MARS 2050 Raporu – Süperiletken Etkisi
Projenin tasarım aşamasında ilk olarak ‘Neden marsa gidiyoruz?’ sorusu irdelenmiştir. Bu sorunun en önemli cevabı Mars’ın, Dünya ve asteroit kuşağı arasında geçit görevi görmesi ve Mars gezegenin Dünya’ya benzerliğidir. Mars’ın ve Dünya’nın oluşumu, evrenin geçmiş tarihi araştırılarak insanlık için daha iyi bir gelecek Mars gezegeninde kurgulanabilir.
Mars’ta kurgulanmak istenen projelere bakıldığında çoğu projenin araştırılmadan önce Mars’a gidip çeşitli özellikleri (yerçekimi, iklimi, toprağı vb.) değiştirilerek bir yaşam alanı kurgulanmak istendiği görülmektedir. Bu tür projeler kabul edilemez. Çünkü Dünya’da bölge araştırması yapılmadan inşa edilen yapılar nedeniyle Dünya daha çok kirlenmiş ve yok olmaya maruz kalmıştır. Bu nedenle bu projede, Mars’ta kurgulanma ihtimali olan kolonileşme ve yaşam alanı için öncü araştırma merkezi tasarlanmıştır.
Yaşam alanın kurgulanabileceği lokasyon, elementler ve kuru buz yönünden zengin; sıcaklığın ve kum fırtınalarının az olduğu bir alan olmalıdır. Aynı zamanda zararlı radyasyondan korunabilecek özelliklere sahip olmalıdır. Mars’ın çeşitli analizleri yapıldıktan sonra bu özellikleri barındıran Olympos Dağı’nın (Olympos Mons) güneybatısında bulunan Lav tüpleri lokasyon olarak belirlenmiştir. Lav tüpleri hem radyasyon ve kum fırtınasından koruyarak hem de yer altındaki kuru buza erişim sağlamasından dolayı önemlidir.
Süperiletken madde hava sıcaklığı -120 derecedeyken mıknatıs ile kuantum kilitlenmesi oluşturur. Bu özelliği sayesinde etki eden manyetik alanı sıfırlar ve havada asılı kalır. Süperiletken projede kullanılarak birimlerin zorlu hava ve zemin koşullarına takılmadan hareket etmesine olanak tanır. Aynı zamanda elektrik akımının taşınmasında, depolanmasında, güçlü mıknatısların yapılmasında ve jeneratörlerde kullanılır. Dikey süperiletken yapılar kum fırtınalarında salınım hareketi ile kinetik enerjiyi depolar ve kullanılabilir enerjiye çevirir. Süperiletken maddenin bütün elementleri Mars yüzeyinde bulunmaktadır. Dolayısıyla bu da Mars’ta sürdürülebilir bir yapının oluşmasına izin vermektedir.
İlk yapının inşası astronotlar Mars’a ulaşmadan önce 3D yazıcı teknolojisi kullanılarak inşa edilecektir. Mars gezeninde alüminyum ve kuru buz bulunmasından dolayı yapı malzemesi olarak kullanılacaktır. Böylelikle Dünya’dan Mars’a ek malzeme taşınmasına gerek duyulmayacaktır. Bu program 2 aşama için düşünülmüştür. 1. aşamada astronotlardan oluşan 20 kişilik ekip 2030’da Mars’a ulaştığında, astronotları tüm yaşam ve çalışma alanlarının içinde barındıran kalma birimi ve çalışmaların yapılması için elverişli olan araştırma birimi karşılayacaktır. 2. aşamada 2030-2050 yılları arasında programdaki diğer birimler inşa edilecektir. Fakat öncelik araştırma merkezine ve yıl geçtikçe artan astronot sayısı için kalma birimlerine verilecektir. Daha sonra kinetik birimler inşa edilecektir.
Projenin 1000 kişilik programı 3 ana başlıkta incelenebilir; uçan araştırma birimleri, araştırma merkezi, kalma birimleri. Uçan araştırma birimleri süperiletken madde sayesinde ‘uçabilme’ özelliğine sahiptir ve Mars’ın herhangi bir noktasında araştırma yapmak için hızlı ve kolay erişim sağlamaktadır. Süperiletken sayesinde hareket halindeyken herhangi bir yakıt harcanmamaktadır. Uçan araştırma birimleri süperiletken dikey elemanlar ile araştırma merkezine ulaşabilmektedirler. Araştırma merkezi sabit bir merkezdir. Bu bağlamda ana merkez üssü görevi görür. Yönetim ve toplantı amaçlı hizmet vermesi amaçlanmıştır. Marsta yapılan birçok araştırma Mars yüzeyinde olduğu için araştırma merkezi yüzeyde konumlanmalıdır. Aynı zamanda kalma birimleri ile bağlantılı olmalıdır. Dolayısıyla lav tüplerinin yüzeye çıkış noktasına yerleştirilmiştir. Kalma birimleri 2 grupta incelenir; ana mürettebat kalma birimleri ve mürettebat kalma birimleri. Ana mürettebat kalma birimleri tüm yaşam alanlarını içerirken; mürettebat kalma birimlerinin zemin katında uyku kapsülleri, birinci katında ise yaşam alanlarından biri bulunmaktadır. Kalma birimleri dış etkenlerden korunabilmek için lav tüplerinin içinde konumlanır.
Sonuç olarak, Marsta 2050’de oluşturulacak araştırma merkezinin amacı uzayı ve gezegenleri daha detaylı araştırarak insanlık için daha iyi bir gelecek hazırlamaktır. Süperiletken maddeyi tasarıma dahil ederek Mars yüzeyinde daha kolay ve hızlı araştırmalar yapılması amaçlanmaktadır.