Eşdeğer Mansiyon, S.O.S. İstanbul – Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Projesi Yarışması: Kartal – Geçici Barınma Senaryoları

Furkan Alpnar, Cansu Kont ve Ümmügülsüm Çalışkan'ın "S.O.S. İstanbul – Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Projesi Yarışması: Kartal – Geçici Barınma Senaryoları" için tasarladığı proje, eşdeğer mansiyon ödülünü kazandı.

Proje Raporu:

Günümüzde insanların en temel haklarından olan barınma hakkı bugün bir krize dönüşmektedir. Niteliksiz, sağlıklı olmayan malzemelerle üretilen, depreme karşı direnci olmayan yapıları insanlar kapalı bir kütle içerisinde salt barınma amacıyla kullanabilmektedir. Ülkemizde konut sorununa neden olan etmenlerden nüfus artışı, göç hareketleri, kentleşme, son yıllar da mülteci, sığınmacı gibi ani göçmen nüfusunda yaşanan hareketler ile ekonomik sorunlar konut sorunu üzerinde doğrudan etkiye sahipken; son olarak Şubat ayında yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli doğal afetin etkilediği kitlesel göç ve ani konut talebi sorunun daha da büyümesine neden olmuştur. Diğer taraftan mevcut konut stokunun eskimesi ve plansız yapılaşma konut sorununun büyümesinde ve konut açığının artmasında etkili olmaktadır. Yakın tarihe kadar konut üretimindeki yetersizlik, üretimin az olması sorunu oluştururken, bugün konut krizinin merkezinde konut inşa etme ve işletme maliyetlerinin ihtiyaç sahiplerinin karşılayabileceğinden fazla olduğu gerçeği yatmaktadır. Türkiye’nin karşılamak için hazır olmadığı değişiklikler konut fiyatlarının yükseldiği bir dönemde, halihazırda sorunlu olan düşük gelirli grupların konut sahipliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Sıkışan konut piyasası içerisinde zamanla orta-alt ve orta gelirli gruplar da konuta erişimde zorluklar ortaya çıkmıştır. Bu durumda kendimize sorduğumuz temel soru Herkes için erişilebilir düşük maliyetli ve sağlıklı konut nasıl olmalıdır sorusu olmuştur .Konut krizine karşı pratik, herkes için erişilebilir, düşük maliyetli gibi parametrelerin bir arada bulunduğu çözümlere yanaşmak yadsınamaz bir gerçektir. Hedeflediğimiz ‘EV’ parametlerine sadece malzeme ve tekil bir perspektiften bakmanın bizleri çözüme ulaştırmayacağı düşüncesinden hareketle; farklı mekanlar ve arayüzler oluşturup konutların sadece barınma amacıyla kullanılmasını engellemek, kullanıcıların iç içe olduğu ortak alanlar yaratmak ve bu mantığı farklı alanlarda uygulayabilmek ana tasarım kriterlerinden olmuştur .Önümüzde bizi bekleyen deprem gerçekliğiyle beraber insanlarımızın bir an önce hızlı bir biçimde insanca yaşam kriterlerine uygun, sosyal etkileşimin bulunduğu yeni bölgelere tahliyesi bizler açısından aciliyeti bulunan en önemli olgulardan biridir. Bu bağlamda ülkemizde kullanımını teşvik etmek ve soruna en hızlı biçimde yanıt verebilmek amacıyla yarışma kapsamında önerdiğimiz yapım yöntemi deneysel bir hal almaktadır. Zemin katların ve ortak alanların Beton prefabrike yöntemle, konut birimlerinin çelik prefabrik yöntemle, Çekirdeğe asılacak olan konut birimlerinin strüktürünü ahşap prefabrike sistemle çözerek içinde bulunduğumuz sorunun çözümünün mevcut durumdaki en ulaşılabilir yöntemin prefabrike yöntemler olduğu kanısına varılmıştır. Bu bağlamda her türlü prefabrike üreticilerini bu sisteme dahil ederek inşai sistemin yaygınlaşması ve tekdüzelikten uzaklaşması hedeflenmektedir. Ayrıca farklı malzeme kullanımı önerideki farklı alanları tanımlaması bakımından önemli bir rol oynamaktadır. Ön üretimli yapım sisteminin daha düşük maliyetli olması ve esneklik sağlaması bakımından herkes için erişilebilir konut hedefi güdülmektedir. Bunlarla beraber alanın etrafında bulunan kulelerden referans alınarak önerilen düşey hayat kurgusunda konut birimleri oluşturulan çekirdeğe asılırken ihtiyaç halinde çekirdeğin etrafında esneklik sağlayan bir hal almaktadır. Konutlar arasındaki doluluk boşluk ilişkilerinden ortaya çıkan alanlarda konut kullanıcıları için ortak alanlar geliştirilirken zemin katlarda konut kullanıcılarına ek olarak mahalleliyi de alana dahil ederek sosyal bir komün oluşturulması hedeflenmektedir.