MİMARİ RAPOR
Meydanlar, tarihsel süreç boyunca insanlar için karşılaşma ve etkileşim alanları olagelmiştir. Tanımladıkları boşluk ile kentte tecrübenin mekanı olmuşlardır.
Bakırköy, cumhuriyet sonrası planlama kavramıyla başlayan süreçte farklı dönemlerde farklı değişkenlerin etkisiyle (sanayileşme ve hızlı kent., politik kararların yarattığı mekânsal süreçler, yerel yönetim-özel sektör iş birliği) kentsel gelişimini devam ettirmiştir. Ancak bu durum, geçirdiği ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerle birlikte Bakırköy’ün, farklı kentsel parçalar oluşturmasına ve çok parçalı bir dokuya sahip olmasına neden olmuştur. Bu da Bakırköy’ün kentsel dokuda bütünlüğünü sağlayamaması ve kentsel parçalarının birbiriyle olan ilişkisinin sağlıklı kurulamamasıyla sonuçlanmıştır.
Yarışma alanı, cumhuriyet sonrası planlama kavramının oluştuğu dönemde şekillenen, ızgara dokuya sahip, yapı adalarının çeperlerine yerleşmiş bitişik nizam bloklardan oluşan ve kullanılması güç arka bahçelere sahip Bakırköy merkez bölgesinde bulunmaktadır. Alanın, yoğun yapılaşmaya karşı yeterli kentsel dış mekana sahip olmadığı, sahip olduğu kentsel dış mekanların ise atıl kalmış arka bahçeler oldukları tespit edilmiştir.
Meydanlar, tarihsel süreç boyunca insanlar için birer karşılaşma ve etkileşim alanları olagelmiştir. Çünkü tanımladıkları boşluk ile kentte tecrübenin mekanı olmuşlardır. Ayrıca alandaki mevcut yapı stoğu, insanların kullanabileceği kentsel dış mekanları minimize ettiği için öneri projede, bu yoğunluktan kurtaracak ve işlevsel alt meydanlarla insanların mahallelileşme süreçlerine yardımcı olacak kentsel dış mekanlar önerilmiştir. Gans’ın “her evin kendi komşuluk kümesinin merkezinde yer aldığı, en sıkı ilişkilerin yandaki ve sokağın karşısındaki evlerle kurulduğu” tespitinden yola çıkılarak bu komşuluk ilişkilerini mahallelileşme sürecine katma potansiyeli olarak görülen alt meydanlar temel tasarım girdisi olarak seçilmiştir. Tasarım sürecinde meydanların çeperlere yerleşerek komşu adalarla yani kentliyle buluşma noktaları olması amaçlanmıştır. Bu durumun Bakırköy’ün birbirinden kopuk kent yaşantısını giderebileceği öngörülmüştür. Yine meydanlar işlevlendirilirken Bakırköy’ün geçmiş ve güncel yaşantısıyla ilişkilenecek işlevler ve konumlar seçilmiştir.
Yine öneri projede Bakırköy’ün bir dönem kent belleğini oluşturan ve günümüze kadar süregelen çeperlere yerleşme pratiği önemsenmiştir. Bu sayede mevcutta da yer alan fakat yararlanılamayan kentsel dış mekanların da günlük yaşamda kullanılabilirliğinin artması amaçlanmıştır. Yine bu durum süregelen ızgara dokunun da korunmasını ve bunun sonucunda Bakırköylü kullanıcı için yaşam pratiklerinin sürdürülebilirliğini sağlar. Aynı zamanda avluların meydanlarla ilişki kurmasını sağlayarak yaşantıyı güçlendirir.
Önemsenen bir diğer girdi ise sokaktan kopuk konut yaşantısını yok etmektir. Çünkü güncel yapı tipolojileri insanları sokaktan soyutlayan psikolojik bir sınır yaratmaktadır. Bunun da temel nedeni mahallelerin, soylulaştırma süreçlerine kurban edilmesidir. Bu durum zeminde meydanla başlayıp avluyla devam eden kamusal boşluğun düşeyde ortak alanları örgütleyerek bireyin mahallelileşme sürecinde bağlayıcı rolü olan komşuluk ilişkilerini güçlendirmesi önerisini ortaya çıkarmıştır.