Honorable Mention, ‘The City Hollow’, Bio-Wellness Centre, Uni.xyz Uluslararası Proje Yarışması

Honorable Mention, ‘The City Hollow’, Bio-Wellness Centre, Uni.xyz Uluslararası Proje Yarışması

Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü tasarım atölyelerinden Atölye Düşledüşün öğrencileri Ayça Yıldırmaz, Betül Akbaş ve Zeynep Dinktepe Uni.xyz tarafından düzenlenen Bio-Wellness Uluslararası Proje Yarışmasında mansiyon ödülü almıştır.

Gazi Üniversitesi tasarım atölyesi Atölye DüşleDüşün’ün ”Seç&Yarış” teması kapsamında yapılan projede öğretim görevlileri Pınar Dinç Kalaycı (koordinatör), Can Güngör ve Bolkar Açıkkol, araştırma görevlileri Gizem Özkan Üstün, Yusuf Bera Bilici, Mehmet Fetullah Özyıldırım ile birlikte çalışılmıştır.

İnsanoğlu eskiden uzun yıllar boyunca doğayla uyum içinde yaşadı. Sığınma, beslenme  ve beraberinde gelen iyi olma hali doğayla var oldu. Günümüzde ise insan, doğadan uzaklaşıp binaların arasında hapsoldu. Bu durum modern hayatın en büyük sorunu olan stresi ortaya çıkardı ve artan stres seviyesi psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları beraberinde getirdi. Uni.xyz platformu tarafından düzenlenen ‘Bio-Wellness’ yarışması için bu soruna yönelen ve çözüm getirmeyi hedefleyen bir ‘Şehir Kovuğu’ olan The City Hollow isimli proje tasarlandı.

Proje Raporu:

Şehrin stresinden uzaklaşmak ve iyileşmek isteyenlere doğayla iç içe bir merkez tasarlamak ana fikir olarak belirlenmiştir. Arazi çevresinde konutların yanı sıra araç park yerleri ve yakınında havalimanı yer almaktadır. Bu araç park yerleri, havalimanı ve çevre yolları gürültü oluşturmaktadır. Ayrıca yağış ve sıcaklık seviyelerinin yüksek olduğu görülmektedir. Bu çevre verilerine göre genel yerleşim ve tasarım kurgulanmıştır.

Kentle görsel ve işitsel bağı koparılması ve tamamen içeride yaratılan doğayla insanların streslerinden arındırarak iyileştirilmek istenmesi nedeniyle arazinin var olan eğimi arttırılmıştır. Suyun iyileştirici gücünün kullanılması için eğime şelale konumlandırılmıştır. Birimler, şelale manzarasını görecek şekilde eğime yerleştirilmiştir. Böylece tasarım, hayvanların sığınmak için kullandıkları ağaç kovukları gibi insanların stresten arınmak için geldiği bir şehir kovuğu haline getirilmiştir. Ağaç kovuğundan ilham alarak projeye The City Hollow ismi verilmiştir.

Kalabalık şehir hayatından uzaklaşmak isteyen kişiler, The City Hollow’a gelirler ve burada doğayla hemhal olurlar. Şelalenin sakinleştirici sesini dinleyip, şelalenin aktığı biyolojik gölet etrafında ve üzerindeki platformlardan suyla çeşitli noktalardan ilişki kurabilirler. Bunun yanı sıra terapi özelliği de bulunan sanat ve spor gibi çeşitli aktiviteler  yaparak streslerinden uzaklaşabilirler.

Yarışmanın beklentisi olan biyofilik ilkeler pek çok noktada kullanılmıştır. Tasarımın her alanı, doğa ile görsel bağ kurma ilkesine göre düzenlenmiştir. Birimler, bu bağı kesmeyecek ve içeriden bakıldığında bu bağı güçlendirecek şekilde konumlandırılmıştır. Projede suyun varlığı prensibine göre su ögesi bulunan kurgu izlenmiştir. Doğayla görsel olmayan bağlantı ilkesi, kurgulanan suyun ve çevre ağaçların sesiyle, çiçeklerin kokusuyla ve göl kıyısında oluşturulan sığ alanda kullanıcıların suya dokunabilmesiyle sağlanmıştır. Ritmik olmayan duyusal uyaranlar için şelalenin sesi kullanılmıştır. Risk ilkesi, suyun üzerindeki platformlarda, gizem ilkesi ise tamamen yerin altına alınan meditasyon alanında ve şelalenin arkasında bulunan spa kısmında uygulanmıştır. Doğayla bağlantılı malzeme kullanımı ilkesi doğal ve yerel malzemeler kullanarak sağlanmıştır. Biyomorfik form ilkesi sağlamak nedeniyle arazi şekillendirilirken doğal çizgiler kullanılmıştır.

Yarışmanın 30 kişilik beklentisi karşılanmak için, konaklama birimleri çift kişi kapasiteli olarak 15 adet tasarlanmıştır. Birimlerde, Avustralya’nın yerel taşı olan Bluestone ve mahremiyeti sağlamak amacıyla reflektif camlar kullanılmıştır. Bu şekilde doğayı yansıtmak da hedeflenmiştir. Yapılarda, pergolalarda, sirkülasyon ve sert zeminlerde ahşap kullanılmıştır.

Arazi yakınındaki havalimanı ve araç park yerlerinin bulunmasıyla oluşan gürültüyü minimuma indirmek amacıyla arazinin var olan eğimi arttırılmıştır ve yerleşim bu eğimin içinde kurgulanmıştır. Birimler toprak kotunun altına yerleştirerek gürültü bariyeri sağlanmıştır. Bunların yanı sıra kovuğun çevresi sık ağaç dokusuyla kaplanarak kullanıcıların konforu hem ses hem de görsel olarak arttırılmıştır.

Doğanın içinde akışkan bir dolaşım sağlanmak istenildiği için birimler arasında kot farkları oluşturulmuştur. Sirkülasyon, yapılar arasında rampalar ve merdivenlerle sağlanmıştır. En üst kotta pergolalı bir yürüyüş alanı ve bu kottan su kotuna inen yatay bir asansör kurgulanmıştır.

The City Hollow’a  giriş konaklama birimlerinin bulunduğu güzergahtan alınıp, otopark alanı ana yaşam mekanların dışına yerleştirilmiştir. Toprak kotunun üstünde konumlandırılan tek yapı olan giriş binasında; karşılama alanı, idari ve hizmet birimleri bulunmaktadır. Giriş binasından geçtikten sonra rampalarla konaklama birimlerine ulaşılır. Konaklamalardan yine rampalarla spor ve sanat atölyesine ulaşım sağlanmaktadır.

Şelalenin hemen arkasında cephesi suya dokunan sauna, havuz, masaj ve tedavi alanları içeren iyileşme merkezi tasarlanmıştır. Doğayla iyileşme imkanı sunmanın yanı sıra yoga/egzersiz atölyesi ve sanat atölyesiyle de bu iyileşme sürecine katkıda bulunulmaktadır. Restoran alanı ve amfi zemin kotunda kurgulanmıştır.  Kullanıcıların suyun üzerinde meditasyon yapabilecekleri yüzen platformlar tasarlanmıştır. Zemin kotunda içinde şelale, biyolojik gölet, restoran, amfi, yürüme yolu ve oturma alanları ile kullanıcıların beraber vakit geçirebilecekleri bir rekreasyon alanı oluşturulmuştur. Ayrıca zemin kotunun altında suya alt kottan bakan mistik bir meditasyon alanı kurgulanmıştır.

Kullanıcıların, konaklama birimlerinde maksimum doğa manzarasından faydalanmaları öncelik olmuştur. Meditasyon, yoga/egzersiz atölyesi ve restoran alanında iç mekanda yeşil alanlar oluşturarak doğa iç mekana taşınmıştır.

Toprağın altında kurgulanan yapılarda yeşil çatı sistemi kullanılmıştır. Arazi analizlerinde yağış oranının yüksek olduğu görülmüştür.  Şelale, gölet, sulama ve birimlerin ihtiyacı olan su yağmur suyu toplanarak elde edilmektedir. Yeşil çatılar aracılığıyla toplanan yağmur depolarda biriktirilir. İhtiyaç olan su depolardan arıtılarak kullanılır. Böylece sürdürülebilir bir sistem tasarlanmıştır.

Yarışmaya hazırlanma sürecinde yarışmanın ne istediği ve programın gerekliliklerine dair tartışmalar gerçekleşmiştir. Sürece başlarken arazinin potansiyelleri ve sorunları analiz edilmiştir. Temel bir konsept çerçevesinde birçok biçim ve yerleşim denemesi yapılmıştır. Bu süreç 1/200 ölçekli çalışma maketiyle desteklenmiştir.

“Gazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, Atölye DüşleDüşün proje yürütücüleri kıymetli hocalarımız Pınar Dinç Kalaycı (koordinatör), Can Güngör, Bolkar Açıkkol, Gizem Özkan Üstün, Yusuf Bera Bilici ve Mehmet Fetullah Özyıldırım’a destekleri için teşekkürü borç biliriz.”

Etiketler

Bir yanıt yazın