Ağaçlar üzerinden Yalıkavak ve Ege'yi seyreden ev. Doğayla sanki onun bir parçasıymış gibi örtüşüyor ve aşağıdan bakıldığında görkeminden ipucu vermiyor.
Natürel ortamla birebir örtüşen bir yoldan ulaşılan, tepenin zirvesine sanki bir kartal yuvası gibi yerleştirilmiş evin sahipleri de doğanın içinde adeta kaybolmak istedikleri için seçmişler burayı. Uzun yıllar İngiltere’de yaşayan aile, Türkiye’ye döndükten sonra da Bodrum’da Yukarı Gökçebel’ deki bu yeri de hayallerini gerçekleştirebilecekleri özelliklere sahip olduğu için seçmişler.
Yapılan binanın doğayla örtüşmesi çok önemli. Burada doğaya boyun eğen, ailenin yaşam biçimine uygun çözümler içeren bir proje gerçekleştirmek hedeflendi. Aşağıdan bakıldığında kütle halinde bir bina görmek istemedikleri için biri ana yaşam mekanı olmak üzere üç ayrı konut gibi tasarlandı. Eve gelen konukların, ailenin oğlu ve kızının ihtiyaçlarına yönelik kurgulanan bu binalar, herkesin özgürce birbirini rahatsız etmeden yaşayabilecekleri mekanlar olarak kurgulandı.
Bu projede yapının arazideki konumu birebir ev sahibiyle birlikte tespit edildi. Mimari süslemeler reddedilirken üç binada da sade çizgiler tercih edildi. Yapılarda da her şey “kendine aittir””
düşüncesiyle hareket edildi ve sonuçta ortaya sadelikle görkemi buluşturan bir proje çıkartılmak istendi.
Ana yaşam alanı giriş katında bir taşlık, taşlığa açılan bir misafir tuvaleti, tonoz tavanlı L şeklinde kurgulanmış bir oturma birimi, bu birimle bağlantılı yemek odası ve mutfak ile manzaralı geniş bir teras ve mutfak terası yer alıyor. Üst katta ise ebeveyn dairesi yer alıyor. Yatak odası ise manzaraya hakim, gereksiz hiçbir süsün yer almadığı bir mekan. Ailenin oğlu ve kızına ait binalar ise ana binadan tümüyle bağımsız tasarlandı. Aile bireyleri kendi konutlarında yaşarken, hepsini bir arada algılama imkanı sunan pencereler sürprizli manzaralar da oluşturuyor.
Ailenin kızının evi açık mutfaklı bir oturma alanı, yatak odası, konuk odası ve banyodan oluşuyor. Arazideki kot farkından yararlanılarak biri çocuk, diğeri ebeveynlere ayrılmış yatak odalarının bulunduğu bir galeri oturma biriminin kucaklayan bir açıya konumlandırıldı. Mimar bu evde de iç ve dış mekanları birbirine taşıyan çözümler üretti.
Taşıyıcı sistemi betonarme olan yapıda, iç yüzeylerde tuğla, dış yüzeylerde doğal taş kullanıldı. Yapının kapalı mekanlarında zeminde traverten, açık alanlarda cotto seramik, iç duvar yüzeyleri sıva+kireç badana ve taraklı mozaik sıvadır. Doğramalar, dolaplar ve mobilyalarda kullanılan ahşap meşedir. Ustası Mustafa Akarsu’dur. Seramik işleri ustası Milas’lı Ramazan, demir işleri Ferhat Usta’nın elinden çıkmıştır.
Arsa alanı içindeki tüm ağaç ve bitkiler korunurken, peyzajı tamamlayan yeni bitki türleri egemenliğine saygı gösteren, boyun eğen bir çizgi yeğlendi.