Yunus Emre Bolat, Hamza Arslan ve Burak Yusuf Öter'in MDC’24: “İç İçe” Öğrenci Mimari Tasarım ve Fikir Yarışması için hazırladığı proje, eşdeğer ödül kazandı.
Çatkı
Geçmişte Cevizli Tekel Fabrikası’nın taşıyıcı elemanlarından biri olan kolonlar, günümüzde üniversite kampüsü içerisinde ‘Direklerarası’ adı ile ‘atıl alan’ olarak korunmuş ve işlevlendirilmemiştir. Bundan dolayı kullanıcı ve yerel halk tarafından kültürel değer olarak görülmesi yerine ‘artık alan’ olarak görülmektedir.
Zamanında birçok insan için güçlü anılar barındıran bu artakalmış alan, insanların belleğini taze tutmak için korunmuş olsa da işlevlendirilmemiştir. Bu sebeple tanımsızlaşan bir kentsel açık alan oluşmuş ve bu artakalan mekânın potansiyelinin açığa çıkması sağlanamamıştır.
Bu âtıl alana tamamıyla yapısal yeni bir öneri ve mekânsal yaklaşım getirilmesi, hem kentsel bellekteki endüstriyel mirası zedeleyici bir unsur olarak görülmüş hem de yapı sürecinin tekrarlanması ve ‘yık-yap-tekrarla’ döngüsünün de ekolojik sürdürülebilirliğe zarar vermesi uygun görülmemiştir. Aynı zamanda yeni bir işlevlendirmeden de mahrum bırakılması alanın günlük yaşantıyla iç içe geçerek bir arada mekân örüntüsünü oluşturamamasına neden olmuştur.
Bu bağlamda, Dragos tekel fabrikasının âtıl kalan kolon strüktürüne olan öneri ne alanın tarihsel belleğini örtecek kadar baskın, ne de alanın olduğu gibi bırakılıp kullanıcının günlük rutinlerinden kopacak kadar atıl kalmamasını sağlayacak bir tasarım kurgulanmasının gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda, alana yapısal bir müdahaleden çok, kullanıcıyla yaşamaya çalışan, değişen, esneyen, yapılı çevre dokusundaki süregelen kentsel üretim süreci algısına yeni bir yaklaşım sunan bir ‘taktiksel şehircilik’ önerisi geliştirilmiştir. Öneri kapsamında mevcut kamusal alanların hızlı dönüşüm sürecine uyum sağlayan, kamusal sorunlara, yeniliklere, ihtiyaçlara göre esneyen ve evrilen bir mekân kurgusu tasarlanmıştır.
Bu kurgu sayesinde tasarımın amacı, kısa süreli, ensek ve uygun maliyetli mekânsal müdahaleye öneri tipolojisi sunmaktadır. Bu tipoloji önerisi, kamusal alanların, dolayısıyla da kentlerin dirençliliğini artıracak, kentsel ve kamusal tasarımda yeni ufukların ve yaklaşımların önünü açacak bir atılım olarak görülmektedir.
Ayrıca, bu esnek müdahale önerisini destekleyici nitelikte bir malzeme üzerinden ele alındığında, yeniden yenilikçi ve esnek bir mekân tanımlayıcı malzeme olarak ‘kumaş’ düşünülmüştür. Kumaşın esnek, estetik, uygun maliyetli ve kamusal alandaki atmosferi olumlu destekleyici özellikleri önerilmesinin başlıca nedenlerindendir.
Dolayısıyla, mevcut âtıl alanın ele alınış biçimi, yeniden değerlendirilmesi, bu değerlendirme sürecinde esnek, dirençli ve yenilikçi bir üretim ve kullanım süreci önerisi geliştirilmesi, bir diğer deyişle mevcut kamusal dokunun gündelik yaşantıyla ‘iç içe’ girmesi yarışma bağlamında kentsel kurguda önemli bir yenilik olarak görülmüştür.