Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencisi Eda Demiryürek'in bitirme projesi.
Alan eski adıyla tavukçu mahallesi olarak bilinen birçok topluluğa ev sahipliği yapmış olması sebebiyle kültürel olarak oldukça beslenmiştir. Bizans- Roma – Selçuklu –Osmanlı dönemlerinde Müslüman ve gayrimüslimlerin beraber yaşaması sebebiyle farklı ve zengin bir yapı çeşitliliği görmekteyiz. İçinde birçok katmanı barındıran doku örneğidir.
Günümüz koşullarına baktığımızda ise alanın MİA ya yakınlığı önemli kavşakların arasında olması meydan gibi önemli alanların da çeperinde bulunması üniversite ve toplu ulaşım ağlarına yakınlığı cazibe merkezi olması açısından avantaj göstermektedir. Zamanla göçlerin yaşanması halkın diğer bölgelere kaymasıyla bakımsızlaşan evlere, göçler ile gelen farklı kesimden insanların yerleşmesiyle alanın adeta harabeleşmesinin hızlanması ve güvenlik probleminin ortaya çıkışını ise alanın dezavantajları arasında gösterebiliriz.
Bu koşulları göz önüne aldığımızda dezavantajları kaldıracak insanları alana daha çok çekip bir performans ve cazibe merkezi olması hedeflenmiştir. Ofis birimleri, Çok amaçlı salon, Satış birimleri, Konaklama yapısı, kent belleği müzesi, kent odaları, restoran-cafe birimlerini içeren kompleks bir oluşumdur. Geniş meydanlar, dar sokakların açılığı avlular, kütleler arasındaki akışkanlık, özellikle de yeşil alanlarla desteklenerek yarı açık ve açık alan ilişkisi kurgulanıp kentsel bir bütünlük kurması hedeflenmiştir.
Tarihi dokudan kopmayarak sit alanında tarihi yolları kullanıp çevresinde sürekliliği devam eden bir alan olarak kurgulanmıştır. İnsanların alanda çalışıp, eğlenip, dinlenip vakit geçirebilecekleri alanlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Tarihi yolların çeperine yerleşip alandaki avlu mantığı yapı biçimleri, dolu boş etkisi, ulaşımı, malzemeleri dikkate alınarak yaklaşılmıştır. Alanda olduğu gibi öbekler oluşturularak genel bir bütünlük hedeflenmiştir. Kütle formları organik yapıya uygun olarak parça bütün ilişkisinden yola çıkılarak kurgulanmıştır. Alandaki yapı yükseklikleri göz önünde tutularak yapılar iki ve tek katlı olarak tasarlanmıştır. Salon – müze gibi kalabalık kullanıcılara sahip yapılar özellikle meydanlaşan bölgelere açılmaktadır. Ofisler ise daha çeperlerde kurgulanmıştır. Atölye – satış birimleriyle kadınların da aktif rol alması düşünülüp, restoran – konaklama mekanlarıyla desteklenerek insanların tüm ihtiyaçlarına cevap vermesi hedeflenmiştir .Alandaki tarihi yapıların bir kısmı da yeniden işlevlendirilerek tasarıma dahil edilmiştir. Malzeme olarak da alandan taşın kullanıldığını görüyoruz var olan masif kütle etkisi düşünülerek doğal taş kullanılıp aralarına bütün cam cepheler kurgulanmıştır. Bu bütün cam cepheler sayesinde tarihi dokuda geçirgenliği de sağlamış olmaktayız. Mevsim koşullarını düşünürsek kışın soğuk günlerde doğal taşın yalıtım etkisinden faydalanılmıştır. Yazın ise cam cephelerin güneş etkisinden korunması için ahşap güneş kırıcılar kullanılmıştır. Proje bütünü bu şekilde kurgulanıp dinamik cephelerin ortaya çıkması hedeflenmiştir.