Yalın Mimarlık'ın 2012 yılında tasarladığı İMES Yeşiltepe Camisi.
“Bir İbadet mekanı olarak cami yüzyıllar içerisinde ihtiyaçları ve alışkanlıkları en az değişmiş olan yapı türlerinden birisi… Oysa günün koşulları insanı, onun düşüncesini ve algısını tamamen değiştirdi. Buna rağmen biçimin , mekanın değişmemesi, bu yapı türü üzerinde günün gerekliliklerini ve tüm düşünsel birikimin kullanılarak alternatif düşünceler üretilememesi en büyük sıkıntılardan birisi.
Alternatif düşünceler, yüzyıllarca geliştirilmiş tipoloji ve yaklaşımları dışlamak zorunda değiller. Bu yaklaşımların ana fikirlerini mekan kurma becerilerini, yeniden yorumlayan mekanların oluşturulması bu tasarımın temel hedeflerinden bir tanesi.
Cami de her ne kadar aksi gibi görünse de, birçok işlev gibi yerden bağımsız kendi biçimini ve imgesini kurabilecek bir yapı türü değildir. Kent içinde Cami, Çarşıda Cami, Deniz kıyısında Cami, farklı coğrafyada camiler başka anlam ve mekansal kurgulara sahip olabilmelidir.
Bu çerçeve de tasarımın ilk sorusu ; kent hayatından kopuk bir organize sanayi bölgesinde yoğunlukla cuma günleri kullanılacak bir cami nasıl olmalıdır?
Bu sorunun cevabı aranırken çevrenin analizi, caminin anlaşılması ve yorumlanması gibi aşamalardan geçilmelidir. Caminin bir tipoloji olarak olgunlaşma süreci, bu sürecin altında yatan düşünceler ve İslam dini düşüncesinin mekandaki yansımaları iyi analiz edilmelidir.
Her şeyden önce modern mimarlık düşüncesinin sebep sonuç odaklı rasyonel paradigması yerine, dinin kendine özgü kural ve düşüncelerinin konulması ve düşünceyi bu inancın ekseni etrafında mekansallaştırabilmek tasarımın samimiyetine işaret edebilecektir.
Tasarım yeni kurulmakta olan bir İMES organize sanayi bölgesinde , Dilovası gibi yoğun, kirlenmiş sanayi alanlarının yanı başında bir bölgede geliştirilmiştir. Bu çerçevede çevre ile sınırlı ilişki kuran, kendi içinde eşiklerle nispeten izole edişmiş, bir arınma mekanı kurgulanmaya çalışılmıştır.
Bu arınma mekanı dışarıdan yeşil şevler üzerinde hafifçe yükselen, nasıl havada asılı durduğu tam anlaşılamayan bir örtü algısı ile tamamlanır. Dışarıdan algılanan ,yeşil şev ve devamındaki kubbe tüm sanayi bölgesinin başlangıç referansı olması düşünülen doğal peyzajın çıkış noktasıdır. Bu yeşil doku , hem mevcut sanayi bölgesinin olumlu yönde değişimine, hem üst ölçekte Dilovası ve onun kirletici unsurlarının olumsuz algısına küçük ölçekte bir iyileştirme çabası olarak algılanabilir.
Yapı yığma taş duvarlarla çevrili 4000 kişilik yarı açık, 1000 kişilik kapalı ibadet mekanlarını içeren üzeri kısmen kubbemsi bir kabuk ile örtülü tanımlı tek bir mekan olarak algılanır. Bu mekan açık, yarı açık ve kapalı mekan geçişlerini mümkün olduğunca yumuşak eşiklerle kademeleyen bir mekan düzenine sahiptir. Giriş boğazı taşla çevrili avluya gelindiğinde taş duvarlara gömülmüş destek işlevleri algılanır. Kubbemsi örtü yaklaşan insanları kendine doğru yavaşça çeker.
Yapı süsleme ve fazlalıklardan mümkün olduğunca arındırılmıştır. Mihrap cephesinde sürekli devam eden taş duvar kesintiye uğrayarak yeşil bir şeve dönüşür ve iç mekana doğru akar. Bu etki, yeşil doğal bir peyzaja doğru ibadet ederken saf tutan insanların düşüncelerini berraklaştıracak, bir huzur mekanı olarak tahayyül ettiğimiz cami imgesini alternatif şekilde güçlendirecektir.”
1 Yorum
olaan ustu proje,basarilar arzusuyla