Feyza Müjgan Akdoğan, Enes Furkan Koca ve İbrahim Can Kırseven'in "Kaira Looro Architecture Competition 2024" için hazırladığı proje önerisi
1. TASARIM
Afrika’da doğum sırasında meydana gelen ölümlerin en önemli nedenlerinden biri sağlık tesislerinin yetersizliği ve bu tesislere erişimin zorluğudur. Ancak bu trajik ölümleri önlemek için sadece sağlık birimlerinin sayısını artırmak yeterli olmayacaktır. Bu ölümleri azaltmak için diğer faktörleri de dikkate alan kapsamlı bir yaklaşım benimsememiz gerekmektedir.rnAnne ve bebeklerin hayatlarını korumak için sağlık hizmetlerinin yanı sır eğitim, altyapı ve beslenme konularına da odaklanan bütüncül bir stratejiye ihtiyacımız var. Bu yaklaşımları tasarlarken, bu sağlık birimlerini kullanacak kadınların deneyimlerini öngörmemiz gerekiyor ki köy ile vücudun bir organı gibi işleyen bir ilişki kurabilsinler.
Bu yaklaşımlardan biri de kırsal alanda yaşayan insanların doğumevlerine bakış açısıdır.
Köy tipolojisine göre tasarlanan birimler, kadınlar için daha tanıdık ve güvenilir bir ortam sağlamayı amaçlamaktadır. Bu yaklaşımla yerel kültüre ve yaşam tarzına uygun mekânlar oluşturularak kadınların kendilerini rahat ve güvende hissetmeleri sağlanır. Doğumevlerinin köylerin sosyal ve kültürel yapısına entegre edilmesi, kadınların bu hizmetlerden daha fazla yararlanmasını sağlıyor. Böylece sağlık hizmetleri kadınların günlük yaşamlarına daha yakın ver erişilebilir hale gelirken, kendi kültürel değerlerini koruyarak sağlık hizmetlerinden yararlanmaları teşvik ediliyor. Aynı zamanda hasta bakım alanlarında kadınların bir araya gelebileceği ve paylaşımda bulunabileceği bir köy ortamı yaratılmıştır.
Bununla birlikte, erken çocukluk eğitimi ve koşulları anlama becerisi büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, eğitim yoluyla bu sorunların üstesinden gelinebileceği düşünülmüştür. Doğumevinde hem personelin hem de köylülerin aktif katılımıyla çeşitli eğitim programlarının düzenleneceği mekânlar tasarlandı. Bu mekânlar görerek ve dinleyerek öğrenmeyi teşvik eden interaktif eğitimler için tasarlandı. Bu farkındalığın yaratılacağı en eğitici yer ise doğum merkezinin kendisidir.
Bu yaklaşımlar sayesinde doğumevi, Sare Gueladio köyünün işleyen bir parçası haline gelmiştir. Tasarımda odaklanılan işlevler belli bir akış içindeyken, bu sirkülasyon hem personelin işlerini verimli bir şekilde yapmasını sağlayacak hem de anneleri karmaşadan uzak tutacak şekilde tasarlanmış.rnSenegal köylerindeki genişlemeye ve çoğalmaya olanak tanıyan tipolojik unsurlar değerlendirilerek, birimlerin ileride çoğalmasına olanak tanıyacak bir tasarım oluşturuldu. Bu sayede köyün kendisi gibi büyümeye imkan veren bir merkez üretilmiş oldu.
2. MALZEME KULLANIMI
Yapının strüktürel malzemelerinden biri olarak, farklı boyutlarda son derece dayanıklı yerel gül ağacı kullanılmıştır. Bu malzeme, taşıma kapasitesi ve kompaktlığı ile güvenilir mekânlar yaratılmasına yardımcı olmuştur. Duvarlarda ayrıca sıkıştırılmış toprak kullanılmıştır. Bu toprağın harcı hazırlanırken, laterit toprağın kil içeriğinin düşük olması nedeniyle kırmızı kil ve az miktarda kum ile desteklenmiştir. Hafifliği ve suyu yönlendirme özelliği nedeniyle çatılarda oluklu metal levhalar kullanılmıştır. Tüm bu sistemlerin bir arada çalışmasını sağlayacak temel ve döşeme sistemi için betonarme tercih edildi. Binadaki mobilyalar, doğramalar ve panjurlar, dikey ve yatay taşıyıcılarda kullanılan yerel gül ağacından yapılmıştır. Bu sayede marangozluktan arta kalan olası malzemeleri değerlendirme fırsatı yaratılmıştır. Tuvalet birimlerindeki nem sorununa karşılık duvarlarda daha geçirgen olan saman kullanılmıştır.
3. İNŞAAT SÜRECİ
Tasarım, yerel topluluk üyeleriyle verimlilik ve kolay inşa edilebilirlik sağlamak için güney Senegal’in geleneksel kırsal yaşamına uygun olarak birimler halinde çözülmüştür.
Saha tesviye edildikten ve temel sıkıştırılmış toprak ve çakılla desteklendikten sonra, sıkıştırılmış topraktan inşa edilen duvarların altında pabuçlar oluşturmak için beton dökülür. Betonarme temelin üzerine, ahşap saplamalar çelik levha desteklerle yerleştirilmiştir.
Yapım sistemi, 70 cm aralıklarla yerleştirilen ahşap dikmeler arasına örülen sıkıştırılmış toprak duvarlardan oluşmaktadır. Sıkıştırılmış topraktan yapılan duvarlarda nişler açılmış ve iç mekanda çeşitli derinlikler oluşturularak mekan hareketlendirilmiştir. İnşaat sisteminin kolay inşa edilebilmesi için birbirine geçmeli ahşap yöntemler kullanıldı. Çift dikme arasına yerleştirilen kiriş sistemi ahşap dübellerle birbirine sabitlenmiş, dübel yönleri değiştirilerek moment dengesi sağlanmıştır. Çıtalar arasında oluşan boşluk binaya farklı ışık kirişleri sağlarken, ahşap iskeleti birbirinernkenetleyen kirişler ve oturma elemanlarını taşıyan payandalar için de alan yaratıyor.
Çıtalar arasındaki boşluklara mertekler yerleştirildikten sonra üzerine çıtalar sabitleniyor ve çatı için oluklu sac yerleştiriliyor.rnEğimle birlikte binanın arka cephesinde oluklarla bir cephe dili oluşturulmuş ve yağmur suyu toplanması hedeflenmiştir. Tuvalet birimleri ahşap dikmeler arasına yerel saman kaplanarak inşa edilmiştir. Çatının içe doğru eğimi ile Güney Senegal’in yağışlı sezonunda toplanan suyun dinlenme odalarında gri su olarak kullanılması amaçlanmıştır.