Tarihi yarımadanın batı sınırını çizen İstanbul Kara Surları, mega kentin kültürel mirasının en önemli örneklerinden biridir. Dünya Kültür Mirası listesinde de yer alan surların inşasına beşinci yüzyılın ilk yıllarında II. Theodosius’un emri ile başlanmıştır.
Kent surları dış tehditlere karşı kentin güvenliğini sağlamak amacıyla inşa edilirken aynı zamanda döneminin yerleşim çeperini belirleyerek kentsel mekanı sınırlandırıcı bir işlev de görmüştür. Kent merkezinden surlara doğru yerleşim azalırken surlara yakın bölgeler bostan, tarım ve mezarlık alanları olarak değerlendirilmiş böylelikle kentsel boşluk, halkın ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmıştır. İnşa edildiği dönemden bu yana çeşitli ekler alan ve onarımlar geçirmiş olan surlar, Roma İmparatorluğu’nun baş şehrini yaklaşık on yüzyıl boyunca korumayı başarmıştır.
1453 yılında Sultan Mehmet komutasındaki ordunun elli günü aşkın kuşatmasının ardından kent fethedilerek Osmanlı Devleti yönetimine geçmiştir. Sultan Mehmet’in şehre Topkapı’dan girdiği söylenir.
Topkapı ve çevresi Fatih döneminden itibaren imar çalışmalarına ev sahipliği yaparken kara surlarının bazı bölgelerinde, sur hendekleri de dahil olmak üzere, bostan kullanımları devam etmiştir. Bölge, önceleri küçük ölçekli yapılarla donatılırken 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından inşa edilen Gazi Ahmet Paşa Külliyesi bölgeyi çekim merkezi haline getirmiştir.
Osmanlı dönemiyle birlikte kara surları savunma işlevini yitirmiştir. 19. yüzyıl geç Osmanlı döneminde inşa edilen Sirkeci – Halkalı demiryolu, sur içi ve sur dışı ilişkisini güçlendirerek sınır izlenimi zayıflatmıştır. Fakat demiryolu inşası sürecinde surların belirli bir kısmı yıkılmak durumunda kalmıştır.
Cumhuriyet döneminde, Prost Planı içerisinde kara surlarının korunmasına dair kararlar alınmış olsa da 1950’li yıllarda açılan Vatan ve Millet Caddesi tarihi yarımadanın üst ölçekteki kurgusunu kökünden değiştirmiştir. Caddelerin açılması Gazi Ahmet Paşa Külliyesi ve meydanını etkisizleştirmiştir.
Bahsi geçen dönemin ardından İstanbul Otobüs Terminali olarak kullanılmaya başlanan Topkapı ve çevresi, uzun yıllar boyunca şehirlerarası yolculuklara hizmet eden bir alan haline gelerek yoğun araç trafiğine maruz kalmıştır.
Terminalin 1994 yılında Esenler’e taşınmasının ardından Topkapı ve kapının açıldığı meydan nispetle rahatlamış olsa da günümüzde hala ana işlevini otobüs durağı olarak sürdürmektedir. İstanbul kara surları ise zaman içinde kentin gelişimiyle kentin iç kısımlarında kalarak çeper olmaktan çıkmıştır. Fakat gelişen kent dokusu surlarla sağlıklı ilişki kurmayı başaramadığı için surlar ve çevresindeki bölgeler atıl kalmakta, kültürel miras gerektiği şekilde kent ile entegre edilememektedir.
Fatih ilçesi, Topkapı Mahallesi sınırları içerisinde bulunan proje alanı; sahip olduğu anıtsal yapıları, entegre olabileceği kentsel donatı alanları, yakın çevresinde bulunan toplu ulaşım aksları ve yoğun ana arterleri ile yüksek bir potansiyele sahiptir.
Alan; otobüslerin son durak alanı olarak kullanılması, barındırdığı anıtsal yapılarının görünürlüğünün az olması, alanı çevreleyen yapıların niteliksiz görüntüsü, çöküntü ve güvenlik riski barındıran yapıda olması nedeniyle sahip olduğu potansiyeli değerlendirememektedir.
Öneri olarak sunulan bu proje ile barındırdığı anıt eserlerin görünürlüğünü arttırmak ve bu eserlerin izlerini kent belleğine iade etmek, çevresinde var olan ve yapılması planlanan donatı alanları ile entegre bir meydan tasarlanması amaçlanmıştır.
Topkapı Meydanı’na; Topkapı Şehir Parkı ile bağlantı kuran sur dışından Topkapı’yı kullanarak uzanan aks, Topkapı Millet Bahçesi Projesi ve Topkapı Kütüphanesi ile bağlantı kuran sur boyunca uzanarak alana ulaşan aks, Millet Caddesi ile bağlantıyı sağlayan Topkapı Caddesi üzerinden gelen aks, Vatan Caddesi ile bağlantıyı sağlayan Sulukule Caddesi ve Bican Bağcıoğlu Yokuşu üzerinden alana ulaşan akslar olmak üzere 5 farklı ulaşım aksı üzerinden erişilmektedir.
Meydan ve yakın çevresinin düzenlenmesine ek olarak, bu 5 farklı güçlü ulaşım aksı üzerinde de, aksların alanla ve birbiriyle entegrasyonunu sağlayacak, yaya ve bisiklet öncelikli bir tasarım kurgusu geliştirilerek alana erişimin ve devamlılığın sağlanması hedeflenmiştir.
Çalışma alanının sınırları belirlenirken öncelikle alanın sorunları ve potansiyelleri belirlenmiştir. Uygulama imar planı ve mevcut durumuna dair verilen haritalar incelenerek, bu haritalar üzerinden uygun kararlar verilerek alanda birtakım değişiklikler yapılmış ve öneriler getirilmiştir.
Kuzeyde Vatan Caddesi’nin, güneyde Millet Caddesi’nin sınırlandırdığı mahalle içerisindeki odak alanda bulunan otobüsler için son durak noktasının, açık otoparkın taşınmasına ek olarak niteliksiz ve dokuya uyumsuz olan çeper yapılarının kaldırılması sonucunda alandaki anıtsal yapılar algılanabilir hale gelmiştir.
Anıtsal yapılar ile kurgulanan mimari program neticesinde alana eklenen yarı açık, açık, kapalı birimlerin birlikte oluşturduğu yeni çeper, Topkapı Meydanı’nın çok katmanlı yapısına uygun olarak yeni bir kimlik kazanmasını sağlamıştır.
1 numaralı alan:
Topkapı Kütüphanesi’nin yakın çevresini oluşturan bu alanda bulunan niteliksiz yapı stoğunun kaldırılması sonucunda alanın kütüphane ile ilişkili bir etkinlik alanı olarak kullanılabilirliği düşünülmüştür.
2 numaralı alan:
Alanda bulunan niteliksiz yapı stoğunun kaldırılması sonucunda alanın; kütüphane, sur ve mevcut kullanımı ile ilişkili olarak, çok amaçlı salon, atölyeler, yeme içme mekanlarını içeren karma kullanımlı bir sosyal tesis birimi için uygun olduğu düşünülmüştür.
3 numaralı alan:
Alanda bulunan açık otopark, Topkapı Caddesi ile ilişkili bir noktaya taşınmıştır. Alanda meydanı destekleyen bir ziyaretçi merkezi ile meydanın sınırlandırılması ve anıtsallığının arttırılması amacı taşıyan bir arkad aynı sistem içerisinde birlikte tasarlanmıştır.
4 numaralı alan:
Park lejantındaki alanda bulunan, niteliksiz ve doku ile uyumsuz gabariye sahip yapı stoğunun kaldırılması ile alana cami, mescit ve okul ile ilişkili olarak bir oyun alanı önerilmiştir.
5 numaralı alan:
Alanda bulunan, Gazi Ahmet Paşa Cami’nin görünürlüğünü azaltan çay bahçesi kaldırılarak caminin görünürlüğünü arttıran, türbe ile ilişki kurulan bir rekreasyon düzenlenmesi yapılmıştır.
6 numaralı alan:
Kaip’te park lejantında olan bu alan yapı adasının bütünlüğünü sağlamak adına ticaret birimi 3 olarak işlevlendirilmiştir.
7 numaralı alan:
Kiliseler arasında bulunan alandaki niteliksiz yapı stoğu kaldırılarak, karma fonksiyonlu birimlerle desteklenen bir meydancık tasarlanmıştır.
10 numaralı alan:
Gazi Ahmet Paşa Türbesi, Muvakkithane ve Sıbyan Mektebi’ne ait tescilli alanın bitişiğinde bulunan niteliksiz yapı stoğu alanla kurduğu sağlıksız ilişki sebebiyle kaldırılmıştır.
11 numaralı alan:
Topkapı Meydanına erişimin Topkapı Caddesi üzerindeki başlangıcını oluşturan alandaki; Kürkçübaşı Cami, türbesi, haziresi ve Pazartekke’nin görünürlüğünü azaltan benzin istasyonunu kaldırılarak yerine geleneksel el sanatları eğitimlerinin verildiği atölye birimleri ile kamusal ihtiyaçların karşılandığı bir servis birimi cami ve tekke ile ilişkili olarak tasarlanmıştır.
12 numaralı alan:
Kamu kullanımında olan alanın; Millet Caddesi ile bağlantılı olarak katlı kapalı bir otopark olarak kullanılmasının, meydanı destekleyen ve besleyen bir öneri olacağı düşünülmüştür.
13 numaralı alan:
Askeri alan olarak kullanılan kamu mülkiyetindeki alan hem Sulukule Caddesi üzerinden hem de Topkapı Caddesi üzerinden son durak noktasına ulaşan otobüslerin kolaylıkla erişebileceği bir konumda olması sebebiyle son durak noktası bu alana taşınmıştır.
8 numaralı alan:
Meydanı çevreleyen yapı stoğunun niteliksiz olduğu ve Kaip’te verilen hmax: 6.50 olma durumuna uygun olmadığı görülmektedir. Alandaki anıtsal yapılarla gabari anlamında sağlıksız ilişkiler kuran ve bu yapıların görünürlüğünü azaltan yapı stoğuna ek olarak; cephelerine sonradan eklenmiş kat ve sundurma, saçak, anten, klima, panel, kanal, boru, yangın merdivenleri, tabela gibi eklentiler alanın tarihsel ve kültürel kimliğine uygun olmayan nitelikte bir meydan arayüzü oluşturmaktadır.
Bu sebeple tüm bu yapıların kaldırılarak yerine tasarlanan, alandaki tarihi dokuya ve anıtsal eserlere boyut ve yaklaşım olarak saygılı, onların görünürlüğünü engellemeyen, geleneksel mimariye özgü cephe oranları kullanılan birimler sayesinde meydanın estetik ve anıtsal değerini arttıracağı düşünülmüştür.
Alanı çevreleyen çoğunluğunu konaklama birimleri oluşturan yapı stoğunun yaklaşık konturları korunarak yerine; meydan ile fonksiyonel anlamda daha güçlü ilişkiler kurabilecek, yeme-içme- alışveriş mekanlarını içeren ticari birimlerin önerilmesiyle meydanın günün her saati için kullanımının arttırılması hedeflenmiştir.
9 numaralı alan:
Kapladığı hacim itibari ile yapı adaları arasında gerilim oluşturan bir otel yapısının bulunduğu bu alana, Kaip’te 6 numaralı alandaki park alanı ötelenerek yapı adaları arasında bir boşluk oluşturulmuştur.
Kamusal kullanımın arttırılması, kullanıcılara farklı deneyimlere imkan veren mekanların ve alanların oluşturulması amacı ile meydan ve çevresi büyük oranda yayalaştırılmıştır. Mevcuttaki son durak alanının, kamu mülkiyetinde olan, Vatan Caddesi üzerindeki askeri alana taşınması önerilmiştir.
Millet Caddesi’nden gelerek Topkapı Caddesi üzerinden meydanda bulunan mevcut otobüs duraklarına gelen otobüs hatları için Tatlıpınar Caddesi üzerinden önerilen yeni son durak alanına erişimi sağlanmıştır. Bu alandan çıkan otobüslerin Millet Caddesine bağlantısı ise Topkapı Caddesi üzerinden tek yönlü olarak sağlanmıştır.
Yayalaştırılan Sulukule Caddesi’nden mevcut son durağa gelen otobüslerin ise yeni son durak noktasına Vatan Caddesi’nden erişmeleri düşünülmüştür.
Meydanı beslemek amacı ile Gazi Ahmet Paşa Cami önünde bir otobüs durağı düşünülmüştür.
Surların önünde bulunan yaklaşık 50 araçlık açık otopark, Topkapı Caddesi ile bağlantılı olan ara sokağın sonunda mahallelinin açık otopark olarak kullandığı alana taşınmıştır.
Millet Caddesi üzerinde kamu mülkiyetinde olan boş alana katlı kapalı otopark önerilmiş, otoparkın üst kısmı ise turist ring otobüslerinin bekleme noktası ve taksi durağı olarak düşünülmüştür.
Millet Caddesi üzerine konumlanan servis ünitesinin barındırdığı bisiklet park alanı önünden başlayan bisiklet yolu tarihi yarımadada tasarlanan bisiklet yolu ile entegre edilmiştir.
Iki şeritli araç yolu olarak kullanılan Topkapı Caddesi, yaya ağırlıklı bir yola dönüştürülmüştür. Yol üzerine yerleştirilen pergolalar, donatı elemanları, servis birimlerinin yanında, cadde üzerinde karşılıklı olarak bulunan tescilli ve nitelikli yapı arasında bir niş olarak dinamik ve renkli bir etkinlik alanı oluşturularak kullanıcılara farklı kullanım senaryoları sunulmuştur.
Alanın barındırdığı Kürkçübaşı Cami, türbesi ve Pazartekke, Beyazıt Ağa Cami, Harbi Mescidi, Gazi Ahmet Paşa Camii, türbesi, muvakkithanesi ve sıbyan mektebi, Surp Nigoğayas Kilisesi, Hagios Nikolas Kilisesi, Theodious Surları ve Topkapı’nın, Millet Caddesi’nden başlayarak sur dışına giden güzergah üzerinde sırasıyla konumlandığı görülmüştür.
Topkapı Rotası- interaktif Parkur olarak adlandırılan, döşeme farklılığı ile belirgin hale getirilen yürüyüş yolu ile alandaki anıtsal yapılar birbirine bağlanmıştır. Bu güzergahı gezerken takip edilmesi için bir interaktif parkur uygulaması önerilebilir.
Kürkçübaşı Cami ile başlayan bu parkur Topkapı ile sonlanmış ve bu parkurun burç içerinde tasarlanan seyir kulesi ile surlar üzerinde oluşturulan yürüyüş platformu üzerinden devam ettirerek kentlinin manzara ile buluşması sağlanmıştır.
Topkapı arkasında bulunan alanda mevcuttaki Topkapı Sosyal Tesisleri’ne ait birimler; açık koridorlu, hafif bir strüktür sistem içerisinde bir arada çözülmüştür. Kurulan bu sistemin arkasında bulunan bağlantı yollarının akslarının surlardaki dış burçlara eriştiği görülmüş ve kentsel izi korumak adına peyzaj kararı olarak bu doğrultularda sura paralel giden promenada bağlanan iç yollar oluşturulmuştur.
Vaziyet üzerinden incelendiğinde, burçların sur duvarı ile kurduğu dolu-boş ilişkisinden referans alarak, sura paralel olarak konumlandırılan sosyal tesis binası, ziyaretçi merkezi ve kitap kafenin üst katında kurgulanan kare formdaki çıkmalar burçlar doğrultusunda konumlandırılmıştır.
Meydanı sınırlandıran mevcut ticari birimlerin karşılıklı olarak birbirine ışınsal bir aks ile bağlandığı izlenmiştir. Meydanın tasarımı kararı verilirken bu ize uygun olarak meydanı sınırlandıran ticari birimler birbirini tamamlayan
Proje alanında, ana meydan olan Topkapı Meydanı, ikincil meydan olarak toplanma alanı/kentsel saçağın oluşturduğu meydan, kiliseler arasında kalan alanın oluşturduğu meydan olmak üzere üç adet önemli meydan kurgulanmıştır. Tüm bu meydanların biçimlenişinde, Gazi Ahmet Paşa Külliyesi avlusunun kare formu referans olarak alınmış ve bu sayede meydanlara anıtsal bir nitelik yüklenmeye çalışılmıştır.
İlk olarak, kaldırılan yapılara ait doku izinin korunmasıyla yerlerine önerilen ticari birimlerin paralel olarak ve karşılıklı oluşturduğu lineer sınır ile Theodious Surlarının bir kenarını oluşturduğu alana son kenarının sınırlayıcısı olarak pergola sisteminin yerleştirilmesinin devamında yapılan peyzaj düzenlemeleri ile kare formda, büyük ve anıtsal bir meydan oluşturulmak istenmiştir.
Oluşturulan Topkapı Rotası’na ait aks, meydanı asimetrik olarak ikiye ayırmaktadır.. Kuzey tarafta kalan boşluk yeşil ve sert zeminin birlikte olduğu bir döşeme ile kaplanmıştır. Meydanda 2 metrelik kot farkı bulunmaktadır. 66.00 kotundan 67.00 kotuna çıkarken amfi oturma düzeni uygulanmıştır, 67.00 kotundan 68.00 kotuna çıkarken kurgulanan merdivenler, sur önünde kurgulanan pergola sistemi ile Topkapı’nın ve surların anıtsal etkisi güçlendirilmiştir.
Topkapı Caddesi’nden gelen aks Gazi Ahmet Paşa Cami önünde Bican Bağcıoğlu Yokuşu ile kesişmektedir. Tam bu noktaya metal bir strüktürden oluşan kentsel bir saçak tasarlanmıştır. Bu saçak Topkapı Caddesi’nden algılanabilmekte ve Topkapı Meydanı’na kentliyi davet eden, simgesel niteliği olan bir kent strüktürü olarak düşünülmüştür.
Topkapı Caddesi sonunda, Gazi Ahmet Paşa Cami Türbesi, Beyazt Ağa Cami’nin çevrelediği meydan potansiyeli taşıyan alanda ilginin daha da arttırılması için tasarlanan kentsel saçak altında farklı kullanımlara hizmet veren bir toplanma alanı oluşturulmuştur. Çeperde bulunan anıt eserlerin her açıdan rahatlıkla algılanabilmesi için bu meydan dairesel bir formda tasarlanmıştır.
Topkapı Caddesi üzerinde kiosklarla desteklenerek konumlandırılan; kullanıcılara dinlenebilecekleri, vakit geçirebilecekleri alanlar ve bekleme yerleri sunan pergolalar sayesinde yaya ağırlıklı bir yol haline getirilen caddenin kullanımının arttırılması hedeflenmiştir.
Kentsel saçak ile Topkapı Meydanı’nı bağlayan, paralel şekilde karşılıklı olarak yerleştirilen pergola birimleri aksın tek bir noktada- Topkapı’da- algılanmasını güçlendirmektedir. Bu noktada bulunan pergola birimlerinin kentliye, meydanın kullanımına bağlı olarak veya olmayarak farklı kullanım senaryoları sunması düşünülmüştür.
Surların önünde tasarlanan pergola sistemin bağlı olduğu ziyaretçi merkezinin girişinde bulunan gişe/infodan bilet veya bilgi alarak Topkapı’nın yanındaki burç ve diğer burçlardan çıkarak interaktif parkurun devamı niteliğinde, sur boyunca tasarlanabileceği düşünülen sur üstü gezinti platformuna ulaşımın sağlanacağı bir senaryo kurgulanmıştır.
Ön tarafta oluşturulan bu pergola, surların üzerindeki platformu kullanmak isteyenler için bir bekleme alanına da dönüşebilmektedir. Surların önünde kurulan bu metal strüktürün ayrıca meydanın; sergi, enstalasyon, fuar, pazar, açık hava sineması, konser gibi farklı kullanım senaryolarında destekleyici bir kentsel eleman olarak işlev görmesi düşünülmüştür.
Üçüncü meydan olarak belirlenen kiliseler arasındaki alan üzerinde konumlanan kiosk, kitap kafe ile birlikte bu meydanın canlı kalmasına destek olmuştur.
Tasarlanan Topkapı Sosyal Tesisleri önünde bulunan etkinlik çayırını desteklemek ve sınırlandırmak amacıyla pergolalar kullanılmıştır. Millet Bahçesi bağlantısı ile gelen kullanıcıyı etkinlik çayırına ve Topkapı Kütüphanesi’ne yönlendiren bir pergola da tasarlanmıştır.
Sur dışında kalan alana konumlandırılan pergolalar ve yapılan peyzaj düzenlemeleri ile birlikte Topkapı Şehir Parkı ve proje alanı arasında bağlantı kurulmuş, alanın canlanması sağlanmıştır.
Mevcutta var olan ve proje kapsamında kaldırılan ticari yapıların sınırları korunarak yerlerine yerleştirilen ticari birimlerin, proje kapsamından metal ve hafif bir strüktür ile tasarlanan diğer birimlerin aksine betonarme bir sistem ile inşa edilmesi düşünülmüştür.
Uygulama imar planı incelendiğinde bu alanların maksimum yükseklik değerinin (hmax) 6.50 metre olduğu görülmektedir, kaldırılan yapıların kaldırılma sebeplerinden bir diğeri de bu sınırlamaya uymamaları olmuştur. Oluşturulan ticari birimlerin tasarımında ise bu yükseklik sınırlamasına önem verilerek tarihi dokuya saygılı bir tutum izlenmiştir. Bu yapıların cephe tasarımında da tarihi doku içerindeki oranlar dikkate alınmıştır.
Meydanı sınırlandıran bu yapılara; yeme, içme, alışveriş mekanlarını barındıran işlevler verilmesi ile meydanın sürekli algılanabilir ve kullanılabilir olması hedeflenmiştir.
Topkapı’nın yanında bulunan burca verilen seyir terası işlevi ile ilişkili olarak surların önünde meydanı besleyecek bir birim olarak tasarlanmıştır.
Meydanı sınırlandıran pergola ile aynı sistem içerisinde çözülmüş içerisinde; gişe/info, danışma, seminer salonu, fuaye/sergi salonu, üst katında bir kitaplığı barındıran ziyaretçi merkezi birimi metal kolon kiriş sistemi içerisine birimlerin yerleştirildiği kurulumu kolay, sökülüp takılabilir modüler bir sistem ile tasarlanmıştır. Seminer odası ile fuayeyi ayıran hareketli paneller sayesinde daha büyük çok amaçlı salon elde edilmektedir.
Ziyaretçi merkezi, alanın kimliğine yönelik bilgilendirici etkinliklerin gerçekleştirildiği ve araştırmaların yapıldığı bir birim olarak kurgulanmıştır.
Topkapı Kütüphanesi ile Topkapı Meydanı arasındaki alanda düzensiz olarak konumlanan sosyal tesis birimler tasarlanan Topkapı Sosyal Tesisleri birimi içerisinde bir araya getirilmiştir.
Tasarlanan sosyal tesis birimi içerisinde; çok amaçlı salon, gişe, atölyeler, seminer odaları, kafeterya, kulisler, satış birimleri açık koridorlu bir sistem içerisinde önünde bir etkinlik çayırı ile bir arada düşünülmüştür.
Bu birim ve önündeki açık, yarı açık alanlar sayesinde meydanın Topkapı Kütüphanesi ve Millet Bahçesi ile olan entegrasyonunun güçlendirilmesi hedeflenmiştir.
Oluşturulan bu birim de, metal kolon kiriş sistemi içerisine birimlerin yerleştirildiği kurulumu kolay, sökülüp takılabilir modüler bir sistem ile tasarlanmıştır.
Kiliseler arasında, görece sessiz bir konumda, konumlanarak Sulukule Caddesi üzerinde bir sınır oluşturan kitap kafe, arka tarafında bulunan küçük meydanının kullanımının ve kiliselerin algılanabilirliğinin artması için tasarlanmıştır.
Sökülüp takılabilir modüler bir sistem ile tasarlanan yapının üst katında sessiz okuma alanı olarak işlevlendirilmiştir.
Kürkçübaşı Cami, türbesi ve Pazartekke’nin bulunduğu alan çevresinde, cami ve tekke ile ilişkili olarak geleneksel el sanatları eğitimlerinin verildiği atölye birimleri ve buradan çıkan ürünlerin satıldığı bir satış birimini içeren bir yapı ile Millet Caddesi üzerinde bulunan ulaşım durakları ile ilişkili olarak bir büfeyi, bisiklet ve scooter duraklarını, turistlerin bilgi alabileceği infoyu, wc birimlerini içeren bir servis ünitesi tasarlanmıştır.
Servis ünitesi, Topkapı Caddesi’nin, proje kapsamında tasarlanan bisiklet yolu ve interaktif parkurun ve başlangıcı konumundadır.
Topkapı Caddesi üzerinde bulunan bir tescilli yapı ve bir nitelikli yapının karşılıklı olarak konumlandıkları tespit edilmiştir. Bu yapıların görünürlüğünü arttırmak amacıyla iki yapının da sergi evi olarak işlevlendirilmesi düşünülmüştür.
Yapılar arası zeminin ve nitelikli yapının iki tarafındaki sağır yüzeylerin renklendirilmesi ile renkli bir kentsel niş oluşturulmak istenmiştir. Nitelikli yapının otopark olarak kullanılan arka bahçesi, dinamik bir kentsel donatı elemanı ile pergolanın yerleştirilmesi ile farklı kullanım senaryolarına hizmet eden dinamik bir etkinlik alanına dönüştürülmüştür.
Dokuyu tamamlamak ve sağır cephelerin görünümünü azaltmak amacıyla gerekli görülen noktalara 2 veya 3 katlı öneri konutlar konumlandırılmıştır.
Proje alanında boşluğu tanımlama aşamasında bağlantılar, yollar ve meydanlar binaların konumlanacakları alanlar belirlendikten sonra yeşil alanların sınırları ortaya çıkmıştır. Proje kapsamında dengeli ve düzenli bir yeşil alan tasarımının yapılması önemsenmiştir. Alanın kot farkları engelli ulaşımına göre çözülmüş ve alanın kullanımı üzerinde detaylı biçimde çalışılan basamaklar, amfi oturma düzenleri, rampalar ile zenginleştirilmiştir.
Beyazıt Cami yanında bulunan Topkapılı Mehmet Bey Ilkokulu’nun girişi oluşturulan Topkapı Rotası’na bağlanmıştır. Cami ve okulun girişinin bağlantılı olduğu kotta oyun alanı düşünülmüştür. Okulun mevcut girişi servis araç girişi olarak önerilmiştir.
Topkapı kütüphanesi önünde tasarlanan amfi oturma alanı ile kütüphanenin ayrı kotlardaki girişleri arasında bağlantı kurulmuştur. Kütüphanenin arka noktasında bulunan yeşil alanın, çeşitli etkinliklere (kitap günleri vs.) zemin oluşturabileceği düşünülmüştür.
Topkapı Sosyal Tesisleri önündeki etkinlik çayırının da düğün, nikah, eğlence, yemek, açık hava sineması, konser gibi çeşitli etkinlikler için kullanılabileceği düşünülmüştür.
Sura paralel olarak uzanan yeşil alan düzenlemesinin de surların yakından izlenebileceği serbest kullanıma uygun olacağı düşünülmüştür.
Kentsel saçak ile ana meydan arasındaki eğimli etkinlik alanının toplanma alanı ile ilişkili olarak kullanılabileceği düşünülmüştür.
Gazi Ahmet Paşa Cami’nin görünürlüğünü arttırmak amacıyla giriş alanı serbest yeşil alan olarak bırakılmıştır.
Ticari birim 3’ün arkasında bulunan ve kütlesiyle yapı adaları arasındaki gerilimi arttıran otel yapısının yıkılması ile konut yoğunluklu yapı adaları içerisinde güvenlikli bir oyun alanı oluşturulmuştur.
Schroeder (1976) tarafından geliştirilen yayılış alanı formülüne göre İstanbul, nemli- yarı nemli yazın yapraklı ormanların hakim olduğu vejetasyon zonunda bulunmaktadır. Alanda kullanılan bitkiler, bu bölge için ekolojik dayanıklılığa sahip bitkilerdir.
Beton ve ahşaptan oluşan şarj istasyonu bulunan, banklar, kentsel salıncaklar, duraklar, bilgilendirme panosu, çöp kutusu da modüler bir sistem ile tasarlanmıştır.
Alandaki anıtsal yapılar döşeme malzemesine sabitlenen led wallwasher ile aydınlatılmıştır.
Alana yerleştirilen birimlerin dokuya uyumlu boyutlarda olmasına dikkat edilmiştir.
Surların önündeki hendek imgesinin izlerini korumak adına sur dışında hendek havuzu oluşturulmuştur. Toprağın durumuna göre basınçlı veya basınçsız infiltrasyon yöntemi ile hendek etrafında toplanan su toprağa aktarılır ve oradan depolanır. Depolanan bu su arıtılarak süs havuzlarında ve peyzaj sulamada kullanılır.