda sürekli bir değişim öngörür, kentlinin ve mekanı deneyimleyen insanların sürekli inşası sayesinde kentlinin belleğinde şimdi ve geleceği bağlayan yeni bir katman meydana gelir. Kentlinin ve mekanı deneyimleyen insanların izleriyle inşa edilen anıt mekan, kentlinin belleğinde şimdi ve geleceği bağlayan yeni bir katman oluşturur.

E.ANIT

Anıt konumu itibariyle kente yüzünü döner ve kentliyi kendine doğru çağırır. Üst ölçekte Kalenin ve çevresindeki tarihsel dokudan gelen ve alana ulaşan kullanıcının farklı yaklaşımların ortak noktasında  yer alması ve yakın çevresindeki mücadeleyi temsil eden mekanlarla (Demokrasi Meydanı, Panorama Müzesi) ilişkisinin yaya açısından bir süreklilik sağlaması ve gündelik yaşantının bir parçası olması hedeflenmiştir.  Anıt düşey formuyla tanımladığı etki alanını Panorama Müzesine ve anma mekanına doğru genişletir. Panorama Müzesinin sert zemini anıta ve anma mekanına doğru genişleyerek önemli nirengi noktalarını birbirine bağlar ve kamusal etkinlikler için kullanabilecek bir zemin sürekliliği yaratır. Anma mekanı, anıtı başlangıç olarak kabul ederek kente doğru genişler. Mekanın her noktasında kot farklılıkları ve geçişler yaratılarak anıta dair farklı bakışlar oluşturulmuş anıtın kentli tarafından farklı ölçeklerde hissedilmesi amaçlanmıştır.

Gaziantep’in Uluslararası platformlarda simgesi olacak günümüz trendlerine uygun çağdaş bir anıt tasarımı olarak düşündüğümüz bu Anıt non-figüratif formda, fütüristik etkisini desteklemek amacıyla, paslanmaz çelik ve çevresinde çim öngörülmüş, oluşacak yansımalar ve merkeze yönelmiş çevresel lineer peyzaj bantları ile, anıt ve işlevsel çevresi bütünleşecektir. Figüratif ve ifadeci ya da çok rağbet gören bir sanat anlayışından yani Popülist yaklaşımdan uzak bir anlatım dili ile biçimlendirilen bu form; dikey durumunki kolon-sütun üzerinde yatay olarak hareketlendirilen sonrasında yere doğru yönlendirilmiş diğer bir kolondan oluşmaktadır. Antep Halkını, bu topraklardan göğe doğru yükselen bir kolon olarak betimlerken, bu kolonun tepesinde Kurtuluş Mücadele-sinde ki inişli çıkışlı ve birleşik yüzeyler-kutucuklar mücadelenin kendisini simgeler. Kurtuluş Mücadelesinde çekilen sıkıntılar, hastalıklar, ölümler ve kırılgan yaşam öyküleri işgal altındaki Antep’te ki Kurtuluş Mücadelesi ve kahramanlıkları anlatır.

F.BELLEK KODLARI

F1.Yansıma Havuzu

Suyun içinden anıtın ortaya çıkışı, anma deneyiminin başlangıcını ifade eder ve anıtı ziyaret eden herkes tarafından paylaşılan tarih katmanının hatırlatıcısıdır. Su ögesi geçmişten günümüze dek var olmuş Alleben deresine referans veren ve onun suyuyla beslenen simgesel bir unsurdur. Yansıma havuzunun sığ hali gündelik hayatta temas etmeyi kolaylaştıran bir kurgu yaratır.

F2.İsimler Duvarı

Gaziantep’in Milli Mücadele döneminde Anadolu’nun birçok şehrine örnek olacak kudrette gayretleri ile bir destan yazıldı. Tam 6 bin 317 şehit verildi, ancak bu şehitlerin sadece 800-900’ünün ismi bilinmektedir. Savaşa katılıp şehit düşen ya da mücadele verdikten sonra kendisini gazi olarak yazdırmayan binlerce Gaziantepli olduğu kaynaklarda belirtiliyor. Bunu göstermek için nice isimsiz kahramanlarımız adına duvara isimler ve işaretler bırakılmıştır.

F3.Açlık Beyannamesi

Milli Mücadele döneminde Gaziantep halkının büyük bir açlıkla mücadele ettiği kaynaklarca bilinmektedir. Bu durum karşısında Heyet-i Merkeziye açlık beyannamesi yayımlamak zorunda kalmıştır. Birçok Türk Kadını çare olarak zerdali çekirdeklerini kırarak ekmek yapmaya çalışmış ancak bir çok kişinin zehirlenip ölmesine yol açmıştır.  O dönemde yaşanan bu zorluğa yönelik olarak geçmişe referans vermek amacıyla anma mekanında simgesel olarak ‘Menengiç ağacı’nın dikilmesi uygun bulunmuştur. Tasarlanılan Paylaşım Kiosk’unda da yine bu acı günlere ve paylaşım kültürüne atıfta bulunan ögeler vardır.

F4.İz Duvarı

Anma mekanında özellikle konumlandığı noktada iz duvarının esareti simgeleyen fiziksel bir sınır olarak hissedilmesi hedeflenmiştir.  Aynı zamanda alanda yarattığı içe dönük mekân kurgusuyla psikolojik bir sınırdır. Sınırın yok edilmesi kurtuluşun  isimsiz kahramanlarının fiziksel mücadelelerini betimleyen izler (el ve ayak izleri, kurşun delikleri)  duvarda kurgulanmıştır. Duvarın sembolik anlamının yanısıra gözlem panosu, forum için sahne olma özelliği gibi fonksiyonları vardır. Bu bakış Mustafa Kemal Atatürk’ün Antep savunması sırasında söylemiş olduğu “Ben Gazianteplileri gözlerinden nasıl öpmem ki! Onlar yalnız Gaziantep’i değil, Türkiye’yi de kurtardılar.” sözüne referans vermektedir.

F5.Kolektif Anılar Alanı

Anıların toplum belleği üzerinde yarattığı etkileri görsel ve duyumsal bir araçla anlatmak üzere alanda sanat disiplininden önemli ressamlara yer verilmek istenmiştir. Anma mekanının bir köşesini tutan ‘Kolektif Anılar Alanı’ Gaziantep Belediyesi’nin oluşturduğu sanat komisyonu tarafından davet edilecek sanatçılarla her yıl 25 Aralık tarihinde ev sahipliği yapacak bir buluşma noktasına dönüşecektir. Bu bağlamda ‘Anma Etkinlik Alanı’ ve ‘Panorama Etkinlik Alanı’nda yapılan farklı sanatsal etkinlikler sergilenecektir.

F6.Anma Duvarı

Anma mekanı rotası üzerinde Gaziantep Kahramanlarını Anma Duvarı üzerinde açılan sayısız deliklerle savaşta alınan kurşun izlerine birer gönderme yapmaktadır. Önerilen kurguda tasarlanan kurşun izleri, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek anma etkinliklerinde Antepli şehitlerimizin anısına birer çiçek bırakılacak bir boşluğa dönüşmektedir. Anma duvarında yerel Havara taşı kullanılacaktır.

F7.İyileştirici Toprak

Üzerinde yaşadığımız toprak bizim vatanımızdır. Toprakla temas etmek geçmişten getirdiğimiz izlerin, umut ve yeniden doğuşun bir hatırlatıcısıdır. Kurgulanan mekan tam da bu amaçlarla toprağa yeniden dokunmak, dinginleşmek için tasarlanmıştır. Milli mücadele döneminde her bir kahramanımızın birbirleri ile yaşadıkları dayanışma duygusu, tarihsel belleğin izlerini de taşıyan ağaçlarla ve toprak ile insanların etkileşimini, iletişimini güçlendirmek amaçlanmıştır.

G. KENT MOBİLYALARI

Yarışma alanında kullanılmasını önerdiğimiz özgün kent mobilyalarını, insan, doğal çevre ve tarih etkileşimlerini gözeterek, kullanıcı deneyimlerini, olası servis ve sistemleri de kurgulayarak tasarlanmıştır. Doğal ve yerel taş malzemenin tasarımlarımızda koşullara adapte olan ama aynı zamanda baş kaldıran, direnen insanları çağrıştıran metaforik bir malzemedir. 100 yıl önce Gaziantep’de yaşanan direniş ve dayanışma ruhunu yarışma mekanın bütününde deneyimletmek için, ziyaretçilerin bu kentsel mekanda  tanıdığı veya tanımadığı diğer insanlarla birlikte farklı deneyimler yaşamasını ve birbirleriyle etkileşime geçmesini hedeflenmiştir. Kent mobilyalarını bu kapsamda farklı deneyimler  yaşatabilecek unsurlar olarak tasarlanmıştır. Anıt ve çevresinde  kullanılmasını önerdiğimiz kent mobilyalarında; sert ve doğal peyzaj ile bütünleşen, insan ölçeğinde, kendini çok öne çıkarmayacak yalınlıkta, görüntü kirliliği oluşturmayacak renklerde, ağırlıkla yerel doğal malzemelin kullanıldığı kent mobilyaları tasarlanmıştır. Bu bağlamda hedeflenen az bakım gerektirecek, dayanıklı, kimlikli ve zamansız ürün tasarımlarıdır.  Yarışma alanı için önerilen tüm kent mobilyalarını özgün ve çevreye uyumlu kimlikleriyle, üretilebilir, dayanıklı, insana ve doğaya saygılı bir şekilde sürdürülebilir ve bütüncül olarak tasarlanması hedeflenmiştir. Buna yönelik olarak tasarruf, bellek gibi bazı ana kavramlar üzerinden yola çıkılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın