“Barış sadece savaşın olmaması değildir, aynı zamanda bir ruh halidir.”
Jawahrlal Nehru
Yüzbinlerle askere mezar olmuş topraklarda, değil yapı yapmak, çivi çakmak bile zor. Genel geçer saygı ve kutsama merasimleri de yetmez bu büyük trajedi karşısında. Her attığın adımdan şüphe etmeden, her çizdiğin çizgide kendi olası gündelik hayatının ezberlerine düşüp düşmediğini sorgulamadan, o mezarlara giden yolun zaten hep bu ezberlerden geçtiğini görmeden, attığın her çizgi erken zaten. Böyle bir halde de işte, mimarlık yapmak çok zor; hep şüpheyle, çizgi çizmek zor. Ama bütün bütün şüpheye düşmüyorsan da, hafif deyişiyle ayıp işte.
Oysa bahar geliyor yine, doğa yeşeriyor, feribotlar gelip gidiyor, rüzgar yüz yıl önce nasılsa, öyle esmeye devam ediyor. Hayat devam ediyor yani. Ayçiçekler gidiyor, kanolalar geliyor.
Tek dayanak bu işte; hayat devam ediyor, bu trajedi ile başetmek pahasına, hayat devam ediyor. Açan bahar dallarına, dalgalara ve rüzgara sığınmaktan başka çare yok. Doğa hepsini yenilemeyi senden iyi bilir nasılsa, istemesen de, yeniler.
Hiç değilse ayıp etmemiş olmayı umarız…
Gelibolu Yarımadası, özgün coğrafi ve peysaj öğeleri ile birlikte, kültürel, arkeolojik ve tarihi miras açısından da çok yoğun bir bölgedir. GYTMP içerdiği bu çok katmanlı değerler sistemi ve fiziki büyüklüğü ile, ziyaretçiler için birden çok ana tema içerir durumdadır.
Yönetim, işletme, ziyaret ve güzergah tasarımları açısından “Doğa ve Kültür” ile “Savaş ve Barış” gibi iki ana tema ekseni, tüm parkta kendini belirgin şekilde hissettirmektedir. Bu temalar, aynı zamanda 1997 tarihli GYTMP Barış Parkı Uluslararası Tasarım Yarışması ve onu takiben elde edilen Uzun Devreli Gelişme Planı ile halen geçerli olan GYTMP Uzun Devreli Gelişme Revizyon Planı ve plan notlarında da doğrudan atıf yapılan park kimliğinin asli unsurlarıdır.
Bugün için yarımadada 1915 Çanakkale Savaşı’nın izleri baskın görünse de, bu izler de ancak kültürel ve doğal değerler ile birlikte düşünüldüğünde “barış” üst temasını tamamlar hale gelebileceklerdir.Bu biraradalık için, tema çiftlerinin (doğa-kültür ve savaş- barış) basit birer dikotomi ya da birer dialektik karşıtlık olarak değil, her iki kavram çiftinin içinde var olan asimetri göz önünde bulundurularak ele alınması gerekmektedir.
Parkın hem ziyaretçiler, hem de yerlileri için yapılacak tüm tasarım ve kurgularda, bu ana temalar ve temaların ele alınış ve bağlam içerisinde biraraya geliş şekilleri belirleyici olacaktır.
Parkın katı ve tekil bir anlatı etrafında değil, daha ziyade bu temalar boyunca geçişlere, tematik zenginleşmelere ve öznelleşmiş okumalara izin verecek esnek bir kurgu ile yapılandırılması düşünülmüştür.
a. Doğa ve Kültür
Gelibolu Yarımadası, Kuzey Ege’de, doğu yönünde Saros Körfezi, batı yönünde ise Çanakkale Boğazı ile çevrili olarak çok özel bir coğrafi konuma sahiptir. Yarımada bu konumu ile birlikte gelen yine çok özel bir doğal ve kültürel birikime sahiptir.
Yarımadanın Ece Limanı’ndan başlayarak, B. Kemikli, Suvla, K. Kemikli boyunca giden kuzeybatı kıyıları, ekolojik olarak son derece hassas ve bir o kadar da ilginç kıyı kayalık ve lagün formasyonlarına sahiptir. Batı yönünde güneye inildikçe, Anzak Koyu, Kabatepe ve Kum Limanı gibi sığ kumsal oluşumları, yarımadanın güney ve doğu yönünde ise Çanakkale Boğazı boyunca Seddülbahir, Kilitbahir ve Eceabat gibi kıyı yerleşimleri ve balıkçı barınakları mevcuttur. Yarımadanın iç kesimlerinde ise, tarım köylerinden oluşan yerleşim dokusu, genellikle siper savaşı alanları çevresinde kızılçam ormanları ve makilikler, kuzey yönünde ise garig ve kayalık oluşumlar yeralmaktadır.(Bkz. Grafik 1-Peyzaj Karakter Bölgeleri)
Kazı yapmaktaki güçlükler nedeni ile yarımadada arkeolojik kazılar sınırlıdır, ancak yüzey araştırmaları dolayısı ile yarımadanın klasik dönemden itibaren sürekliliğe sahip yerleşimlerden oluştuğu görülebilmektedir. Ayrıca bazı yerleşimler kaleler gibi anıt yapılar içermekte ve kendileri de birer sit oluşturmaktadır.
Köy yerleşimleri, tarım bölgeleri ve balıkçı barınakları ile birlikte düşünüldüğünde, yarımadaya özgü bir kırsal yaşam alanı tanımlamaktadır. Bunun dışında Kilitbahir, Sedüllbahir, Kabatepe Kamp Alanı ve Kum Limanı’nda da sınırlı miktarda dönemsel (yazlık) yerleşim ve konaklama tesisleri de vardır.
Tüm bu doğal ve kültürel değerler yarımadaya yayılmış olarak farklı karakterlerde pek çok uğrak noktası oluşturur. Bu kültürel ve doğal ziyaret noktalarının çoğunda uygun bir işaretleme ve haritalama dışında hiç bir yapısal müdahaleye gerek yoktur.
Bu ziyaret noktaları, kendi başlarına da Milli Park adına yüklü bir toplam oluşturur ve doğa-kültür temalı, özellikle düşük yoğunluklu, yavaş ve bireysel ya da küçük gruplarla yapılacak ziyaretlerin konusu olabilirler. (Bkz. Grafik 2-Doğa-Kültür Ziyaret Noktaları)
b. Savaş ve Barış
Gelibolu Yarımadası’nın Milli Park ilan edilerek korumaya alınmasında en önemli etken şüphesiz 1. Dünya Savaşı içerisinde 1915’de yaşanan Çanakkale Deniz ve Kara Savaşları’dır. Bugün park içerisinde ve çevresinde savaştan kalan 55 adet Türk şehitlik ve anıtı, 34 adet CWGC anıt ve şehitliği, 1 adet Fransız Şehitliği, 14 adet tabya, 22 adet batık, çok sayıda siper ve silah kalıntıları vardır.
Bunların içerisinde anıt ve şehitlikler farklı şekillerde ve dönemlerde yoğun ziyaret almaktadır. Yaz aylarında ve özellikle 18 Mart ve 25 Nisan’da ziyaretler ve törenler büyük grupların katılımları ile gerçekleşmekte, yıl boyu da ziyaret küçük ve büyük gruplarla farklı şekillerde sürmektedir. Çanakkale Savaşlarının Türkiye, Yeni Zelanda ve Avusturalya için tarihi önemi, anı ve anmalara ilgiyi sürekli canlı tutmaktadır. (Bkz. Grafik 3-Savaş-Barış Ziyaret Noktaları ve Öbekleri)
Diğer yandan savaş dönemininden başlayarak ama özellikle de 1. Dünya Savaşı’nın bitişinden itibaren, bölge özellikle Anzak ve Türkler arasında oluşan, bir tür dostluk ve barışın da sembolü haline gelmiştir. Uzun yıllar süren ziyaret ve törenler, yarımadanın her iki taraf için savaşın yıkıcılığı ve barışın değerini vurgulayan çok özel bir coğrafya halini almasını sağlamıştır. 1997 yılında açılan Uluslararası Tasarım Yarışması’nda Gelibolu Yarımadası Milli Parkı için belirlenen üst kimlik “Barış” olmuştur ve bu kimlik dönemin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiştir.
Barış, Nehru’nun dediği gibi, sadece bir savaşın yokluğunu değil, aynı zamanda aktif bir zihin ve duygu durumunu ifade eder. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’ndaki Çanakkale Savaşı’na ait tüm bu miras, şehitlikler ve anıtlar, şüphesiz pek çok farklı şekilde ele alınabilir; kimlik, ziyaret, rotalar ve tüm tasarımsal öğeler farklı şekillerde biraraya getirilebilir. Biz Barış kavramının, sadece parka atfedilen soyut bir başlık olmadığını; tüm parkın, Nehru’nun sözünü ettiği barışa dair zihin ve duygu durumunu oluşturmak üzere kurgulanabileceğini düşünüyoruz. Savaşa dair tüm izlerin de, diğer doğal ve kültürel değerlerle birlikte bu doğrultuda, ziyaretçilerde bu duygu durumunu uyandıracak şekilde ele alınarak biraraya getirilebileceğini düşünüyoruz.
Savaşın gelişimi izlendiğinde, kara ve deniz savaşlarının yarımada üzerindeki yayılımının, belli bölgelerde yoğunlaştığı, benzer şekilde savaşa dair ziyaret mekanlarının da belli bölgelerde öbekleştiği görülmektedir. (Bkz. Grafik 3-Savaş-Barış Ziyaret Noktaları ve Öbekleri) Parktaki savaş ve barış temasına dair ziyaret mekanları bu doğrultuda üç ana bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgeler aynı zamanda büyük ölçüde savaşın gelişimi ve coğrafi yayılımına denk düşmekte ve böylelikle her bir bölgede, savaşın ilgili kısmı ile ilgili anlatılar ve ziyaretler yine ilgili mekanlarda gerçekleşmektedir. Savaş ve barış temasına diar turlar da, bu alt bölgelemeler uyarınca farklı şekillerde organize edilmektedir. Özellikle bu temaya dair hızlı kitle turizminin beraberinde getireceği sorunları çözebilmek için, bu alt bölgelemeler çok gerekli ve kullanışlıdır.
Bu bölgeler, UDGM’nda da görülen üç ana ziyaret bölgesidir.
Savaş ve barış temasına ait belirlenen üç bölge şunlardır:
Deniz Savaşları (18 Mart) Bölgesi- Kilitbahir
Deniz Savaşları için en önemli odak boğazın en dar yeri olan Kilitbahir ve çevresidir. Bu nedenle Kilitbahir’in güney ucundaki üç tabya olan Namazgah, Hamidiye ve Mecidiye Tabyaları, 18 Mart Deniz Savaşı anlatısı ve ziyaretine ayrılmıştır. Bu tabyalar 18 Mart Deniz Savaşları’nda stratejik açıdan en önemli merkezi oluşturur ve tabyaların bonetleri ve açık mekanlarında, deniz savaşının hemen hemen tüm anlatısı doğrudan kendi mekanlarında yapılabilir.
Kara Savaşları Bölgesi
Kara Savaşlarının en yoğun geçtiği bölge Kabatepe, Anzak Koyu, Conkbayırı hattıdır. Kara Savaşları bu bölge ile birlikte güneyde Seddülbahir kesiminde de başlamış, ilerleyen safhalarda Anzak Koyu’ndan yarımadanın kuzeyindeki Suvla ve Anafartalar Ovasına doğru da yayılmıştır. Ancak kara savaşının ilk çıkartma bölgesi olan ve en yoğun siper savaşının yaşandığı cephe olması nedeniyle, kara savaşları ziyaret ve anlatısının merkezinin Kabatepe bölgesi olması en uygunudur.
Barış ve Anıtlar Bölgesi
Alçıtepe-Kirte’den başlayarak yarımadanın güney burnu ve Abide-Morto Koyu-Seddülbahir-Ertuğrul Koyu-Cape Helles’e kadar yayılan kıyı şeridini içine alan bölge hem deniz savaşlarına hem de çıkarma ve kara-siper savaşlarına sahne olmuştur. Bununla birlikte, bu bölge yarımadanın ucu ve Çanakkale Boğazı’nın giriş burnu olmasından gelen coğrafi sembolik konumu nedeni ile savaştan sonra en önemli üç büyük anıtın yapıldığı bölge olmuştur: Eski Hisarlık Tepe’de Türk Abidesi, Morto Koyu içerisinde Fransız Şehitlik ve Anıt’ı, Ertuğrul Koyu sırtında da Cape Helles-İngiliz Anıtı olmak üzere, bu bölge savaşın sonunu ve barışı temsil eder hale gelmiştir. Bölge içerisinde kara ve deniz savaşları ile doğrudan ilgili olan ziyaret noktalarında, doğal olarak savaşın gelişimi hakkında bilgi verilecektir, ancak bu nedenle bu bölgenin bütünü, Barış ve Anıtlar Bölgesi olarak düşünülmüştür. Bu temayı tamamlayacak şekilde, Seddülbahir Kalesi’nin (UDGP’nda da olduğu gibi) Uluslararası Barış Forumu ve Müzesi olarak kullanılması ve Alçıtepe’de bu bölgeye ait bir Alçıtepe Tanıtım Merkezi, Barış Meydanı ve Barış Bahçesi oluşturulması düşünülmüştür. (Bkz. Grafik 4-Alçıtepe Barış Meydanı ve Bahçesi, Grafik 5-Seddülbahir Kalesi, Barış Forumu ve Müzesi)
Gelibolu Yarımadası Milli Park olarak belirlenmiş ve korunmuş olmasına, UDGP onaylanmış olmasına ve bu planda, alanda yapılacak ziyaretler için ulaşım stratejileri geliştirilmesi ihtiyacı ifade edilmiş olmasına rağmen, parka ve ziyaretçilere özel bir toplu ulaşım planlaması halen yoktur ve park içerisinde toplu taşıma yok denilecek kadar azdır. Çok uzun yıllardan beri yoğun ziyaret almasına rağmen, Milli Park’a özel araç olmadan, şehirlerarası otobüs ya da feribot ile gelen bir ziyaretçinin park içerisinde dolaşımı ve ulaşımı için özel günler hariç hiç bir toplu taşıma aracı yoktur. Oysa bu büyüklükte ve bu yoğunlukta ziyaret alan bir Milli Park içerisinde, farklı kullanıcı türleri için geliştirilmiş ulaşım ve ziyaret stratejileri, güzergah planlamaları ve haritalamaları yapılması bir zorunluluktur.
Bugün odak alanlarında görülen kaotik durum, büyük ölçüde bu planlama ve uygulamanın henüz yapılmamış olmasının doğrudan sonucudur. Park içerisinde ve parka özel bir toplu taşıma-tur planı yapılmadığı ve uygulanmadığı için, ziyaretçi grupları ve organizatörler, bu turları kendileri için en pratik olan yolla, otobüslerle planlamakta, bu da yoğun dönemlerde, parkın en hassas bölgeleri üzerinde çok ağır bir basınç uygulamaktadır, bu yüklü mirası ağır trafik ile tehdit ve tahrip etmektedir.
Dolayısı ile bu ziyaret, ulaşım, güzergah ve tur planlamaları yapıldığında, bugün yoğun ziyaretçi gruplarının park hassas ziyaret noktaları üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerin büyük bir kısmı kendiliğinden ortadan kalkacak, ya da büyük ölçüde hafifleyecektir.
Çok sayıda büyük otobüsün odak alanlarında park ve manevraları, yolcu indirme ve bindirmeleri, beklemeleri, tümüyle Milli Park’ın mevcut planlamasına aykırıdır. UDGP Plan Notları’nda farklı bölümlerde ve başlık altında bu stratejiler tarif edilmiştir, aşağıda UDGP notları ilgili kesimlerinden bazı alıntılar verilmiştir:
“6.3.3 Ulaşım Dolaşım ve Altyapı Program Alanları….
…Transfer Otoparkları: Özellikle turlarda kullanılan şehirlerarası (büyük) otobüslerin TMP içinde dolaşımının kısıtlanması esastır. UDGP, bu bağlamda on kişiden fazla insan taşıyan araçlar için Eceabat Kentsel Gelişme Alanı, Kilte TMP Ana Tanıtım Merkezi, Kabatepe Limanı, Kabatepe Tanıtım Merkezi ve Alçıtepe Köyü Alt Tanıtım Merkezi ile Kum Limanı’nda küçük motorlu araçlara (minibüs, steyşın vagon, jip, motorlu çek çek, motosiklet ve benzeri) ve/veya TMP özel ulaşım araçlarına (fayton, bisiklet, elektrik/güneş enerjisiyle çalışan araçlar ve benzeri) “transfer otoparkları” öngörmektedir.”
“6.2.2.Kontrollü Ziyarete Açık, Birincil Öncelik Taşıyan Tarihi Sit Alanları (KATS)…
…Yerli ve yabancı ziyaretçiler: KATS’lara motorlu araçlarla girişler ve 30-40 kişiden büyük ziyaretçi grupları kısıtlanır…
…Motorlu ziyaretçi girişlerinin kısıtlanması: KATS’larda motorlu araç (otobüs/otomobil) trafiği (ziyaret maksatlı ya da gelip geçen) ksııtlanır. KATS içi trafik, TMP’ye özgü (lastik tekerlekli mekikler, motorlu veya motorsuz bisiklet, at-eşek ve benzeri) araç ve yaya ağırlıklı düşünülür…”
Milli Park sınırları içerisinde farklı tür ziyaretçilere yönelik bir “Park İçi Ulaşım ve Dolaşım Planı” ivedilikle hazırlanmalıdır. UDGP notlarında bu planın temel ilkeleri belirlenmiştir. Bu planın uygulanması odak alanlarındaki baskıyı kendiliğinden ortadan kaldıracağı gibi parkın kimliğine de çok önemli bir katkı yapacaktır. Parka özel araçlarla yapılacak bir ziyaret, hem park kimliğinin ziyaretçilere iletilmesini güçlendirecek, hem de teknolojik olanaklar kullanılarak bilgilendirmeyi kolaylaştıacaktır.
Tüm bu nedenlerle, bir “Park İçi Ulaşım ve Dolaşım Planı”, bu planın alt ziyaret güzergah ve tur planları ve ilgili parka özel araçlar olan “Gelibik” ve “Gelibüs” projenin ana kurucu öğeleri olarak tasarlanmıştır (Bkz. Grafik 6-GYTMP Ulaşım ve Dolaşım Planı) . Tüm odak tasarımları, bu ulaşım ve dolaşım planları üzerine yaslanmaktadır. Bu planlar, aynı zamanda alanda ziyaretçilerin kullanacağı ve yine parkın kimliğine ve ziyaretçi gözündeki imgesine büyük katkı sağlayacak parka özel haritalar olarak geliştirilecektir.
a. Kültür ve Doğa Güzergahları- Gelibik
Kıyılarda kayalıklar ve kumsallar, iç kesimlerde ormanlar ve makilikler, arkeolojik alanlar, kültür mirası yapılar ve köy yerleşimleri gibi “Doğa ve Kültür” temasına dair ziyaret noktaları,yarımadanın hemen hemen tümüne yayılmıştır. Şehitlikler ve anıtlar gibi ziyaret noktaları ile de içiçe geçmiş olan bu değerler, toplam 33.000 hektar alana yayılmış durumdadır. Bu da hızlı ve konsantre şehitlik turları ötesinde, yarımadanın tamamını daha yavaş ve tüm değerleri birlikte duyumsamaya dönük bir Milli Park ziyaretini mümkün kılarak önemli bir kazanıma dönüştürülebilir. Anıtlar ve Şehitlik ziyaretleri ile birlikte doğa ve kültür noktalarını da içeren bu tür geziler, bireysel ya da küçük gruplarla, yavaş ve alana yaygın, birkaç günlük konaklama içeren turlar olabilir. Sınırlı kapasitede olsa da, Sedülbahir ve Kilitbahir’deki pansiyonlar, Kum Limanı ve Kabatepe’deki kamping alanları ve günübirlik tesisler bu ihtiyaçları karşılamak için yeterli olacaktır.
Şu an için bu tür geziler ancak özel araçla yapılabilmektedir. Özel araçlar ve parka özel Gelibüs, Kültür ve Doğa turları için kullanılabilmekle birlikte, bu turlar için özellik anlamlı olan araç park için özel olarak üretilecek elektrikli bisiklet “Gelibik” (bkz. T.Rehberi E6A-Gelibik) olacaktır. Gelibik kiralık elektrikli bisikletleri için, park içerisine yaygın olarak 6 kiralama-bırakma istasyonu (bkz. T.Rehberi E6C-Gelibik Parkı) kurulacak, tüm parkın gezisinde bu bisikletler özendirilecektir. Bu özel araç, Gelibüs ile birlikte, parkın kimliğinin de önemli bir parçası olacaktır. Bu bisiklet yanında, kişisel bisikletlerin de park içerisinde özendirilmesi için, mevcut yolların bir kısmında dar bir en kesiti bisiklet yolu olarak ayrılacaktır. Bu bisiklet yolları sayesnde, park içerindeki tüm değerler ve ziyaret noktalarının bisiklet ile ulaşımı kolaylaştırılmış olacaktır.(Bkz. Grafik 7-Kültür ve Doğa Güzergahları-Gelibik )
b. Savaş ve Barış Güzergahları – Gelibüs
Yarımadada Şehitlik ve Anıt ziyaretleri şu anda büyük ölçüde özel araç ve özel tur otobüsleri, çok kısıtlı oranda da yaya ve bisikletli olarak gereçkleştirilmektedir. Bu özel araç ve otobüs yoğunluğu büyük ölçüde parka özel bir ulaşım sisteminin hayata geçirilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır ve bu durum hem miras alanlarını fiziksel tahribata açık hale getirmekte, hem de ziyaret deneyimini son derece zorlaştırmakta ve yüzeyselleştirmektedir.
Buradan hareketle, park içerisinde Doğa ve Kültür alanlarına göre daha yoğun ve kalabalık ziyaret almaya devam edecek Savaş ve Barış alanları turlarının parka özel olarak ve parka özel araçlarla düzenlenmesi önerilmektedir. Bu UDGP prensiplerine de uygundur.
Bu turlar park içeirisinde özel otobüs ve araç kullanımını indirgeyeceği gibi, parkın kimliğine de katkı sağlayacak, ayrıca parka özel tasarlanmış “Gelibüs” (bkz. T.Rehberi E7-Gelibüs)ile parkın deneyimini de zenginleştirecektir. Park içerisindeki turların parka özel araçlarla ve park yönetimi tarafından sağlanması, ziyaretlerin UDGP çerçevesinde kontrol edilmesini, yönlendirilmesini ve koordine edilmesine de imkan tanıyacaktır. Gelibüs’ün elektrikli ve sessiz olması, otobüslere göre daha alçak ve kısa olması ziyaret alanlarında işitsel ve görsel kirliliği azaltacak, manevralar ve yolcu indirme bindirme esnasında yaşanan kaotik durumu ortadan kaldıracaktır. Gelibüs’ün belli turları sık aralıklarla ring seferi ile yapması, odaklardaki otobüs park ihtiyacını büyük ölçüde ortadan kaldıracak, sert zeminler minimize edilmiş olacaktır.
Bu Gelibüs Turları park içerindeki yerleşimler arası tarifeli seferlerin yanı sıra, Savaş ve Barış teması bölgelemeleri uyarınca yapılacak alt bölgelerde yoğunlaştırılmış ring seferleri olarak gerçekleştirilecektir.(Bkz. Grafik 8-Savaş ve Barış Güzergahları-Gelibüs )
Deniz Savaşları (18 Mart) Turu
Savaş ve Barış teması ziyaret mekanları bölgelemesi uyarınca, Deniz Savaşları (18 Mart) temasının işleneceği alt bölge Kilitbahir ve çevresi olacaktır. Bu tur Kilitbahir ulaşımlı yaya olarak yapılacak 1500km.lik rotayı ve Namazgah, Mecidiye ve Hamidiye Tabyalarını kapsayacaktır. Kilitbahir Kalesi de tur içerisinde yer alacaktır. Turun alt Tanıtım Merkezi olarak en uygun konumda olan Namazgah Tabyası uygun görülmüştür. Turun başlangıç ve sonunun otoparklarla ve desteklenmesi, şu an sahilde Namazgah Tabyası ve K.Bahir Kale dış duvarlarının içerisinden geçen araç yolunun uzun vadede köyün yukarı (batı) kısmına taşınması öngörülmüştür. Yaya ve bisiklet izlerinin ilk etapda gerçeleştirilmesi mümkündür. Üst yol gerçekleştirilene kadar, sahil yolunda araç kullanımı yavaşlatılmış olarak sürecek, ancak yol üzeri park ve duraklama engellenerek, sadece tur başlangıcında indirmeye müsade edilecek, otobüsler ve araçlar Mecidiye Tabyası ilerisinde şimdiden gerçekleştirilecek otoparkta bekleyeceklerdir (Bkz. Grafik 9- Deniz Savaşları (18 Mart) Turu-Yaya). Yarımada merkezi Gelibüs turlarının da araç baskısını bir miktar azaltacağı hesap edilmektedir.
Mecidiye Tabyası da bu turun sonunda yer alan uğrak noktası olacak, tur uyarınca boneler işlevlendiirlecektir.
Kara Savaşları Turu
Savaş ve Barış teması ziyaret mekanları bölgelemesi uyarınca, Kara Savaşları temasının işleneceği alt bölge Kabatepe-Conkbayırı-Anzak Koyu hattı olacaktır. Bölge halen bu şekilde kullanılmakta, merkez olarak da Kabatepe Tanıtım Merkezi kullanılmaktadır. Bu kullanım devam edecek, bunun yanısıra Kara Savaşları Bölgesi , 12km’lik 7 duraklı Gelibüs ring seferleri ile desteklenecektir (Bkz. Grafik 10- Kara Savaşları Turu-Gelibüs). Bu turun istasyonu da Kabatepe Tanıtım Merkezi olacak, transferler de burada yapılacaktır. Kabatepe Tanıtım Merkezi’ndnen itibaren, Conkbayırı hattına özel tur otobüsü çok sınırlı izinler (engelli ya da yaşlılar için olan turlar gibi) hariç alınmayacak, yolcular burada düzenli Gelibüs seferlerine aktarılacaktır. Seferler düzenli ve sık ringler olarak düzenlendiğinden, odak ziyaretlerini dilediği sürede tamamlayanlar dilediği zaman Gelibüs’e binebilecek, bekleme yapan araç karmaşasının önüne geçilmiş olacaktır. Kabatepe Tanıtım Merkezi’nin otopark kapasitesi ihtiyaca göre düzenlenecektir.
Anzak Yürüyüşü de Conkıbayırı-Lone Pine arasında Gelibüs hattına ilişecektir.
Conkbayırı-Kabatepe arası yapılacak 7km.lik yaya patikası, bu turu (Gelibüs ile Conkbayırı’na eriştikten sonra) yukarıdan aşağı yaya olarak yapmaya da imkan verecektir.
Barış ve Anıtlar Turu
Yarımada’nın güney burnu ve sahil kesimini kapsayan Barış ve Anıtlar Turu Gelibüs ile 18km.lik ve 11 duraklı seferlerle sık aralarla ring sefer olarak yapılacaktır. (Bkz. Grafik 11- Barış ve Anıtlar Turu-Gelibüs)
Alçıtepe bu turun merkezi olacak, bu amaçla Gelibüs seferlerinin başlangıç istasyonu, transfer merkezi aynı zamanda yapılması düşünülen Alçıtepe Ziyaretçi Merkezi, Barış Meydanı ve Bahçesi’nin yapılması ile köy bu turun başlangıç ve bitiş noktası olacaktır.(Bkz. Grafik 4-Alçıtepe Barış Meydanı ve Bahçesi, Grafik 5-Seddülbahir Kalesi, Barış Forumu ve Müzesi)
Kabatepe’dekine benzer olarak, burada da Alçıtepe’den itibaren itibaren, Seddülbahir-Anıtlar hattına özel tur otobüsü çok sınırlı izinler (engelli ya da yaşlılar için olan turlar ve belki özel tören günleri gibi) hariç alınmayacak, yolcular burada düzenli Gelibüs seferlerine aktarılacaktır. Seferler düzenli ve sık ringler olarak düzenlendiğinden, odak ziyaretlerini dilediği sürede tamamlayanlar dilediği zaman Gelibüs’e binebilecek, bekleme yapan araç karmaşasının önüne geçilmiş olacaktır.
Bu turun da Abide-Morto Koyu-Fransız Anıtı-Seddülbahir-Ertuğrul Tabya-Cape Helles arası kesimini ya da Seddülbahir-Cape Helles kesimini, dileyenler yaya olarak gerçekleştirebilecek, kaldıkları ya da yoruldukları yerden Gelibüs seferi ile devam edebileceklerdir.(Bkz. Grafik 12- Barış ve Anıtlar Turu-Yaya Kesimi) .
c. Otobüs Aktarmalı ve Hızlı Kitle Turları
Şu anda parktaki odak alanlarında en büyük sorun yaratan unsur, hızlı ve kalabalık turların özel tur otobüsleri ile yapılyor olmasıdır. Oysa bu otobüslerin KATS ve ATS bölgelerine hiç bir sınırlandırma olmaksızın girmesi mevcut UDGP uyarınca da mümkün değildir. Ancak daha önce belirtildiği gibi, bu durumun nedeni gerçekleştirilmiş olması gereken park içi özel ulaşım çözümlerinin çok geç kalmış olmasıdır. Bu çözümler oluşturuldukça, park içerisindeki özel Gelibüs hatlarının kullanımı ile, büyük tur otobüsleri ihiyacı da ortadan kademeli olarak kalkacaktır. Mevcut durumda, büyük tur otobüslerinin park içerisindeki dolaşımına müsade edilecek, ancak bu otobüsleri Gelibüs’ün çalıştığı KATS bölgelerine alınmayacaktır.
Kabatepe Tanıtım Merkezi’nden itibaren Conkbayırı hattına, Alçıtepe’den itibaren de Seddülbahir hattına özel tur otobüsü çok sınırlı izinler (engelli ya da yaşlılar için olan turlar gibi) hariç alınmayacak, yolcular burada düzenli Gelibüs seferlerine aktarılacaktır. Seferler düzenli ve sık ringler olarak düzenlendiğinden, odak ziyaretlerini dilediği sürede tamamlayanlar dilediği zaman Gelibüs’e binebilecek, bekleme yapan araç karmaşasının önüne geçilmiş olacaktır. Özel tur otobüsleri, yolcuların turları sırasında ilgili Tanıtım Merkezi otoparkı/transfer merkezinde bekleme yapacaktır. (Bkz. Grafik 13- Otobüs Aktarmalı ve Hızlı Kitle Tur Çözümleri)
Ayrıca Gelibüs bir büyük otobüs yolcusunu iki seferde taşıyabildiği için, gerekirse özel tur yolcuları Gelibüs’e rezervasyon yaptırarak ve bir otobüs yolcuyu kendileri için ayrılan iki Gelibüs’e aktararak, bekleme yapmadan tur yapma olanağına sahip olacaklardır. Büyük turlar için rezervasyon talebi, müze, ören yeri ve milli parklar için olağandır. Bu rezervasyon sistemi sayesinde ziyaretçiler rahat aktarma avantajından faydalanırken, park yönetimi de turların bir bölgeye yığılmasına engel olabilecek ve gerekeli düzenlemeleri yapma ve ani yığılmaya karşı önlemleri alma imkanına sahip olacaktır.
Odak alanlarına yönelik olarak yapılan durum tespitlerinde, tüm his ve fonksiyonları, SAKİNLİK(tefekkür), ANMA(hatırlama) ve TOPLANMA(buluşma) başlıkları altında toplanmıştır. Odak ziyaretlerinin hissettirdiği ve bu esnada gerçekleştirilen tüm eylemlerin düşünsel görsel ve fiziki tezahürleri araştırılmış ve tasarım esasları oluşturulmuştur. (Bkz. Grafik 14- )
a. Toplanma
Ziyaretçilerin toplu olarak biraraya geldiği, kalabalıklar oluşturduğu bölgeler ‘toplanma’ olarak tanımlanmıştır. Toplanma; birikme, dinleme, katılma, izleme, bilgilenme, biriktirme, dinlenme, rahatlama, buluşma eylemlerinin tümünü kapsar ve fiziki tezahürleri; Meydan, Amfi, SeyirTerası, İnfo, Büfe, Güvenlik, İlkyardım, Satış, Wc, Depo, Durak, Otopark gibi tüm servis mekanları olarak tanımlanmıştır.
b. Anma
Sosyolojik ve psikolojik hafızada yer etmiş, anıtlaştırılmış göstergeleri olan alanlar ‘anma’ olarak tanımlanmıştır. Anma; öğrenme, hatırlama, anlama, anma, yüceltme, paylaşma eylemlerini kapsar ve fiziki tezahürleri; Anıt, Şehitlik, Heykel, Tabya, Bunker, Siper, Kalıntı, Kale ve Mezar yapılarıdır.
c. Sakinlik
Doğanın ve bu alanda geçen yüzyılbaşında yaşanmış olan savaşın bıraktığı derin hissiyatların hissedildiği bölgeler ‘sakinlik’ olarak adlandırılmıştır. Sakinlik; yürümek, bisikletle gitmek, seyretmek, koklamak, dokunmak, durmak, oturmak, derindüşünmek eylemleri esnasında duyumsanan bir olgudur ve fiziki tezahürleri; Orman, Su, Tarla, Flora, Fauna, Patika, Bisikletyolu, Bahçe, Bank, ,Namazgah olarak tanımlanmıştır. Sükunet hissinin duyumsandığı anların hepsinde bu nitelik vardır ve diğer alanlar ile geçişkendir.
a. Milli Park Alan Yönetimi
Gelibolu Yarımadası’nın , doğal yapısı, peysaj değerleri, kültürel, arkeolojik ve tarihi miras katmanları bütün olarak ele alındığında, insan tarih ve doğa’nın oluşturduğu bu benzersiz yapı UNESCO’nun 1992 yılından bu yana dünya mirası kategorileri arasında yer alan “kültürel peyzaj” tanımını tümüyle karşılamaktadır. Nitekim, “Çanakkale ve Gelibolu 1. Dünya Savaşı Alanları” Kültür Bakanlığı’nın girişimi ile 15.Nisan 2014 tarihinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilmiştir. Alanın sahip olduğu somut ve soyut miras değerlerinin doğru belirlenmesi ve alanın bu değerlerin korunması temelinde yönetilebilmesi özellikle önemlidir. Çanakkale ve Gelibolu Savaş alanlarının Dünya Mirası adaylığı, Gelibolu Milli Parkı için artık bir Alan Başkanlığı’nın oluşturulmasını ve Alan Yönetim Planın hazırlanmasını gerekli kılmaktadır.
Dünya Mirası nitelikleri taşıyan alanın, ulusal ve uluslararası düzeyde katılımları olanaklı kılan barış temasına uygun şeffaflıkta kurgulanacak bir model ve süreçlerle yönetilmesi özellikle önem taşıyacaktır. Proje bu temel yaklaşımla, alan için bir yönetim şeması önermektedir. (Bkz. Grafik 15- GYTMP Park Yönetim Şeması)
Alanın Yönetiminden sorumlu olan Alan Yönetim Birimi’nin, mevcut yasal zemin çerçevesinde Milli Parklar Daire Başkanlığı altında oluşturulması düşünülmüştür. Ancak bu birim yönetimsel işlerin yürütülmesinden sorumlu olması, alan için hazırlanacak kısa orta ve uzun vadeli planlama, etkinlik, ve kullanım kararlarının ulusal ve uluslararası düzeyde yerel, bölgesel ve merkezi otoritelerin ilgili birimleri ile bilimsel kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile oluşturulacak Park Meclisi’nde görüşülerek alınması düşünülmüştür. Bu yöntem ile birçok korunması gerekli alanda karşılaşılan farklı otoritelerin birbirinden habersiz farklı tasarruflar geliştirmesi itüründen olumsuzlukların önlenmesi, alanın bütüncül bir planlama yaklaşımı ile yönetilmesi amaçlanmıştır.
Savaş Alanlarının yanısıra, Gelibolu Milli Park Alanı içindeki kırsal yerleşimlerin de bölgeye özgü üretimlerle bu bütüncül planın içine katılması yerinde olacaktır. Dolayısıyla, Bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınması konusundaki çalışmaların da bu bütüncül bakış içinde düşünülmesi gereklidir. Park Meclisi’ni oluşturan kurum ve kuruluşların yanısıra, Özellikle tarım, turizm ve ticaret konularında ilgili birimlerin de katılımı ile oluşturulacak alt komisyonlar; kültür ve tarih, sosyo-ekonomik kalkınma ve planlama alanlarında çalışmaları yürütmek ve alanı ilgilendiren projeleri değerlendirmek konusunda çalışacaklardır.
Çanakkale ve Gelibolu savaşlarının ülkemizin olduğu kadar dünya askeri ve politik tarihi açısından önemi açıktır. Bu önem alanın yönetiminde izlenecek süreçleri ve yönetim organizasyonunu da daha önemli kılmaktadır. Projede, özellikle savaş alanları için farklı kültürlerin, anıt, şehitlik ve tören yerlerinin bulunduğu böylesi bir alanın Dünya Mirası olma niteliği gözönüne alınmış, savaş alanları dışında bölgenin tümü için yoğun ziyaretlerin olduğu dönemler ve kitle turizminin zararlarını önlenmesi konusunda da öneriler geliştirilmiştir.
b.Park İşletmesi
Parkın yönetimi dışında, işletmesi için de bir teşkilat oluşturulması gerekmektedir. Park içi ulaşım sistemlerinin işletilmesi, parka ait değerlerin korunması ve takibi, parkın tanıtımı için bir teşkilat oluştulmalı ve bu teşkilat park içerisinde tanıtım merkezleri, girişler ve odak alanlarına yayılı şekilde görev yapmalıdır.(Bkz. Grafik 16- GYTMP Yönetim ve İşletme Planı)
Park Ana Yönetim ve Tanıtım Merkezi (Kilye Koyu)
Şu an Parkın Yönetim Merkezi Kiltbahir-Eceabat arası Çamburnu’nda bulunmaktadır. Parkın ana tanıtım merkezi de tüm girişlere en yakın nokta olan Kilye Koyu’ndadır. Ancak her iki tesisin de sorunları vardır. Çamburnu’ndaki yönetim merkezinin park tesisleri ile iletişim zayıftır ve kendi başına durmaktadır. Kilye Koyu Tanıtım Merkezi de yolüstü uğrak konumu ve geniş otopark imkanına rağmen bir türlü canlılık kazanamamıştır. Bunun nedeni kendi konumu yolüstü olmasına rağmen, odak alanlarına uzak olması olabilir.
Bu nedenle hem Ana Tanıtım Merkezi’ni hem de İdari Merkezi aynı noktaya toplayarak ikisini de güçlendirmek makul görünmektedir. Hem parkın yönetimi ve işletmesi kısmında kurlacak teşkilatın merkezi, hem de Gelibüs Turlarının aktarma merkezi ve park dair ilk bilgilerin verildiği bir ana tanıtım merkezinin birarada durması ikisini de güçlendirir. Bu nedenle bu Park Ana Yönetim ve Tanıtım Merkezi’nin Kilye Koyu’nda toplanması, buranın aynı zamanda merkezi bir otopark ,aktarma merkezi ve bisiklet kiralama merkezi olarak kullanılması önerilmektedir. Buradaki mevcut yapının bu amaçla genişletilerek yeniden kullanımı düşünülebilir, ya da ihtiyaca göre yeni bir yapı düşünülebilir.
Tanıtım Merkezleri
Parkın tematik alt bölgeleri olan Kara Savaşları, 18 Mart Deniz Savaşları ve Barış-Anıtlar bölgelerinin her birinde bölge anlatısının merkezi görevini üstlenecek bir Tanıtım Merkezi bulunmalıdır. Bu merkezler, tematik alt bölünmeye göre kendi alt temalarına sahip olacaklardır.
Kabatepe’de halen bulunan Tanıtım Merkezi, bu şekilde çalışmaktadır veKabatepe Kara Savaşları TanıtımMerkezi olarak işlemeye devam edecektir. Benzer bir merkez, Alçıtepe’de Barış ve Anıtlar Turu Tanıtım Merkezi olarak yapılmalıdır. 18 Mart Deniz Savaşları bölgesinde ise Namazgah Tabyası bu görevi üstlenebilecek durumdadır. Bu merkezler, Kilye’deki Ana Tanıtım ve Yönetim Merkezi’ne bağlı olarak çalışacaklardır.
Bilgi ve Güvenlik Noktaları
Parkın farklı noktalarında, parkın bilgilendirme ve güvenlik servislerini verebilecek İnfo-Güvenlik üniteleri (bkz. T.Rehberi M2-İnfo-Güvenlik Birimi) bulunacaktır. Bu ünitelerde bulunduğu konuma göre 1-3 kişi görev yapabilir. Bu üniteler merkezler ile bağlantılı ve koordinasyon halinde çalışarak, parkın korunması, ziyaretçilerin bilgilendirilmesi, yoğunlukların ve sıkışıklıkların giderilmesi için turların yönlendirilmesi ve koordine edilmesinde görev alacaklardır. Bu ünite çalışanları ayrıca ilkyardım, acil durum ve parkın sürekli gözetilerek bakım-onarım ihtiyaçlarının tesbitini yapacaklardır.
Park Girişleri
Parkın Kabatepe,Eceabat ve Kilitbahir Limanları’nda denizden üç ve Akbaş Koyu’nda da kara yönünden bir girişi mevcuttur. Bu dört girişte birer İnfo Birimi (bkz. T.Rehberi M2-İnfo-Güvenlik Birimi) birer büyük Park İmi (bkz. T.Rehberi E1F-Park İmi) bulunacaktır. Bu ana giriş üniteleri, yalnız ziyaretçilerin değil, parkın içinden geçmekte olan yolcuların da park konusunda bilgilenmeleri ve çok özel bir alandan geçmekte olduklarına dair farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.
Teknoloji kullanımı
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı içerisinde yapılan ziyaretlerin güvenli, ziyaretçi yararına kontrollü ve teknolojinin günümüzde gelmiş olduğu imkanları kullanarak mümkün olan en üst düzeyde etkileşimli olabilmesi için park yönetim merkezince idare edilecek sistemler kullanılabilir.
Giriş çıkışların sayısal verileri kamera ve/veya hız sensörleri ile idari merkez tarafından kayıt ve takip altına alınabilir. Yarışmanın konusu olan, yoğun ziyaret edilen ve gerekli görülen ek ziyaret noktalarında bulanacak olan, info/güvenlik birimlerinde bulunan cctv sistemleri aracılığı ile alanlardaki yoğunluklar gözlemlenebilir. Alınan verilere göre ziyaret rotalarının anlık yönlendirmeleri yapılarak ziyaret noktalarındaki zedeleyici kalabalıklaşmanın önünü almak mümkün olabilir. Bu sistem birkaç farklı alternatif sistem ile kurgulanabilir. Saha içerisinde Conkbayırı ve Seddülbahir hatlarında kullanılan gelibüslerin sefer yoğunluğunu arttırmak ve Kilitbahir ve Şahindere duraklarını içinde barındıran hatta gezecek olan şehirlerarası günübirlik otobüslerinin içinde bulunması zorunlu olacak rehber aracılığı ile iletişim kurarak rotaların yönlendirilmesi bunlardan birkaçıdır.
Ziyaretçinin alanla etkileşimini kişisel boyutta arttıracak olan Parka özel teknolojik çalışmalar önerilmektedir. Park sınırından geçildiği anda yayın yapacak olan “GLBL” radyo frekansı içeriği önceden hazırlanmış bilgiler müzikler hikayeler (10000 yıllık tarihini, kültürlerini ve yaşanmışlıklarını içeren) anlatarak parkta olmanın, yaşamanın ambiansını arttıracaktır.
İnternet Park kapsamı içerisinde Kilye’de bulunacak olan yönetim merkezinden alınacak şifre ile süreli olarak ziyaretçinin kullanımına açılacaktır. Bu hatta mobil aleti ile bağlanan ziyaretçiye Internet erişimi verilebileceği gibi erişim yapmak isteyen ziyaretçinin otomatik olarak bir tanıtım sitesine yönlendirilmesi de mümkündür. Bu sitede Park ile ilgili bilgilere ek olarak Park için tasarlanmış mobil uygulamaların indirebileceği bir bölüm de bulunabilir. Böyle bir uygulama, çalıştırıldığında ziyaretçinin bulunduğu konumu sürekli olarak GPS ile takip ederek otomatik olarak bulunduğu yer ile ilgili bilgi verebilir. GPS’e alternatif olarak odak alanlarına yerleştirilecek QR kodlarını uygulamaya okutarak da daha detaylı bilgiye erişim mümkün olabilir.
Ziyaretçinin konumuna göre verilebilecek bilgiler metin, resimler, sesler ve video görüntülerinden oluşabileceği gibi etkileşimli olarak gezilebilen bir katalog ya da 3 boyutlu modeller de içerebilir. Ayrıca önceden yapılacak bir topografya ve 3 boyutlu modelleme çalışması ile bölgenin tarihi durumunu canlandıran bir sahne hazırlanıp, ziyaretçinin cihazının gerekli sensörleri de bulundurması durumunda, cihazın konum ve açısına göre ekrana gerçek zamanlı bir görüntüsü yansıtılabilir.
Görme engelli ziyaretçi için özel bir anlatım ve yönlendirme aplikasyonu ayrıca tasarlanacaktır.
Mobil uygulamaların ziyaretçinin konumunu bilmesi, ziyaretçiye Park’ın harita üzerinde bir yerleşim planı vasıtasıyla rehberlik yapabilmesi, özellikle GPS kullanıldığı durumlarda yakınındaki diğer odak noktalarına yönlendirebilmesini de sağlar. Böyle bir uygulamayı kullanan ziyaretçilerin, izin verdikleri taktirde, konumları merkezi olarak bilinebileceğinden, bu bilgiden güvenlik, kalabalıklaşmayı önleme ve en fazla ilgi gören rotaların takibi amacıyla da istifade edilebilir.
Genç ziyaretçiler için her alandan toplanacak olan bir keşif rotası yardımı ile hem bilgilenme hem öğrenme eğlenceli hale getirilmelidir. Her odak alanındaki görev info/güvenlik biriminden tedarik edilerek alan içerisinde keşfe değer nokta ve anlamların çocukların dikkatinden kaçmaması hedeflenerek kurgulanacaktır. (Örneğin Mecidiye tabyasındaki bonetlerin içerisinde Seyit Onbaşı holünde bulunan bilgi ve anlatım panoları içerisindeki belirli bir paragrafa yönlendirme yapılarak buradaki bir anlam, kelime ya da işaret edilen bir yer keşif turunun bir parçası olabilecektir. Ve çeşitli zaman dilimlerinde yenilenmesi gerekmektedir.) Gezi sonunda tanıtım merkezlerinden herhangi birine giderek, alan hatırası olabilecek bir ürün ile ödüllendirilmeleri deneyimlerini değerli ve unutulmaz kılmayı amaçlar.
Proje raporu kitapçığı: