Jüri Teşvik Ödülü, Archiprix Türkiye 2022

Jüri Teşvik Ödülü, Archiprix Türkiye 2022

The Knitted Mind, “Extreme Architecture” Doç.Dr. Ahenk Yılmaz, Dr. Öğr. Üyesi Mauricio Gabriel Morales Beltran ve Araş. Gör. Ecenur Kızılörenli Kuru yürütücülüğünde, tasarımcının zorlu bir dünyanın teknik taleplerini karşılayan mimari proje geliştirmeye davet edildiği kavramsal bir şemsiye altında oluşturulmuştur.

Proje Raporu:

Tarih 26 Haziran 2050’yi gösterdiğinde, kontrolsüz küresel ısınma nedeniyle, dünyanın sıcaklığı 2 santigrat derecenin üzerine çıktı ve artan arazi alanları şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kaldı. Kalan ekilebilir arazilerin çoğu gıda için ayrıldı ve gezegenin azalan su kaynaklarını daha fazla kirlilikten korumak için katı düzenlemeler mevcut. İnsanlar bilinçsizce okyanuslardaki mikroplastiklerin sayısında artışa neden oldu. Bir zamanlar sınırsız görünen petrol tükendi ve ne yazık ki son damlasına ulaşarak geride kullanılmayan devasa yapılar bıraktı. “The Knitted Mind” terk edilmiş petrol platformlarını yeniden işlevlendirerek gelecek yıllardaki insanların karşılaşacağı sorunlara cevap oluşturmayı ve bir araştırma üssü olmayı amaçlıyor. 2020 yılında dünyayı sarsan COVID-19 virüsü mutasyona uğrayarak gelecek yıllara başkalaşarak ve yenilemez bir şekilde yeniden geldi. İnsanlık daha büyük salgınlarla başa çıkmak durumunda…

“The Knitted Mind”, bu zor koşullarda ‘exosuit’ denilen insanların vücutlarını tamamen kapatacak kıyafetler ya da ekipmanlar üretmeyi hedefler. Bunu, okyanuslardaki mikroplastikleri toplayarak geri dönüşümünü sağlayıp çeşitli organizmalarla birleştirerek oluşturur. Bu süreç, insan gücünün yanında makineler ve robot kollar ile desteklenir.

“The Knitted Mind” makinelerin her zaman üretim tekniğinin bir uzantısı olarak, yerine koyması, geliştirmesi, dönüştürmenin, üretimin hız ve güçlerini hızlandırması yoluyla detaylandırmak için kullanılmasına dikkat çekmeyi amaçlar. Bununla birlikte, tamamen işlevsel ve mekanik bir yaklaşımla, makineyi bu bariz nesnel boyuta indirgemek çok safça görünüyor; onu özellikle, görünüş ve gerçeğin görünür tayfında yer alan kartezyen bir üretken güç kavramıyla sınırlandırıyor. Buna paralel olarak makineler çoklu çağrışımlar üretiyor ve kendi biyotoplarımıza veya yaşam alanlarımıza bağımlı olan kendi bedenlerimizin ve zihinlerimizin varlık sebebine sızıyor.

Makinelerin gelecekte insan ile bir arada var olmaları, onları fiilen bir beden paradigması haline getirmeyi amaçlar. Bu, makinelerin ve bedenlerin gelecekte bir bütün olarak çalışması insan ve yaşam için bir gereksinimdir.

Etiketler

Bir yanıt yazın