PalimPera
Kentsel simge odağı olarak, geçmişin izleri ile yeniden hayat bulan, çok katmanlı Palimpsest bir meydan, Taksim Meydanı…’’
Cumhuriyet döneminden bu yana değişimler geçirerek tanıklık ettiği birçok tarihi süreç sayesinde çok katmanlı bir yapıya sahip olan Taksim Meydanı, Beyoğlu ilçe sınırları içinde ve önemli caddelerin kesişim noktasında, potansiyel olarak toplayıcı ve dağıtıcı meydan niteliği taşımaktadır. Hem geçiş hem de durak noktası olması ve gündelik hayatın akışının bir parçası olması dışında turistlerin uğrak noktası olması da toplayıcı ve dağıtı niteliğini desteklemektedir. Aynı zamanda önemli ulaşım bağlantılarını bulunduran, çeşitli fonksiyonları geçmişten günümüze etrafında barındıran ve izlerini bünyesinde bulunduran kentsel simge odağıdır.
Tasarım Fikri:
Taksim Meydan’ı yaklaşık olarak 280 yıllık bir meydandır. Meydanın etrafında barındırdığı çoğu yapı yıllar içinde büyük değişimlere uğramış, birçoğu da yıkılmıştır. Bu çevrede yapılan her değişiklik bir öncekinden izler taşımaktadır ve çoğu tarihi şehirde olduğu gibi palimpsest metaforu Taksim Meydan’ı için de uygun olmaktadır. Kentin eğitim omurgası üzerinde bulunan Atatürk Kitaplığı, Kütüphane Çıkmazı Sokağı, Topçu Kışlası ve İTÜ Işletme Fakültesi, tasarlanan yeni nesil eğitim fonksiyonlarına; kültür omurgası üzerinde bulunan Akm, Istiklal Caddesi, Istanbul Devlet Tiyatroları Binası ve Maksem, tasarlanan kültür fonksiyonlarına ve son olarak kentin ticaret omurgası üzerinde bulunan Beyoğlu’ndan Şişliye uzanan omurgada ise Çiçek Pasajı ve Eski Bomonti Bira Fabrikası başta olmak üzere önemli birkaç yapı da yeni nesil ticari fonksiyonlara referans olmuştur. Bu sebeple tasarım alanına yaklaşımın ana referansı olarak geçmişte olup yıkılan veya günümüzde varlığını sürdüren fonksiyonlardan referans alınarak tasarlanan palimpsest fonksiyonlarla kamusal zeminde farklı karşılaşmalara olanak sağlar. Böylece kamu tarafından erişilebilirliği kolaylaştırılan meydan, gündelik hayatın bir parçası haline getirip kolektif üretimin yanı sıra toplumsal bilincin de aktif kılınmasını amaçlar.
’Kamusal alan; farklı sosyal sınıflardan, ırklardan, etnik yapılardan insanların karşılaştığı yerdir. Yani kamusal alan karşılıklı ilişkilerin, zıtlıkların ve diyalogların, anlaşmaların yapıldığı alandır.’’ (Weber, 2000)
Palimpsest Metaforu:
Palimpsest, eski yazılanların silik olarak görüldüğü ve her iki metnin birbirine karıştığı parşomendir. Şehir ise sürekli değişen bir olgudur, bu değişiklikler kendinden bir öncekinin izleriyle büyümektedir. Bu izleri taşıyan katmanların tümü şehrin kendisini oluşturmaktadır. Palimpsest Kent kavramı buradan gelmektedir. Sonuç olarak; sürekli mutasyona uğrayan ve geçmişinden izler taşıyarak farklı katmanları bünyesinde bulunduran Taksim Meydanı, “Palimpsest” halini almıştır.
Meydan Tasarım Stratejileri ve Kamusal Boşluk:
Palimsest kurgu oluşturulurken bölgenin farklı fonksiyonlarına sahip omurgaları taksim meydanı üzerinde toplanmıştır. Yeni meydan katmanı kurgulanırken mevcut katman ve yerleşim stratejisi korunmuştur. Omurgalar meydan üzerinde kültür, eğitim ve ticari koridorlar üretirken eski izleri referans alarak yeni palimsest mekanlar oluşturulmuştur. Bu mekanlar kentlinin günlük rutinlerine katılmayı, farklı kesimleri bir araya getirmeyi ve kent zemininde kamuya açık palimsest mekanlarla eskiyi hatırlatmayı ve karşılaşmaları hedeflemiştir. Bu alanın devamında AKM ve Maksem aksı üzerinde oluşturulan kamusal boşluk sayesinde farklı kotlarda ticari, sosyal ve kültürel alanlardaki karşılaşmalara olanak veren bir mekan tasarlanmıştır. Bu alanda, kente dair tartışmaların yapılabileceği ve kendilerini özgürce ifade edebilecekleri kent kafe, ve kent sergisi, zemin kotundan bir alt kota yerleştirilmiştir. Taksim anıtına doğru amfileşmesiyle geçiş yumuşatılmış ve metrodan çıkan kişilerin ara kotta kamusal boşlukla karşılaşmalarının ardından Taksim Meydanı’na geçmeleri hedeflenmiştir. Kamusal boşluğun üzerinden geçen hem Gezi Parkı hem de Taksim Meydanı’na hakim bir seyir terasıyla üst kotta erişim kolaylaştırılmıştır.