Eşdeğer Mansiyon (Profesyonel Kategori), Yapı Tasarım Yarışması 2023: Kamusal Alanda Bir Arada

Ayşe Feyza Karakoç ve Recep Çetin'in "Yapı Tasarım Yarışması 2023: Kamusal Alanda Bir Arada" için hazırladığı proje, eşdeğer mansiyon ödülünü kazandı.

Proje Raporu:

Kamusal Alanda Akupunktur

‘’Kamusal Alanda Akupunktur, birbirinden bağımsız ama koordineli küçük müdahaleler temelinde, kentin kamusal mekânları ile kent yaşamının yeniden canlandırılmasını amaçlayan etkin bir kentsel strateji olarak tanımlanabilir.’’*
*Salt online, Kamusal Alanda Akupunktur.

21. yüzyıl ile artan yapılaşmadaki ivme ve yenilikçi malzeme teknolojilerinin gelişimi inşaat sektörünü değişimin içine sürüklemiştir. Bu doğrultuda sürdürülebilir çözümlere ulaşmak ve sağlıklı kentler oluşturma tüm dünyanın önem verdiği konu olmasına rağmen İstanbul gibi bir Metropolde parsel bazlı dönüşümler hız kazanmaktadır. Bu doğrultuda proje konusu, artan inşaat alanlarının dış çevre ile olan etkileşimini kesmek için yapılan trapez duvarlarının, kentin bir yüzünü oluşturduğunun tespit edilmesi ile ortaya çıkmıştır. Trapez inşaat duvarlarının kamusal alan ile etkileşimdeki cephesinin kente ve kentliye kazandırılmada potansiyel taşıdığı görülmüştür. Bu problem doğrultusunda kamusal alanda akupunktur çözümü ile kentin kamusal arayüzünü oluşturan inşaat duvarlarının, küçük ama etkili müdahaleler sayesinde canlandırılması ve iyileştirilmesi planlanmaktadır.

Proje kentteki farklı kamusal etkileşim alanlarına akupunktur yaparak küçük müdahaleler ile kentin ve kentlinin sürecin bir parçası olmasını sağlamaktadır. Tasarım kamusal akupunktur yöntemi ile birbirinden bağımsız gibi görülen inşaat alanlarındaki süreci, kentin kamusal mekan yüzeyleri haline getirerek ve küçük iyileştirmeler yaparak, kent ve kentlinin yaşamını canlandırmayı amaçlamaktadır.

Günümüzde eski yapı stoğunun yenilenme ihtiyacı ve artan yeni yapılaşma talebi, çevremizde birçok inşaat alanı ile karşılaşmamızı mümkün hale getirmiştir. Tasarım, inşaat sürecini dış çevreden yalıtma görevi gören özel alanlar ile kamusal alanların (mahalle, meydan, park vb.) etkileşiminde kentin kamusal yüzünü oluşturan inşaat duvarlarının hem kentin görsel kimliğini hem de çevre etkileşimine uğrattığı olumsuz etkileri potansiyele çevirmeyi amaçlamıştır. Beton malzemenin en çok kullanıldığı inşaat sürecine yeni bir bakış açısı kazandırmak ve bitmiş bir binanın kullanıcıyla girdiği etkileşim çemberinin sınırlarını aşmayı sağlayarak, süreci tasarımın bir parçası haline getirmek planlanmıştır.

Proje alanlarının seçiminde günlük yaşamımızda sıkça karşılaşılan ve sorun olarak görülen mekanlar seçilmiştir. Proje önerisi Kadıköy ilçe sınırları içinde seçilen bölgelerde örneklendirilse de proje konseptinin aynı probleme sahip farklı mekanlarda da uygulanabileceği öngörülmüştür. Bu çalışmada Kadıköy olmak üzere Moda semti çevresinde devam eden inşaat alanlarının tespiti yapılmıştır. Önerilen kent arayüzünün (kamusal inşaat duvarı) hem kent hem kentli ile kurduğu ilişkide, farklılaşmaları ifade etmek amacıyla meydan, mahalle ve cadde olmak üzere üç farklı alana bir iyileştirme önerisinde bulunulmuştur. Bu seçilen üç örnek mekan, önerilen kamusal inşaat duvarının; mahallemizdeki bir dönüşüm projesinin olduğu bir alanda, kent içinde sıklıkla geçilen bir cadde de ya da her gün birçok ulaşım ağının kesişim noktasındaki bir meydanda olabileceğini göstermektir. Projede trapez inşaat duvarlarının çevre etkileşiminde ortaya koyduğu problemlerin çözümünde, mekan özelinde basit ve küçük ölçekli müdahaleleri teşvik eden ‘kamusal alanda akupunktur’ uygulaması ile inşaat alanlarının tümüne yayılan, sağlıklı bir çevreye ulaşmayı hedeflemektedir. Kamusal alanda önerilen akupunktur çözümü, seçilen üç farklı mekan örnekleminin sunduğu farklı potansiyelleri gün yüzüne çıkarmaktadır.

Bu konunun seçimi; inşaat alanlarının gittikçe artması ve çevre ile etkileşim kuramamasından kaynaklanmaktadır. İnşaat alanı duvarlarının kamusal alanlar ile ilk kurulan yüz olmasına rağmen etkileşim sergileyememesi ve inşaat süresinin projenin büyüklüğüne bağlı olarak değişmesi, çevre etkileşimini sekteye uğratmaktadır. Örneğin, “Haldun Taner Sahnesi” 2021 yılında kapatılarak restorasyona alınmıştır. 2023 yılında açılması beklenen sahnenin restorasyon sürecinin uzun olması, kent siluetini etkileyen bir konumda olması ve Kadıköy Meydanı ile doğrudan ilişki kurması bakımında oldukça değerli bir arakesit mekanının atıl kalmasına neden olmuştur. Bu doğrultuda öneri kamusal inşaat duvarı tasarımı, çevre etkileşim alanlarına farklı çözümler sunarak ve toplumu içine alarak dönüştürmeye çalışmaktadır. Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde seçilen tek yüzeyli inşaat alanı, cadde üzerindeki yaşantıya ayak uyduracak ve farklı fonksiyonları destekleyecek şekilde yenilenmiştir. Gündüz sosyal yaşantıya dahil edilen kamusal modüler inşaat duvarı akşam aydınlatma modülleri sayesinde etkileşimini sürdürmeye devam etmektedir. Rıza Paşa Sokakta mahalleye açılan kamusal inşaat duvarı önerisi, diğer iki mekana göre farklılaşmaktadır. Bir yüzeyinin tramvay ve araç yolu ile doğrudan sınır oluşturması modül yüzeylerinin sabit ve saksı yüzeylerin yoğunlukta olduğu bir varyasyon önerisinin uygulanmasına neden olmuştur. Diğer yüzeyi ise mahalle ile doğrudan etkileşim kurulabilecek çok fonksiyonlu bir yüzey halini almıştır.

Kamusal Alanda Akupunktur-Üretim Raporu

İnşaat sürecinde hafif ve montaj kolaylığı gibi etkenlerden dolayı kullanılan trapez duvara yenilikçi bir bakış açısı kazandırılmak istenmektedir. Bu noktada beton malzemenin önerilen fonksiyona kattığı artılar; esnek tasarım imkanı tanıması ve inşaat alanlarında üretiminim oldukça kolay olabileceğidir. Tasarım için geleneksel betona kıyasla brüt ağırlığının az olması, yenilikçi bir şekilde uygulanması ve geri dönüştürülebilir olması bakımından hafif beton seçilmiştir. Hafifletilmiş beton modüller, atık beton, çimento, su, atık PET agrega ve çelik lif karışımından oluşmaktadır. İnşaat sahasında kullanıldıktan sonra artan beton karışımları agregadan arındırılarak modül üretiminde kullanılmaktadır. Üretimde kullanılan atık PET agrega hafiflik ve süneklik sağlarken, atık çelik lifler eğilme ve çarpma dayanımını artırır. Çalışması kolay, ucuz ve hafif (geleneksel betonun 1/3’ü ağırlıkta) bir malzeme olması, kolayca şekillendirilmesi seçilmesinde etkili olmuştur.

Modüler kamusal inşaat alanı duvarının oluşumunda üç ana modül bulunmaktadır. Bu modüllerin alt ve üst bölümlerinden birbirine kenetlenmesini sağlayacak (3cm’lik girinti-çıkıntı) birleşim detayları çözülmüştür. Beton modülün aynı zamanda kendi içinde bir simetriye sahip olması sağlanmış ve bu durum modüllerin sisteme uygunluğu arttırılmıştır. Bu sayede üretilecek blokların boyutları ve istiflenebilirliği ideal seviyede tutulmuştur. Köşelerde ise kırılmaları engellemek amacıyla pahlama yapılmıştır. A modülü kuş evi, B modülü saksı ve C modülü de oturma ve hayvan barınağı olarak kurgulanmıştır. Bu modüllerin kendi içlerinde ya da farklı modüllerin 180 derece döndürülmesi ile birleşimi mümkündür. Bu avantaj mevcut trapez inşaat duvarının monoton, soğuk yüzeylerine karşın, farklı varyasyonlara cevap veren dinamik ve kamusal bir inşaat duvarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

Atık malzemeler kullanılarak üretilen hafif beton modüller, normal betona kıyasla daha hafif oldukları için amaçlanan işlevlere göre, kolaylıkla birbirlerine eklemlenerek takılıp-çıkartılabilir. İnşaat süreci başında oluşturulacak modüler, çevre halkın ve ustaların katılımı ile üretilebilecektir. İnşaat sürecinin tamamlanması sonucunda da farklı inşaat alanları için taşınıp kullanılacağı öngörülmüştür. Böylece sürdürülebilir bir tasarım ortaya konmak amaçlanmıştır. Ayrıca yağmur suyu, gizlenmiş sulama borularıyla modüllere iletilir. Bu sistem çevre için yaşayan bir kent arayüzüne dönüşmeyi desteklemektedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın