MİMARİ RAPOR
Proje alanı imar durumu -sınırları ve fonksiyonları ile kendini net olarak tanımlamaktadır. Bu net tanımlama bu alanda yapının nasıl konumlanacağını da kendiliğinden belirlemektedir. Bu yüzden biz de bu alanın kent ile kuracağı ilişki ve kentin akışkan sürekliliği içinde nasıl davranacağıyla ilgilenerek bu tanımlı yapının kurgusunu oluşturmaya çalıştık.
Proje alanı Merzifon ilçesinin merkezi konumundadır. Alanın ve tasarımın kentsel, sosyal, süreklilik, yakın çevresel (tarihi bölge), yeşil doku… gibi konularla irdelenerek oluşturulmasını çok önemsemekteyiz. Dolayısı ile projenin kent toplumuna hizmet etmesi-kent sürekliliği içinde var olması ve gündelik – akışkan hayat içinde yer alması projemizin ana fikrini oluşturmuştur.
Projeye başlarken üç sorunsalı irdeleyerek tasarım yaklaşımımızı oluşturduk.
Bu sorunları hem tekil olarak hem de birbirleriyle ilişkilendirerek anlamlandırdığımızda tasarladığımız yapı ve kentsel mekân ile ilişkilenerek, halkla bütünleşen-sahiplenilerek kullanılan, fiziksel varoluşlarıyla anlaşılan ve yapı-kentli ilişkisi adına soyut düzlemde anlamlar barındıran bir bütün olabileceklerdir.
Tasarım alanı; kentin merkezinde bulunmaktadır. Kent merkezi daha çok tarihi dokusu ile ön plana çıkmaktadır. Tarihi yapıları-çarşıları ve organik dar sokaklar ile hareketin çok olduğu bir bölgedir. Proje alanı bu tarihi alan ve kentle içi içedir. Bu yüzden Kentin ve kentlinin hareketinin içinde olması ve kentle fiziksel ilişki kurulması çok önemlidir. Kent-halk ve tarihi alan ile bütünleşmesini istediğimiz tasarım alanı, odak noktaları, yeşil sürekliliğinin ve ulaşım bağları ile ilişkisi gibi başta analiz ettiğimiz kent kararları ile bütünleşip kentin sürekliliği ve kentli ilişkisini güçlendirmiş olacaktır.
Oluşturduğumuz tasarımda öncelik tarihi alandaki sokak ve çarşı anlayışının alanımızda da devam ettirilerek kentsel sürekliliğin devamını sağlamaktır. Yapı kütlesinde önce bir iç avlu oluşturulmuştur. Daha sonra bu avlunun kent meydanına bakan tarafı açılarak yaşam merkezi kütlesi yerleştirilmiştir. Bu kütle tarihi bölgedeki yapılarla ilişki kurması ve tarihi alandan proje alanına, proje alanından kent meydanına doğru akışkanlığı sağlayacak şekilde döndürülmüştür. Böylelikle yapı -sokak ve iç avlu kentli yaşam alışkanlıklarının ve kentin sürekliliğini alanda devam ettirecek şekilde oluşturulmuştur. Sokağın-mahallenin bir parçası olma ile başta anlattığımız kentsel kararların sürekliliğine katkı sağlamaktadır. Yaşantının içinde kendini hissettiren, mesai saatlerinin dışında da yaşayan ve kullanılan, yaşantının içinden akıp geçmesine olanak tanıyan, kente ait, bir yapı tasarlamak hedeflenmiştir.
Yapı aslında 3 bölümden oluşmaktadır.
Yapı içi şema; iç avlu etrafında sirkülasyon-sirkülasyon etrafı fonksiyon hacimlerinden oluşmaktadır. Tüm mekanlar doğal gün ışığından yararlanabilmektedir. Yaşam merkezinde ise ortak bir alan ve bu alan etrafında fonksiyon hacimlerinden oluşmakta- ortak alan ise iç avluya açılmaktadır. Böylelikle yapı hem fonksiyonlarına göre ayrılmış ama aynı zamanda birbirleri ile ilişkilendirilebilmiştir.
Zemin ve tüm katlarda yarattığımız sokaklar, boşluklar ve teraslar ile kentin hareketliliğini yapının içine soktuk. Zemin ve 1.katta daha çok gündelik-halkın kullanacağı çarşı birimlerini yerleştirdik.
2.- 3.- 4. katlarda yarattığımız teraslar ve boşlukları hem yapının kullanıcılarının hem de dışarıdan gelenlerin kullanım alanları haline dönüştürdük. Yaşam merkezinin çatısını ise yine sosyal kullanım olanağı verecek şekilde oluşturduk. Böylelikle içinden geçilen, altına inilen üstüne çıkılan sokaklar-iç avlu ve teraslar sayesinde 24 saat canlı kalacak bir yerleşim oluşturduk. Sokağın-mahallenin bir parçası olduk. Yaşantının içinde kendini hissettiren, mesai saatlerinin dışında da yaşayan ve kullanılan, yaşantının içinden akıp geçmesine olanak tanıyan bir yapı tasarlayarak sokağın-kentin-kentlinin olmaya çalıştık.
.