Mimari Proje Raporu:
Rutin bir Lapseki akşamını, denizden esen rüzgarla hareketlenen kiraz ağaçlarının yaprakları şenlendirir. Tutulan balığın ardından kıyıya sırtını verenler, ekilen toprakların arkasına sıralanmış dağlara doğru yol almaya başlar. Bu gezintide Lapsekililerin birlikte soluklanması, bisikletlerin park edilip ferah bir yerde hızlıca atıştırması, dinlenmesi, halledilmiş işlerin ardından voleybol turnuvası hazırlıklarını izlemeleri… Öngörülen senaryoların yalnızca birkaç örneği olan bu deneyimlere ev sahipliği yapmak projenin ana hedefidir.
2500 yıldan uzun bir geçmişi olan Lapseki, Marmara’nın güney girişi, Boğazın kilit noktası ve Trakya-Anadolu arasında önemli bir geçit olarak, stratejik bir konuma sahiptir. Bu konum ve bereketli topraklara yakınlığı Lapseki’nin geçiş noktası kimliğini ve lojistik değerini vurgulamaktadır. Boğaz, Trakya ve Anadolu’yu birbirine bağlayan ilçede, Hükümet Konağı’nın oturduğu alan ise benzer bir şekilde kent dokusu ve kıyı şeridini kaynaştırmaktadır. Arazinin sakin topografyası ve denizle ilişkisi, kent örüntüsü (Lapseki ölçeği, tarım arazisi, çevre dağlar) ile sahil şeridini birbirine bağlamaktadır. Yerleşim prensipleri bu ilişkileri besleyen, görsel ve fiziksel olarak geçirgen bir kamusal alan yaratmak, etkileşimi artırmaktır. Tasavvur edilen, feribot ile ilçeye varan yolcuların denizden fark ettikleri ve meraklarını cezbeden bu binanın hemen yanında eşsiz bitki örtüsü ve doğal zenginlikleri deneyimlediği, iş seyahatleri sırasında Lapseki’ye uğrayan kişilerin meydana kiraz ağaçlarının arasından yürüyerek ulaştığı, otogardan gelen ziyaretçilerin davetkâr bir noktayla karşılanıp güzel bir ilk intiba ile bereketli topraklara ilerlediği ve ilçe sakinlerinin kamusal hizmetleri rahatça alıp, işlerini hallederken sosyo-kültürel etkinliklerle buluştuğu bir kamusal alandır.
Yerel yönetimler, özellikle kamusal ve idari hizmetler, Lapseki ölçeğindeki ilçelerde odak yaratabilecek ve sosyal hayatı şekillendirebilecek potansiyele sahiptir. Bu gerçeğin coğrafi konumla beslendiği Lapseki Hükümet Konağı, çevre ile fiziksel, görsel ve sezgisel olarak azami ilişkiyi pekiştirmek üzere şekillenmiştir. Yoğun ve incelikli işlevlere sahip bina, kente yön vermek ve dönüşümün başlangıcı olmak vizyonuna sahiptir. Uzun vadede ve büyük ölçekte, ülke çapında ilçenin güçlü ifadesinin inşası amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, sembolik olarak bir katkı ile beraber ilçede tanıdık ve güçlü bir imge yaratmaktadır. Bir taraftan aşina olduğumuz öte yandan yeniliklere gebe, farklı ve değişken işlevlere açık bir yapı çevresi dönüşümün başlangıcı niteliğindedir. Geleneksel ve çağdaşı, yeni, yerli, bakım masrafı az ve sürdürülebilir yöntemlerle devamlılığı sağlanabilen bir bina ve çevre düzenlemesi hedeflere ulaşmak adına izlenen ana yöntemdir.
Hükümet Konağı yerin coğrafi değerlerine atıfta bulunan, kolay algılanan ve kullanılabilen bir geometri ile iki parçalı olarak (A ve B blok) araziye yerleşmiştir. B bloğu kendi içerisinde de B1 ve B2 olarak parçalanmıştır.
A blok: Sosyo-kültürel hizmetler
B blok: B1: İdari/kamusal servisler B2: Adliye
İlçelilerin kolayca ve topluca aldıkları hizmetler (nüfus, kütüphane, milli eğitim, spor müdürlüğü) rahat ve hızlı erişilebilir mekânlar olarak, zemin seviyesiyle ile güçlü görsel ve fiziksel ilişki içinde A bloğunda yerini bulmuştur. Dikey ve yatay olarak bir pasajla bu alana bağlanan kaymakamlık hizmetleri ve idari başkanlıklar (tapu, kadastro, mal müdürlüğü) B1 bloğunda korunaklı ve ferah alanlar yaratmıştır. B2’de yer alan adliye resmi, törensel fakat iletişime açık bir alandır.
Dış cephede beyaz betonarme (temizlenme niteliğine sahip titanium diaoxid katlıkılı-) kullanılması hedeflenmektedir. Havadar ve aydınlık iç mekânlar ile dış alanların ilişkisi, tüm gününü burada geçiren ve mekanı çok nadir kullananlar birlikte düşünülerek, esnek ve okunaklı düzenlenmiştir.
Zemin katta, yerle görsel ve sezgisel bağlantıyı kuvvetlendiren, doğal yer örtüsünün devamı hissi yaratacak bir betonarme kullanılacaktır. Belirli bir yüksekliğe çıkan bu dilin ardından hafif ve ritmik haraketli cephe sistemi binaya yenilikçi bir örtü kazandıracaktır. Tüm sosyal alanlarda baskın olarak kullanılan ahşap ve hafif malzemelerle çözümlenmiş iç mekânlar ve kabuk ile doğal ve ferah bir atmosfer yaratılacaktır. Üst katlarda değişken ve eklemelere açık esnek örtü ve bölücü sistemler bu durumu güçlendirecektir. Sürdürülebilir, düşük maliyet ve teknik ile bakımı yapılabilen, pasif yollarla doğal enerjiye duyarlı ve negatif etkileri yumuşatan bina kabuğu ve hacimler, işlevsel değişikliklere, kaynaşmaya ve dönüşerek tekrarlanmaya elverişli bir yapı yaratmıştır..
Tüm birimler etkin bir pasajla eklemlenmiş ve dışarıda da ana meydana bağlanmıştır. Ana meydan seyirlik alanlar, güneyden gelen gün ışığı şölenine açık, poyraza karşı korunaklı, rüzgârı görsel ve fiziksel olarak filtreleyen bir biçimde; her yaş, karakter ve erişilebilirlik seviyesinde kullanıcıya açık, cömert bir kent merkezidir. İskele ve duraklarla direk iletişim halinde, muhafaza edilmek istenilen balıkçılara doğru sızan, tören, festival, spor müsabakaları, turnuvalar ve geleneksel kutlamalara ev sahipliği yapabilecek bu alan, Lapseki’de halihazırda yapılan Kiraz Festivali, Plaj Voleybolu Turnuvası ve Lapseki Panayırı gibi organizasyonlar için ideal bir başlangıç, son ve merkez alanı yaratacaktır.
Yapı, iki ana kütle olarak parsel köşesinde yerleştirildiğinde ulaşan deniz tarafındaki avlu etraftaki yapılar ile korunaraklı ve tanımlı hale gelmiştir. Yapının kabuk ve strüktürel şekilleri basit bir dörtgenin eğrisel hatlarla zengişleşmesi ile vücut bulmuştur. Bu biçim katı ve sert sınırları zarifleştirmiştir. A ve B bloğu bağımsız betonarme strüktürlere sahiptir. Her iki kütlenin yapı iskeleti, olağan bir ortagonal hat üzerinde organize edilmiştir. Deniz yakınında bulunan A blok varolan 1,5m. kotuna, B blok otopark/sığınak katı 1,0m. kotuna oturmaktadır. A binasında batı yönünde bir çekirdek ve rijitlik merkezini ortalamak için doğuda bir perde duvar düzenlenmiştir. Akslar 7m. aralıklarla yerleştirilmiştir B binasında ise kuzeye bakan kısımda merkezi bir çekirdek ve yapının rijitlik merkezini ortalayacak şekilde güneyde bir perde duvar düşünülmüştür. Akslar dikeyde 7,5m.’lik aralıklarda yerleştirilmiş; dikey ve yatay hizalamalar plan organizasyonuna göre düzenlenmiştir. İki binanın birleştiği alanda ise buluşmada oluşan aks hattını yatayda takip eden bir sistem kurgulanmıştır.
Ana dolaşımı tavanda takip edecek bir şekilde tavana yerleştirilen ana mekanik hat, kütleler boyunca devam etmekte ve bu hattı dik kesen, her mekânın kendine ait yatay üfleme birimlerine bağlanmaktadır. Tüm cepheler boyunca açıklıklardan giren rüzgâr ile doğal hava akışı sağlanmış ve her birim ana mekanik hat ile etkin şekilde bağlanmıştır. Güneş kırıcılar, yazın güneşten gelen ısı kazançlarını en aza indirecek; kışın güneşin yükseklik açısına göre ayarlanarak pasif ısıtma sağlanacaktır. Ayrıca kullanılan camlar ısı, ışık geçirgenlikleri açısından irdelenerek seçilecektir. Serinletme ve konforlu hava kalitesi için denizden faydalanma imkânı araştırılarak, soğutma gurubunun yerine deniz kaynaklı ısı pompası da kullanılması araştırılacaktır. Isı pompası kullanıldığında ısıtma için kazana ihtiyaç kalmama yüksektir.
Yapılar bütünü, korunan ağaçlar, deniz, düzenlenmiş açık alanlar ve ana ulaşım arteri Atatürk Caddesi’nin birlikteliği, bu bölgeyi çoklu geçiş noktasından nitelikli odak noktası seviyesine taşıyacaktır. Bu anlamda yapının kendi hareketi, çevresindeki binalar ve insanların devinimiyle bu kentsel, coğrafi ve sosyal eşik, bir buluşma noktası, hareketin yoğunlaştığı ve kaynaşmanın yaşandığı bir merkeze dönüşecektir.
Ziraat Bankası’nın sınırları daha geçirgen hale getirilerek, sahildeki yapılaşma içerisinde güçlü bir imge olarak katkıda bulunması sağlanacaktır. Etrafında tasarlanan ana meydan ve geçici pazar alanı bu kamu binasının canlanmasını ve dışarıyla iletişimini artıracaktır. Tarihi ve sembolik bir değere sahip bina imkân olursa müze, sergi salonu gibi kültürel işlevlere de bürünebilir ve yaratılan kent merkezi ruhunu farklı bir seviyede besleyebilir. Sosyal bina ve meydana geçişi besleyen kreş muhafaza edilerek alanda her yaştan kullanıcının birlikteliği pekiştirilecektir. Binanın hemen yakınında bulunan kütüphane ve aktivite alanı gerektiğinde kreşin etkinlikleri için kullanılacak, iletişim artacaktır. Önerildiği üzere kaldırılan hastane alanı ise ana meydana dâhil edilmiştir. Yerleşim sırasında hastanenin yönlenmesine dikkat edilmiş ve binanın muhafaza edilmesi veya başka amaçla kullanılması durumda dahi dolaşımda sorun çıkmadan ve ufak değişikliklerle meydan işlevini yerine getirebilecektir.
Kuzey yönünden yaklaşıldığında ana meydandan sonra ulaşılan pasaj biriminden iki ve A ve B bloklarından birer bina girişi, bloklar arasındaki seviye farkı ve haraketli geçitler, insan ölçeğine uygun bina ve doğal malzemenin yere güçlü referansı ve ritmik hafif sistemler, ışıklıklar sayesinde dikey olarak devam ettirilen etkileşim her ölçekte ve bağlamda geçirgenliği pekiştirmektedir.
Pastoral ilişkiler ağı ve işlevlerin birbirini beslemesi sayesinde kamusal servisler keyifli deneyimlere dönüşecektir. Karakterinin muhafaza edilip iyileştirilmesi planlanan balıkçılar bölgesi, kentsel bellek ve aidiyet açısından anahtar bir nokta; otobüs duraklarında yapılan küçük değişiklikler iyileştirici birer müdahaledir. Duraklara tasarlanan üst örtü doğal enerji kaynaklarına atıfla ferah, tekrar tekrar çeşitlenmeye açık bir dil yaratmaktadır. Pasif enerji sistemlerinin en etkin şekilde kullanıldığı cephe ve çevre düzenlemeleri zengin ekolojik çevreyi koruyacaktır.
Geçiş niteliğindeki kentler yolculukları, bir yerden ayrılma, bir bölgeye varma hissini şekillendirir. Her yer değiştirme, devamlılık ve kopuşlar fiziksel ve görsel anlatılarla zihinlerde yer eder. Lapseki’de, kentsel (coğrafi: Lapseki, Anadolu-Çanakkale, Trakya), yerel (tarım arazisi-semt-ilçe-kıyı) ve sosyal (kamu/vatandaş-idare-yönetim) buluşmaların yaşanacağı bu alan da, bağlamından doğan keyifli deneyimlere açılan bir kapının bir eşiği niteliğindedir.