PROJE RAPORU
MANİFESTO
“Ev” kentin temel yapı birimi niteliğindedir. Ev ve insanın ihtiyaç duyduğu üst ölçekteki gereksinimler bütünü kenti meydana getirir. Yapı yapma biçimimizin zamanla kentleşme politikalarımıza dönüşmesiyle insan doğa üzerindeki hâkimiyeti ele almıştır. Bu hâkimiyetin sağduyulu ve akılcı bir yöntemle kullanılamaması doğal sistemlerin çöküşünü de beraberinde getirmektedir. Bu çöküş ‘insan sağlığını’ doğrudan etkilemiş; iklim krizi, salgın hastalıkları ve sağlık problemleri baş göstermiştir. Günümüzde de kentleşmenin doğurduğu yoğun yapılaşma, altyapı ve kaynak yetersizliği, kentsel arazilerin genişletilerek ekosistemin tahrip edilmesi, kıyı özelleşmeleri, yapı malzemelerinin transportasyonu ile ortaya çıkan karbon emisyonu (…) gibi problemlerin tüm coğrafyayı bir çıkmaza sürüklediği görülmektedir. Tüm bu problemlerin çözümünde de yapı taşını irdelemek gerekmektedir.
PROJE ALANI ÖNERİ
Çağımız problemlerinin yoğun olarak hissedildiği bölgelerden bir tanesi Ege Bölgesi’dir. Felaket yansımalarının güçlü bir örneği olan Muğla’nın Bodrum ilçesi proje alanı olarak belirlenmiştir. Bölgenin proje alanı olarak belirlenmesinin sebebi turizm kaynaklı dönemsel nüfus yoğunluğunun getirdiği sorunlar ve rant amaçlı yoğun yapılaşmanın yanı sıra özellikle yerel mimari ile oluşturulmuş güçlü kentsel imajın günden güne zedelenmesi problemine ve beklenen su krizinin etkilerinin hissedilmeye başlamasına karşı konut ölçeğinde bir çözüm önerisi geliştirebilme kaygısıdır. Problemlere konut ölçeğinde bir çözüm önerisi getirerek bu konuyu ‘yapı yapma biçimi’ üzerinden ele alırsak şunu söylemek mümkündür; ‘yerellik’ kavramı tasarımcı, kullanıcı hatta işveren tarafından tasarım yaklaşımından çok gereklilik olarak görülmeye başlanmış; yerel malzeme kullanımı, yerel üretim ve yerel işçiliğin ekonomi, sağlık ve katma değer açısından avantajları ortaya çıkmıştır. Bu konudan hareketle yerel mimariye değinecek olursak; yerel mimari, içinde yer aldığı kültüre özgü soyut ve somut kimlik değerleri barındırır. Doğa ve insan sağlığına saygı temelinde özgün plan tipolojileri ve yapım sistemleri geliştirmiştir. Bu nedenle yerel mimarinin oluşum kriterlerini saptayarak yüzlerce yıllık bir kolektif bilgi birikiminden elde edilenleri teknolojik gelişmeye paralel olarak yeniden yorumlamak önemli ve kıymetlidir. Proje önerimiz olan Kâgir, bu yorumlamanın bir sonuç ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bodrum’da yerel mimarinin en yaygın karşılığı şüphesiz taş ev tipolojisidir. Özü kaybetmeye yüz tutmuş olsa da bölgede halen daha geleneği sürdürmekte olan taş ocakları ve taş ustaları bulunmaktadır. Yığma yöntemiyle inşa edilen geleneksel konut yapılarının bölgenin iklim şartlarına yüksek derecede uyum sağlaması, taş malzeme kullanımının iç ve dış mekan hava kalitesi için olumlu etkileri, eğimli arazilerde topografya ile bütünleşen ve manzaraya doğru yönlenen formu(…) gibi özellikleri günümüz yapılaşma biçimine karşın adeta bir ders niteliği taşımaktadır.
Tasarım Kararları
A) Taşıyıcı Sistem: Kâgir, eğimli bir arazi üzerinde güney cephesi manzaraya yönlenmek üzere yığma sistem kurgusu ile tasarlanmıştır. 4 ana taşıyıcı duvar aksı belirlenerek iç mekan düzenlemeleri bu dizeme göre kurgulanmıştır. Taşıyıcı akslar kütleyi bölerek mekansal konfigürasyonu sağlar. Zemin kat tümüyle yığma sistemden oluşur. Dış duvarlar ve taşıyıcı duvar aksları üst kotta devamlıdır. Sistem çelik kiriş-kolonlarla desteklenmiştir. Yapı yükünü hafifletmek amacıyla üst kot iç duvarları alçıpan olarak kurgulanmıştır.
B) Yüzey Oranı-Cephe: Bodrum sıcak-nemli iklim bölgesindedir. Batı güneşinin yakıcılığını azaltmak ve güney cephesinde güneşlenme süresini arttırmak amacıyla kuzey-güney cephesinin yüzey alanı arttırılırken; doğu-batı cephesinin azaltılmıştır. Güney yönünden gelen güneş ışınlarını yapı içerisine alabilmek için cephede geniş açıklıklar kurgulanmıştır. Kışın kuzeyden esen soğuk rüzgarların ve yakıcı batı güneşinin etkisini azaltabilmek için kuzey ve batı yönlerinde dar açıklıklar kurgulanmıştır. Güney cephesinde yatay; batı cephesinde düşey güneş kırıcılar kullanılmıştır. Kuzey cephesinde toprak altında kalan zemin duvarlarının yüzey alanının arttırılması ve tampon bölgeler (çamaşır odası, tuvalet-banyo vb.) oluşturulmasıyla toprağın termal kütle etkisini kullanarak pasif yöntemlerle ısıl konforun sağlanması amaçlanmıştır.
C)Form: Bölgenin iklimine ve senaryoya en uygun olarak orta sofalı plan tipolojisi uygulanmıştır. Yapı boyunca eğimli çatı ile beraber hareket eden tavan yüksekliği kuzeyde oluşturulan tampon bölgelerin başlangıç noktasından itibaren alçaltılarak sabitlenir. Bu formun tercih edilmesinin sebepleri; tavan yüksekliğinin fazla olmasını gerektirmeyen mekanların sabit yükseklikte kalabilmesi, tepe açıklığının galeri boşluğu ile birlikte çalışarak pasif havalandırmaya katkıda bulunması ve form hareketi sonucu oluşan düz çatı alanının kurutmalık dam olarak kullanılabilmesi olarak sıralanabilir.
D)Çatı-Enerji Stratejisi: Çatı güney-kuzey doğrultusunda 30 derecelik eğimle konumlandırılmış ve üzerine fotovoltaik panel hücreleri yerleştirilmiştir. Yapının enerji ihtiyacı PV hücreler ile karşılanmaktadır. Eğim açısı ve yönü bölgenin iklim özelliklerine göre optimum enerji veriminin elde edilebileceği oran hesaplanarak belirlenmiştir.
E) Su Stratejisi: Çatı yüzeyinden toplanan yağmur suları çörtenlerle (oluk ve sonrasında zincir aracılığıyla) büyük partikülleri tutan filtreye iletilmektedir. Sonrasında yağmur suyu deposuna aktarılmaktadır. Yağmur suyu deposundan da çamaşır makinesi, tuvalet rezervuarı gibi konut içerisine ve tarım alanları gibi ihtiyaç duyulan bölgelere pompalanmaktadır. Ek filtrasyon ve işlemden geçtikten sonra duş ve bulaşık gibi ihtiyaçlar için de kullanılabilmektedir. Deponun aylık 3450 litrenin altına düşmesi durumunda şebekeden destek alınması öngörülmektedir.
F) Isı Stratejisi: Yapının ısı ihtiyacının karşılanması ve ısıl konforun sağlanması için pasif yöntemler tercih edilmiştir. Halihazırda form yapı için dışardan alınması gereken enerji miktarını minimize etmektedir. Sistemde toprak kaynaklı ısı pompası kullanımı önerilmiştir. Kuzey bahçede toprak uygun boyutlarda kazılarak içerisine yerleştirilen polietilen borular toprağın ısınma/soğuma enerjisiyle birlikte ısıyı yapının döşemelerine iletir.
G) Pasif Havalandırma: Plan/kesit düzleminde açıklıkların boyut ve konumları çapraz havalandırmaya izin verecek şekilde kurgulanmıştır. Galeri boşluğu ve çatı açıklığı da iki kat arasındaki iç mekan hava kalitesinin iyileştirilmesinde etkin rol oynamaktadır