Öncüoğlu + ACP Mimarlık Şehircilik İstanbul Ataşehir'de bulunan İlbank A.Ş.İller Bankası İstanbul Bölge Müdürlüğü projesini anlatıyor:
Bu projede çevresine duyarlı, kitle organizasyonu yönlenmesi, iç ve dış mekan tanımlarıyla bir kamu binası olarak özel sektörde bile örnek teşkil edebilecek niteliklere sahip bir yapı tasarlanmıştır. Doğal havalandırma ve çatı bahçeleri kullanımıyla işletme maliyetlerinin minimize edildiği çalışanların daha sağlıklı ve daha verimli çalışabilecekleri ofis mekanları yaratılmıştır.
İlbank A.Ş. İstanbul Bölge Müdürlüğü ihtiyaçları doğrultusunda, yeni bir hizmet binası yaptırmayı planlamaktadır. Bu bina kapsamında ele alınacak fonksiyon ve ihtiyaçlar; ofis bölümü, sosyal tesis ve misafirhane olarak belirlenmiştir.
Proje kapsamında idare tarafından beklenen, yapının planlanan üç bölüm içinde mimari ve mühendislik mesleki ilkeleri gerekli yerel ve uluslararası standartlara uygun, mimarlık ve mühendislik sınırları dahilinde olabildiğince örnek niteliğinde ilgi çekici ve kullanışlı olmasıdır. Ekonomi, işletim maliyetleri ve dayanıklılık da gözetilmesi gereken diğer unsurlardır.
Proje alanı İstanbul İli, Ataşehir ilçesi’nde yer almaktadır. Parselin etrafı devam eden ve/veya yeni tamamlanmış olan pek çok konut ve ofis fonksiyonlu yeni yatırım projeleri ile çevrilmiştir.
Ancak önümüzdeki yıllara özgü olarak yapılan yeni planlamalarda öngörülen ve Devlet politikası olarak da teşvik edildiği üzere Ataşehir Bölgesi yeni Finans Merkezi olmaktadır. Bu doğrultuda tüm bankaların genel merkezlerinin buraya taşınmasına paralel olarak İlbank A.Ş.’nin bu projeye esas arazisinin değeri ve projenin örnek teşkil etmekteki önemi artmaktadır.
Proje alanı yer itibarı ile iki yol arasındaki bir bölgede yerleşen eğimli bir yapıya sahiptir ve arsada ana ulaşım üst kottan sağlanmaktadır. Toplamda 9,000m2 yüzölçümüne sahip arsanın idare kararı ile tamamı değil 5,000m2’si üzerinde yeni yapının tasarlanması talep edilmektedir. Yapının güneybatısında yer alan arsanın diğer yarısında yapılacak yapının kullanımı ve tasarımı belirsiz olup aynı zamanda Kuzeydoğu – güneybatı yönlerinde yer alan karayolu (viyadük) sebebi ile, bu cephede ses yalıtımı ve akustik kontrol gerekliliği mevcuttur. Bu iki ana sebepten dolayı özellikle bu yönlerdeki cephelerde sağırlıklar daha yoğun kullanılmıştır.
Yapı ana hatları ile; üç lineer kol üzerinde kurgulanmıştır. Modüler düzen içerisinde olması öngörülen ofisler lineer kollar içerisinde yer alırken, ortak alanlar ve boşluklar ise kolların bir araya gelişlerinde oluşturdukları kesişim noktalarındaki farklı geometriye sahip bölgelerde konumlandırılmıştır.
Alana ana yaklaşımın olduğu Güneydoğu tarafından bakıldığında bu üç kol algılanmaktadır. Bu üç koldan her birinin üzerinde yaratılan çatı bahçeleri; yan taraflarında yer alan ofis blokları için kullanılan ve görsel olarak algılanan açık-yeşil bölgeler oluşturmaktadır. Önde yer alan iki katlı blok, giriş- karşılama ve fuaye fonksiyonlarını ve Genel Müdürlük birimlerini kapsamakta iken diğer iki kolda genel ofisler yer almaktadır. Ofis bloklarının cephe dilleri, farklı müdürlükleri vurgulamak maksadı ile ayrışmaktadır. Bodrum katlarda ise Kuzeybatı tarafında eğimli araziden dolayı açığa çıkan katlarda misafirhane, mutfak-yemekhane ile birlikte gömülü bölümlerde ise kapalı otopark ve teknik hacimler yer almaktadır.
Ofis pencerelerinde açılabilinir modüller öngörülmektedir. Açılabilir cephe modüllerin önerilen sebebi – ofislerde tam klimatizasyon sağlanacak olmasına rağmen- bu şekilde sağlanacak taze hava ile ‘’hasta bina sendromu’’ gibi kullanıcı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilecek faktörleri azaltma amacından kaynaklanmaktadır.
Yapının zemin katında girişlerin, hollerin, konferans salonu ve fuayesinin yer aldığı bölümde ortak bir yeşil alan tasarlanmıştır. Bu yeşil alan yapının her katından algılanabilmektedir ve çatı ışıklığından gelen doğal ışık ile donatılmaktadır. Bu sayede içeri alınacak (ışıklık camında uygun filtrasyon seçimi ile) UV ile gerçek bitkilendirme mümkün olacaktır. Ayrıca ışıklık cephesinden planlanmış olan açılır paneller yardımı ile tüm iç avlunun doğal olarak havalandırılması ile ara mevsimlerde yüksek oranda enerji tasarrufu sağlanacaktır. Her iki katta bir bu yeşil alan (atrium boşluğunda) çatı bahçeleri ile bağlanmaktadır, bu sayede bina içerisinde ve dışarısında yer alan yeşil alanlarda ‘süreklilik’ sağlanmaktadır.
Yapı yakın çevresinde yer alan yüksek katlı yapılardan ve viyadükten çok net ve açık bir şekilde gözükmekte olduğundan yapının özellikle üst seviyelerinden algılanışı da önem kazanmaktadır. Bir yanında yüksek yapılaşma, diğer yanında yüksek yoğunlukta bir alçak/orta yüksek yapı dokusu olmasından dolayı yapının genel kitle düzeninde net ama ayrışan bir kurgu gözetilmiştir.
İşlevsellik ve mekan kurgusu bağlamında yapının genel tasarım anlayışı olarak ‘yalın’ bir yaklaşım benimsenmiştir. Artikülasyonlardan kaçınılmış olup bu şekilde sadelik genel yapı diline ve kitle organizasyonuna da yansıtılmıştır. Bulunduğu kentsel dokuya yabancılaşmadan uyum sağlayan ve sürdürülebilinir enerji kaynaklarından faydalanılmış ve kendi içinde ihtiyaçlarını karşılayabilen bir yapı tasarlanmaya çalışılmıştır.