Yerle’Bir
Civilization is like a thin layer of ice upon a deep ocean of chaos and darkness.
Werner Herzog
Yakın gelecek… İnsanın yeterince insan, doğanın yeterince doğa olduğu bir şehir. Herkes nasibini alır. Medeniyet endüstriyle el ele verir. Yine, herkes nasibini alır.
İnsanlar insandır evet. Biz, insanız. Peki ya doğa?
Doğa da insan olursa, o zaman ne yaparız?
Medeniyet doruk noktasına ulaşır. İnsanlar kentten vazgeçer. Kent dediğimiz; eski kent, önceki katmanlar. Onlar artık değersiz, terk edilmiş. Değerli olan; pürüzsüz beton, tertemiz çelik, uçsuz bucaksız camlar. Ne kadar sıkışık o kadar iyi. Büyük… Ama ne kadar küçük o kadar önemli.
Yeni katman, yeni mekan, insanların gözünü kör eder. İnsan, insanca birbirinin tepesine biner orada olmak için. İnsanca insanı yok sayar yüksekteki tabutuna girmek için. Geleceği düşünmeden, sadece geleceğini düşünen bir sürü…
Doğanın artık doğa olmayı bırakması gerekmektedir. Hep birilerine kölelik etmek, hiçbir şey istemeden durmaksızın bir şeyler vermek; doğanın vazgeçilmez vazifesi. Peki, bunu hak ediyor mu? Güçlü hayatta kalıyor madem, en güçlü doğa değil mi?
Medeniyetin insana zihin tutulması yaşattığı noktada tabiat devreye girer. Kent kendi şımarıklığı içinde boğulurken çarpıcı gerçekle yüzleşir; artık sonu gelmiştir. Doğa insana direnmek için onun anladığı yoldan tepki verir. Kendisine davranıldığı gibi davranır, kendinin olanı geri almak için. Bunun sonucunda devler türer doğadan. Şehir kendine ayaklanır. Devler yıkar, ezer; medeniyete dur demek uğruna. Yakıp keserler, bu açgözlülük son bulsun diye.
Devler önce gözlemlerler. Etraflarını incelerler, bilgi toplarlar. Ama bu onlara yetmez. Yeterince öğrenemezler.
Cahil kalan devler, bilmedikleri şeyden korkarlar. Zarar vermeye başlarlar. Sorgulamadan, kendileri gibi olmayanı yok ederler. İnsan, güçlünün karşısında çaresiz, sonunu bekler.
Şimdi sıra ganimetlerdedir. Değerli olan alınır. Kaynakları sömürmenin sonu yoktur. Bitse dahi daha da fazlası, hep daha fazlası istenir, umursamadan.
Geri kalanlar mı? Onlar dümdüz edilir. Peki, hala direnenler? Yakılır, yerle bir olur.
Toprağın derin karanlığına katılan kentte, taş taş üstünde bırakılmaz. Her şey sıfırlanır. Görevleri biten devler de katmanlara karışır; tekrar uyanmak için. Hayat devam eder; tekrar dönmek için.