Norm Mimarlık'ın Çelik İhracatçıları Birliği için tasarladığı meslek lisesinin inşaatı 2015 yılında tamamlandı.
Tasarımcıları projeyi anlatıyor:
Gebze Endüstri Meslek Lisesi, kurumsal bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında tasarlanmıştır.
Bina, kentin çeperlerinde, yapılaşmanın sona erdiği noktadan sonra başlayan 150-200 metrekarelik, bir yeşil bandın ucunda, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından orta eğitim için ayrılan geniş bir alan içinde projelendirilmiştir. Çevrede, aynı arazi içinde yer alan, daha önce inşa edilmiş bir lojman binası dışında bir yapılaşma yoktur. Arazinin güneyinden geçen stabilize yol, zaman içinde iyileştirilerek ana ulaşım hattını oluşturacaktır. Aynı öngörü ile eğitim binasının uygulamasından sonra çevrede kentsel bir yapılaşmanın gerçekleşeceği düşünülmektedir.
Projenin ana yaklaşımı, çevre verilerini ve kullanıcı gereksinimlerini doğru değerlendirmek ve yorumlamak olarak tanımlanmıştır.
Çevre verileri belirleyicidir, çünkü proje alanın referans oluşturacak kentsel verilere sahip değildir ve güneydeki yol dışında sınırlayıcı bir öğe yoktur. Binanın bulunduğu çevre ile kuracağı ilişkinin tanımı çok önem kazanmıştır.
Kullanıcı gereksinimleri önemlidir, çünkü işveren yerleşik “teknik lise” imajını olumlu anlamda değiştirecek bir talep içindedir ve potansiyel eğitim kalitesini doğrudan tasarımın bu etkisi ile ilişkilendirmektedir.
Tasarım anafikri, ilk bakışta tanımsız gibi duran bağlamın çok boyutlu olarak okunması ve bina programının, enformel eğitim ve yaşantı olanaklarını vurgulayacak anlamda yeniden yorumlayarak çözülmesidir.
Bu amaçla, öncelikle binanın, bağlam ile kurduğu ilişki ve çevreden algılanması önem kazanmıştır. Kent merkezi yönünden yaklaşımda, güçlü plastik düzenlemesi ile yapı, doğal araziye uyum sağlayan davetkâr bir etkiye sahiptir.
Binaya yaklaştığınızda, giriş kanopisi farklı ve insan boyutunu esas alan bir ölçeği tanımlar. Kanopi ve giriş kapısının oluşturduğu arayüz, merkezi ön avluya açılır.
Ön avlu kuzeyde güneye bakan eğitim bloğu ve güney yönünde kuzeye bakan atölye bloğu ile sınırlanmıştır ve yapının merkezi, ana mekanı niteliğindedir. Ön avlunun devamında aşağı kota doğu yönünde amfitiyatro ile bağlanan ana avlu, binanın gerçek varış mekanını temsil etmekte ve kuzeyde cömert bir jestle olarak doğaya açılmaktadır.
Tüm program, farklı kotlardaki avluların çevresinde, iç dış ilişkisinin zenginleştirdiği bir kurgu ile çözülmüştür. Bu basit ve kararlı yaklaşım, doğa ile kurduğu ilişki ve farklı mekansal düzenlemelerle olanak sağladığı çeşitlilikle güçlü bir kimlik ve aidiyet duygusunu da mümkün kılar ve yarattığı “boşluk” la kullanıcıyı etkileşime davet eder.
Dış cephe yüzey kuruluşlarında malzeme tercihleri mimarinin tektonik karakter özelliklerini vurgular niteliktedir; brüt beton ve opak polikarbonat esaslı levhalarla (profilit) oluşturulan yüzey kuruluşları tasarımın sade ve “teknik”e gönderme yapan yanını temsil eder.
Binanın taşıyıcı sistemi için betonarme ve çelik kompozit strüktürler, açılan hareketli yüzeylerde ısı yalıtımlı doğramalar ve güney ve güney-batı yönlerinde fotovoltaik paneller (PV) öngörülmüştür.
Yapının kullanıcı pratikleri ile yıllar içinde karakterini kaybetmeden değişen koşullara uyum sağlayarak rafine olacağı ve özellikle doğu yönünde ilave birimlerle büyüyebileceği öngörülmüştür.