Emre Eren Özaşık, Seray Gülşen ve Ayşe Perk'in projesi MDC’23 – Miniature Design Competition'da eşdeğer mansiyon ödülünü kazandı.
Yeni Bir Yaşam Modeli Olarak Devinim
Proje alanı, nüfusun ve nüfus artışının en hızlı olduğu eski yerleşim bölgelerinden biri olan Şirinevler’den seçildi. Bu bölgedeki yapıların üçte birinin eski yönetmeliklere göre yapılmış olması, zemin sınıfının kötü olması ve kentsel ölçekte Ataköy ve Şirinevler arasındaki doku tezatlığı dikkat çeken noktalardandı.
Şirinevler’in sıkışık düzensizliği, hareketliliği. Ataköy’ün planlı monotonluğu, sakinliği İki farklı, uç yaşam çeşidi…
Amacımız; doğal afetlere karşı hazırlıksız olan bu yapıların yerine, bulunduğu bağlamdan tamamen koparmadan Ataköy ve Şirinevler arasındaki ortak dokuyu yakalayan yeni bir tasarım modeliydi.
Bir başlangıç noktasıydı. Suya atılan taşın yarattığı ilk dalgaydı.
Devinim; zaman içerisinde durum değiştiren, durağan bir noktaya göre hareket halinde olan.
Alışılagelmiş, tasarlandığı anda gelişimi duran, totaliter bir yaklaşımın karşısında duran; yaşayan bir organizma gibi zamanla değişmeye, büyümeye, gelişmeye açık bir tasarım anlayışı ele alındı.
İki ana gövde çevresinde; ilk aşamada çepere yerleşmeye teşvik edilen bu yapıda, kullanıcıların istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda içeriye doğru büyümeye olanak tanındı. Nüfus artışının her adımında, yeni bir temel atmayı ve yeşil alanları yok etmeyi değil var olanı kullanmayı öneren bir kurgu düşünüldü
2080 yılında; hızla artan nüfusla başa çıkabilmek için eski Türk evlerindeki gibi minimum alanda maksimum verim alınabilecek mekanların tasarlanması gerektiği öngörüldü.
Taşıyıcı Sistem Tasarımı – Malzeme
Yapı tasarım kararlarında Şirinevler Mahallesinin deprem dayanımı düşük bir zemin sınıfına sahip olması, buna karşın bölgede deprem riski taşıması nedeniyle güçlendirilmesi mümkün olmayan eski yapı stoku etkili olmuştur. Tasarlanan taşıyıcı sistem kurgusunu zayıf zemini güçlendirmek amacıyla sağlam zemine ulaşıncaya kadar yerleştirilen yerinde dökme betonarme kazıklar başlatır. Betonarme perdelerin oluşturduğu, otopark olarak kullanılan bodrum kat radye temel ile kazıklar üzerine oturtulur. zemin kat seviyesinde her biri 4 parçaya bölünerek 1. kattan itibaren yükselen çelik kolonların yükünü temele aktaran ağaç kolonlar yer alır. Bu kolonlar zemin seviyesine yerleştirilen kurşun çekirdekli kauçuk sismik izolatörler üzerine yerleştirilerek zemin ile konut/ofis birimlerini taşıyan çelik çerçeve sistemin bağlantısı kesilmiştir. Bu taşıyıcı sistem tasarımına gidilmesi sonucu zemin katta geniş açıklıklı mekanlar elde edilmiş, sokaklar arası geçiş mekanları ve kamusal mekanlar oluşturulmuştur. Yerleşim alanının sıkışık dokusuna, zemin katta geri çekilme oluşturan bu form ile çözüm üretilmiştir. Yapıda ahşap, çelik gibi yeniden kullanımı ve dönüşümü mümkün malzemelerin kullanımı ile sürdürülebilir bir yapı anlayışı benimsenmiştir.
Çapraz Lamine Ahşap Panel / Birim Oluşumu
Tasarımın sürdürülebilirlik ilkelerini taşıması, tasarım kararlarını belirleyen önemli unsurlardan biridir. Bu bağlamda sınırlı kaynakları verimli bir şekilde kullanacak, tıpkı “Türk Evi” tipolojisinin “Oda” elemanı gibi çok amaçlı/işlevli birimlerin üretiminde sürdürülebilir bir malzeme olan CLT (Çapraz Lamine Ahşap) kullanıldı. Birimi oluşturan paneller kullanıcı isteklerine göre seçilebilmesi için çeşitlendirildi. Çeşitlendirilen paneller üretim kolaylığı için standardize edildi, birim ve panellerin kullanıcı senaryosuna göre seçilebilmesine dolayısıyla özgün yaşam alanlarına sahip olabilmelerine olanak verildi. Tasarlanan modüler birimler 1. kattan itibaren yükselen çelik çerçeve sisteme yerleştirildi. Oluşturulan çelik çerçeve, kütlesel olarak Şirinevler’in yerleşim dokusunun yoğun izdüşümünü korumaktadır. Buna karşın yerleştirilen panel ve birimlerin geri çekilmeleri ile oluşturulan kompozisyonda ortaya çıkan cephe boşlukları, dış mekan ile ilişkiyi kuvvetlendirerek Ataköy mahallesinin yerleşim dokusunun olumlu hislerini Şirinevler’e taşımaktadır.
Esnek/Kişiselleştirilebilir Plan Düzeni
Panel ve birim tasarımları; yaşanılması mümkün afetler, genişleyen aileler ve değişen düzene uyum sağlamak üzere tasarlandı. Bu bağlamda kat planları ne rastgele ne de keskin kalıplarla bağlı kalarak tasarlanmıştır. İlk aşamada yerleştirilen birimler; ilerleyen süreçte konumlandırılabilecek olan yeni birimlerin sirkülasyona, havalandırmaya ve gün ışığından yararlanmaya engel olmayacağı şekilde konumlandırılmıştır. Bu doğrultuda yapı; ilerleyen süreçte gelişimini korur; birimler ihtiyaca göre yayılır, ihtiyaçtan fazlası kaldırılır. Kullanıcıların yetersiz kullanım alanından dolayı yeni bir konut ihtiyacı duymasının önüne geçerek genişleyebilmesine olanak tanır, bu sayede yeni konut inşaatlarının çevreye olumsuz etkilerini ve oluşacak maliyetleri azaltır , daha sürdürülebilir bir yapılaşmanın örneği olur.
6.4.1. Zaman içinde su kullanım verimliliğindeki değişim: Teras çatıda yer alan yağmur suyu yönlendirmeleri ile suyun depolanması ve arıtma sistemleriyle su israfının azaltılması amaçlandı. Arıtılmayan gri suyun, teras bahçelerinde ve peyzajdaki bitkilerin sulanmasında, sifonlarda kullanımı amaçlandı.
7.1.2. Isıtma, aydınlatma ve yemek yapmada temiz yakıt ve teknoloji kullanan nüfus oranı
7.2. 2030’a kadar yenilenebilir enerjinin küresel enerji kaynakları içindeki payının önemli ölçüde artırılması:
Tasarlanan yapının teras katında 125 adet güneş paneli ile güneş enerjisinin doğrudan ve dolaylı olarak kullanılması, bu doğrultuda yapının enerji etkin sürdürülebilir bir yapı olması hedeflendi.
11.1. 2030’a kadar herkesin yeterli, güvenli ve uygun fiyatlı konutlara ve temel hizmetlere erişiminin sağlanması ve gecekondu mahallelerinin iyileştirilmesi:
– Projede yer alan birimlerin modüler olarak üretilmesi amaçlanmıştır. Üretim aşamasında fabrikada önceden hazırlanan birimler, inşaat sahasına götürülüp birleştirilerek montajlanır. Bu yöntem işgücü ve zaman açısından tasarruf sağladığı için daha az maliyetle sonuçlanır. Bunun yanı sıra tasarlanan birimler özelleştirilebilir ve ihtiyaca göre şekillenebilir yapıda olduğundan kullanıcı ihtiyaçlarına göre şekillenebilmektedir. İhtiyaçlar doğrultusunda özelleşebilen çok amaçlı birimler; kullanıcıların sadece ihtiyacı kadar alan ve malzeme kullanımına olanak sağlayabilir. Bu durumda inşaat maliyeti, dolayısıyla konut fiyatları düşecektir.
11.5. 2030’a kadar yoksulların ve kırılgan durumdaki insanların korunması temel alınarak suyla ilgili afetleri de kapsayan afetler nedeniyle küresel gayri safi yurtiçi hasılayla ilgili doğrudan ekonomik kayıpların önemli oranda düşürülmesi ve ölümlerin ve etkilenen insan sayısının önemli ölçüde azaltılması
11.b. 2020’ye kadar kapsamaya, kaynak etkinliğine, iklim değişikliğine uyuma ve afetlere karşı dayanıklılığa yönelik entegre politikaları ve planları benimseyen ve uygulayan şehirlerin ve insan yerleşimlerinin sayısının önemli ölçüde artırılması ve Sendai Afet Riskini Azaltma Çerçeve Eylem Planı 2015-2030 doğrultusunda bütüncül bir afet risk yönetiminin her düzeyde geliştirilmesi ve uygulanması
13.1.1. Ulusal ve yerel düzeyde afet riski azaltma stratejileri olan ülkelerin sayısı:
– Yapı deprem riski yüksek, zayıf zemin tipine sahip Şirinevler Mahallesinde yer almaktadır. Bunun sonucu olarak taşıyıcı sistem tasarımı yapının konseptini büyük oranda etkilemiştir. Kayalık zemine kadar ulaşan yerinde dökme beton yapının altına yerleştirilerek sağlam bir zemin sağlanmıştır. Araç parkı olarak kullanılan bodrum kat yapıya dahil edilerek yapının deprem yükü altında davranışını olumlu yönde etkilemiştir. zemin seviyesine yerleştirilen 9 sismik izolatör üzerine her biri dört kola ayrılmış ağaç kolon tasarımına gidilmiş; bu sayede daha uygun maliyetle taşıyıcı sistemin yükü bu izolatörlere aktarılmıştır. Devamında konut ve ofis birimlerinin yerleştirileceği çerçeve sistem oluşturulmuş, bu sistemde sünek bir malzeme olan çelik kolon ve kirişler tercih edilmiştir. Kurgulanan bu taşıyıcı sistem tasarımında kullanıcılara afetlere oldukça güvenli bir yaşam alanı sunulması amaçlanmıştır.
11.7. 2030’a kadar özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engellilerin güvenli, kapsayıcı ve erişilebilir yeşil alanlara ve kamu alanlarına evrensel erişimlerinin güvence altına alınması:
– Zemin katta kurgulanan taşıyıcı sistem sonucunda geniş açıklıklı bir mekan oluşturulmuş; bu mekan mahalle halkına açık kamusal bir mekana dönüştürülmüştür. Şirinevler’in mevcut bitişik nizam yerleşiminin aksine yapılar arası boşluk tanımlanmış, sakinlerin açık hava alabileceği peyzaj düzenlemesine gidilmiştir. Ayrıca tasarlanan yapı; mevcut dokudaki binaların aksine sakinlerin yeşil alan ihtiyacını karşılayabilecekleri, isterlerse kendi ürünlerini üretebilecekleri bostanlara sahip teras kat içermektedir.
13.2. İklim değişikliğiyle ilgili önlemlerin ulusal politikalara, stratejilere ve planlara entegre edilmesi:
– Enerji etkin bina tasarımı ile karbon ayak izinin en aza indirilmesi amaçlanmıştır. Yağmur suyu depolama sistemleri, soğutma giderlerini en aza indirecek güneş kırıcı cephe tasarımı yapıya entegre edilmiştir. Yapım sistemi olarak modüler birimlerin fabrikada üretilip yerleştirilmesi vakit ve nakit tasarrufu sağlarken dönüşümü kolay malzemelerin kullanımı ile çevreye olumsuz etkilerin en aza indirgenmesi amaçlanmıştır.
15.9. 2020’ye kadar ekosistem ve biyoçeşitlilik değerlerinin ulusal ve yerel planlamalara, kalkınma süreçlerine, yoksulluğun azaltılmasına ilişkin stratejilere ve raporlara entegre edilmesi
– Şirinevler meydanının kuşlar tarafından toplanma alanı olarak kullanıldığını görülmüştür/ kullanıldığını keşfedilmiştir. Kuşların Şirinevler Mahallesi’nde duraklayabileceği yerlerin noksanlığı fark edilmiştir. Tasarlanan teras katı, bu hayvanlar için yoğun beton alanlardan farklı olarak yeşilin içinde yeni bir durak noktasına dönüşmesi amaçlanmıştır. Konut sakinlerinin evcil hayvanları için de güvenli bir dolaşım alanı yaratılmıştır. Teras bahçelerine ekilen bitkilerin çeşitleri ve hayvanların barınmalarına müsait oluşu bu yapının ekosistem ve biyoçeşitlilik değerlerini arttırabilecek bir tavır sergilemiştir.