Korkut Yıldırım ve Harun Ekerbiçer tarafından tasarlanan proje.
MİMARİ YAKLAŞIM
Mersin’in son yıllarda hızla plansız büyümesiyle azalan kaliteli kentsel mekânlar, artan yüksek apartman blokları ve yoğunlaşan araç trafiği; şehir sakinlerine ve turistlere olumsuz kentsel deneyimler sunmaktadır. İşte böyle bir noktada MTSO Hizmet Binası ve İş Merkezi, süregelenin aksine, Mersin’in coğrafi özelliklerine, iklimine ve doğasına duyarlı sürdürülebilir bir mimari anlayış getirmektedir. Böylelikle, bu proje bulunduğu arsada bir kentsel çekim odağı yaratmakta ve şehrin batı yönündeki ıslahını öngörmektedir. Arsanın Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde ve denize doğrudan bağlantı yollarının olması, MTSO Hizmet Binası ve İş Merkezi’nin araç ile yaya ulaşılabilirliğini ve dolayısıyla bu projenin önemini artırmaktadır (Fig. 1).
Çukurova ve Ankara şehir plancılığında olduğu kadar, Mersin şehir plancılığında da iz bırakan Hermann Jansen’in 1938 tarihli imar planında önerdiği “bahçe kent” ve “ticaret kenti” kavramları ne yazık ki zamanla unutulmuş ve uygulanmamıştır (Fig.2). Bu proje, Mersin için, “bahçe kent” ve “ticaret kenti” kavramlarını tekrar gündeme getirerek uygulamaya sokulmasını önermektedir. Böylelikle MTSO Hizmet Binası ve İş Merkezi çevresine referans olabilmeyi ve bulunduğu yerin kentsel dönüşümüne öncülük etmeyi amaçlamaktadır. Zamanla, beton ağırlıklı çok katlı konut mimarisinden yeşil ağırlıklı bir kentsel dokuya geçilmesini öngörmektedir (Fig. 3).
Bu proje yalnız bulunduğu arsayı değil çevresinin de yeşil, ulaşım ve yerleşim potansiyellerini ele almaktadır (Fig. 4). Örneğin, arsanın batısındaki alan yeni park ve konut alanları olarak önerilmekte ve ona göre arsadaki yaya ve araç trafiği şekillenmektedir. Bulvarın yoğunluğu kent meydanı ve yeşil alanlar ile karşılanmakta ve daha sonra yapı bloklarına geçilmektedir. Alçak bloklar hakim rüzgar yönüne (güneybatıya) açık, yüksek ofis bloğu ise deniz manzarası yönünde konumlandırılmaktadır. Bu yolla proje çevresiyle işlevsel ve yalın bir bütünlük sağlamaktadır (Fig. 5). Arsaya yerleşimde bir diğer önemli nokta da ofis birimlerinin dikey bir organizasyon semasıyla çözülmesi ve zemin kattaki toplam kapalı alan kullanımının en aza indirilmiş olmasıdır. Bu haliyle proje arsada izin verilen 6400 m2 alanın 800 m2 daha aşağısında çözülmüştür. Elde edilen bu alan, yılın büyük kısmında açık havada bulunmaya izin veren Mersin ikliminde, şehre kamusal alan olarak kazandırılmıştır (Fig.6).
MTSO Hizmet Binası ve İş Merkezi, Metropol ve Defterdarlık Hizmet Binalarından sonra Mersin’in siluetinde yer edecek bir başka binadır (Fig. 7). Projede önerilen 15 katlı ofis bloğu yüksekliği ve parçalı yapısıyla şehrin siluetinde kolayca fark edilebilecektir (110 m’lik anten, 72 m lokanta ve 92 m kule yüksekliği) (Fig. 8). Mersin’in bir liman kenti olmasının verdiği ilhamla yan yana dizilmiş konteynırlar gibi düşünülen alçak bloklar da projeye özgünlük katmakta ve projenin içinde bulunduğu bağlamı hatırlatmaktadır (Fig. 9-10). Bu alçak bloklar, aynı zamanda Mersin’in iklim şartlarına uyum sağlayacak tekil kütle çözümü yerine parçalı kütle anlayışının sonucudur. Proje, bu ve diğer özellikleriyle birlikte Mersin’de bir “landmark” olmaya adaydır ve Ticaret Odası’nı temsil etme yetkinliğine sahiptir.
MİMARİ ÖZELLİKLER
Projede, verilen program ve arsa verileri ele alındığında, MTSO ve İs Merkezinin ayrı binalar olarak düşünülmüştür. Arsanın kuzey ve güney sınırlarına yaslanan bu binaları bir üçüncü bina, Sosyal Merkez, birbirine bağlamaktadır. Sosyal Merkez konferans, sergi, ve müze amaçlı birimler gibi kamusal alanları barındırmaktadır. Bu merkez aynı zamanda proje alanının merkezini oluşturan Kent Meydanın bir devamı olarak ele alınmıştır. Her biri 250 m2 alanı kaplayan 4 büyük açılır-kapanır şemsiye, kent meydanını Mersin’in sert güneşinden koruyarak meydanın neredeyse yılın tüm zamanlarında konforlu bir şekilde kullanılmasına olanak vermektedir (Fig. 11).
Konferans salonunun katlanabilir cam duvarları ve hidrolik koltuk sistem sayesinde, zemin kat dilendiğinde meydan ile bütünleşen 2400 m2’lik (1300 m2 kapalı ve 1100 m2 açık) fuar/sergi alanına dönüşebilmektedir. Bu alan Mersin Ticaret Odası’nın şehirdeki küçük ve büyük ölçekli etkinliklerine ev sahipliği yapabilmektedir. Dolayısıyla, zemin katta kente ve kentliye zengin hacimler terk edilmiş ve vaziyet planında sert ve yeşil alan kullanımlarıyla kentsel meydan çeşitlendirilmiştir (Fig. 12).
Sosyal Merkez, İş Merkezi ve MTSO’ya girişler meydandan yapılmaktadır ve engellilerin tüm bu mekanlara erişilebilirliği için evrensel tasarım ilkeleri göz önünde bulundurulmuştur. Sosyal Merkez ile İş Merkezi arasındaki iç sokakla, bulvardan arazinin batısına geçiş sağlanmakta ve yapının çevresiyle olan ilişkisi güçlendirilmektedir (Fig. 13). Ayrıca bulvarın doğusu ile arsa arasında bir üst geçit önerilmekte ve kesintisiz yaya trafiği sağlanmaktadır.
Ofis bloğunun altındaki çarşı, yeşil bir baza görevi görmekte ve gastronomik birimlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu çarşı meydanla içiçe olup arsanın kuzeydoğu ucunu tutmaktadır. Çarşı yeşil çatısıyla ve avlusuyla binanın iklimlendirilmesine katkıda bulunmakta ve İş Merkezinden bakıldığında görsel bir zenginlik sağlamaktadır. Bu yeşil çatı ve İş Merkezindeki kat bahçeleri, çalışanlara rekreasyon alanları yaratmakta ve ofis kütlesini hafifletmektedir.
Arsa genelindeki ofis birimleri doğu- batı doğrultusunda kurgulanmıştır (Fig. 14). Bu yönelim kontrol edilmesi güç olan doğu ve batı güneşinin etkisini en aza indirmiştir. Yine bu yönelim hakim rüzgar yönünün güneybatı olduğu Mersin’de bina bloklarının doğal havalandırmasında kullanılmıştır (Fig. 15). Kütlelerin Louis Kahn’ın “servis eden” ve “edilen” prensibi ile ele alınan parçalı yapısı, hem nemli sıcak iklim için uygun bir çözüm sağlamış hem de bütün bir yerleşkeyi fazlar halinde inşa edebilme olanağı vermiştir (Fig. 16). Buna göre ilk olarak MTSO Hizmet Binası, ikinci olarak Sosyal Merkez, üçüncü olarak Çarşı ve son olarak İş Merkezi bu yapılar topluluğuna eklenebilmektedir. Bütün birimlerinin servis alanlarının birbirinden bağımsız çalışması böyle bir fazlanmaya olanak vermekte ve inşaat ekonomisi ile proje yönetimine olumlu katkılarda bulunmaktadır.
MTSO Hizmet Binası kayarak yan yana gelmiş faklı yüksekliklerdeki dört konteynırdan oluşmaktadır (Fig. 17). Bunlardan en güneydeki müdürlükler gibi küçük birimleri içerirken, diğer üçü MTSO Meclisini ve toplantı odalarını içermektedir. Hizmet Binasındaki tüm birimler doğal olarak havalandırılıp ve ışıklandırılabilmektedir. Yatay ve dikey dolaşımın genel olarak konteynırlar arasındaki alanlardan sağlanması, “servis eden” ve “edilen” birimleri birbirinden ayrıştırmaktadır (Fig. 17). Otopark girişi Hizmet Binasından olup, iki bodrum kat boyunca toplamda 300 araç kapasiteye sahiptir.
İş Merkezi, 15 katlı iki ofis bloğundan ve onlara “servis eden” çekirdek kısmından oluşmaktadır. Her bir ofis bloğu 225 m2 ve çekirdek 150 m2’dir. Ofis kulesinin bu gruplanmış tasarımıyla, şehir ölçeğinde tek ve ağır bir kütle yerine dinamik ve narin iki kule etkisi verilmek istenmiştir. Yine bu tasarımla, esnek bir kullanım ve bölünebilme olanağı sağlanmış olup bloğun gayrimenkul değerinin artacağı düşünülmektedir. Her kat 450 m2’lik net alanıyla tek bir kullanıcıya hizmet verilebileceği gibi birden fazla kullanıcıya da hizmet verebilmektedir. Ofis bloğu tasarımdaki bu yenilikçi yaklaşım, İş Merkezinin yeri geldiğinde tümünün ya da bir kısmının otele çevrilebilme olanağı da sağlar. Böyle bir işletim modelinde her bir aks aralığına 3750mm genişliğinde 2 oda sığmakta ve tüm bir bloğun 240 odalı bir otele çevrilebilmektedir.
1 Yorum
bence fikirler çok başarılı ama ofisleri çözdüğünüz kule konseptinize zarar veriyor.