‘İçerde Çocuk Var’ sosyal sorumluluk projesi kapsamında tasarlanan ilk anaokulu, Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi içerisindeki Adalet Anaokulu oldu.
Proje kapsamında mevcut yapı yeniden ele alınarak, çocuklara daha iyi şartlarda eğitim verilebilecek bir yapıya dönüştürüldü.
Mevcut yapının cezaevi içerisindeki girişe yakın ve açık konumu, çocukların daha kontrollü, korunaklı ve dışarıdan gelecek müdahaleye kapalı zaman geçirebilmesi için sınırlı bir hale getirildi. Metal çit sistemi kullanılarak, yapı ön ve arka bahçeleriyle birlikte cezaevi girişinden koparıldı, yapıya yaklaşımda yeni bir giriş tarif edildi. Bu sayede anaokulu yapısının kendi özel sınırları belirlenmiş oldu. Ön bahçe, çocukların açık havada eğitimlerine devam edebilecekleri, eğlenceli etkinlikler gerçekleştirebilecekleri, sosyalleşebilmelerine ve çimlerde koşup, oynayabilecekleri şekilde düzenlendi. Oldukça eğimli olan ön bahçenin eğimi korundu ve yer yer deck’lerden oluşan platformlar tasarlandı. Bu platformlar belirli yerlerde konumlandırılarak yeşil alanlarla da bağlantılı hale getirildi. Aynı zamanda ön bahçe içerisinde, çocukların drama etkinliklerinde kullanılabilmesi için küçük bir amfi de tasarlandı.
Anaokulu yapısının ön bahçeyle bağlantılı olan girişi bir rüzgarlıkla kademeli hale getirildi. Rüzgarlıktan geçilen çok amaçlı salon, yapının kalbi olacak bir konumdaydı ve bu konumuna uygun olacak şekilde ele alındı. İlk aşamada yapıdaki tüm birimlere girişin sağlandığı çok amaçlı salonun mevcut kullanımdaki kapalı kutu etkisi kırılmaya çabalandı. Arka bahçe kullanımı yapıdaki iki sınıftan ayrı ayrı olacak şekilde sağlanıyordu. Yapının merkezinde yer alan çok amaçlı salon bu geçiş için daha uygun görüldü. Aynı zamanda yapının bu geçişle birlikte ön ve arka bahçeyi birbirine bağlayan bir ilişki kurması hedeflendi. Kontrolsüz bir şekilde çok amaçlı salonla fiziksel bağlantısı olan ve gereğinden fazla büyük alana sahip ıslak hacimler uygun metrekarelere indirildi ve çok amaçlı salondan koparıldı. Islak hacimlerin yeniden ele alınmasıyla, ortak mekandan arka bahçeye geçiş için de bir uygun yüzey elde edildi. Bu müdahaleler sonucunda çok amaçlı salona, gerektiğinde çocuklar tarafından kullanılabilecek sağır yüzeyler eklendi ve iç mekanın ferah ve aydınlık olması da sağlandı. Bununla birlikte çok amaçlı salona, toplu etkinliklerin yapılabileceği ve gerektiğinde kapalı tören alanı olarak da kullanılabilecek bir nitelik kazandırıldı. Yapının ön bahçeye göre daha korunaklı ve izole olan arka bahçesinde, kum havuzu, dış mekan oyun elemanlarının koyulacağı bir alan ve bisiklet parkuru tasarlandı. Arka bahçe deck’ler yardımıyla ön bahçeyle bağlantılı hale getirildi.
Çok amaçlı salondan dağılımın sağlandığı sınıflar, kütüphane ve gerçek yaşam odası, çocukların eğlenerek öğrenebilmesine zemin hazırlayan, fonksiyonel ve bütüncül bir yaklaşımla tasarlandı. Çocukların yapıda geçirecekleri zaman dilimi içerisinde ‘kişiye özel’ tasarım deneyimini yaşayabilmeleri için, hazır alınıp kullanılabilecek iç mekan donatıları yerine, mekanı eyleme dahil edebilen özel tasarımlar geliştirildi. Sınıflarda, kütüphanede ve çok amaçlı salonda yer alan oturma birimleri yer yer kademeli, yer yer de eğri platformlar olarak tanımlandı ve çocukların üzerinde koşup oynayabilecekleri, birbirlerini izleyebilecekleri yüzeyler olarak tasarlandı. Bu yüzeylerin altları da depolama amaçlı kullanıldı.
İç mekandaki duvarlarda beyaz ve gri renkler kullanılarak, mekanın renklerle kurduğu ilişkinin, rengi mekanda kullanmadan ama mekana dahil ederek çocuklarla etkileşim kurulabilecek şekilde olması hedeflendi. Yapının bahçe duvarında oluşturulan renk ağacı iç mekan yüzeylerinde de devam ettirildi. Bu sayede renkli ve içi dolu daireler içeride de duvar yüzeylerinin bir parçası haline geldi ve renklerin soyutlanmasıyla görsel etkisi kuvvetli bir zemin tarif edildi. Renk kullanımı yapının kimliğini yansıtacak şekilde, en dışta bahçeyi çevreleyen metal çit sisteminde, cephede ise lineer elemanlarla ve çerçevelerle devam ettirildi.
Adalet Anaokulu projesinde, sosyal sorumluluk projesi kapsamındaki cezaevi algısından sıyrılarak, çocuk ve ‘çocuğun eğlenerek, etkileşime girerek, sosyalleşerek, kendini mekana ait hissederek öğrenebilmesi fikri’ merkeze alınarak, birçok danışman eşliğinde ana tasarım kararları geliştirildi. Çok yönlü ele alınan iç mekan yüzeylerinin ve donatılarının, çocukların eğitim süresinde keyif alarak ellerinden düşürmeyecekleri oyuncaklarına ek olarak, mekanın kendisini deneyimleyerek kendi oyunlarını istedikleri şekilde tarif edebilecekleri birer araç olması hedeflendi. Mevcut yapıya uygulanan müdahaleler sonucunda efektif bir şekilde kullanılabilen ve gerekli ihtiyaçlara cevap verebilen iç ve dış mekanlar elde edildi.