1. ANIT KAVRAMI
1947’de Rauf Denktaş’ın adaya döndüğü dönemde başlayan sorunlar ve bunlarla karşı oluşan direncin hikayesi, kısaca Kuzey Kıbrıs Türkleri’ nin özgürlük mücadelesi Denktaş’ın hayatı ile büyük paralellik göstermektedir. Barışçıl ve huzurlu birlikteliğin bozulması, gerginliğin geri dönülemez bir çatışmaya dönüşmesine ve özgür Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasına dek önderlik etmiştir Denktaş. Öte yandan Kuzey Kıbrıs Türkleri’nin Türk Milleti ile tek yürek olarak bu haksız baskıya karşı keskin bir duruşsergilemesi ve kurulan Cumhuriyet ile modern Kıbrıs Türk Milleti kimliğinden ödün vermeden bir gelecek hayal edebilmiştir.
1960’larda önem kazanan Kuzey Kıbrıs Halkının Özgürlük mücadelesi nasıl Rauf Denktaş’ın hayatına paralellik gösteriyorsa aynı şekilde bu özgürlük yolu da Rauf Denktaş’ın naaşına paralel bir yoldur. Bu özgürlük yolu mutluluktan ibaret değil aksine unutulmaması gereken, Kuzey Kıbrıs Türk’ünün kolektif hafızasına kazınan ve gelecek nesillere aktarılması gereken derin bir yaradır. Özgürlük aksı zemine gitgide gömülmesi tarihte ki bu önemli dönemi hatırlayarak bu toprakların ne anlama geldiğini düşündüren bir iz, topraklarla hemhal olan bir yarıktır.
Bunun yanı sıra olaylar Kuzey Kıbrıs Halkında her ne kadar unutulmaması gereken acı ve derin yaralara sebep olmuş olsa da bir halkı birbirine bağlayarak kendi geleceğine yön verme cesaretini kazandırmıştır. Kuzey Kıbrıs Türkleri Denktaş’ın açtığı bu yolda kimliklerinden taviz vermek zorunda kalmadan kendileri için bir gelecek tasavvur etme hakkını kazanmışlardır. Bu geleceği aynen yerden yükselerek kemikleşen peyzaj kurgusu gibi var olan kültürlerinden yola çıkarak, kendi benliğini ve geleceğini keskinleştirmesiyle kurar. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs Halkının barışçıl ve huzurlu kültürüyle özdeş peyzaj örgüsü, özgürlük izine yaklaşırken kemikleşir, çelik bir yüzeye dönüşür, katlanarak zeminden kopar ve yükselir.
Mücadele yıllarıyla özdeş özgürlük izi; huzurlu ve barışçıl, Türk Milleti ile tek yürek, kültürü ile özdeş peyzaj örgüsü; geleceğini kurma özgüveni ile özdeş yükselen çelik peyzajı; simgesel bir anlatım olmanın ötesinde bu duyguları ziyaretçiye birebir deneyimletmek amacıyla kurgulandı.
2. KENT BAĞLAMI – LEFKOŞA
Alegorik ifadesinin ötesinde tasarım yönü; kent olarak Lefkoşa’nın ikili özel durumunu, katmanlı yapısının getirdiği farklı tarihsel dönemler fikrini, Kıbrıs’ın iklimsel konforunu da bütünleyen bir kurgu olarak seçilmiştir. Kentsel yapısında ki kopukluklara rağmen bir bütün olarak ayakta kalan bir şehir olması Lefkoşa’ ya özgü bir durumdur.
3. ZEMİN ÇİZGİSİ – LEFKOŞA
Gerek Kuzey Kıbrısın verneküler mimarisinin gerekse sonraki dönem yapılaşmasının oluşturduğu yatay kent yapısı bölgeye ait değerli bir özellik olarak benimsenmiş ve hem yapının anıtsallığına hem de fonksiyonların yerleşim kurgusuna; yer, zemin çizgisi dönüştürülerek ulaşılmıştır.
4- VİSTALAR – ÖZGÜRLÜK İZİ
Dr. Burhan Nalbantoğlu Cadde’sine geniş bir açıda Vista veren anıtın profili kendini devamlı izleten bir anıt olmaktansa yaklaşıp keşfetme, birebir deneyimleme davet etmesi planlandı. Gömülü kütleler üst örtüsüyle yükselerek altında barındırdığı geçmişi, bu toprakların geçmişini bu toprakların içinde anlatıyor. Adeta bir ağaç kütüğünü oydukça atlattığı iklimleri, kabuklarının izlerinin okunabilmesi gibi Lefkoşa’ nın yerini oydukça atlattığı elzem döneme doğru bizi bir yolculuğa çıkarıyor. Rauf Denktaş’ın naaşına paralel bu çizgi ana caddeye hemen hemen dik bir açıyla keskin bir yaklaşım yönü belirlemektedir.
5- YAYA VE ARAÇ DOLAŞIMI
Ana caddede üzerinde bulunan görsel açıdan ayrık bölüm otopark olarak planlandı ve özgürlük aksına bağlandı. Buna karşın protokol ulaşımı karşı cepheden verilerek ayrışması ve tören alanına direk ulaşımı sağlanmıştır. Yayalar açısından protokol ulaşımı hariç üç farklı dolaşım planlanmıştır. Tören ziyareti özgürlük izini takip etmektedir. Buna alternatif olarak uzun zamanlı iki farklı rotada açık alan sergisi, cafe ve gizli rotanın da dahil olduğu keşif gezilerine olanak sağlanmaktadır. Böylelikle asimetrik ve doğrusal olmayan anıtın birçok farklı ifadesi keşfedilebilmektedir.
6- FONKSİYON DAGILIMI
Projenin temel yaklaşımını belirleyen prensipler plan şeması organizasyonunda da geçerlidir. Bütün fonksiyonlar merkezden geçen özgürlük aksına sonrasında da sergi alanlara ve müzeye bağlanmaktalar. Kapalı anı holü, açık tören alanı ile birlikte tüm bu kurgunun merkezinde yer almaktadır. Yapının kafesi merkeze yönelen dış hatlardan birisinde konumlandırılmış böylelikle yapının anıtsal özelliğini bozmayacak ancak bütünlüğünü algılatacak bir konum tercih edilmiştir.
7- YAPI EKOLOJİSİ – KIBRIS İKLİMİ
Bölgede yaz ikliminin sıcaklığı konfor koşullarını zorlayan temel etmen olarak değerlendirilmiştir. Proje programı gereği büyük oranda yer tutan açık alanların yaz aylarında da kullanımını maksimize etmek amacıyla gölgeli ve rüzgar alan boşluklar oluşturulmasına öncelik verilmiştir. İç mekanlarda ise yapı kütlesinin büyük kısmı yer altına gömülerek zeminin soğutucu etkisinden yararlanılmıştır. Bunun yanı sıra üst örtü ile ikinci bir yapı dış katmanı oluşturularak gölgeli ve hava akımı yoğun hacimlerle yapıların doğal olarak soğutulmasına katkıda bulunulmuştur. Pasif iklimlendirme stratejisi detaylı olarak mekanik rapor bölümünde açıklanmıştır.
8- PEYZAJ KURGUSU
Peyzaj mimari tasarım kurgusunun önemli bir unsurudur. Çevre yapılaşmanın izlerinden doğar gelişir ve katılaşıp yükselerek Kıbrıs Türk Halkı’nın Türk Milleti ile birlikte verdiği özgürlük mücadelesini simgeler. Yapılar için ikinci bir örtü, bir kabuk oluşturarak anıtı biçimlendirir. Anıtın Kıbrıs’ın kolektif hafızasına yaptığı vurgu peyzajın geçicilik-kalıcılık özelliğiyle özdeştir. Tıpkı hafıza gibi peyzaj da zaman, birikim ve coğrafi-kültürel kimlik kavramlarından ayrı düşünülemez, ancak yere özgü olduğunda var olabilir, varlığını sürdürebilir. Varlığını sürdürmek için mücadeleye mimariden daha fazla ihtiyaç duyar. Dış etkilere ve müdahaleye karşı hassaslığıyla yapıyı bütünler. Peyzajın bu kırılgan karakteri tüm mücadeleye karşı dimdik ayakta duran anıtın karşısında yok edilemeyen Kıbrıs Türk kültürünü simgeler. Bu sebeple anıtın varlığı peyzajdan ayrı düşünülemez. kültürler değişime açık sistemlerdir ve tüm yaşayan sistemler gibi çeşitlenir, kimi zaman dış müdahalelerle asimile olduğu gibi kimi zaman da yeniliklerle zenginleşir. tüm bu süreç devam ederken her adım belleğekazınır. hafızanın belirli katmanları da işte bu değişimin çeşitlerini barındırır. anıt bu belleğin katmanlarının mimari karşılığıyken her mevsim değişen peyzaj da Kıbrıs’ın capcanlı kültür mozaiğinin anlatısıdır. Kullanılan türlerin renk ve doku zenginliği Kıbrıs’ın dönemsel katmanlılığının bir dışavurumu olacaktır. Bitkilendirmede dört mevsim esas alınmıştır. Ziyaretçilere yıl boyunca renk ve doku açısından zenginlik sağlayacak türlerin kullanımı öngörülmüştür. Peyzaj karakterinin anıtı vurgulaması ve ön plana çıkarması düşünülmüş, bu sebeple açık alan sistematiği anıtı vurgulamaktadır. Mevcut ağaçlar korunarak bu türlerin çoğaltılması önerilmiş, az su kullanan dar yapraklı maki bitkileriyle peyzaj zenginleştirilmiştir. Bununla birlikte yer yer arazinin doğal zemini de tasarım unsuru olarak kullanılmış böylelikle su ihtiyacı azaltılmıştır. Akdeniz iklimine uygun yerel bitkilerin yine yerel üreticilerden sağlanması önerilmektedir.