Proje, terkedilmiş ya da görevini sonlandırmış maden ocaklarını dönüştürmeyi hedefler. Maden ocaklarının,rniklim krizinin doğurduğu yangınlar ve doğal afetlere karşı müdahale edip bu afetlerin araştırılabildiği bir merkez halini almasını kapsamaktadır. Yaklaşım aynı zamanda global ya da ulusal ölçekte topoğrafyayı oldukça zedeleyen maden ve taş ocaklarını yeniden düşünmeyi önerir. Yaşlanmış madenlerin doğada öylece bırakılmış bir deşik olması projeyi eşik durumuna getirerek prototipleşen bir öneri ile diğer maden ocaklarını da düşündürmeyi hedefler.
\’d-eşik\’
Önerinin yangın bölgelerine stratejik olarak yakın olan ve Yatağan’da yer alan yaşlı bir mermer ocağını dönüştürmesi fikri, tekil yapı ölçeğinden diğer ocakların dönüşümü ile bölgesel bir yapı birliğine evirilmesini hedefler. Bu yapıların bulunduğu ocaktan arta kalan malzemelerle oluşturulması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması ön görülür. Sürdürülebilirliğin yalnızca yeşil bina, güneşi doğru kullanım olmadığı düşünülürse, topoğrafyadan bize arta kalanlarla bir yapı oluşturmanın sürdürülebilir yapıları farklı bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini gösterebilir.
Proje önerisi, alanı bir “yara” olarak görür ve onu kendi antikoru ile iyileştirmeyi hedefler. Yaranın tam kapanmadığı düşünüldüğünde geriye kalan iz ise dünyaya verilen zararın bir göstergesidir. Bu noktada yapının İklim Krizine Müdahale ve Araştırma Merkezi olarak işlev görmesi hedeflenir. Geçtiğimiz yıllarda artan yangınlar yapının fonksiyonunu belirlemiştir. Yapının iklim krizini araştıran, gerek duyulduğunda müdahale eden ve eksik olan personelleri yetiştiren fonksiyonlarla donatılması ön görülmüştür.
İklim krizi ya da iklim değişikliği olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz bu sürecin tekil yapılarla çözülebilmesinin gerçekçi bir yaklaşım olmadığı düşünüldüğünde, iklim krizinin ortaya çıkardığı sonuçları en aza indirgeme ya da yok etmeye yönelik hamleleri kapsayan bir yaklaşımla ele alınması hedeflenmiştir.