Eşdeğer Ödül, Türkiye Tiyatro Müzesi Mimari Projesi Öğrenci Fikir Yarışması

Ali Haydar Taşpınar, Alara Demirkıran ve Zeynep Nalan Aydın'ın "Türkiye Tiyatro Müzesi Mimari Projesi Öğrenci Fikir Yarışması" için tasarladığı proje, eşdeğer ödül kazandı.

Direklerarası Tiyatro Müzesi Projesi, İstanbul’un Direklerarası ve Şehzadebaşı semtlerinde yer alan tarihi bir alanın, eski izlerini takip ederek, modern bir müze yapısı ile buluşturulması amacıyla tasarlanmıştır. Bu proje hem kültürel hem de kentsel açıdan önemli bir yer tutmaktadır. İstanbul’un tiyatro geçmişine saygı göstererek, geçmişle geleceğin bir araya getirilmesi, kamusal bir deneyim alanı sunulması hedeflenmiştir. Projenin tasarım yaklaşımı, tarihsel dokunun korunarak modern malzemeler ve tekniklerle birleştirilmesiyle, geçmişle çağdaş mimarinin bir arada sunulması amaçlanmıştır. Tasarım kararları, Direklerarası bölgesinin tarihi dokusuna ve şehrin tiyatro geçmişine olan saygıyı merkeze almıştır. Ferah Sineması ve Turan Tiyatrosu gibi yapılar, bölgenin kültürel geçmişine tanıklık etmiştir. Bu bağlamda, projede Direklerarası’nın mevcut yapısının korunmasına yönelik bir yaklaşım benimsenmiştir. Ancak, mevcut yapıların restorasyonu yapılırken, çağdaş mimari anlayışlarıyla zenginleştirilerek, mekânın işlevsel ve estetik açıdan daha verimli kullanılabilir hale getirilmesi hedeflenmiştir. Bu süreçte, tarihsel dokuyla modern yapılar arasında bir geçiş sağlanmıştır. Yapının strüktürel formu, Direklerarası aksından ilham alınarak modernize edilmiştir. Tasarımda temel amaç, mekânın performatifliğini geçirgenliğinin artırılması ile sağlamak, böylece hem iç mekânlar arasında hem de dış mekânla olan ilişkinin güçlendirilmesiydi. Bu, ziyaretçilerin yapıyla etkileşimini artıracak ve şehre daha açık, erişilebilir bir alan sunacaktır. Yapının dış yüzeyinde cam ve buzlu cam gibi materyaller kullanılarak, iç mekânla dış mekân arasındaki sınırın belirsizleştirilmesi sağlanmıştır. Bu sayede, mekânın şeffaf ve geçirgen yapısı, kullanıcıları dışarıdan ve içeriden görsel olarak etkileyerek, yapıyı kentsel yaşamın parçası haline getirmiştir. Tiyatro müzesinin bulunduğu alandaki kamusal akış, kentsel amfi, meydanlaşma ve sokaklaşma gibi kavramlarla desteklenmiştir. Bu unsurlar, mekânın erişilebilirliğini artırmış ve şehre kamusal bir alan kazandırmıştır. Projede kullanılan geçirgenlik ve açık alanlar, mekânın yalnızca bir kültürel alan olmasının ötesinde, şehre katkı sağlayan bir kamusal alan olarak işlev görmesini sağlamıştır. Bu da müzenin amacının yalnızca tiyatro geçmişini sergilemek değil, aynı zamanda şehre kültürel bir dinamizm katmak olduğunu göstermektedir. Yapı, Direkler arasının günümüzdeki izdüşümünden referans alınıp açıklıklar oluşturulmasından meydana gelmiştir. Çalışma alandaki kütleyi ikiye bölen ‘Yarık’, mekânda hem estetik hem de fonksiyonel anlamda bir geçiş alanı oluşturmuştur. Mekânda iki yapı birimi bulunur: Müze binası ve Yönetim binası. Bu ayrım hem özel-kamusal programları ayırmış hem de farklı sirkülasyonlar ve kotlarda programları yerleştirme açısından etkin olarak kullanılmıştır. Bu yarık, Damat İbrahim Paşa Camii ile Vezneciler Metro Durağı arasında bir bağlantı kurarak, farklı kent dinamiklerini bir araya getiren bir alan yaratmıştır ve aynı zamanda kentsel amfi ve açık alanları destekleyen bir unsur haline gelmiştir. Müze binasında tiyatro sahnesi, kulis, konferans salonu, kalıcı ve geçici sergi alanları, kütüphane ve atölye birimleri yer alırken, yönetim binasında zemin kotta daha kamusal alanlar olan kafe ve hediyelik eşya dükkânı gibi birimler, üst katlarda ise Türkiye Tiyatro Vakfı’nın ofisleri ve müze idaresi yer almaktadır. İki kat arasındaki özel-kamusal farklı farklı dolaşım senaryolarıyla birbirinden ayrılmıştır. Bu yapılar arasındaki geçiş, köprüler aracılığıyla sağlanmıştır. Bu köprüler, iki bina arasındaki fiziksel geçişi sağlarken, ziyaretçilerin mekânı daha özgürce deneyimlemelerini mümkün kılmıştır. Üst kotlarda oluşturulan sergi alanları, Damat İbrahim Paşa Camii ve çevresindeki yapılarla görsel bir bağlantı ve kurmuştur. Bu kotlar hem şehre hem de iç mekâna açılan görsel bir ilişki kurgusu olarak farklı bakışlar yaratmıştır. Müze tasarımında kullanılan malzemeler, geçmişin ruhunu koruyarak modern yapılarla harmanlanmıştır. Cam ve buzlu cam yüzeyler, iç mekânda doğal ışığın etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Bu malzeme tercihi, mekânın geçirgenliğini artırarak, ziyaretçilerin mekânda özgürce dolaşmalarını ve çeşitli katmanlarla etkileşimde bulunmalarını mümkün kılmıştır. Yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda kavramsal bir geçirgenlik de hedeflenmiştir. Yapının içi ile dışı arasındaki sınırlar belirsizleştirilerek, mekânın herkes için açık ve erişilebilir olmasına olanak sağlanmıştır. Bu, aynı zamanda tiyatro müzesinin ziyaretçilerine sunmak istediği deneyimin de bir parçasıdır. Direklerarası Tiyatro Müzesi, yalnızca bir müze olmanın ötesinde, şehre katkı sağlayan bir kültürel müze olarak tasarlanmıştır. Tiyatro tarihi ve sanatını sergileyen bir mekân olmasının yanı sıra, şehre kamusal bir alan kazandırarak, kentli kullanıcıların da sosyal ve kültürel bir deneyim yaşamalarını sağlayacaktır. Bu, şehre dinamizm kazandıran bir yapı olma amacını taşımaktadır. Projenin temel amacı, yalnızca fiziksel bir yapıyı değil, aynı zamanda şehre yönelik bir sosyal etkileşimi de güçlendirmektir. Kullanıcıların, mekânda rahatça dolaşmalarını sağlayacak tasarım kararları, mekâna entegre edilen sergi alanları ve etkinlik alanlarıyla desteklenmiştir. Mekân boyunca yapılan geçişler, ziyaretçilerin farklı zamanlarda ve farklı etkinliklerde mekânla etkileşime girmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. Açık alanlar, galeriler ve sergi alanları arasındaki bağlantı, mekânın sürekli bir hareketliliği desteklemesini sağlamıştır. Bu sayede, ziyaretçiler mekânda farklı deneyimler yaşayarak, şehrin geçmişi ile günümüz arasındaki bağları keşfetmiş olacaklardır. Sonuç olarak, Direklerarası Tiyatro Müzesi, modern ve geleneksel unsurların bir araya geldiği, şehre kültürel katkı sağlayan bir yapıdır. Kamusal alana entegre edilmiş, geçirgen yapısı ve modern malzeme kullanımı ile İstanbul\’un tarihî dokusuna saygı göstererek, şehre yeni bir kültürel yaşam alanı sunmaktadır. Bu tasarım, geçmişin izlerini modern bir şekilde yansıtarak, şehre hem tarihi hem de çağdaş bir deneyim sunmaktadır. Tiyatro müzesi, kentsel deneyimi zenginleştiren bir yapı olarak, İstanbul’un kültürel kimliğine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın