Eşdeğer Mansiyon, İzmir Ticaret Odası Binası Yenileme Fikir Projesi Yarışması

Proje Raporu

20. yüzyılın son çeyreğinde tasarlanan İzmir Ticaret Odası Binası, dönemi itibariyle, modern mimari üslubun izlerini taşıyan bir yapı olarak kentsel mekanda yer alır. Lineer ve bütünsel beton güneş kırıcılarla oluşturulan yalın cephe karakteri kuşkusuz kentlinin hafızasında yer edinen ve simgesel bir imgeye dönüşen güçlü bir yapı unsuru haline gelmiştir. Bu türlü bir simgesellik kentsel ve toplumsal belleklerde yer ederken “yenileme”, “yenilenme”, “yeni bir söz söyleme” eylemleri ile yeniden tasarlanması öngörülen yapının, bugünün tasarım kodlarıyla ne söylediği ve nasıl bir tasarım tavrı takındığı belki de kurgulananın çıkış noktası haline gelecektir. Nitekim yapının “inovatif” sözcüğü etrafında yeniden kurgulanan işlevi yeni bir senaryoya ihtiyaç duyulduğunu da açıkça göstermektedir.

Pasaport bölgesinde konumlanan yapı, çoğunlukla bitişik nizam yapılaşma karakteri gösteren ve İzmir ile simgeleşen kordon hattı üzerinde yer alır. Bu sebeple her daim görülen, kendini gösteren, içeri davet eden bir yaklaşım, yapının özünde bir inovasyon merkezi olma potansiyeliyle birlikte kamusal alanla bütünleşik halini de ön plana çıkarabilecektir. Türkiye’de neredeyse sadece üniversitelerin ve bazı girişimci kuruluşların ar-ge laboratuvarlarıyla sınırlı kalan bu tür yenilikçi merkezlerin kamuyla buluşması ve kent merkezi içerisinde yeni bir kamusal alan yaratması kentsel ve toplumsal ölçekte sonuçları bakımından oldukça önemlidir. Dolayısıyla kamunun inovasyonla buluşacağı bir nokta olarak yapı, kordona ve Cumhuriyet Bulvarı’na bakan cepheleri ve iç mekan kurgusu ile 21.yüzyıla ilişkin mesajını verebilmelidir. Bu bağlamda yapının iki cephesi zamansal bir arayüz olarak değerlendirilmiş ve bu arayüz yapıya dışardan bağlanan çelik bir strüktürle varlık kazanmıştır. İçinde bulunulan zamandan geleceğe geçişin ve yenilenmenin bir temsili olarak arayüz, kendinden sonrakilere de değişimin ve dönüşümün altlığını oluşturan bir iskele görevi yüklenecektir. Esnekliğe ve dönüşüme izin veren, her iki cephede iç ve dış mekan arasındaki görsel ilişkiyi daha da pekiştiren “arayüz iskele” ile hedeflenen içinde bulunulan zamanın yeniliklerinden gelecekteki inovatif deneyimlere akışı sağlamaktır. Bu doğrultuda yapının işlevlerinden biri olan FabLab ortamında, yeni teknik ve malzemelerle üretilen ürünlerin (3d printerlar ile üretilen cephe kaplamaları, üç boyutlu saksı, panel, örüntü ya da sergi nesnesi gibi ürünler) tasarlanan strüktür üzerine yerleştirilmesi veya buna entegre edilmesiyle kamuya açık bir deneyimin yaratılması öngörülmektedir. Nitekim bu kurguda yer alan düşey ve yatay yeşil bitkilendirme elemanlarının tamamının FabLab ortamında 3d printer ile üretildiği bir senaryo tasarımın ana fikrini oluşturur. Buna ek olarak, arayüz iskele içerisine yerleşen ve yeşil dokuyu ayakta tutan gridal yapı 90 derecelik bir açıyla her iki yana açılabilmekte böylece manzarayla kurulan ilişki daha da artmaktadır.

Yer aldığı bölge itibariyle güneşin ve rüzgarın negatif yönlü etkisini barındıran alanda düşey yeşil bitkilendirme ile söz konusu negatif etki minimize edilir. Arayüz iskeleye sarılan yeşil doku, kordon boyunca çoğunlukla konut dokusu olarak giden süreklilikte doğal bir ayrışma yaratır.

Deniz cephesindeki iskelede yer alan deneyim asansörü ile, arayüz içerisinden doğrudan etkinlik alanı önündeki açık kamusal alana erişilir. Bu asansör, içerisinde inovatif imgelerin aktığı bir dijital ortamın deneyimlenmesine zemin hazırlayabileceği gibi kullanıcıların doğrudan manzarayla farklı yüksekliklerde ilişki kurabileceği görsel ve fiziksel bir deneyime de aracılık edecektir. Ayrıca yapıdaki mevcut asansörlerin engelli kullanımı yönünden yarattığı dezavantajı gidermek ve iç mekandaki inovatif deneyimleri düşeyde sürdürmek amacıyla her iki katın birleştiği düşey sirkülasyon aksında bir deneyim asansörü tasarlanmıştır. Her kata erişimi sağlayan söz konusu asansör, tüm katlar boyunca giden seramik örüntüyü de okunaklı hale getirir.

Yapının zemin katı giriş ve dijital deneyim merkezi işlevlerine ayrılırken, 1., 2., 3., ve 4. katlar kiralanabilir ofisler, çok amaçlı kullanım alanları, toplantı odaları vb. gibi işlevleri kapsar. 5. katta inovatif bir üretim alanı olarak kullanılacak FabLab ve sosyal mekanlar yer alır. 6. kat yönetici ofislerini, 7. kat ise içerisinde hareketli oturma platformalarını barındıran etkinlik alanını, fuayeyi ve kamusal terası içerir.

Sonuç olarak, bir önceki işlevinden sıyrılarak yeni bir söylem üretme potansiyeli sorgulanan yapının, şimdiyi temsil eden iki arayüz iskele arasında kalan ve geleceği tarifleyerek ona dair ipuçları veren devingen bir hacme dönüşmesi öngörüsü tasarımın temelini oluşturur. Bu bağlamda özellikle iklimsel veriler de göz önünde bulundurularak üretilen bir önceki yapı kimliği, inovatif düşünceyle yeniden yorumlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın