Gülüş Akademisi Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

Slash Architects tarafından iç mekan ve cephe tasarımı yapılan poliklinik Gaziantep'te bulunuyor.

Tasarımcıları projeyi anlatıyor:

Gülüş Akademisi, insan odaklı tasarımın vücut bulduğu, bitkilerin yeşerdiği, yaşayan, dinamik, kendine özgü sade tarzıyla huzuru ve konforu gelen ziyaretçilerine ve personeline cömertçe sunan, kliniklerin ‘korkuyla gidilen yer’ algısını değiştiren, her köşesiyle keşfedilesi sürprizlere açık, kent için yeni bir klinik anlayışı oluşturur.  

Proje alanı, Gaziantep’in merkezinde olukça işlek bir bulvarda yer alır. İki kattan oluşan ve dükkân tipolojisine sahip mekanın tek cepheli olması poliklinik işlevi için oldukça zorlayıcı bir parametre olsa da, geniş bir galeri boşluğuna açılan bu yapıda sınırlandırıcı görünen bu koşulları pozitif etkilere dönüştürmek hedeflenir. Mahallerin gereksinimleri doğrultusunda optimum plan çözümleri ile mekana yerleşmek amaçlanır.   

Hem çalışanların hem de ziyaretçilerin konforu düşünülerek tasarlanan klinikte, zemin kat tüm poliklinik işlevlerini içerecek şekilde planlanır. Klinik birimleri, resepsiyon ve bekleme alanının ön saflara konumlandırılması sayesinde düşey sirkülasyon ve kamusal kullanım alanları hem görsel hem de fonksiyonel bir bütünlük içindedir. Ziyaretçinin karşılama bölümünden kolayca algılayabileceği muayene odalarına ulaşım kolaylaştırılmış, bekleme alanından mekanın tamamına hakimiyet sağlanmıştır.

320 metrekarelik poliklinikte dört adet klinik odası bulunur. Iç mekanda yer alan iki adet müdür odası ve bir toplantı odası tüm altyapısı hazırlanarak rezerv klinikler olarak tasarlanır. Bu esnek yapı sayesinde gelecekte olası bir büyüme senaryosunda 7 adet muayene odasına ve bu mahallerle birlikte çalışan ekstra fuaye-bekleme alanlarına sahip bir klinik olma olasılığı sağlanır.

Ana mekanları servis mekanlarına bağlayan koridorlar ise bünyesinde barındırdığı doluluk ve boşluklar ile keşfedilmeyi bekleyen dijital bölüm, dinlenme ve okuma bölümü, çocuk bekleme alanı ve farklı aktif dinlenme alanlarını barındıran bir mekan olarak karşımıza çıkmaya başlar. Bu sayede hastalar bekleme süresince sıkılmadan okuma köşesinde kitapları karıştırmak, dijital noktada diş sağlığı konusunda informatif videolar izlemek ya da yalnızca televizyon izlemek arasında seçim olanağına sahip olur. Bekleme alternatifleri ve konfigürasyonu kliniğin genelinde kullanışlı ve sürprizli deneyimlere imkan sağlamak üzere geliştirilir. Tek cepheden ışık alan mekanın iç kısımlarında iç bahçelerin kurgulanması, mekanın ışık almayan bölgelerinde bir illüzyon yaratarak iç-dış algının şaşırtılmasını sağlar. Ikinci katta yer alan ar-ge laboratuvarları, çalışanların dinlenme odaları, toplantı odaları sayesinde hekimlerin ve personelin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir planlama geliştirilir.

Doğal havalandırma ve ışığın çok önemli olduğu poliklinik yapısı için girişte yer alan asma kat ile oldukça geniş galeri boşluğunun varlığı, ön tarafta çelik strüktürle sıfırdan inşa edilen ‘Mega Box’ın (2 katlı muayene odası) ilham kaynağıdır. Mega box’a eşlik eden ‘Mini Box’ birimi ise konsepti ve fonksyonu tamamlayan bir diğer eleman olarak kendini gösterir ve bu mimari elemanlar poliklinik kimliğini dışa vurarak asıl vitrini oluşturur. Gün içindeki kullanımının yanı sıra gece algısının da düşünüldüğü poliklinikte, farklı şekillerde kurgulanan aydınlatma biçimleri sayesinde zaman zaman klinik odaları kütlesel olarak ön plana çıkarılırken, bazen de giriş bölümü ve mekanın derinliğini aydınlatma tasarımlarıyla vurgulanır.

İç mekanın renk ve doku seçimlerinin genelinde net ve nötr bir yaklaşım benimsenir. Detayların zenginleştirdiği minimal mekanlar ile kliniğin steril ve pozitif hissiyatını oluşturmak hedeflenir. Multi-fonksiyonel mobilyalarına kadar tasarlanmış mekanda karşılaşma mekanlarının kesişimlerinde ve genel sirkülasyon alanlarında aydınlatma elemanlarının tasarımından grafik yönlendiricilere kadar tüm mekanın kompozisyonu dil birliği içinde düşünülür. Canlı bitkiler, zen bahçesi, doğal taşın kullanımı, renklerin sadeliği ve basitliği ile kurgulanan iç mekan kompozisyonu insan psikolojisini rahatlatacak şekilde planlanır. 

Fonksiyonel olduğu kadar estetik açıdan da iddialı bir mekan üretme motivasyonuyla tasarlanan klinik, cephesinde kullanılan mimari dilin farklılaşması ile bir kontrast yaratarak değişik kullanımları vurgulamayı hedefler. Ana girişin ve karşılamanın bulunduğu mekanın cephesi daha geçirgen kurgulanırken şeffaf cam kullanımı tercih edilir. Bu sayede polikliniğin yapısı, sirkülasyon alanları ve mekanın derinliği okunur hale gelir. Resepsiyon yüksek tavanlı kısımda konumlandırarak, bir kat boyunca sarkan ikonik aydınlatma elemanları ile zenginleştirilir. “Mega Box” ve “Mini Box” olarak adlandırılan kütlelerin cepheleri ise; buzlu cam sayesinde mahremiyetini korurken doğal ışık ve havalandırmadan faydalanacak şekilde secilir.

Gülüş Akademisi; bir yandan kreatif ve kullanışlı mekanlar üreterek uzmanların buluştuğu bir merkez olma hedefini gerçeklerken bir yandan da kullanıcının kendini güvende ve emin ellerde hissedeceği, huzurlu, steril ve teknik açılardan tamamlanmış güncel bir diş kliniği olarak görülür.

Etiketler

Bir yanıt yazın