Bakırküre Mimarlık projeyi anlatıyor:
ING Bank Türkiye’nin, İstanbul’un önemli iş merkezlerinden biri olan Maslak’taki 12 katlı genel müdürlük binasının yenileme projesi, çalışanların ofis ortamlarından beklentilerini analiz etmek ve sağlıklı, verimli, dinamik ve ergonomik bir ofis ortamının yapı taşlarını oluşturmak amacıyla, ofis çalışanlarının katılımıyla gerçekleştirilen bir atölye çalışması ile başladı.
Atölye çalışmasında yapılan anketlerde katılımcıların önemli bir kısmı, mevcut ofisteki renk düzeni, masa düzeni ve mekansal organizasyondan memnun olmadıklarını; toplantı odalarının sayılarını ve kurgularını yetersiz ve ofis içinde sosyalleşebilecek alanlara ulaşmayı zor bulduklarını dile getirdi. Çalışanların dörtte üçü odaklanmak için yalnız kalabilecekleri mekanlara ihtiyaç duyuyor, %90’ı ise gün içinde farklı mekanlarda çalışabilmeyi arzu ediyordu. Her dört kişiden üçü ofis aydınlatmasından memnun değilken, on kişiden dokuzu mevcut havalandırmayı yetersiz buluyordu. Ofis çalışanlarının önemli bir çoğunluğu gün içinde baş ağrısı, bel ve sırt ağrıları, yorgunluk gibi sorunlar yaşadıklarını dile getirdi. Atölyenin bir başka çarpıcı sonucu ise hiyerarşi üzerineydi. Yüz yüze yapılan görüşmelerde, yöneticiler de dahil olmak üzere çalışanların neredeyse tümü, ayrı bir oda, daha büyük bir masa gibi mevki göstergelerini yalnızca alan kaybı olarak gördüklerini ve birlikte çalışmayı tercih ettiklerini belirtti.
Elde edilen tüm bu verilerin analizi projenin biçimlendirilmesinde en önemli çıkış noktası oldu. Kurumun sahip olduğu dinamik yapı, ING Bank Genel Merkezi’nin tasarımında binanın her köşesinde hissettirilmeye çalışıldı. Genel müdür yardımcısı odaları ve direktörlerin çalışma alanları, hakimiyeti sağlamak adına açık ofislerde kat köşelerinde yer aldı. Gün ışığından faydalanabilmek için çalışma üniteleri cephe önlerine yerleştirilirken, gün ışığına daha az ihtiyaç duyulacak alanlarda ise toplantı odaları konumlandırıldı. Mevcut yapının sahip olduğu çekirdek korunarak, bu alana ofis çalışanlarının rahat erişimini sağlayabilecek destek üniteleri ve sosyal alanlar yerleştirildi.
Teknolojinin getirdiği olanaklar sayesinde açık ofis düzeninde ‘mobil’ bir çalışma anlayışıyla biçimlendirilen çalışma mekanları, farklı alanlarda ve alternatif biçimlerde iş yapma olanaklarını destekleyecek şekilde planlandı. Standart ofiste var olan çalışma istasyonları yerine ‘collaboration’ çalışmalara olanak sunacak ‘shared-desk’ler tercih edildi. Her çalışana günlük çalışma alanını yaratma özgürlüğü verilerek, aynı masa ve aynı sandalyede çalışma monotonluğu ortadan kaldırıldı. Çalışanlar laptoplarını alarak istedikleri masada çalışma özgürlüğüne kavuştu. Tüm internet bağlantıları kablosuz sağlanarak, kablo kirliliği ortadan kaldırıldı.
ING Bank Türkiye Genel Müdürlüğü binasındaki önemli yeniliklerden biri de ofisin tümündeki monitörlerin ve toplantı odalarının rezervasyon sistemlerinin kişisel olarak uzaktan kontrol edilebilmeleri için gerekli altyapı ve donatıların kurulmasıydı. Bu sayede çalışanlar, oturdukları yerden toplantı odalarını online olarak rezerve edebilme, toplantı odalarının girişlerine yerleştirilmiş ekranlar sayesinde içeride süren toplantının konusu ve katılımcıları hakkında bilgiye erişebilme olanağına sahip oldu.
Kat yüksekliğini verimli kullanmak ve daha ferah iç mekanlar elde edebilmek amacıyla asma tavan yerine açık tavan sistemi kullanıldı. Maksimum derinliğe ulaşabilmek için tüm mekanik sistem çekirdek çevresindeki mesh tavanlarda çözülürken, toplantı ve ofis alanlarında nozullardan üfleme teknolojisi kullanıldı. Çalışanlara sağlıklı bir atmosfer yaratılarak anketteki şikayetlerden biri ortadan kaldırılmış oldu.
ING Bank’ın genç ve aktif kadrosu için monoton olmayan bir ofis tasarlamak gerekiyordu. Bu yüzden ofis; motivasyonlarını yükseltecek reklam çalışmaları ile çevrili renkli ve enerjisi yüksek mekanlar, kendilerini bir ofisten çok evlerinde hissetmelerini sağlayacak dinlenme ve oturma alanları, her katta farklı bir konsepte sahip olan oyun alanları ve dinlenerek çalışma alanları eklenerek kurgulandı. Otomat makinelerinin sıradanlığı ortadan kaldırılarak, mutfak ihtiyaçlarının karşılandığı konteyner kafeler yaratıldı.
Konforlu ortak çalışma mekânları paylaşıma açık ve herkes tarafından ulaşılabilir şekilde tasarlanarak ekip çalışmaları teşvik edildi; bireysel çalışma köşeleri ve değişik ihtiyaçlara göre farklılaştırılmış toplantı odaları gibi alternatif alanlar oluşturuldu. Özel telefon görüşmeleri için telefon kulübeleri, kişisel eşyalar ve postalar için her çalışanın kullanabileceği şifreli dolaplar ofis ortamına eklendi.
Ofisin mekânsal organizasyonunda en önemli unsurlar olarak planlanan sosyal alanlar, binanın tümünde etkili olacak bir senaryoyla biçimlendirildi. “ING Bank Canteen” sayesinde gün içerisinde ihtiyaçlarını karşılayan çalışanlar, aynı zamanda sosyalleşebilecekleri, ufak kutlamalar gerçekleştirebilecekleri ve istediklerinde oturup çalışabilecekleri alanlara sahip oldular.
Eski çalışma düzeninde günün sadece 1 saatinde etkin olarak kullanılan yemekhane, eklenen toplantı, okuma, sosyalleşme, thinking area, sosyal merdiven, kış bahçesi, basketbol sahası, konferans salonu gibi mekanlarla binanın kalbine dönüştü. Konferans salonu var olan sinema düzeninden çıkarılarak üçe bölünebilir bir hale getirildi.
Değişimi tetikleyen en büyük üç unsurun zihinsel, yönetsel ve tasarımsal açılardan bir döngünün içinde incelendiği 1000 çalışana ev sahipliği yapan yeni ING Bank Türkiye Genel Müdürlüğü binasının dönüşüm hikayesi çalışanları kurulu düzeninden ayırmadan tamamlandı.