Proje Raporu
Akdeniz’in Dokunduğu, Ticaret’in Dokuduğu Kent: Mersin
“Yer”, varoluşun ayrılmaz bir parçasıdır ve soyut bir konumdan öte biçimi, dokusu, rengi ve malzemesi ile bulunduğu yerelliğe karakter kazandırmaktadır. Yerin kendine özgülüğü ise “genius loci” olarak adlandırılan mekânın ruhunu beraberinde getirmektedir.
Norberg-Schulz
YAKLAŞIM
Bakış 01 “Liman Kent”
Kentin kimliğine şekil veren suyun dönüştürücü gücü, liman temsiliyetinde hayat bulur, kentin özü limanın yapıcı gücü etrafında gelişir. Mersin kentini yoğuran bu güç, endüstriyel temsiliyette görünür kılınır, kent kinetik bir değişimin parçası olarak var olur. Tasarımın itici gücünü, kenti var eden liman karakteri oluşturmaktadır.
İlkçağ, Roma ve Helen dönemlerinde Kilikya bölgesinde etkin bir konumda bulunan Mersin’in mekânsal gelişimi daha sonraki dönemlerde kesintiye uğramıştır. Bu kesintinin ardından, Mersin kenti 1800’lü yılların ilk yarısında tekrar kurulmuştur. (1) Dolayısıyla, Mersin kenti tarihi bir süreklilik göstermemiş ve günümüze ulaşan mekânsal gelişim iki yüzyıllık bir geçmişte gerçekleşmiştir.
On dokuzuncu yüzyılın sonlarında, ortaya çıkış ve gelişiminde belirleyici olan deniz kıyısındaki konumuyla Mersin’de kentsel mekân, denizle ilişki üzerinden gelişmiş, kıyı kullanımını aktifleştiren iskele ve iskele uzantılarının ticari faaliyetler ile etkileşimli kullanımları aktif rol oynamıştır. Kentin ticari omurgası Uray Caddesi ve onunla birlikte çalışan Gümrük Meydanı ve Yoğurt Pazarı’nın oluşturduğu üçlü sacayağıdır. Bu yapı denizle ve iskelelerle ilişki içinde ve denize yakın bir konumda gelişmiş ve diğer pek çok Ortadoğu liman kentinde olduğu gibi kentte limandan uzakta başka ticari merkezler oluşmamıştır. (2)
Deniz ticaretine dayalı ticari hareketlilik, çeşitlilik gösteren bir demografik yapıyı beraberinde getirmiştir. Bu süreç, gerek sosyal, gerekse mekânsal olarak, doğrudan kentin ortaya çıkış dinamikleri ile ilişki içinde, kentin, kendine özgü bir yapı ile gelişmesinde etkili olmuştur.
Mersin, pek çok liman kentinden farklı olarak, bir koy ya da körfez oluşturmayan düz kıyı çizgisi nedeniyle, kıyı boyunca yayılan doğrusal gelişim göstermiştir. Diğer Osmanlı kentlerinden farklı olarak kentsel doku örüntüsünün ana aktörü ticaret olmuştur.
Bakış 02 “Ekolojik Kaygı”
Yılın uzun bir bölümünü yüksek sıcaklık ve nem baskısı altında geçiren Mersin için önerilecek tasarım yaklaşımı maksimum konfor alanı yaratmak üzerinden kurgulanmıştır. Mevcut ağaç dokusu büyük ölçekte korunmuş, yeni ağaç önerileri ile gölge alan miktarının arttırılması hedeflenmiştir. Atatürk caddesindeki mevcut yapı stoğunun yarattığı kentsel ısı adası etkisini azaltmak amaçlanmıştır. Yapı yüksekliğinin gün içerisinde cadde üzerinde yarattığı gölge alan durumu ise kıyıda hissedilen sıcaklığın bu cadde üzerinde daha az hissedilmesini sağlamaktadır.
Gün içerisinde alan kullanımını teşvik etmek amacı ile Rüzgâr kontrolü önerilmiş, doğal havalandırma ile kanyon etkisi yaratmak istenmiştir. Kıyıda önerilen yeme-içme alanlarının dağınık yerleşimi, öneri yeni ağaç dokusunun bitki perdelemesi yaparak mevcut rüzgârın yönlenmesini sağlamış, iç sokaklarda değişken konfor bölgeleri oluşturulmuştur.
Alan içerisinde kıyı aktif kullanımının, ağaç altı kullanım olarak gözlemlendiği Mersin kenti için, gölge alanların arttırılması ve ağaç altı kullanım alanlarının oluşturulması fikri tasarımın ikinci önemli parametresini oluşturmuştur. Var olan sıcaklığın hissedilebilir düzeyinin azaltılması, kent içi açık alan konforu yaratılması ve kontrollü rüzgar akışı ile açık alanın serinletilmesi tasarımın ekolojik altyapısını şekillendirmiştir.
Tasarım Yaklaşımı
Mersin’in barındırdığı kültürel çeşitlilik, farklı sosyolojik grupların birlikte yaşama alışkanlıkları, çevresel-yöresel doku zenginlikleri, liman kenti karakteri tasarım açısından etkin fırsatlar yaratmaktadır. Proje alanının bulunduğu kent merkezi ise bu çözümü sağlama açısından katalizör görevini üstlenecek simgesel bir değer taşımaktadır.
Alan Dinamikleri – “İZLER”
Kentin çehresini oluşturan baskın liman karakteri analiz edilmiş, strüktürel oluşumunun potansiyeli ortaya çıkarılarak öneri kıyı yapılaşmaları için referans oluşturmuştur. Kıyıda liman kent karakterinin devamlılığını sağlayacak görsel bütünlük için konteyner ve iskele kalıp sistem önerisi geliştirilmiş; endüstriyel kimliğin devamlılığında esnek, dönüşen ve dönüştüren izler bütünü tasarlanmıştır. Mevcut ağaç dokusuna saygılı, yerin referansını kullanan yol kurgusu geliştirilmiştir.
Kıyının organik dokusu ve kentin gridal sistemi gibi değişken alan izleri tasarımın, alan karakterlerine göre şekillenmesini sağlamış, topoğrafya izleri tasarımın şablonunu oluşturmuştur.
Ağaç altı gölge alan kullanımı önerilmiş, bu alanlar değişken modüler kentsel peyzaj ögeleri ile tasarlanarak, kentsel konfor mekânları planlanmıştır.
ALT ALAN TASARIM BÖLGELERİ
1. Tevfik Sırrı Gür Stadı
Bellek Sanatı: Mekânlarla İlişki Kurarak Hatırlama
Yaşanılan ve paylaşılan her an, mekân izleri ile birlikte insan zihninde saklanır ve anı olarak adlandırdığımız düş parçalarını oluşturur. Bireysel olan bu bellek aynı zamanda toplumsal belleğin de yapı taşıdır. Bellek, toplar, kaydeder ve geri çağırır; bazen de siler. Bu bağlamda hatırlama ve aynı zamanda unutma aracıdır. Mekân, belleğin bu işlevleri yerine getirirken ihtiyaç duyduğu alanı yaratır. Mekân, kendi belleğinde bu izleri saklamaya başlar. Zamanla mekânın bir belleği oluşur. Sosyal ağlarla örülmeye devam eden mekânın kendisi bir süre sonra bellek mekânı haline gelir.
Kent Hafızasını Oluşturan Ortak Paylaşım Platformu: Tevfik Sırrı Gür Stadyumu
Bir yandan topluma geçmişi hatırlatıp söz konusu kişilerin topluluk aidiyetlerini güçlendirmek ve alanın kullanılmasını sağlayarak yaşatmak, diğer yandan da ziyaretçiye, stadın tarih içerisindeki serüvenini anlatmak tasarımın temel yaklaşımıdır. Bu amaç doğrultusunda atıl durumda olan Tevfik Sırrı Gür Stadyumunun yarısının yıkılması, kalanının çok amaçlı etkinlikler için kullanılması önerilmiş, yıkılan stadyum bölümü meydan olarak tasarlanarak, Müftü Deresi üzerinden güçlü bir yaya köprüsü ile Atatürk caddesi üzerinden kent merkezine bağlanmıştır. Ticaret aksını güçlendirecek bu yaya odaklı promenad stat ile kent merkezini bağlayacak bir ataç işlevindedir.
Geçmişin Hafızasını Toplama, Koruma ve Hatırlama Mekânı Olarak Tevfik Sırrı Gür Meydanı
Stadyum bireylerin bir araya geldiği ortak duyguları paylaştığı, aynı zamanı ve mekânı birlikte deneyimleyerek ortak anılar ürettiği toplumsal bir hafıza mekânıdır. Stadyumun birliği; zeminde devam eden yaya yolu izi ile sağlanmış, meydan üzerinde geçmişten günümüze statta maç yapmış futbol takım bayrak direkleri ile kurgulanmış, kolektif belleğin ürünü olarak kullanıcı hafızasında yaşamaya devam etmesi amaçlanmıştır.
Tasarlanan meydan ile korunan stadyum arasından geçen yaya omurgası, hafif raylı sistem ve bisiklet yolu ile desteklenerek, kent için simgesel değeri yüksek olan ticaret odağına erişim sağlanmıştır.
Tevfik Sırrı Gür stadının mevcut kot farkları değerlendirildiğinde, tasarlanan meydanın altında çıkan hacim ticari alanlar ve kapalı otopark çözüm önerisi ile işlevlendirilmiştir. Alan kullanımını arttırıcı ve çok amaçlı etkinlikleri destekleyici servis birimleri meydan altı hacimde çözülmesi planlanmıştır. Stat ve meydan ara yüzünde yeme-içme alanları yer alır.
Kent içerisinden stadyumun bilinir ve görünür kılınmasını sağlayan aydınlatma direkleri de alan içerisinde korunmuş, stadyum simgesi ve kent imgesi olarak gelecekte de var olması planlanmıştır.
2. Müftü Deresi
Tarihi kent merkezi ve etki alanı ile yakın dönem gelişim bölgesi arasında sınır konumunda olan Müftü Deresi, kullanıcılar için fiziksel, ekolojik, görsel, sosyal ve simgesel anlamda önemli bir değerdir. Bahse konu olan iki bölge arasında bağlantının yaya geçişi açısından zayıf olması nedeniyle, Uray Caddesi’nden Atatürk Caddesi’ne dönüşen omurganın devamlılığı sağlanarak, projenin yaşayan odağı Tevfik Sırrı Gür Stadı’na güçlü bir yaya geçişi önerilmiştir. Böylece kentin iki yakası arasında ilk yaya odaklı geçişi sağlanmış, üzerinde hafif raylı sistem ve bisiklet yolu ile de desteklenmiştir. Ahşap teras, yeşil teras, suyla temas alanları ve dere boyunca devam eden bisiklet güzergâhı ile Müftü Deresi çeşitli aktivite olanakları sunan kentin yeşil boğazı olarak kurgulanmıştır.
3. Tarihi ve 2. Derece Doğal Sit Alanı
Asgari müdahale ile kullanım-koruma dengesi kurulmuş mevcut arazi izlerinin alanda belli belirsiz güzergâhlar oluşturması üzerinden bir kurgu geliştirilmiştir. Topografyaya bağlı yer yer değişkenlik gösteren ve üçüncü boyutta hareket eden bu güzergâh izleri pasif rekreatif alanı destekleyici dingin peyzaj alanı olarak tasarlanmıştır.
4. Çamlıbel Yerleşimi
Liman kenti kimliğinin getirdiği kullanımların kent dokusuna yansıyan etkisi ve bu çerçevede Uray Caddesi boyunca gelişen ticari koridorun batısında, o dönem için kent çeperinde inşa edilen Çamlıbel, bugüne kadar morfolojik açıdan birçok değişim göstermiştir. Proje çerçevesinde tarihi koridor olarak belirlenen Uray Caddesi, günümüzde ticari kullanımların yoğunlaştığı Çamlıbel’e geldiğinde Atatürk Caddesi’ne dönüşerek tarihi kent merkezini proje alanına bağlaması açısından oldukça güçlü bir taşıyıcı işleve sahiptir. Kurgulanan sistemin ana omurgası olması öngörülen eski dokuyu yakın dönem yerleşime bağlayan bu caddede, araç akışı tek yönde verilip, üzerinde eski dekovil hattını anımsatacak, stat ile Kurtuluş Meydanı’nı birbirine bağlayan, hafif raylı sistem önerisi geliştirilerek kent belleğinin canlandırılması amaçlanmıştır. Cadde boyunca tespit edilen yol üstü park problemi, tasarımda etkin rol oynayan bu koridorun yaşayan bir kentsel mekân olmasını engellemektedir. Söz konusu kamusal alanın araç işgalinden kurtarılarak aktif kullanım alanına dönüştürme amacıyla aşamalı bir çözüm önerisi sunulmuştur. (Bkz. Kent İçi Parklanma Sistem Önerisi). Ticaret kurgusunu desteklemek amacı ile yaya kullanımını arttırıcı kentsel mobilya önerileri geliştirilmiş, kullanıcıya cadde üzerinde değişken süre dilimlerinde vakit geçirme olanağı sağlanmıştır.
5. Cumhuriyet Meydanı
Erken Cumhuriyet dönemi itibarı ile modernleşmenin simgesi olarak günümüze taşınan meydan çevre kullanımları ile birlikte kent belleğinde önemli bir yere sahiptir. Cumhuriyet Meydanı’nda çözülmesi beklenen yeraltı otoparkı; söz konusu meydanın üzerinde barındırdığı tescilli palmiye ağaçları ile bitki varlığını olumsuz etkileyecek, tarihten bugüne taşınan bellek değerleri zedeleyerek, meydan bütünlüğüne tehdit oluşturacaktır. Önerilmesi beklenen otoparkın yerleşim kotunun deniz seviyesinin altında olması ile mevcut ağaç dokusu varlığının korunması ve bu nedenle otopark yapılabilen alanın birim maliyet yüksekliği gerekçeleri ile kapalı otopark çözümü; yeniden kurgulanan Tevfik Sırrı Gür Meydanı altında önerilmektedir.
Meydanın içinde barındırdığı tescilli palmiye ağaçları korunmuş, alanın doğu ve batı çeperine yaklaştıkça yoğunlaşan yeni ağaç dokusu önerilmiştir. Mevcut palmiye ağaçlarının baskın karakteri ve tören meydanının formal karakterde tariflenme eksikliği; öneri bitkisel peyzaj dokusu ile giderilmiştir. Böylece meydan, sıcak iklim koşullarında kullanıcılara konfor alanı sağlayan bir öneride yeniden kurgulanmıştır.
Atatürk heykeli, Mersin Kültür Merkezi, Mersin Müzesi, Devlet Opera ve Balesi, Rum Ortodoks Kilisesi, Atatürk Evi ve Müzesi, Büyükşehir Belediye Binası gibi sosyo-kültürel fonksiyonları çeperinde barındıran meydan, tarihi değerinin ve tören işlevinin yanı sıra; toplanma, bekleme-duraklama gibi ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte tasarlanmıştır.
6. Askeri Alanlar
İsmet İnönü bulvarının kuzeyinde bulunan, 2. Derece doğal sit alanına komşu alan meydana dönüştürülmüştür. Bulvarın güneyinde kalan kısım ise, yeşil kullanım ile desteklenmiş; sahilde ahşap teraslar ile kullanıcıların suyla teması arttırılmıştır.
7. Deniz Feneri
Şehrin ilk plajının kıyısında bulunan tarihsel simge, kent kimliği ve belleği açısından oldukça değerlidir. Tevfik Sırrı Gür Meydanı uzantısının yer aldığı bu alan seyir terası, kent izleği, olarak planlanmıştır. Deniz Feneri alan içerisinde korunmuştur.
8. Aquapark-Rekreasyon Alanı
Limanın devamında görsel bütünlüğü sağlayacak, endüstri kimliğini ön plana çıkaran konteyner yapı önerisi geliştirilmiş, alan dinamikleri dikkate alınarak rüzgâr koridorları oluşturulmuş, koridorlar dağınık konteyner yapı yerleşimleri ile desteklenmiştir. Yeme-içme fonksiyonları, pop-up sanat atölyeleri, satış birimleri gibi farklı fonksiyonların yer alacağı bir serbest bölge, esnek düzlem tasarlanmıştır.
9. Sahil Parkı-Atatürk Parkı
Anıtsal simgelerin (Atatürk Anıtı, Refah Şehitleri Anıtı) baskın olduğu park alanının sahip olduğu bu kimlik korunarak, kuzeyindeki Cumhuriyet Meydanı’nın geçmiş kullanımına referansla millet bahçesini anımsatan bir fonksiyon önerilmiştir. Güney çeper kullanımı kruvaziyer limanı nedeniyle kent kapısının karşılayıcı yüzü rolünü üstlenmektedir. Bu işlevin güçlendirilmesi amacıyla kot farkından faydalanılarak tasarlanan duvar ile Mersin kent tanıtım düzlemi önerilmiştir. Büstün yeri değiştirilmeden anıtsal alan olarak yeniden ele alınmış, yeni dikilen ağaçların kaldırılması önerilmiştir. Mevcut palmiye ağaçları ile anıt vurgusunu güçlendirecek yeni bir bitkisel tasarım geliştirilmiştir.
10. Kruvaziyer Limanı Alanı
Hazırlanan proje sınırları korunarak komşu kullanımlar alan ile birlikte çalışacak şekilde düzenlenmiştir. Kentin kapısı olarak işlev görecek bu alan, kullanıcıları karşılama işlevini destekleyici tasarım müdahaleleri ile çevre fonksiyonlarla desteklenmiştir.
11. Meski Arıtma Tesisi
Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Arıtma Tesisi yerinde korunmuştur.
[1] Adıyeke, N. “Mersin, Sırtı Dağ Yüzü Deniz: Mersin”, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004.
[1] Ünlü, T. “Bir İskeleden Liman Kentine Doğu Akdeniz’in Önemli Bir Limanı Olarak On Dokuzuncu Yüzyılın İkinci Yarısında Mersin’de Mekânsal Gelişim”, Planlama, 2009/3-4.