Finalist Mention, Young Architects Competitions – DUBAI Sea House

MİMARİ PROJE RAPORU

A. PROJE ALANI

Dubai, “Basra Körfezi’nin New York’u” olarak da bilinir. Gökyüzüne ulaşan gökdelenlerle hızla büyüyen bir şehirdir. Aynı zamanda sahip olduğu çöl ve denizin bir aradalığı Dubai’ye  has bir özellik katmaktadır. Tasarım alanı bağlamda bulunan biribiriyle zıt karakterdeki iki kutbun arasındaki yer almaktadır. Bu iki kutup Dubai’nin hem şehir merkezinin yoğun, yüksek ve dikey yapısını hem de sahip olduğu doğası ile sessiz, dingin ve ufukla hemzemin olan deniz kıyısını aynı anda deneyimletmektedir. Kentin dikey dokusu adeta eriyip kendini denizin ufkuna bırakmaktadır. Bu iki farklı dokuyu barındıran bağlamın, şehir merkezi ile deniz arasında bir eşiği tanmladığı ifade edilebilir. Bu anlamda tasarım kendi karakterini, var olan bu iki dokunun bir ortak kümesi olarak şekillendirmeyi amaçlamaktadır.

B. TASARIM KONSEPTİ VE MEKAN KURGUSU

Sahil kenarları  özeldir. Birçoğumuz için bir şeyler inşa etmek için ilk yerdir. Kovaları kumla doldurup kil gibi yontup şekillendirerek bir kale oluşturan çocuklar olarak, insanoğlunun bir şeyler inşa etme konusundaki ilk deneyimlerinden biri “Kumdan Kale”dir.

Tasarım konsepti, yaşam alanını tasarlamak için  bağlamın sahip olduğu kendine özgü karakteri de düşünüldüğünde Kumdan Kale’yi bir metafor olarak kullanmayı öngörmüştür. Mekanı inşa etme yöntemi kumda kale inşa etmeye benzer. Çocukluğumuzda kovalara kumları doldurup beraberinde de şekillendirmeye başladığımız kalelerimizi inşa etme yöntemi  mekan kurgusunun oluşturulmasında ve programların bu kurgu etrafında organize edilmesinde de kullanılmak istenmiştir. Bu mekanı inşa yöntemi belirli bir tasarım süreç içerisinde ele alındı.

Bunlar aşağıdaki gibi tanımlanabilir;

1- ANA KÜTLENİN YERLEŞTİRİLMESİ

Yapının yapılacağı alana dikdörtgenler prizması şeklinde bir kütle yerleştirilmesinin ardından gridal bir taslak içerisnde bölünerek kendisini ikinci aşamadaki parametreler doğrultusunda şekillenecek olan tasarım için bir altlık olarak oluşturuldu.

2- ANA KÜTLEDEN SÖKÜMLERİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ

Ana kütle bir altlık haline getirildikten sonra bağlamdan referans alınarak gridal sökmeler gerçekleştirildi. Bu doğrultuda tasarımın kuzey cephesinin denize doğru yapının kendini bırakması hissiyatını yakalaması amacıyla karesel sökmeler gerçekleştirilirken, kente bakan güney cephesi ise kentin dikeyliğini vurgulaması amacıyla kütlenin ilk halinin korunması amaçlandı. Böylelikle bağlamda şehir merkezinden gelen dikeyliğin denizde sönümlemsi tasarımda bir ara aşama olarak yer aldı.

Tüm bu gerçekleştirilen sökmeler ile tasarımın esas iskeleti oluşturulmuş oldu.

3- SİRKÜLASYONUN OLUŞTURULMASI:

Tasarımdaki ana gridal iskeleti oluşturulduktan sonra dairesel bir rampa etrafında sirkülasyon sağlanarak mekan programları organize edildi. Mekanın sirkülasyonu aile üyelerinden birinin Kuadripleji hastası olması nedeniyle tekerlek sandalyesinin kullanımına uygun olarak dairesel bir rampa etrafında şekillendirildi. Böylelikle aile fertlerinden her birinin deniz ile olan ilişkide aynı deneyimi yaşaması amaçlandı.

Sirkülasyon amacıyla kurgulanan bu rampa, kullanılırken deniz ile görsel bağlantıyı da sağlamaktadır. Bu nedenle rampla iç mekan ve dış mekan arasında bir eşikte tanımlanmıştır. Aynı zamanda zemin kotundaki oturma alanına bağlanarak oturma alanının yarı açık olarak kurgulanmasına olanak tanımaktadır.

4- İÇ MEKAN ORGANİZASYONU VE PROGRAMLARIN YERLEŞTİRİLMESİ

Kumdan Kale’nin ana kararları verildikten sonra mekanın iç kurgusu oluşturularak programlar yerleştirildi. Tasarımın iç kurgusunda duvarlar hem gridal hem de yer yer dairesel formda kurgulandı. Bu organizasyon Kuadripleji hastası bireyin iç mekanlarda tekerlekli sandalye ile olan dolaşımında çizdiği dairesel hareketin mekanların sınırları ile daha kolay hale gelmesi amacıyla oluşturuldu. Mekan içerisindeki bu iskelet yapılandırıldıktan sonra programların yerleşim kararları alındı. Aile fertlerinin odaları kurgulanırken kuzey cepheye bakan mekanların oluşturulması hedeflendi. Bu şekilde deniz ile olan görsel ilişkinin aile fertlerinin her deneyiminde güçlü bir biçimde kendini var etmesi hedeflendi. Bu deneyim geniş teraslanmalar yaratılarak vurgulanmak istendi. Yemek odası, mutfak, okuma odası gibi sık kullanılan alanlar zemin kotuna yerleştirilerek erişim kolaylığı sağlandı.

 

C. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Tüm bu gerçekleştirilen tasarım kararları sürdürülebilirlik bağlamı gözetilerek oluşturuldu. Bu kararlar verilirken Dubai’deki iklim koşulları değerlendirildi. Bu anlamda mekandaki rampa, zemin seviyesindeki oturma alanına bağlanarak zeminde aynı zamanda gölgeleme elemanı olarak çalışması sağlandı. Yapının zemin kotunda Dubai’nin hakim rüzgar yönü olan kuzeybatı – güneydoğu aksında açıklıklar tanımlandı. Bu açıklıklar merkezde bulunan ve rampa ile çevrelenmiş olan oturma alanını sürekli besleyen ve doğal bir havalandırma kaynağı olan bir nitelik taşımaktadır. Isınan havanın yükselmesi ile oturma alanı tamamen serin kalarak Dubai’nin iklim koşullarında konfor alanı yaratmaktadır. Bir diğer tasarım kararı olan pencere söveleri ise pencere açıklıklarından duvar dışında taşarak güneşten gelen direkt ışınları kesmektedir. Bu şekilde iç mekanlarda uzun süreli konfor sınırları içerisinde kalmak amaçlanmaktadır.

D. SONUÇ

Sonuç olarak tasarım mevcut bağlamın parametreleri olan  şehir merkezi ve deniz kıyısı arasında bir eşik alan oluşturması amaçlanmıştır. Çocukluğumuzdaki ilk inşa deneyimimiz olan Kumdan Kale metaforu doğrultusunda bu arakesit tanımlanmıştır. Kumdan Kale metaforu hem yapım şekli ile hem de mekanı tanımlama biçimi ile ele alınmıştır. Tüm bunlar ailedeki her bir bireyin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde kurgulanmış olup bu süreçte mevcut iklim koşulları da referans alınarak sürdürülebilirlik bağlamında tasarıma yön verilmiştir.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın