İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi – Sasalı Biolab

İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi – Sasalı Biolab

Horizon 2020 kapsamında hazırlanan, Mert Uslu Mimarlık tarafından tasarlanan proje, hem eğitim hem de üretim odaklı bir araştırma enstitüsü.

Mert Uslu Mimarlık, projeyi anlatıyor:

İnsan eliyle şekillenen doğal çevrede yaşanan deformasyonlar, günümüz yaşam koşullarını dönüştürmekte ve bu sebeple söz konusu dönüşümlere uyum sağlayabilecek yaşamsal faaliyetlere ilişkin (beslenme ve barınma gibi) yeni düzenlenmeler ve teknikler geliştirmek bir zorunluluk haline gelmektedir. Kuşkusuz küresel çapta belirmeye başlayan böyle bir zorunluluk üzerinde teknolojik gelişmelerin negatif ve pozitif yönlü etkisi oldukça fazladır. Bu noktada belki de teknolojiyi negatif ve pozitif yüzlü bir madalyona benzetmek yanlış olmayacaktır. Özellikle 2000’ler sonrası yaşanan hızlı teknolojik gelişmelerin doğal çevreyi negatif yönlü etkilediği açıkça görülse de, günümüzde bu sorunsala yine teknoloji aracılığıyla çözüm yolları arandığı da ortadadır. Bu sebeple küresel boyutları gün geçtikçe artan doğal çevre deformasyonunun dünya üzerindeki canlılığı (yaşam) ne ölçüde etkilediği ya da etkileyeceği hususu, bugün birçok araştırmaya konu olmaktadır. Söz konusu araştırmalardan gelecekte belirecek küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve kuraklık, toprak kalitesinin düşmesi gibi çevresel sorunlara alternatif çözümler üretmesi beklenmektedir.

Bu kapsamda Türkiye ölçeğinde irdelendiğinde; özellikle son yıllarda dış göç ile daha da artan nüfus ve buna paralel olarak ortaya çıkan barınma gereksinimi, yapılı çevre alanlarının çoğalmasına neden olmaktadır. Bu durum son yıllarda kentsel alanlardaki tarım alanlarını tehlikeye sokmaktadır. Daralan kent merkezleri artan nüfusa cevap veremediğinden, kent çeperine doğru yayılım gösteren yapılı çevre olgusu tarım alanlarını dönüştürmektedir. Bunun yanı sıra 21. yüzyıl gündelik hayatı ile değişen yaşam standartları ve uygulamaya koyulan tarım ve hayvancılık politikaları kırsal alanlardaki kullanıcıları kente göç etmeye itmektedir. Tarım ya da hayvancılıkla uğraşan kullanıcı sayısının ülke çapında azalma eğilimi göstermesi gelecekte her iki faaliyete ilişkin çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalınacağını göstermektedir. Bu tür bir azalma eğilimine çevresel deformasyonların neden olduğu doğal kaynaklardaki azalma sorunsalı da eklendiğinde problemin boyutu daha da net kavranacaktır. Özellikle son yıllarda boyutu tüm dünyayı etkisi altına almakta olan küresel ısınma ve kuraklık sorunu, gezegen üzerindeki canlılığın sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Bu kapsamda küresel (makro) ve yerel (mikro) ölçekte alınacak önlemler ve gerçekleştirilecek uygulamalar ile gelecekte oluşabilecek tehditlere uyum sağlayabilen ve canlılığın devamını esas alan projeler üretilebilecektir. “Sasalı İklim Duyarlı Tarım Eğitim ve Araştırma Enstitüsü” de söz konusu projelere İzmir özelinde örnek teşkil edecek bir uygulama olarak ön plana çıkmaktadır. 2080 yılı itibariyle İzmir’de başlayacak olan kuraklık öngörüsüne dayandırılarak hazırlanan proje, kuraklık durumuna hizmet edecek deneysel bir çalışmanın ürünüdür.

İzmir’in Çiğli İlçesi, Sasalı mevkiinde yer alması planlanan proje, eğitim ve üretim odaklı olacak şekilde kurgulanmıştır. Bu amaçla tasarlanan proje kapsamında, normal ve akıllı toprak uygulamalı tarım alanları, yüksek sıra dikim uygulamalı tarım alanı, seralar, eko pazar, çok amaçlı salon, eğitim sınıfları, yönetim, laboratuvar, kütüphane, teknik servis ve ıslak hacim alanları oluşturulmuştur. Lineer bir kurguda dizilen birimleri bir arada tutan bioswale (biobulvar) ve ona eklemlenen sirkülasyon aksı, tasarımın omurgası olarak ön plana çıkar. Böyle bir omurga kurgusu, alanı ziyaret edecek kullanıcılara enstitünün işleyiş mekanizmasını kavrama ve deneyimleyerek öğrenme olanağı sunar. Kuzey-güney aksı boyunca uzanan alana giriş, kuzey aksından sağlanmaktadır. Ana girişten itibaren başlayan sirkülasyon omurgası ziyaretçileri/kullanıcıları öncelikli olarak eğitim odaklı mekanlara (laboratuvar ve kütüphane gibi) ulaştırır. Eğitim amaçlı mekanlar ile tarım faaliyetlerini içeren mekanlar (seralar ve dikey bahçe gibi) sirkülasyon aksının genişleyerek oluşturduğu eko pazar alanı ile birbirinden ayrışır. Eko Pazar alanından sonra konumlanan tarım faaliyetleri alanları kullanıcıları farklı tarım tekniklerini görmeye ve deneyimlemeye davet eder. Alanın güney ucuna konumlanan normal ve akıllı toprak uygulamalı tarım alanları ile tasarım kurgusu sonlanır.

Kentsel Belleğin Dünü-Bugünü-Yarını

Proje alanının yaklaşık 100 yıllık süreçteki fiziksel çevresi incelenmiştir. 1970’li yıllara kadar kırsal peyzaj içerisinde yer alan proje alanı çevresinde, bu yıldan itibaren kademeli olarak kentleşme faaliyetleri görülmüştür. 2008 yılında Sasalı Doğal Yasam Parkı’nın inşa edilmesi ile, proje alanı çevrelenmiş ve günümüzdeki kimliğine kavuşmuştur. Avrupa Birliği’nin Urban GreenUp Programı kapsamında çalışma alanı akademi-yerel yönetim-yüklenici işbirliğinde 2019 yılında projelendirilmiştir. 2050 yılına kadar dünya nüfusunun %80’inin kentsel alanlarda yaşayacak olmasından dolayı kentleşmenin yeniden doğallaştırılması bu süreçte hedeflenmektedir.

IPCC AR4’e göre 21. yüzyılda Türkiye dahil olmak üzere Güney Avrupa’da daha sık, şiddetli ve uzun süreli kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ile kısa süreli fakat şiddetli sağanak görülen günlerin sayısında artış beklenmektedir. Bu kapsamda hidro-meteorojik aşırılıklara karsı direnç yaratılmasına ilişkin; iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması, sürdürülebilir yağmursuyu yönetimi ve doğa esaslı uygulamaların yaygınlaştırılması konularına duyarlı davranılmış ve tüm bunlara ilişkin stratejiler geliştirilmiştir.

Sorunlar ve Çözümler

S1: Su taşkın riski-sel
Ç1: Yüzey suları bioswale’e aktarılarak buradaki özel seçilmiş yerel bitkilerle temizlenerek sızdırma havuzlarında toplanır. Taşkının çok olması durumunda alttaki drening sistemine aktarılır. Drening sistemi suyu depolar ve taşkın bitip toprak kuruduğunda, temizlenmiş suyu yer altı sularına tekrar kazandırır.

S2: Polenleme yapan böceklerin azalması
Ç2: Peyzajın yerel bitkilerden ve polen çeken bitkilerden seçilmesi. Hiçbir kimyasal içermeyen doğal malzemelerden üretilen polinatör evleri yaparak polinatör böceklere uğrak noktası oluşturmak

S3: Toprağın tuzlu hale gelmesi ve tarımın verimsizleşmesi
Ç3: Topraksız tarım tekniğinin uygulanması, dikey tarım tekniğinin uygulanması, biochar (akıllı toprak) uygulamala tarım tekniği, yüksek sıra dikim uygulamalı tarım alanı

Diğer çözüm önerileri

  • Biobulvar rotası yaparak insanları bilinçlendirmek.
  • Farklı uygulamalı tarım teknikleri ile verim ölçmek.
  • Kooperatifleşmeyi desteklemek
  • Doğal malzeme kullanımını desteklemek
  • Çatılardaki suyu depolayıp tekrar kullanmak

Projenin aldığı ödüller:

  • Avrupa Bİrliği Horizon 2020 Programı En Yüksek Hibeli Bütçe Kazan Projesi
  • ISBS 2019 Sustainability Award – En İyi Sürdürülebilir Uygulamalar Yarışması
  • Sürdürülebilir Tarım Kategorisi Birincisi
Etiketler

Bir yanıt yazın